• Sonuç bulunamadı

II. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.2. Evlatlarıyla İmtihanı

Hz. Yakub (a.s) ömrünün büyük bir kısmını oğlu Yusuf’un hasretiyle geçiren, kavuşma özlemiyle yanıp tutuşan, yanık bağırlı, hüzünlü bir peygamberdir. Oğlu Yusuf’u özlemle beklerken kendisine bir hüzünler kulübesi inşa etmiş ve bekleyişini orada sürdürmüştür. Oğlunun hasretinden ağlamaktan ak düşmüştür gözlerine. Bu hüzünlü bekleyişin ve sabrın ardından, Allah ona vuslatı nasip etmiştir.

Hz. Yakub evlatları içerisinde en çok Hz. Yusuf’a sevgi ve yakınlık duymuştur. Onun Yusuf’a duyduğu bu üstün sevgisi imtihanı olmuş ve yaşamının büyük bir kısmını en sevdiğinden ayrı geçirerek yaşamıştır. Babalarının Yusuf’a duymuş olduğu derin sevgi diğer evlatlarının da ilgisini çekmiş. Yusuf kendilerinden daha çok sevildiği için ondan kurtulmak istemişler.

Hz. Yakub’un oğullarıyla yaşamış olduğu imtihan ve uzunca seneler oğlu Yusuf’a hasret kalışı Yusuf suresinde genel hatlarıyla anlatılmaktadır. Yusuf Sûresinde Hz. Yakub’tan ismi geçmeden gizli özne şeklinde ve “Baba” nidâsı, öznesi ile oldukça çok bahsedilmiştir.

Yusuf suresinin 4. ayeti kerimesinde anlatıldığı üzere bir gün Yusuf babasına:

“Babacığım! Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana secde ediyorlardı.” demişti. Yakub oğluna: “Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine anlatma yoksa, sana tuzak kurarlar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır. Anlaşılan Rabbin seni böylece seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak’a nimetlerini tamamladığı gibi sana ve Yakub soyuna da tamamlayacaktır. Kuşkusuz Rabbin hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”195 Hz. Yusuf (a.s)’un gördüğü bu

rüyada baba, anne ve kardeşlerinin güneş, ay ve yıldız olarak temsilî anlatımı Hz.

194 Köksal, a.g.e., s.263. 195 Yusuf Suresi, 12/ 4-5-6.

Yusuf’un şanının yüceliğini anlatmaktadır. Ayrıca Yusuf’un görmüş olduğu bu rüya onun peygamberlik görevinin bir işaretidir. Oğlunun rüyasını yorumlayan Yakub, Yusuf’un ileride yüce bir makama ulaşacağını anlamış ve diğer oğullarının rüyayı duyduklarında ona kötülük edeceğinden endişe etmiştir. Yusuf’u rüyasını kardeşlerine anlatmaması konusunda da uyarmıştır. Bu olay Yakub peygamberin son derece basiret sahibi olduğunun da bir nevi göstergesidir. Yusuf’un rüyasında gördüğü güneş, babası Yakub; ay, annesi Rahel; yıldızlar ise on bir kardeşidir. En küçük olan Bünyamin dışındaki kardeşleri üvey Yusuf’un üvey kardeşleriydi. Sadece Yusuf ve Bünyamin Yakub’un Rahel adlı eşinden dünyaya gelmiştir (Şevkânî, III, 9).196 Yusuf suresi 6. ayeti kerime de bahsi geçen “Anlaşılan Rabbin seni böylece

seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek…” cümlesi Yusuf’a

rüyaları yorumlayabilme özelliğinin verileceğini ifade ettiği gibi herşeyin hakikâtini kavrayabilme, hayatı anlama ve olaylara çözüm üretebilme yeteneğinin de verileceği anlamına gelmektedir. Yahut bu cümle ilahî kitapların ve peygamberlerin sünnetlerinin hükmünü anlayabilme anlamına da gelmektedir. Ayetin devamında yer alan Allahu Tealâ’nın Yusuf’a olan nimetini tamamlamasından maksat ona peygamberlikle birlikte devlet idareciliğini de nasip etmiş olmasıdır. Ataları İbrahim ve İshak gibi Yakub soyu da başka hiçbir kavmin ulaşamayacağı bir şerefe nail olmuştur.197

“Andolsun, Yusuf ve kardeşlerinde (hakikati arayıp) soranlar için ibretler vardır. Hani kardeşleri demişlerdi ki: Yusuf ile öz kardeşi babamızın gönünde bizden daha değerli. Hâlbuki bizim sayımız daha çok. Şüphesiz ki babamız apaçık bir yanılgı içindedir.”198 Ayetlerde bahsedildiği üzere Yusuf üstün vasıflarıyla babasının

sevgisini kazanmış, aynı anneden doğdukları Bünyamin de Yakub’un en küçük çocuğu olması hasebiyle ayrı bir yere sahipti. Ayetten anladığımız kadarıyla Yakub’un diğer oğulları babalarının Bünyamin ve Yusuf’a duydukları derin sevgiden dolayı yanılgı içinde olduğunu düşünmekteydiler.

196Hayreddin Karaman v.d., Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, Diyanet İşleri Başkanlığı Yay., Ankara 2007,

C:3, s. 216

197 Hayreddin Karaman v.d., a.g.e., C:3, s. 217; ayrıca bk. Mâide Suresi, 5/20. 198 Yusuf Suresi, 12/ 7-8.

Yusuf’un kardeşlerinin ona karşı olan kıskançlıkları o kadar çok artmıştı ki onu öldürme de tereddüt dahi etmediler. Ağabeyleri kendi aralarında şöyle diyorlardı: “Yusuf’u öldürün veya onu bir yere atın ki babanızın teveccühü yalnız size kalsın!

Ondan sonra (tövbe edip) salih kimseler olursunuz.”199 Kardeşler Yusuf’u ortadan

kaldırdıklarında tövbe derek salih kimseler olacaklarını ve babalarının teveccühünün yalnızda kendilerine kalacakları yanılgısına düşmüşlerdi. Ancak kardeşler arasından birinin vicdanı Yusuf’un öldürülmesine el vermedi. Yusuf’un öldürülmesini istemeyen vicdanlı kardeşi diğerlerine şöyle dedi: “Onlardan bir sözcü, Yusuf’u

öldürmeyin, onu bir kuyunun dibine bırakın ki geçen kervanlardan biri onu bulup alsın. Eğer yapacaksanız böyle yapın”200 onun bir kuyuya atılma fikrini sundu. Onun

düşüncesine göre kervanlardan biri Yusuf’u alıp götürecek ve böylece Yusuf’u babalarından uzaklaştırmış olacaklardı. Rivayete göre Yusuf’un bir kuyuya atılma fikrini sunan Yakub’un en büyük oğlu “Rûbîl”dir (Taberî, XII, 155-156; Tevrat’ta Ruben şeklinde geçer).201 Büyük oğul “Rûbîl”in sunduğu teklif uygun bulunur ve

uygulamaya geçirmek üzere babalarının yanına gelirler.

Oğulları Yakub’un yanına geldiklerinde ona şöyle dediler: “Ey babamız! Niçin Yusuf

hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun iyiliğini isteyen kimseleriz. Yarın onu bizimle beraber (kıra) gönder de bol bol yesin içsin, oynasın. Şüphesiz biz onu koruruz.”202 Yakub oğullarının teklifi üzerine onlara: “Onu götürmeniz beni

endişelendiriyor; farkında olmadığınız bir sırada onu bir kurdun kapmasından korkuyorum.”203 dediğinde evlatları ona: “Biz böylesine kalabalık iken onu kurt

yerse o zaman gerçekten bize yazıklar olsun!”204 diyerek cevap verdiler.

Kardeşleri daha önce de Yusuf’un kendileriyle birlikte kıra gitmesini istemişler fakat Yakub evlatlarına güvenmediği için onların isteklerini geri çevirmiştir. Aslında Yakub (a.s) evlatlarına güvenmediği halde bu güvensizliğini onlara hissettirmemek için; “…farkında olmadığınız bir sırada onu bir kurdun kapmasından korkuyorum.”

199 Yusuf Suresi, 12/9. 200 Yusuf Suresi, 12/10.

201 Hayreddin Karaman v.d., a.g.e., C: 3, s. 219. 202 Yusuf Suresi, 12/11-12.

203 Yusuf Suresi, 12/13. 204 Yusuf Suresi, 12/ 14.

İfadelerini kullanmıştır. Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu ki: “İnsanların hatırlarında

olmayanı hatırlatarak onlara ipucu vermeyin, sonra yalan söylerler.” Efendimizin

ifadelerinden de anlaşılacağı üzere, Yakub oğullarına “…onu bir kurdun

kapmasından korkuyorum…” ifadeleriyle oğullarına telkinde bulunduğu için onlar da

babalarına Yusuf’u kuyuya attıklarında onu bir kurtun yediğini söylediler.

Yusuf’un kardeşleri onu koruyacaklarını dair babalarına güven verince Yakub Yusuf’u onlarla birlikte kıra gönderdi. Ancak kardeşleri Yusuf’u kuyuya atma kararlarını hemen uygulamaya geçirdiler ve onu kuyuya attılar. Ayeti kerime de geçen “Biz de Yusuf’a; Kardeşlerinin yaptıklarını bir gün onlara kendileri (senin kim

olduğunun) farkına varmadan mutlaka haber vereceksin, diye vahyettik.”205 İfade ile

ilgili iki görüş vardır. Birinci görüşe göre Hz. Yusuf’a peygamberlik kuyuya atılma hadisesi sırasında verilmiş. İkinci görüşe göre ise bu ayette geçen vahiyden maksat “İlham”dır. Yusuf’a henüz peygamberlik verilmemiş olup, bu tür ilhamlar yerine Kur’an’da vahiy kavramının kullanıldığına da sıklıkla rastlanmaktadır (Râzî, XVIII, 99).206

Kardeşleri Yusuf’u kuyuya attıktan sonra onun gömleğini öldürdükleri bir hayvanın kanına bulayarak Yakub’un yanına ağlayarak getirdiler. Ona kendi aralarında yarış yapmak için Yusuf’un yanından uzaklaştıklarını ve Yusuf’u da eşyalarının yanında bıraktıklarını bu sırada da onu bir kurdun yediğini söylediler.207 Acı haberi duyan

Yakub çok üzüldü ve Yusuf’un kanlı gömleğini yüzüne sürerek şu ifadeleri kullandı: “Hayır! Nefisleriniz sizi aldatıp böyle kötü bir işe sürükledi. Artık bana düşen, güzel

bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek de ancak Allah’tır.”208

Yakub’un evlatlarına söylediği: “Nefisleriniz sizi aldatıp böyle kötü bir işe

sürükledi…” ifadesi ise Yakub’un oğullarının söylediklerine inanmadığının bir

göstergesidir.

205 Yusuf Suresi, 12/ 15.

206 Hayreddin Karaman v.d., a.g.e.,C: 3, s. 221. 207 Yusuf Suresi, 12/16.

Oğullarının bu ihanetine karşılık Yakub (a.s) yaşadığı bu derin acıyı kalbine gömerek sabr-ı cemîl209 göstermiş ve Allah’a sığınarak sadece ondan yardım istemiştir. Onun uzun seneler göstermiş olduğu metanet sonucunda Allahu Teâla Yakub’a sabrının sonucu olarak en sevdiği evladı Yusuf’a kavuşma vuslatını yaşatacaktır.