• Sonuç bulunamadı

4. PRENSES ATİYE KÖŞKÜ

4.10. Yapıdaki bozulmalar

19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında Kadıköy banliyölerinde inşa edilmiş sayfiye yapıları incelendiğinde, Prenses Atiye Köşkü’ nün yapısal açıdan iyi durumda olan örneklerden biri olduğu görülmektedir. Tespit edilen hasarların büyük bölümü yapının arazisinin satıldığı inşaat şirketinin, apartmanların inşasına başlamadan önce yaptığı “onarım”ın doğrudan ya da dolaylı sonuçlarıdır. Bunlar kötü kullanımlar, ihmal sonucu oluşan hasarlar ve kasıtlı tahrip ile beraber “insanların neden olduğu bozulmalar” başlığı altında toplanmış; zeminden kaynaklanan bozulmalar ve malzeme bozulmaları ayrıca ele alınmıştır.

Zeminden kaynaklanan bozulmalar

Ana binanın kuzey köşesinde zeminin düz olmadığı gözlenmiş; yapılan ölçümlerde, bu kısımda yer alan Z11 ve 111 mekanlarında, zemin ve tavan kotlarının kuzeybatı- güneydoğu doğrultusunda 6-9 cm arasında değiştiği tespit edilmiştir. Ayrıca Z11 ve Z08 mekanları kuzeydoğu duvarları boyunca, duvar ile döşeme arasında 2 cm’ e kadar açılma olduğu görülmüştür (Şekil C.190).

Malzeme bozulmaları

Köşkün yüz yılı aşkın geçmişine karşın oldukça iyi durumda olması, iyi cins malzeme kullanıldığının göstergesidir. Taşıyıcı ve süsleme elemanlarının hemen

tümünün zamanın yıpratıcı etkilerine gayet iyi dayandıkları söylenebilir. Verandadaki (Z05) ahşap direklerde görülen kısmi aşınma ve ayrışmalar ve birinci kat salonunun (106) parke döşemesinden kopan birkaç küçük parça haricinde ahşap elemanlarda ciddi bir bozulma görülmemektedir. Sıva dökülmesi ise az miktardadır ve rutubet sonucu olduğu anlaşılmaktadır (Şekil C.123, C.129).

Yapıdaki en büyük hasar, örtünün koruyuculuğunu kaybederek yapı bünyesine nem geçişini engelleyememesi sonucunda tavanlarda gerçekleşmiştir. Özellikle birinci katın köşelerinde yer alan dört oda (101, 105, 109, 111) (Şekil C.80, C.88, C.99, C.106) ile giriş holü ve koridorlarda (Z16, Z16a, Z16b) (Şekil C.50, C.54, C.56) kabartma bezemelerin üzerine uygulandığı kanvas çürümüş ve kaplama tahtaları ortaya çıkmıştır. Örtünün uzun süre onarılmaması nemin döşemeye de ulaşmasına neden olmuş, zeminin halı kaplı olması da kuruma süresini uzatarak hasarın boyutunu arttırmıştır.

Kapı-pencere doğramaları, parmaklıklar, konsollar ve kılıçların ise paslandığı ve özellikle hamamın kuzeydoğu ve güneydoğu cephelerinde yer alan kılıçların çürüdüğü ve ayrıştığı görülmektedir (Şekil C.191). Pasın akması duvar yüzeylerinde de lekelenmeye neden olmuştur .

4.10.3 4.10.3.1

İnsanların neden olduğu bozulmalar Kötü kullanımlar

Köşke kullanımı sırasında yapılan en ciddi müdahale, yazlık olarak düşünülen yapıya ısıtma tesisatı düzenlenmesi esnasında olmuştur. Zemin kat kuzeydoğu kanadındaki küçük odaya (Z08) bu amaçla bir kalorifer kazanı yerleştirilmiş, yangın tehlikesine karşı zemin metal levhalarla kaplanmış ve mekanın penceresi (PZ07) niteliksiz metal bir çerçeveyle değiştirilmiştir (Şekil C.163). Tesisat borularının da özensizce yerleştirildiği ve birinci kat salonunda (106) duvarlardaki kabartma bezemenin zedelendiği görülmektedir (Şekil C.91).

Antreye bitişik odalardan, güneyde yer alana (Z02) ahşap bir paravanla odadan ayrılan bir banyo (Z03) eklenmiştir (Şekil C.14). Girişin hemen yanında olması nedeniyle kullanım açısından uygun olmayan bu düzenlemenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Birinci katta da kuzeydoğu kanattaki lavabo-hela ile küçük oda birleştirilerek büyük bir banyo (110) elde edilmiştir. 110 mekanında önceden var olan birer kapı ve pencere (P110) de kapatılmıştır (Şekil C.98).

Yapı terk edilmeden önce tüm mobilyaları, hamamın kuzeybatı ve güneydoğu duvarlarındaki kurna ile aynataşları ve yine hamam mekanlarının kapıları sökülerek

satılmıştır. Dekorasyonu ile de dönemin beğenilerine ışık tutabilecek olan yapı, bu şekilde kendisiyle bütünleşen tefrişinden ve birtakım sabit elemanlarından yoksun bırakılmıştır.

4.10.3.2

4.10.3.3

Kötü onarımlar

1978 yılında arazinin bir inşaat şirketine satılması, yapının hem kendisinin hem de bahçesinde onunla bütünleşen ek yapıların kısmen ya da tamamen bozulmalarına, hatta yok olmalarına neden olmuştur. Apartmanların yapılabilmesi amacıyla çok sayıda ağaç kesilmiş, müştemilat ve kapalı çardak betonarme olarak ve ilk konumlarından farklı yerlerde yeniden inşa edilmiş, özgün arabalıklar ve Abdülkadir Efendinin yaptırdığı müzik odası yıkılarak yapının çevresiyle oluşturduğu sayfiye karakteri yok edilmiştir. Ayrıca, yine Abdülkadir Efendi tarafından yaptırılan yemek odası ve mutfak bölümleri “ek yapı” olarak nitelendirilerek19 yıkılmış, geride kalan mekanları sınırlamak üzere inşa edilen duvarlar çimentolu harçla sıvanarak uyumsuz bir görünüm yaratılmıştır (Şekil C.167).

Köşkün cephesi ve iç yüzeyleri kalitesiz ve uyumsuz malzemeyle özensizce badanalanmıştır. Cephede, özgün tasarımda kendi renginde bırakılmış olan tuğla köşe bantları ve söveler ile, içeride altın yaldızlı olduğu bilinen kabartma bezemelerin de üzerlerinin boyandığı görülmektedir. Ayrıca sökülen kurna ve aynataşlarının arkasında kalan duvarlar ile Z18 mekanı kuzeydoğu ve güneybatı duvarları çimentolu harçla sıvanmıştır (Şekil C.65, C.70). Z17 mekanına gelişigüzel bir ahşap asma çatı yapılmış (Şekil C.59), duvarları çimentolu harçla sıvanmış ve zemini şap kaplanmıştır. Çimentolu harçla sıvalı duvar yüzeylerinde yer yer çiçeklenme gözenmektedir (Şekil C.57).

Bahçe düzenlemesi kapsamında toprak seviyesi yükseltilmiş ve yapının çevresinde toprak bir bant bırakılmıştır. Zemin suyu seviyesinin yükselmesine yol açan bu düzenleme, özellikle kuzeydoğu cephesinde yosunlanmaya neden olmuştur.

Terk ve bakımsızlık

1978 yılından beri kullanılmayan yapı, sürekli bakımdan mahrum kalmış ve problemlerin zamanında fark edilmemesi yapıda daha çok hasara yol açmıştır. Hamam mekanları (Z18, Z18a, Z19, Z19a, Z20) yapının en kötü durumdaki bölümleridir. Örtüdeki filgözlerinin zamanla kırılması ve yenilenmemesi mermer zeminde yoğun kirlenmeye neden olmuş, ayrıca haşaratın içeri girmesine olanak

sağlamıştır. Kırılan camlardan kedilerin yapıya girdiği, bunların etrafı kirlettikleri ve pirelerin barınmasına uygun ortam hazırladıkları görülmüştür.

4.10.3.4 Kasıtlı tahrip

2002 yılı baharında, Z19 mekanı kuzeydoğu duvarında bulunan kurna ve aynataşı çalınmak istenmiş ancak sökülen aynataşının kurnanın üzerine düşürülmesi sonucu kurna kırılmış ve hırsızlar paniğe kapılarak yapıyı terk etmişlerdir (Şekil C.67, C.68). Ayrıca küçük çocukların sürekli olarak yapının camlarını taş atarak kırdıklarından şikayet edilmiştir.