• Sonuç bulunamadı

Eski Ahit’e Göre Peygamberliği Elde Edişi

II. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.3. Eski Ahit’e Göre Peygamberliği Elde Edişi

“Yaratılış 25”inci babta yer alan “Yakub’la Esav” adlı bölüm Yakub’un ikiz kardeşi Esav’dan ilk oğulluk hakkını hile ile alması olayından bahseder. Eski Ahit’in ifadelerine göre, İshak kırk yaşlarına geldiğinde “Aramlı Lavan’ın kızkardeşi, Paddan-Aaramlı Betuel’in kızı Rebeka” ile evlenmiş ve bu evliliklerinden ikiz oğulları olmuştur. İlk doğan çocukları kırmızı tenli ve tüylü vücutluydu, onun adını “Esav” koymuşlardı. Ardından ikiz kardeşi eli ile Esav’ın topuğunu tutarak doğmuştu, bu olay üzerine “topuk tutan” anlamında kendisine “Yakub” adı verilmişti. İkiz çocukları dünya teşrif ettiklerinde “İshak altmış yaşındaydı”. Gün geçtikçe ikiz kardeşler büyüyüp serpiliyordu. İlk oğul Esav kırlarda gezip dolaşmayı seven yetenekli bir “avcı” olmuş, kardeşi Yakub ise daha “sakin” bir yapıya sahipti. İshak oğulları içinden en fazla Esav’ı severdi, eşi Rebeka ise Yabub’a derin bir sevgi beslemekteydi. Bahsi geçen bölümün devamında Yakub’un kardeşi Esav’dan ilk oğulluk hakkını alması ise şu şekilde anlatılır; günlerden bir gün Yakub çorba yaparken Esav acıkmış ve bitkin bir halde avlanmaktan gelir ve Yakub’a pişirmekte olduğu çorbadan içmek istediğini söyler. Eski Ahit’in anlatımına göre Esav’a “Edom” adının verilişi de bu sebepten dolayıdır. Yakub çorba ikram etmesi halinde kardeşinden ilk oğulluk hakkını ister, Esav ise ilk oğulluk hakkının açlıktan öldükten sonra kendisine bir faydasının olmayacağını söyleyip Yakub’un isteği üzerine ant içerek ilk oğulluk hakkını ona verir.139

138 Yaratılış, 25 /12-18. 139 Yaratılış, 25/19-34.

Tanrı İshak’a eğer “Gerar’da” kalırsa onun neslinden gelenleri çoğaltacağına ve kutsayacağına dair söz vermektedir. Burada bulunduğu zamanlarda bölge halkı eşi “Rebeka”nın kimliğine dair sorular sorunca eşi çok güzel olduğu için halkın kendisini öldürmesinden korkan İshak onu “kızkardeşi” olarak tanıtmıştır. Günlerden bir gün “Filist Kralı Avimelek” İshak ile eşini birlikte görür ve onların gerçekte kardeş olmadıklarını karı koca olduklarını anlar ve onları yanına çağırtır. Artık bu olayla birlikte tüm gerçekler gün yüzüne çıkmıştı ancak kral İshak ve eşine acıyarak onlara dokunulmaması gerektiği emrini vermiş ve onları korumuştu. O sene Tanrı İshak’ı kutsayarak ekmiş olduğu ekinlerden kat kat fazlasını almasını sağlamış ve onu çok zenginleştirmişti. Ayrıca İshak “sığır ve davar sürülerine” ve pekçok hizmetçiye de sahip olmuştu. İshak’ın zamanla zenginleşmesi “Filistliler”in onu kıskanmasına ortam hazırlamıştı. İshak’ın gücü “Filist Kralı”nın gücünü geçince “Avimelek”in ona ülkeyi terk etmesini söylemesi üzerine İshak oradan ayrılmak zorunda kalarak “Gerar Vadisi”ne yerleşir. İshak oradan “Beer-Şeva”ya yerleşir. Burada bulunduğu bir gece Tanrı İshak’a görünerek onu kutsayacağını ve soyunu da çoğaltacağını söyler.140

İshak oğlu “Esav”ı kutsamak istiyordu ancak Yakub’un annesi “Rebeka”nın kurmuş olduğu bir oyunla gözleri az gören İshak Yakub’u oğlu “Esav” zannederek “Esav” yerine Yakub’u kutsar. İshak’ın gözleri görmez hale gelmiş ve artık oldukça yaşlanmıştı. İshak oğlu “Esav”ı yanına çağırarak kendisinin son derecede yaşlanmış olduğundan ve ölmeden önce onu kutsamak istediğinden bahseder. Bu yüzden oğlundan avlanıp kendisine bir yemek hazırlamasını ve sonrasında onu kutsayacağını söyler. İshak ile oğlunun aralarında geçen bu konuşmalara “Rebeka” şahit olur ve İshak’ın “Esav”ı değil de Yakub’u kutsamasını sağlamak için duyduklarını Yakub’a anlatır ve ona babasının sevdiği lezzetli bir yemek yapmasını ve ona götürmesini söyler. Yakub yemeği hazırladıktan sonra “Rebeka” “Esav”ın kıyafetlerini Yakub’a giydirir ve onun ellerinin “Esav”ınkilere benzemesi için “oğlak derisiyle” kaplar. Yakub hazırlamış olduğu yemekle babasının yanına gider ve ona kendisini “Esav” olarak tanıtır. İshak ise ona yaklaşmasını söyler ve ona dokunarak “Ses Yakub’un sesi ama eller Esav’ın elleri” der. İshak tam olarak Yakub’un “Esav” olduğuna

inanamaz ve tekrar tekrar ona “Esav” olup olmadığını sorar. Artık Yakub’un “Esav” olduğuna inanan İshak oğluna yemeği getirmesini söyler. İshak yemeği yeyip şarabı içtikten sonra Yakub’u kutsar ve ona şöyle der; “İşte oğlumun kokusu. Sanki RAB'bin kutsadığı kırların kokusu. Tanrı sana göklerin çiyinden ve yerin verimli topraklarından bol buğday ve yeni şarap versin. Halklar sana kulluk etsin, Uluslar boyun eğsin, Kardeşlerine egemen ol, Kardeşlerin sana boyun eğsin; Sana lanet edenlere lanet olsun, Seni kutsayanlar kutsansın.”141

Eski Ahit’te İshak’ın Yakub’u kutsamasının ardından diğer oğlu Esav’ı da kutması olayından da söz edilmektedir. Söz konusu olayın geçtiği Tevrat bölümlerinde anlatılan ifadelere göre, Yakub’un babasının yanından ayrılmasının ardından İshak’ın yanına Esav gelir ve babasına “Getirdiğim av etini ye ki beni kutsayabilesin” dedi, bunun üzerine İshak ona kim olduğunu sorar Esav da babasına ilk oğlu olduğunu söyler. İshak ise şaşkın bir ifadeyle kendisinden önce kardeşinin yemek getirdiğini ve onu ilk oğlu zannederek kutsadığını söyler. Esav duyduğu bu olay karşısında üzülerek babasından kendisini de kutmasını ister. “İshak Esav’ı kutsuyor” başlıklı bölümde bahsedilen diğer ifadeleri incelediğimizde dikkatimizi çeken başka bir konu ise, Esav’ın babasına Yakub ile ilgili kendisini iki kez aldattığı için kendisine aldatan anlamında “Yakub” isminin verilmesinden bahsetmesidir. Olayın devamında İshak oğlunun ısrarları üzerine ona; “Göklerin çiyinden, zengin topraklardan uzak yaşayacaksın. Kılıcınla yaşayacak, kardeşine hizmet edeceksin. Ama özgür olmak isteyince, onun boyunduruğunu kırıp atacaksın.” İfadelerini kullanır ve Yakub’u bütün kardeşlerine egemen kılmış olduğundan bahseder.142

Tüm bu yaşananlar üzerine Esav’ın kardeşine olan kini iyice artar ve onu öldürme kararı alır. Esav’ın düşüncelerini annesi “Rebeka” öğrenir ve onun niyetini Yakub’a söyleyerek ondan “Harran”a kardeşi “Lavan”ın yanına kaçmasını ister. İshak Yakub’u çağırarak ona dayısı “Lavan”ın kızlarından biriyle evlenmesini söyler ve şu şekilde dua edererek onu uğurlar ; “ Her şeye gücü yeten Tanrı seni kutsasın, verimli kılsın, soyunu çoğaltsın, soyundan halklar türesin. İbrahim’i kutsadığı gibi seni ve

141Yaratılış, 27/1-29. 142 Yaratılış, 27/30- 39.

soyunu da kutsasın. Tanrı’nın İbrahim’e verdiği toraklara sahip olasın.” Babasının kendisine yapmış olduğu duadan sonra Yakub dayısının yanına gitmek üzere “Beer- Şeva”dan ayrılarak “Paddan- Aram”a doğru yola çıkar.143

Yakub’un “Paddan-Aram”a yapmış olduğu bu yolculuk sırasında ilginç bir olay cereyan eder ve bir düş görür. Yakub rüyasında yeryüzüne dikilmiş bir merdiven ile başının gökyüzüne erişmiş bir halde olduğuna şahit olur. Bu esnada Yaratıcının melekleri merdivenden inip çıkmaktaydılar. Tanrı Yakub’a; “Atan İbrahim’in, İshak’ın Tanrısı RAB benim dedi, üzerinde yattığın toprakları sana ve soyuna vereceğim. Yeryüzünün tozu kadar sayısız bir soya sahip olacaksın. Doğuya, batıya, kuzeye, güneye, doğru yayılacaksınız. Yeryüzünde bütün halklar senin ve soyunun aracılığıyla kutsanacak. Seninle birlikteyim. Gideceğin her yerde seni koruyacak ve bu topraklara geri getireceğim. Verdiğin sözü yerine getirinceye kadar senden ayrılmayacağım.” diye seslendi. Yakub korkulu bir halde uykudan uyandığında bulunduğu yerin Tanrı’nın evi olabileceği kanısına vardı. Rüyasında başına gelen bu ilginç ve korkutucu olay üzerine Yakub önceki gece başının altına koymuş olduğu taşı anıt olarak dikti ve önceki ismi “Luz” olan bulunduğu kentin adını “Beyt-El” olarak koydu.144