Yakub ve Ailesinin Mısır’a Gelişi

Yusuf’un bulunduğu Mısır diyarında kıtlık problemi çözülmüş ancak Yakub ve oğullarının bulunduğu Kenan diyarı kıtlıktan etkilenmiştir. Yakub oğullarına Mısır’a gitmelerini ve oradan buğday satın almaları için yola çıkmaları gerektiğini söylemiş. Babalarının isteği üzerine Yusuf’un “Bünyamin” dışındaki kardeşleri yola çıkarlar. Yakub en küçük ve “Rahel”den olan oğlu “Bünyamin”i kardeşleriyle birlikte başına bir şey gelmesinden korktuğundan dolayı göndermez. Yusuf’un on kardeşi buğday satın almak üzere onun önünde eğildiler. Kendisinin önünde yere kapanan kardeşlerini Yusuf tanır ancak onları tanımamış gibi davranır, onlara nereden geldiklerini sorar ve kardeşleri “Kenan diyarı”ndan geldikleri yanıtını vererek buğday satın almak istediklerini söylerler. Yusuf kardeşlerine casus olduklarını ve ülkenin zayıf noktalarını öğrenmeye geldiklerini söyler. Kardeşleri ise Yusuf’a casus olmadıklarını, amaçlarının sadece yiyecek almak olduğunu, hepsinin aynı babanın çocukları olduklarını, en küçük kardeşlerinin babalarının yanında kaldığını, diğer kardeşlerinin ise kaybolduğunu söylerler. Bunun üzerine Yusuf onların casus olduklarını söyleme konusunda ısrarcı olur ve küçük kardeşleri gelmeden onları bırakmayacağını, aralarından birinin giderek kardeşlerini getirmesini, eğer kardeşleri gelmez de anlattıkları doğru çıkmazsa onların casus olduklarının netleşeceğini söyler. Yusuf kardeşlerini üç gün gözaltında tuttuktan sonra onlara acıyarak içlerinden birinin gözaltında tutulmasını diğerlerinin ailelerine buğday götürdükten sonra kardeşlerini getirmeleri koşuluyla canlarını bağışlayacağını söyler. Kardeşleri bu teklifi kabul ederler ancak başlarına gelen bu sıkıntının Yusuf’a yaptıkları, ona

çektirdikleri yüzünden olmuş olabileceğini düşünürler. En büyük abileri “Ruben” ise onları Yusuf’a zarar vermemeleri konusunda uyardığını söyler. Bu sırada Yusuf kardeşleriyle bir tercüman aracılığıyla konuşmaktaydı, Yusuf kardeşlerinin kendi aralarında konuştuklarını anlıyor ancak onlara belli etmiyordu. Daha sonra kardeşlerinin arasından Yusuf “Şimon”u gözaltına almak üzere seçer ve onu bağlar. Diğer dokuz kardeşi yola çıkmak üzere hazırlanırken Yusuf emrindeki adamlara kardeşlerinin torbalarına buğday doldurmalarını ve paralarının da onlara geri verilmesini emreder. Kardeşlerinden biri yolda konakladıkları yerde torbasını hayvanına yem vermek üzere açtığında parasını görür ve şaşırmış bir şekilde birbirlerine “Tanrı’nın bize bu yaptığı nedir?” dediler. Babalarının yanına gittiklerinde oğulları Mısır diyarında başlarına gelen bütün olayları tek tek anlatırlar. Oğulları Mısır’ın yöneticisinin kendilerine casus muamelesi yaptığını, onun içlerinden birinin yanında bırakılmasını istediğini ve küçük kardeşlerinin Mısır’a getirilmesi şartıyla kendilerinin canlarını bağışlayacağını, eğer dediklerini yaparsa casus olmadıklarını anlayacağını, kardeşlerini serbest bırakacağını ve ülkesinde istedikleri gibi ticaret yapabileceklerini söylediğini Yakub’a aktarırlar. Oğullarının tüm bu anlattıkları üzerine Yakub onlara kızarak kendisini “Şimon” ve “Yusuf”tan ayrı bıraktıklarını şimdi ise “Bünyamin”inden yoksun bırakmaya çalıştıklarını söyler. Yakub’un en büyük oğlu “Ruben” babasına eğer küçük kardeşleri “Bünyamin”i getiremezse kendi oğullarını öldürmesini söylemesine rağmen Yakub “Bünyamin”i onlarla göndermeye razı olmaz çünkü aynı Yusuf gibi onun da bir zarar gelebileceğini düşünür.168

Yakub ve ailesinin yaşadığı “Kenan”da kıtlık daha da şiddetlenmiş ve Mısır’dan getirilmiş olan yiyecekler de tükenmişti. Bunun üzerine Yakub oğullarından biraz daha buğday getirmeleri için tekrardan Mısır’a gitmelerini istemektedir. Yakub’un oğullarından “Yahuda” Mısır yöneticisinin kendilerini kardeşlerini getirmeleri konusunda uyardığını tekrar babalarına hatırlatır ve “Bünyamin”i onlarla göndermesi şartıyla Mısır’a yiyecek için gideceklerini söyler. Yakub oğullarına neden adama bir tane daha kardeşleri olduğunu anlattıklarını sorunca oğulları adamın aileleri hakkında bilgi istediğini, onlar da “Bünyamin”den bahsedince casus olmadıklarını ve

dediklerinin doğru olduğunu anlamak için onu getirmesini istediklerini babalarına anlatmaya çalıştılar. “Yahuda” babasına eğer “Bünyamin”in onlarla gitmesine izin verirse ona kefil olacağını, onu geri getirmez ise kendisinin şuçlu sayılacağını söyler. Bunun üzerine Yakub onlara “Bünyamin”i Mısır’a götürmek üzere izin verir ve Mısır yöneticisine “Pelesenk, bal, kitre, laden, fıstık, badem, koyun” gibi bazı hediyeler de gönderir. Ayrıca oğullarının torbalarından buğday paralarının çıktığını gören Yakub, onlara torbalarına konulan parayı geri götürmelerini ve yanlarına da iki kat para almalarını da tembihlemektedir. Halbukî o paraları kardeşlerinin torbalarına Yusuf gizlice geri koydurmuştu. Kardeşler yanlarına “Bünyamin”i alarak ve hediyelerle Yusuf’un huzuruna çıkarlar. Kardeşi “Bünyamin”i karşısında gören Yusuf, yardımcısından misafirleri kendi evine götürmesini ve onlar için bir yemek hazırlamasını ister. Kardeşleri Yusuf’un evine gittiklerini anladıklarında torbalarından çıkan para yüzünden oraya götürüldüklerini düşündüler. Yanlış anlaşıldıklarını düşünen kardeşler Yusuf’un yardımcısına torbalarına konan paradan çok sonra haberlerinin olduğunu, paraları torbalarına kimin koymuş olabileceğini bilmediklerini, o parayı onlara tekrar vermek üzere geri getirdiklerini, Mısır’a geliş amaçlarının sadece kıtlıktan dolayı paralarıyla yiyecek bir şeyler almak olduğunu söylediler. Yusuf’un yardımcısı ise onlara korkmalarını gerektirecek bir durum olmadığını, torbalarına o paraları Tanrı’nın koymuş olduğunu söyler ve kardeşleri “Şimon”u onların yanına getirir. Kâhya yani Yusuf’un yardımcısı misafirlere gerekli hizmetleri yapar ve onlarla ilglenir. Kardeşleri Yusuf’un geleceği zamana kadar ona sunacakları hediyeleri hazırlar ve Yusuf geldiğinde ona hediyelerini sunarak önünde eğilirler. Yusuf kardeşlerine hatırlarını sorduktan sonra yaşlı babalarının yaşayıp yaşamadığını sorar ve kardeşleri onun önünde tekrar eğilirler. Bu sırada Yusuf aynı anneden “Rahel”den olan kardeşi “Bünyamin”i görür ve onu görmeye dayanamayarak oradan ayrılır, kardeşine olan özleminden dolayı başka bir yere giderek ağlamaya başlar. Yusuf kendisini toparladıktan sonra sofra kurulması emrini verir ve biri Yusuf için, diğeri kardeşleri için son olarak da diğer yemek yiyecek olan Mısırlılar için üç farklı sofra hazırlanır. Tevrat’ın ifadelerine göre Mısırlılar ve İbranilerin birlikte aynı masada yemek yemeleri hoş karşılanmazdı.169

Yusuf ve kardeşleri yemeklerini yiyip birlikte hoş vakit geçirdikten sonra Yusuf yardımcısına kardeşlerinin torbalarına yiyecek doldurmasını, paralarını da torbalarının içine koymasını ve en küçük kardeşin torbasına kendi gümüş kâsesini koymasını ister. Ertesi sabah kardeşleri yola çıkmak üzere yola koyulular ancak Yusuf adamlarına söyleyerek onları durdurur. Kâhya Yusuf’un kardeşlerine neden iyilik edene kötülük edip Mısır yöneticisinin fala bakarken ve şarap içerken kullandığı kâsesini çaldıklarını sorar. Bu olay üzerine şaşıran kardeşleri adama kesinlikle böyle bir şey yapmadıklarını anlatmaya çalışırlar. Yusuf’un kardeşleri kâhyaya kâsenin kimin üzerinde çıkarsa onun öldürülmesini geri kalan kişilerin ise köle olması teklifini ettiler, kâhya da kâsenin üzerinden çıktığı kişinin onlar tarafından köle olarak alınıp esir tutulacağını diğerlerin ise serbest bırakılacağını söyledi. Yöneticinin gümüş kâsesini bulmak için torbaları arayan kâhya kâseyi “Bünyamin”in torbasından bulur. “Yahuda” ve kardeşleri Yusuf’un önünde diz çöktüler. Yusuf kardeşlerine torbasında kâsenin bulunduğu kişinin kölesi olarak kalacağını ancak diğerlerinin evlerine dönebileceğini söyler.170

Kardeşi “Bünyamin” için kefil olan Yahuda Yusuf’a, kendisine öfkelenmemesini istemiş ve şu açıklamaları yapmıştır: “Efendim, biz kullarına sormuştun: Babanız ya da başka kardeşiniz var mı? diye. Biz de, Yaşlı bir babamız ve onun yaşlılığında doğan küçük bir kardeşimiz var demiştik, o çocuğun kardeşi öldü, kendisi annesinin tek oğlu. Babamız onu çok sever. Sen de biz kullarına, o çocuğu bana getirin, gözümle göreyim demiştin. Biz de, çocuk babasından ayrılamaz, ayrılırsa babası ölür diye karşılık vermiştik. Sen de biz kullarına, eğer küçük kardeşiniz sizinle gelmezse, yüzümü bir daha göremezsiniz demiştin.” Cümlelerinin devamında Yahuda Yusuf’a, babalarının onlardan Mısır’dan tekrardan yiyecek getirmelerini istediklerini onlar da küçük kardeşlerinin yanlarında Mısır’a gelmesi şartıyla gidebileceklerini yoksa Mısır yöneticisinin yüzünü göremeyeceklerini söylediklerini anlatır. Ancak Yahuda babalarının “Bünyamin”i gönderirken ona zarar gelebileceğinden çekindiği için zor gönderdiğini “Bünyamin” yanlarında olmadan babalarının yanına döndüklerinde onun oğlunu göremediği için kahrından ölebileceğinden bahseder. Ayrıca “Yahuda”,

“Bünyamin” yerine kendisinin köle olarak Mısır’da kalması ve kardeşi “Bünyamin”i bırakması için Yusuf’a yalvarmaktadır.171

Yahuda’nın yapmış olduğu konuşmalardan sonra Yusuf artık daha fazla dayanamayarak kardeşleri dışında içeride bulunan herkesi dışarı çıkarttı ve kardeşlerine kendisinin Yusuf olduğunu açıkladı. Bunu duyan kardeşleri hayretler içinde kaldılar. Yusuf onlara Mısır’a köle olarak sattıkları kardeşlerinin kendisi olduğunu ancak yaptıkları bu hatadan dolayı kendilerini üzmemelerini çünkü Tanrı’nın insanları korumak amacıyla kendisini Mısır’a gönderdiğini, kıtlığın beş yıl daha devam edeceğini, eğer kendisi gerekli tedbirleri almasaydı insanların soylarının ve canlarının sıkıntıya girmiş olabileceğini söyledi. Yusuf kardeşlerine derhal babalarının yanına gitmelerini ve babalarına oğlu Yusuf’un Mısır’a yönetici olduğunu, kendisinin onun Mısır’a gelmesini istediğini yoksa daha beş yıl sürecek olan kıtlıktan etkileneceklerini söylemelerini ister. Yusuf sözlerinin bitiminde “Bünyamin”e sarılarak ağlar ve bütün kardeşlerini öper. Yusuf’un kendilerine sarıldıklarını gören kardeşleri de Yusuf ile konuşmaya başlar. Yusuf’un kardeşlerinin Mısır’a geliş haberini Firavun ve görevlileri duymuş ve bu olaydan çok memnun olmuşlardır. Bunun üzerine Firavun Yusuf’un babasının ve ailesinin Mısır’a geldikleri takdirde Mısır’ın en iyi, en verimli topraklarını onlara vereceğini de söylemiştir. Firavun ayrıca Yusuf’un kardeşlerine eşlerini ve çocuklarını getirmek üzere Mısır’dan araba tahsil edebileceklerini de söyler. Firavun’un emri üzerine Yusuf kardeşlerine araba tahsis ettirir ve yol için de onlara erzaklar verilmesini ister. Yusuf kardeşlerinin hepsine yedek giysiler hazırlatır. Ancak Yusuf diğer kardeşlerinden farklı olarak “Bünyamin”e “Üç yüz parça gümüşle beş kat yedek giysi” verdirir. Yusuf tüm kardeşlerini on eşek ve yol için hazırlattığı buğday ve azıkları vererek kardeşlerini uğurlar. Kardeşleri Kenan’a döndüklerinde babalarına Yusuf’un yaşadığını Mısır’a yönetici olduğunu, başlarından geçen herşeyi anlattıktan ve Yusuf’un sözlerini ona söyledikten sonra onu Yusuf’un yanına götürmek için

geldiklerini söylediler. Evlatlarının söylediklerinden sonra Yakub ailesiyle birlikte hemen Yusuf’u görmek üzere yola çıkma kararı alır.172

Yakub Mısır’a gitmeden önceki gece rüyasında Tanrı ona Mısır’a gitmekten çekinmemesini, soyunu Mısır’da büyük bir ulus yapacağını ve gözlerini Yusuf’un kapayacağını söyler. Oğulları Yakub’u Mısır’a götürmek için Firavun’un göndermiş olduğu arabalara babalarını ve ailelerini bindirdiler. Yakub’un oğullarının eşleri dışında Yakub’la birlikte Mısır’a gidenler altmışaltı kişiydi.173

Yakub ve ailesi “Goşen”e varınca oğlu Yusuf onları karşılamak üzere yanlarına gitti. Babasını uzun bir zaman sonra gören Yusuf ona uzunca sarılıp ağladı. Yusuf babasına ve kardeşlerine Firavun’a çobanlık yaptıklarını söylemelerini ve Goşen’e yerleşmek istediklerini söylemelerini ister. Çünkü Yusuf Mısırlıların çobanlık yapanlardan hoşlanmadıklarını biliyordu.174

Yusuf Firavun’a babasının ve ailesinin geldiği haberini verdi. Kardeşlerinin içerisinden beş tanesini seçerek Firavun’un huzuruna çıkardı. Kardeşleri Firavun’a Kenan’da kıtlık olduğundan dolayı otlaklarını güdemediklerini bu yüzden de Goşen’e yerleşmek istediklerini söylediler. Firavun ise bu isteklerini kabul etti. Daha sonra Yusuf babasını Firavun’un huzuruna çıkarır ve Yakub Firavun’u kutsar. Yusuf babasını ve kardeşlerini Firavun’un emri üzerine ülkenin en verimli bölgesi olan “Ramses”e yerleştirdi ve onların bütün ihtiyaçlarını giderdi.175