• Sonuç bulunamadı

Yakub’un Lavan ile Yaşadığı Serüven

II. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.5. Yakub’un Lavan ile Yaşadığı Serüven

Yakub’un oğlu Yusuf doğduktan sonra “Lavan”dan kendi topraklarına gitmek için izin istemiş ancak dayısının buna izin vermemesi üzerine Yakub biraz daha dayısı için çalışmış ve Tanrı’nın yardımıyla sürüleri katlanarak artmıştır. Kısaca özetini yaptığımız olayın ayrıntısına gelecek olursak, yine Tevrat’tan öğrendiğimiz bilgiler ışığında Yakub’un gitme isteği üzerine dayısı “Lavan” kendisinden hoşnut ise biraz daha onunla birlikte kalmasını ve kendisine hizmet etmesini istemektedir. Çünkü “Lavan” Yakub’un gelişiyle birlikte mallarının arttığının ve RAB’ın onu da Yakub sayesinde kutsadığının farkındaydı. Tüm bu sebeplerden dolayı da onun gitmesini istemiyordu. Ancak Yakub şimdiye kadar hep dayısı için çalıştığını biraz da kendi evi ve ailesi için çalışmak istediğini söylemişti. Yakub “Lavan”a bir teklif de bulundu ve bu teklifini kabul ederse onun sürülerini gütmeye, hayvanlarına bakmaya devam edeceğini söyledi. Yakub’un yapmış olduğu teklife göre sürünün içinden “Noktalı veya benekli koyunlar, kara kuzular, benekli veya noktalı keçiler” onun olacak diğer sürüdeki hayvanlar dayısının olacaktı. Ayrıca Yakub dayısına eğer kendisinden tereddüt ederse arada bir gelip sürüleri kontrol etmesini bu saydığı hayvanlar dışında sürüsünde başka bir hayvana rastlarsa onları çalmış olduğunu düşünebileceğini söyledi. Yakub’un yapmış olduğu bu teklif dayısına mantıklı geldi, kendisine yapılan teklifi kabul etti ve sürüdeki bütün hayvanları tek tek ayırıp Yakub’un istedikleri hayvanları ona teslim etti. Yakub hem dayısının sürüsüyle hem de kendi sürüsüyle ayrı ayrı ilgileniyor ve hepsinin de güçlenip çoğalması için elinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyordu. Ancak dayısının sürüsü için ne yaparsa yapsın Tanrı’nın sayesinde hep Yakub’un sürüsü artıyordu. Böylece Tanrı’nın yardımıyla Yakub çok zenginleşti ve pekçok sayıda sürüye, cariyeye, köleye, deveye ve eşeğe sahip olmuştu.149

Yakub’un bu denli zenginleşmesi “Lavan” ve oğullarını rahatsız etmeye başlamıştı. “Lavan”ın oğulları Yakub’un elde ettiklerini babalarının malı üzerinden kazandığını konuşmaktaydılar. Yakub dayısının oğullarının bu konuşmalarına şahit oldu ve dayısının artık kendisine eskiden olduğu gibi güvenmediğini anlamıştı. Yakub’un

gerçeklerin farkına varmasıyla birlikte Tanrı ona artık oraları terk etmesini ve kendi akrabalarının bulunduğu ana yurduna, vatanına dönmesi gerektiğini vahyetmişti. Tanrı’nın kendisine bildirdiklerini eşleri “Rahel” ve “Lea”ya da söyleyen Yakub, onlara artık burada kalamayacaklarını ve Tanrı’nın istediği üzerine memleketlerine dönmeleri gerektiğini söyler. Gerekçe olarak da Yakub eşlerine babalarının kendisini aldattığını, kendisinden alması gereken hakkı her zaman değiştirdiğini söylemiştir. Ancak dayısının yapmış olduğu tüm bu haksızlıklara karşı Tanrı her zaman Yakub’un yanında olmuş ve “Lavan” ücret olarak noktalı hayvanları al deyince bütün sürü noktalı doğurmaya başlamış, ücret olarak çizgili hayvanları al deyince bütün sürü çizgili doğurmaya başlamış ve böylece Yakub’un sürüleri sürekli artmıştı. Çünkü Tanrı “Lavan”ın Yakub’a kötülük etmesine izin vermemişti. Eski Ahit’teki ifadelere göre Yakub eşlerine gördüğü bir rüyayı anlatmış ve rüyasında “Beyt-El”in Tanrısı bana buraları terk etmemi ve kendi ülkeme gitmemi söyledi deyince eşleri ona; “Tanrı’nın babamızdan aldığı malların tümü bize ve çocuklarımıza aittir. Tanrı sana ne dediyse onu yap.” dediler ve Yakub’un oradan ayrılma teklifini kabul ettiler. Eşlerinin yapmış olduğu teklifi kabul etmesi üzerine Yakub ve ailesi herşeylerini yanlarına alarak Kenan’a doğru yola çıktılar.150

“Lavan” Yakub ve ailesinin yola çıkmasından üç gün sonra onların kaçtığını öğrenir ve peşlerine düşer. Tevrat’ın ifadelerine göre “Lavan” peşlerine düştükten yedi gün sonra onlara “Gilat dağlık bölgesi”nde yetişir. “Lavan” Yakub’ neden kendisini aldattığını ve kızlarını kaçırdığı hesabını sorar. “Lavan” kendisine torunları ve kızlarıyla vedalaşma fırsatı vermediğinden de yakınır. Aslında “Lavan”ın onlara kötülük yapmaya gücü yetiyordu. İstese onları cezalandırabilirdi ancak önceki gece Tanrı “Lavan”a görülmüş ve ona Yakub ve ailesine kötülük yapmaması konusunda onu uyarmıştı. Yakub ve ailesi “Lavan”ın evinden kaçmadan kendilerine zarar verir endişesiyle “Rahel” babasının “Terafim”ini (putunu) çalmıştı. İlahlarının da çalındığının farkına varan “Lavan” Yakub ve ailesinden her kimde ilahları bulursam o öldürülecektir der. “Lavan” önce “Terafim”ini “Lea” ve iki cariyenin “Bilha” ve Zilpa”nın çadırında aradı ancak bulamadı. Daha sonra “Lavan” “Rahel”in çadırında “Terafim”i aramaya başladıysa da orada da bulamadı. “Rahel” “Terafim”i devesine

saklamıştı. “Lavan” tüm aramalarına, çabalarına rağmen ilahlarını bulamadı. Bunun üzerine Yakub dayısına sert bir mizaçla yirmi yılı aşkındır kendisine hizmet ettiğini, bu kadar yıl yapmış olduğu hizmete rağmen hakkı olmadan tek bir haram lokma boğazından geçmediğini, onun sürülerinin çoğalması için elinden gelen herşeyi fazlasıyla yaptığını ve eksilen hayvanların zararını göstermeden kendisinin karşıladığını anlattı. Cümlelerinin devamında Yakub dayısına yirmi yıl boyunca onun için çektiği çileler yanında kendisinin onun hakkı olanı sürekli değiştirmesinden yakınarak Tanrı’nın yardımı olmasa bu kadar hizmetine rağmen eli boş döneceğini söyler. Yakub’un yapmış olduğu tüm bu açıklamara rağmen dayısı tüm herşeye kendisinin sahip olduğunu söylemeye devam etmektedir. Bir türlü anlaşmaya varamayan ikili Yakub’un teklifi üzerine anlaşmaya giderler. Yakub “Lavan”a bir taşı anıt olarak dikmelerini ve eğer kızlarına kötü davranacak olursa Tanrı’nın şahitlik edeceğini söyleyerek birbirlerine kötülük yapmayacaklarına dair söz verdiler. Daha sonra bir hayvanı kurban olarak keserek yakınlarına yemek ziyafeti verdiler. Ertesi gün “Lavan” artık oradan ayrılarak evinin yolunu tutmaktadır.151

Yakub dayısıyla anlaştıktan sonra yoluna devam etmekteyken Rab’ın melekleriyle karşılaşmaktadır. Tanrı’nın meleklerini gördüğü yerin adına “Tanrı’nın ordugâhı” anlamına gelen “Mahanayim” adını verir.152

Yakub “Mahanayim”den ayrıldıktan sonra ikiz kardeşi “Esav”ın yanına gitmek üzere yoluna devam etmektedir. Yakub ikiz kardeşinden hile ile ilk oğulluk hakkını aldığı için kardeşinin kendisine ve ailesine zarar vermesinden korkmaktadır. Yakub’un kendisini kandırması üzerine “Esav” ona kin ve nefret duymaktadır. Kardeşinin kendisine beslediği kini ve nefreti bilen Yakub, kardeşinin bulunduğu “Seir ülkesi”ne haber göndermektedir. Haberciye şimdiye kadar başından geçen olayları anlatır ve uzun bir süre dayısına hizmet ettiğinden, pekçok sürüye, köleye, cariyeye sahip olduğundan bahseder. Haberciler Yakub’a “Esav” ile konuştuklarını ve kendisini karşılamak görüşmek üzere “dört yüz” kadar adamla yanına geleceği haberini

151 Yaratılış, 31/22-55. 152 Yaratılış, 32/1-2.

verirler. Bu kadar çok sayıda adamla kardeşinin kendisini karşılamaya geleceğini duyan Yakub durumdan çok rahatsız olur ve kardeşinin kendisine ve ailesine zarar vereceğini düşünerek sahip olduklarını iki gruba ayırmaya çalışır. Yakub’un adamlarını ve sürülerini iki farklı gruba ayırma sebebi kardeşi ve onun adamları bir gruba saldırırsa öteki grubun kurtulabileceğini düşünmesindendir. Yakub kendisini ve ailesini korumak için elinden geleni yaptıktan sonra Rabbi’ne şu şekilde dua etmektedir: “Ey atam İbrahim'in, babam İshak'ın Tanrısı RAB! Bana, Ülkene, akrabalarının yanına dön, seni başarılı kılacağım diye söz verdin.”, “Bana gösterdiğin bunca iyiliğe, güvene layık değilim. Şeria Irmağı'nı geçtiğimde değneğimden başka bir şeyim yoktu. Şimdi iki orduyla döndüm.”, “Yalvarırım, beni ağabeyim Esav'dan koru. Gelip bana, çocuklarla annelerine saldırmasından korkuyorum.”, “Sen bana, Seni kesinlikle başarılı kılacağım, soyunu denizin kumu gibi sayılamayacak kadar çoğaltacağım diye söz vermiştin.” Yapmış olduğu bu duanın ardından Yakub sahip oldukları mallardan bazılarını kardeşine hediye olarak vermek ister. Eski Ahit’in Yaratılış kısmında bahsedilen ifadelere göre Yakub’un kardeşine hediye etmek üzere ayırdığı mallarının miktarı şu şekilde belirtilmektedir: “ İki yüz keçi, yirmi teke, iki yüz koyun, yirmi koç, yavrularıyla birlikte otuz dişi deve, kırk inek, on boğa, yirmi dişi, on erkek eşek.” Kardeşi için ayırmış olduğu tüm bu hediyeleri kölelere teslim etti ve kendisi de bu sürülerin ve kölelerinin arkasından gitmekteydi. Yakub’un düşüncesine göre kardeşi önce hediyeleri görürse kızgınlığı gidecek ve onu bağışlayacaktı.153