• Sonuç bulunamadı

Yansıma Kelimelerin Aktarımı Sırasında Karşılaşılan Güçlükler

TDK’nin tanımına göre yansıma, doğa seslerine benzer seslerle yapılan kelime, taklidi kelime, onomatope: Gürültü, şırıltı, bıngıldak vb. Birtakım seslerin, gürültülerin insanda yarattığı duyuların adlandırılmasında, bunların söz biçimine getirilmesinde ana dili kılavuz olmuş, dilin yapısına yaklaşılarak ses yansımalarına has bir sistem içinde tabiattan elde edilen bu gürültüler, kelimelere dönüştürülerek bu yolla canlı ve renkli anlatımlar sağlanmıştır. Adlandırmalarda tabiattaki hareketliliğin çıkardığı seslerle canlıların çeşitli gürültüleri, seslenişleri birinci sırayı alır.66

Bu konu hakkında çok fazla çalışılmamıştır. Ve bu durumu Prof. Dr. Hamza Zülfikar da eserinde şu şekilde ifade etmektedir: “Değişik bir yapı ve sistem içinde gelişen ve ses yansımalı kelimeler, Türkçede öteki çalışmalar yanında gereği gibi ele alınmadığından bugüne kadar şüpheli ve sorunlu bir konu olarak kalmış ve batılı dil bilginlerinin de dikkatini çekmemiştir.67

Yansımalar temelde iki açıdan ele alınmaktadır. Bunlardan ilki “Ses Bilgisi” bölümünde, önce bünyelerindeki ünlüler bakımından incelenirler. Tek heceli biçimlerdeki tek ünlünün, farklı hece kalıplarında, teşekkül noktalarında, açıklık kapalılık derecelerine, teşekkül sırasında dudakların aldığı duruma göre değişiklik arz etmesiyle, seslerin tabiattaki karşılıkları arasında ilgi kuran Hamza Zülfikar, seslerle, seslerin yansıttığı hareketler arasında da nitelik açısından benzerlik bulur. İkincisi ise “Yapı Bilgisi” kapsamında; birincil ve ikincil biçimlerin anlam, görev, yapı ve kullanım açısından gösterdikleri özellikler: 1. Ad göreviyle, 2. Fiil Göreviyle, 3. Yardımcı Fiillerle, 4. Öteki

66 Abdurrahman Özkan, Ses Yansımalı Kelimelerin Yer Adı olarak Kullanılması, İnsan Bilimleri

Araştırmaları, Sayı 16, 2016, s. 193.

67 Prof. Dr. Hamza Zülfikar, Türkçede Ses Yansımalı Kelimeler (İnceleme-Sözlük), TDK Yay.: 628,

52 Fiillerle, 5. de- Fiiliyle; ikincil biçimlerde bunlara ek olarak, 6. Yansımalı Fiillerle kullanımları itibariyle işlenir.68

Türkçe sözcüklerden kurulan ikilemelerin büyük bir bölümü de yansıma kelimelerden oluşmaktadır. Yansımalar, doğadan çıkan sesleri yansıtmaya çalışan sözcüklerdir: Şakır şakır, çisil çisil vb. Ses yansımalı ikilemelerde hareketliliği anlatmak, fiil olarak kullanılmalarını sağlamak ve bunların çekimlerini yapabilmek için başta et-, ol-, eyle- yardımcı fiillerinden faydalanılmıştır: Gacur gucur etmek, cart curt etmek vb. Bu tür ikilemeler bazen de isim görevinde kullanılırlar. Bu tarzdaki ses yansımaları sözlükte birleşik yazılmıştır. Bunun için, yazı dilinden şu örnekleri verebiliriz: Cızbız, çıtçıt, civciv vb. Bunların çekimini sağlamak, bildirdikleri kavramları fiilleştirmek için, bu köklere birer fiil yapım eki eklendiği de görülür. Gırgır geçmek, hırgür çıkarmak vb. Yansımalı ikilemelerin bazıları birer ünlem niteliğindedir. Dolayısıyla bu tür ikilemelerin çekimini sağlamak için, herhangi bir fiille gerek görülmez, bunlar hitap tarzından daha çok çağırma veya kovalama ünlemleridir. Pisi pisi vb.

Ses yansımalı ikilemelerin asıl yapıları ilgi çekicidir. Birincil ve ikincil biçimler çoğu kez bu yapılarıyla olduğu gibi tekrar edilir. Bu durumda ikilemeyi oluşturan öğelerin ünlüleri ve ünsüzleri birbirlerinin aynısıdır. Bu yüzden bu ses yansımalı ikilemelerden bir sesin çıkarılması veya eklenmesi mümkün değildir: Badal badal yürümek, çatır çatır çatlamak vb.69

Yansımalar, hemen her dilde o dilin fonetik özelliklerine göre şekillenmekte ve dildeki sözcük türü olarak daha kapsayıcı türler olan ad, eylem gibi türeyebilmektedir. Tek başına anlam ifade edebilmekle birlikte cümlenin öğesi olarak da kullanılabilir.70

Ergün Koca “Dede Korkut Hikâyelerindeki Yansıma Sözlerin Leksiko-Semantik Analizi” adlı yazısında ses yansımalı sözcükleri şu başlıklar altında incelemektedir.

68 Neşe Çelik, Hamza Zülfikar, Türkçede Ses Yansımalı Kelimeler (İnceleme-Sözlük), Türk Dünyası

Dil ve Edebiyat Dergisi, 1997, S.4, 236-252.

69 Ergün Koca, Kırgız-Türk Dillerindeki Yansıma Sözcüklerden Oluşan İkilemeler, 1 Uluslararası

Atatürk Üniversitesi, Sosyal ve Fen Bilimleri Fakültesi, Alatoo Üniversitesi Yayınları, s. 2-6.

70 Ergün Koca, Dede Korkut Hikâyelerindeki Yansıma Sözlerin Leksiko-Semantik Analizi, Türk

53  Hayvanların çıkardığı sesleri taklit etmede kullanılan yansımalı sözcükler: Hav

hav, miyav miyav vb.

 İnsan hareketlerinden çıkan sesleri taklit etmeyle oluşturulan yansımalı sözcükler: Fısır fısır konuşmak, kıs kıs gülmek vb.

 Cansız nesnelerin çıkardıkları sesleri (çarpma, düşme, kırılma, sürtünme vb.) taklit etmede kullanılan yansımalı sözcükler: Gümbür gümbür, çatır çutur vb.  Doğa olaylarına ilişkin sesleri taklit etmede kullanılan ses yansımaları: Çağıl

çağıl vb.

Bir lehçede kullanılan yansımalı kelimenin karşılığını diğer bir lehçede bulmak kolay değildir. Azerbaycan Türkçesinden aktarılan masallarda da bazı yansıma kelimelere rastlanmıştır. Ancak aktarma sırasında kullanılan gürültü kelimesi yansıma olmadığı için cümlede yer alan yansıma kelimeden türetilmiş şaqqıltı kelimesinin yerini -yansıma sözcük olamaması nedeniyle- tam manasıyla tutamamaktadır. “Kırılan, patlayan, birbirine dokunan şeylerin veya yıldırımın çıkardığı ses.” manasındaki “şaqqıltı” kelimesine karşılık gelebilecek gürültü kelimesini tercih edilmiştir.

Tufan dev başında qırx dəyirman daşı olan əmudunu götürüb, Nurəddünyaya tərəf getmək istəyəndə bir şaqqıltı qopub, Qaf dağı qırx parça oldu. (Tapdıq) “Dev Tufan, başında kırk değirmen taşının olduğu topuzunu almış, Nureddünya’ ya doğru gitmek istediğinde bir gürültü kopmuş, Kafdağı kırk parça olmuş.”

AT’de kullanılan çırtıq71 kelimesi “Parmakları birbirine kuvvetle vurup şakırdatma (genelde orta parmakla baş parmak)” anlamlarındadır. TT’de ise bu şekilde bir yansıma kelime olmadığı için “şakırdatma” şeklinde aktarılmıştır.

Üz vurma, mən yatdığı yerdə ona çırtıq da vura bilmərəm. (Tapdıq) “ Israr etme, ben ona yattığı yerde parmaklarımı bile şakırdatamam.”

AT’de kullanılan hönkürtü kelimesi TT’de “hıçkırarak, hıçkıra hıçkıra” anlamlarında

71 Seyfettin Altaylı, Azerbaycan Türkçesi Sözlüğü I, Parmakları birbirine kuvvetle vurup şakırdatma

54 olup yüksek sesle ağlarken çıkan sestir. TT’ye aktarırken “hıçkıra hıçkıra” ikilemesiyle aktarılmıştır.

Qoca qızı görən kimi hönkürtü ilə ağladı, saqqalının birçəklərinin tükünü yolub yerə tökdü. (Tapdıq)

“İhtiyar kızı görünce hıçkıra hıçkıra ağlamış, sakalının tüylerini yolup yere atmış.”