• Sonuç bulunamadı

Tekerlemelerin Aktarımı Sırasında Karşılaşılan Güçlükler

Tekerleme, “1. Tekerlemek işi. 2. Çoğunlukla basmakalıp söz. 3. ed. Çoğunlukla masalların başında bulunan kafiyeli giriş sözleri. 4. Birbiriyle uyumlu hazır söz kalıbı. 5. ed. Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışı. 6. tiy. Orta oyununda, özellikle Kavuklu’nun kullandığı sözler.”74

Ali Duymaz’ a göre, tekerlemeler, masal anlatıcısının bilincinden ve belleğinden belirli bir sıra ile anlamsal bir bütünlükle akan düşüncelerin yan yana getirilmesiyle oluşturulan bir yapıya sahiptir. Masalın başında, ortasında veya sonunda yer alan masal başı tekerlemeleri “en inanılmaz yalanlarla örgülü” hayali ve abartılı anlatımların yer aldığı bölümdür. Aslında masalla ilgisi olmayan bu bölümdeki tekerlemenin işlevi sadece dinleyicinin ilgisini çekmek ve onu masalın gizemli dünyasına hazırlamak, masalın heyecanla ve dikkatle dinlenmesini sağlamaktır. “Masal başında yer alan tekerlemeler, masalın muhtevasına inanılmaması için uyarı anlamında söylenirken, anlatılanların gerçek değil, eğlendirmek ve ibret dersi vermek için uydurulmuş şeyler olduğunu ifade eden ‘giriş klişeleri’ niteliği taşırlar.”75

TT’de tekerlemeyle başlayan ve “evvel zaman içinde kalbur zaman içinde / zaman içinde, develer tellal iken, pireler bakkal iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar

74Türkçe Sözlük 1998: 2171

75 Ali Duymaz, Türkmen Tekerlemelerinin Şekil ve Tür Özellikleri Üzerine, 1998, Türk Dünyası ve

61 iken…” veya “bir varmış bir yokmuş …” örneklerinde olduğu gibi birbiriyle ilgisi olmayan kelimelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur.

AT masallarında da sıkça rastlanan tekerlemeler, genellikle masalların başında yer almıştır. Bazen çok uzun olabilen bazen de kısa olabilen kalıplaşmış birtakım sözler biçiminde karşımıza çıkar. Tekerlemelerde kelime oyunları, sözcüklerin tekrarı, şiirsellik, uyum ve uyak daha öndedir. Bu yüzden AT masallarında da gördüğümüz üzere anlamsız cümle yapıları ve sözler yer almaktadır. Çünkü tekerlemelerde anlam önemli değildir. Önemli olan uyumdur. Diğer bir özelliği yerine göre şiir, yerine göre düzyazı biçiminde olmasıdır. Bu yazarın kendi isteğine göre değişir.

Ses özelliği açısından tekerlemeleri incelediğimiz zaman, yukarıda da belirttiğimiz gibi tekerlemelerde öncelikli olan anlam değil sestir. Ses özellikleri sadece cümle içinde değil, cümleler arasında da gözlemlenmektedir. Bu nedenle tekerlemelerde gözlemlenen şey, sözcük yinelemeleri, uyak ve ritim gibi özelliklerin yer aldığı şiirsel anlatımdır.76 Tekerlemelerin sesle ilgili önemli özelliklerinden biri anlatıma belli bir şiirsellik katan ikilemelerden faydalanılmasıdır. Örneğin TT masallarında yer alan “az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş…” şeklinde devam eden tekerleme AT masallarında iki farklı şekildedir: “1. Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik. 2. Çok gittik az durduk; az gittik çok durduk.” şekliyle AT masallarında yer alır.

Tekerlemelerde aktarma güçlüğünün yaşanmasının en önemli sebebi kendine özgü anlamsal yapılarının bulunmasıdır. AT’den TT’ye aktarırken bazı cümleleri TT’de karşılıkları olan kelimelerle aktarılmıştır. Fakat bu şekilde bir aktarım da hedef lehçedede ahengin bozulmasına yol açmıştır.

Badi-badi giriftar, hamam-hamam içində, xəlbir saman içində, dəvə dəlləklik elər, köhnə hamam içində. Qarışqa şıllaq atdı, dəvənin qıçı batdı. Hamamçının tası yox, baltaçının baltası. Orda bir tazı gördüm, onun da xaltası yox. (Altı Yoldaş)

“Dönen feleğin rüzgârı hamam hamam içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, eski hamam içinde. Karınca tekme atmış, devenin kıçı batmış.

62 Hamamcının tası yok, baltacının baltası. Orada bir tazı gördüm, onun da tasması yok.”

Aşağıdaki tekerleme de masal sonlarında yer alan genellikle her masal sonunda yer alan bir bitiriş tekerlemesidir. Ve ikinci cümlede yer alan “sen yüz yıl yaşa, ben yüz yıl yaşayayım” cümlesinde “iki elli” ile kastedilen “yüz” sayısıdır. Karşısındaki kişiye de yüz yıl yaşa demiştir. “Hangisi çoksa onu sen al” derken ikisi de aynı anlamı ifade eder. Fakat burada tekerlemeyi daha dikkat çekici hâle getirmek için bu şekilde söylenmiştir.

Göydən üç alma düşdü: biri mənim, biri nağıl deyənin, biri də özümün. Sən sağ, mən salamat. Sən yüz yaşa, mən iki əlli, hansı çoxdu, onu sən götür. (Altı Yoldaş)

“Gökten üç elma düşmüş: Biri benim, biri masal söyleyenin, biri de kendimin. Sen sağ, ben selâmet. Sen yüz yıl, ben yüz yıl yaşayalım, hangisi çoksa, onu sen al.”

Aşağıdaki tekerlemede çok uzun bir cümle yapısının olduğunu görmekteyiz. Bu masalı söyleyen kişinin hünerine bağlı bir durumdur. Bu tekerleme masalın giriş kısmı olup masalı dikkat çekici hâle getirmek, dinleyenleri şaşırtmak, eğlendirmek ve anlatılacaklara hazırlamak içindir. Aşağıdaki tekerlemeyi de TT’ye aktarırken kaynak lehçeye göre özünü bozmadan aynı zamanda hedef lehçeye de uygun olacak şekilde aktarılmıştır.

Sizə hardan xəbər verim, az danışanlardan, qaradinməzlərdən, mırt-mırt arvadlardan, hürməyən itlərdən, ulamayan çaqqallardan, çox danışanlardan, dilli arvadlardan, küsəyənlərdən, oğrulardan, yalançılardan, yoldaşa xain olanlardan, vəfasızlardan, əhdinə əməl etməyənlərdən, buzov minib çay keçənlərdən, yaba ilə dovğa içənlərdən, xoruz belində bostan əkənlərdən, kosa saqqallardan, göygözlərdən, nə bilim nədən, nə bilim nədən... Lənət quyruqlu yalana, rəhmət quyruqsuz düzə, bir qoz pozana, iki qoz düzənə. Rəhmət yazana, lənət pozana. Söz qalsın, insan getsin, yaxşılıq qalsın, pislik getsin. Dost var olsun, düşmən puç olsun, ağıllı yesin, ağılsız hesablasın. İndi gələk mətləbə. (Tapdıq)

63 “Size nereden haber vereyim, az konuşanlardan, suskunlardan, pis kadınlardan, ürümeyen köpeklerden, ulumayan çakallardan, çok konuşanlardan, dilli kadınlardan, küsenlerden, hırsızlardan, yalancılardan, yoldaşına ihânet edenlerden, vefasızlardan, sözünü yerine getirmeyenlerden, buzağıya binip çay geçenlerden, yabayla toyğa çorbası içenlerden (faydasız işle uğraşanlardan), horoz belinde bostan ekenlerden, köse sakallılardan, mavi gözlülerden, ne bileyim neden, ne bileyim neden… Kuyruklu yalana lanet, kuyruksuz olan doğru olana acı, bir ceviz bozana, iki ceviz düzene. Merhamet yazana, lanet bozana. Söz kalsın, insan gitsin, iyilik kalsın, kötülük gitsin. Dost var olsun, düşman mahvolsun, akıllı yesin, akılsız hesaplasın. Şimdi asıl meseleye gelelim.”

Masal sonunda yer alan ve en çok kullanılan bir diğer tekerleme ise “kırk gün kırk gece düğünden sonra muratlarına ererler…” Devamında TT masallarına baktığımız zaman genelde mutlu sonla bittiği zaman şu şekilde bir bitiş görebiliriz: “Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.” Aşağıdaki örnekte de buna benzer bir tekerleme yer almaktadır. Bu tekerlemeyi de hedef lehçeye uygun olacak şekilde aktarılmıştır.

Qırx gün, qırx gecə Pəri xanımnan toy eləyib, öz muradlarına çatdılar. (Qǝhrǝmǝn)

“Kırk gün kırk gece Peri Hanımla düğün yapıp muratlarına ermişler.”