• Sonuç bulunamadı

II. ABDÜLHAMİD HAN’IN HAYATI VE ŞAHSİYETİ

1.6. Yahudiler ve Siyonizm

Arap seyyahı olan İbn-i Battuta, Orhan Gazi zamanında Türkiye‟ye gelmiş ve yaklaşık her yeri dolaşmıştır. Bu seyyah İslam diyarında Yahudi doktorları görünce şaşırmıştır. Düşüncesine göre mikrop küçük bir varlıktır. Ancak gün gelir pehlivana dönebilir. Daha sonraki dönemde Fatih Sultan Mehmed‟in baştabibi olan Yahudi asıllı Yakup Paşa‟nın sultanı kademeli olarak zehirleyip öldürmesi gibi. Endülüs yok edilirken Hristiyanlar, Müslümanlarla birlikte Yahudileri de öldürüyorlardı. Osmanlı Devleti, katliamdan gemicileri vasıtasıyla mümkün olduğunca insan kurtarmaya çalışır. O dönem, Fatih‟in oğlu II. Bayezid devrinde (1492), Yahudiler İstanbul‟a

gelmeye başlar175. II. Bayezid, Yahudiler Türkiye‟ye geldikleri sırada

yakınındakilere şu sözleri söylemiştir: “Sizin „akıllı‟ diye bahsettiğiniz şu Ferdinand,

Yahudileri sürmekle yönetimini fakirleştirilmiş, benim idarem ise onları kabulle zenginleşmiştir”176

. Yahudiler önceden devlette hiç memuriyetleri yokken çok sonraları siyaset adamı ve subay olmuşlardır177.

Evanjelizm inancı Protestanlık içinde gelişmiştir. Buna göre iyi haber İncil, Hz. İsa‟nın öğretileri ve kutsal kitaba inanmaktır. Evanjelizm kelimesi Yunanca “evangelion”dan gelmektedir. Önce bu sözcük Almanya ve İsviçre‟de Lutherci gruplar için kullanılmıştır. Günümüzde ise Lutheran Kiliseleri için kullanılmıştır. İskoçyalı bir genç kız olan Margaret Macdonald‟ın XIX. yüzyılda İsa‟nın doğuşuyla ilgili mektubunda Evanjelizmin ortaya çıktığından bahsetmektedir. Evanjelik inancını şekillendiren ise İngiliz Geotge Whitefield, Metodizmin kurucusu olan John Wesley ve Amerikalı teolog Jonathan Edwards olduğunu söylemektedir178.

174Abdülhamid Han Osmanoğlu, a.g.e., ss. 178-179. 175

Mısıroğlu, a.g.e., ss. 351-353, 357.

176 Süleyman Kocabaş, Siyonizm ve Türkiye: Kutsal Topraklarda Şer Planları, 4. Baskı, Yakın Plan

Yayınları, İstanbul, 2018, s. 36.

177

Mısıroğlu, a.g.e., s. 357.

178

Yahudiler, Hristiyanlar içinden kendilerine müttefikler bulmuşlardır. Protestanlar onlardandır. Evanjeliklere göre Hristiyanlığın geliş kaynağı Tevrat‟ttır. Dünya devleti olacağına ve kutsal toprakları kurtaracağına inanılmaktaydı. Evanjeliklerde Hristiyanlık, Mûsevîlik ve Yahudilik bir bütündür. Siyonizm‟e göre Filistin, Yahudilere “vaat edilmiş toprak”tır. Yahudilerin inancına göre Şave Vadisi‟nde bazı olumsuz olaylar yaşanmıştır. Gece Tanrı, İbrahim‟e görünmüş ve kendisine inanmasını, korkmaması gerektiğini ve kendisini koruyacağını söylemiştir. Buna karşılık Filistin topraklarını vereceğini vadetmiştir. Rusya‟da ve Avrupa‟da saldırılar başlayınca 1879‟da Yahudilerin Filistin‟e yerleştirmeleri için çalışmalara başlanır179

. Yalnız Batılı devletler, Yahudilerin kendi topraklarında yaşamalarını istemiyorlardı. Yahudiler üzerinden siyaset yaparak onları Filistin‟e yerleşmeye yönlendirmişlerdir. Amaçları Orta Doğu‟da bir üs kazanmaktır180

. Yahudiler de örgütlenerek bu doğrultuda çalışmalar yapmışlardır.

Yahudi lideri Herzl (1860-1904) de onlardan biridir. Herzl, 1860‟ta Macaristan‟da doğdu. Hukuk okudu ve gazetecilik yaptı. Herzl önce bazı İngiliz ve Fransız gazetelerinde muhabirlik yaptı. Daha sonra kendisi gazeteler çıkarmaya başladı. Herzl‟in amacı dünyadaki bütün Yahudileri bir arada toplamak ve onların yaşayabilecekleri bir Yahudi devleti kurmaktı181. Amacına ulaşmak için elinden

geleni yapar. Herzl, Osmanlı Devleti‟nin maddi sorunları üzerinden, amacına ulaşmaya çalışır182

. Osmanlı Devleti‟nin 1881‟de kurulan Düyûn-ı Umûmiye borçlarının bir kısmını vereceklerini söyleyerek Filistin‟e yerleşme izni ister. Ancak Sultan bunu kabul etmemiştir. Abdülhamid, bununla ilgili olarak şöyle demiştir: “Ben bir karış bile olsa toprak satamam. Milletim bu imparatorluğu savaşta

kanlarını dökerek kazanmış. Türk İmparatorluğu bana ait değil, Türk Milleti‟ne aittir. Bırakalım Yahudiler milyonlarını saklasınlar. Benim imparatorluğum

179

Taha Niyazi Karaca, Sınırları Çizen Kadın: İngiliz Casus Gertrude Bell, 1. Baskı, Kronik Kitap, İstanbul, 2018, ss. 271-277.

180

Ertuğrul Arıevi, Neslime Not: II. Abdülhamid Han, Baskı 1, Sinada Yayınevi, Ankara, 2018, s. 191.

181

Şimşirgil, a.g.e., s. 164.

182

Theodor Herzl, Yahudi Devleti, Çev. Hakan Başak, 2. Basım, Sümer Kitabevi, İstanbul, 2018, s. 22.

parçalandığı zaman onlar Filistin‟e karşılıksız sahip olabilirler”183

. Herzl‟in amacı Osmanlı‟ya iktisadi yardım yaparak sultana isteklerini kabul ettirmektir. Ancak başarısız olmuşlardır184

.

Rotschild ve Baron Hirsh gibi Yahudi zenginler, aldıkları topraklara göçmenleri yerleştirmeye başlarlar185

. Rotschild, Yahudileri yerleştirse de başarısız olacağına inanır. Yerleşen Yahudiler iş bulmakta sıkıntı çekecekler, iş bulmasalar da hayatta kalmaları zorlaşacaktı. Herzl, Rotschild‟den gereken desteği bulamamıştır. Yahudileri Filistin‟e yerleşmek için başka planlar yapmaya çalışır186. II. Abdülhamid devrinde 1882‟de Osmanlı topraklarına otuz bin Yahudi yerleşmiş ve aldıkları yerler giderek artmaya başlamıştır. Bu yerleşim Kudüs‟e kaymaya başlayınca II. Abdülhamid 1891‟de Yahudi göçmenin gelmesini yasaklamıştır187

. 1892‟de ise Yahudilerin Kudüs civarında toprak almasını engellemiştir188

.

Herzl‟e göre, Mûsevî olanlar, İbranilere hayatı boyunca bağlı kalmak zorundadır. Avrupa‟da Yahudilere zulüm edildiği bilinmektedir. Çünkü kendisi de gençken Mûsevî olduğu için arkadaşları tarafından dışlanmıştır. Herzl bu konuda Vambery‟nin desteğini almak ister. Vambery, Mûsevî olarak doğmuş, Protestan olduğunu iddia ederek profesör olmuş ve Müslüman olarak Asya‟yı gezmiştir189

. 1900‟de Vambery ile görüşen Herzl, şöyle anlatır: “Yetmiş yaşını aşkın bu topal

Macar Mûsevîsinin şahsında dünyanın en ilginç insanlarından birini tanıdım. Kendisinin Türk mü yoksa İngiliz mi olduğuna bir türlü karar veremeyen bu insan, Almanca kitap yazmakta, oniki dili aynı akıcılıkla konuşmaktadır; ayrıca ikisine ruhban olarak bağlandığı beş din değiştirdiğini iddia etmektedir. Bana Şark‟ın bin bir muammasını ve Padişah‟la olan ilişkisini anlattı. Bana tümüyle güvenerek kendisinin Türkiye‟nin ve İngiltere‟nin gizli ajanı olduğunu söyledi. Mûsevîlere düşman olan bir toplumda çektiği sıkıntıları anlatarak Macaristan‟daki öğretim

183 Çolak, a.g.e., ss. 139-140. 184 Arıevi, a.g.e., s. 194. 185 Arıevi, a.g.e., s. 192. 186 Herzl, a.g.e., 2018, s. 22. 187 Karaca, a.g.e., 2018, s. 277. 188 Çolak, a.g.e., s. 141. 189

Mim Kemâl Öke, Saraydaki Casus: Gizli Belgelerle Abdülhamid Devri ve İngiliz Ajanı Yahudi Wambery, 5. Baskı, İrfan Yayıncılık, İstanbul, 2017, ss. 210-211.

üyeliğinin göstermelik olduğundan söz etti. Bana bir sürü Osmanlıca gizli belge gösterdi -dili bilmediğim için- okuyamazdım. Aralarında Padişah‟ın el yazısı notları vardı”190

. Herzl böylece, Abdülhamid‟le görüşmek için Vambery‟den yardım ister. Yahudi gazeteci olan Theodor Herzl, Yahudilerin Filistin topraklarında rahat edeceğini ve orada devlet kurma düşüncesini yaymaya çalışmıştır. Bu amaçla, 197 delegenin katılımıyla Dünya Siyonist Organizasyonunu kurar. Siyonistlerin amacı, kendilerine vaat edildiğini iddia ettikleri topraklara yerleşmektir. Siyon kelimesi, Kudüs‟te bulunan bir tepenin adıdır. Siyonizm ismi ondan türetilmiştir. Theodor Herzl, Siyonistlerin isteklerini gerçekleştirmek için Türkolog Arminius Vambery sayesinde sultanla görüşür. Bu görüşmede II. Abdülhamid, Kudüs dışındaki yerlere Yahudilerin yerleşmesine izin vereceğini söylemiştir. Böylece Herzl, istediği amaca

ulaşamayınca görüşme başarısız olmuştur191

. Yahudiler isteklerini padişaha yaptıramamışlardır. Bunun üzerine İttihat ve Terakki ile anlaşarak II. Abdülhamid‟i tahttan indirmeye karar verirler192.

Herzl 18 Nisan 1897‟deki kongrede İsrail devletini kuracağını açıkça ilan etmiştir193. Herzl hatıra defterinde Basel şehrinde bir Yahudi devletini kurduğunu söyler. Bununla ilgili olarak Herzl şöyle demiştir: “Ben bunu bugün yüksek sesle

söylesem bütün dünyada bir kahkaha tufanı yükselir. Fakat bundan beş sene sonra, belki elli sene sonra ise muhakkak herkes bunun böyle olduğunu anlayacaktır”194

. İsviçre‟nin Basel şehrinde 1897 yılında yapılan Siyonist kongrede Kudüs‟ü unutmayacaklarını ve eğer unuturlarsa sağ ellerinin bütün yetenekleri kaybetmesini söyleyerek yemin etmişlerdir. Yahudilerin amacı zengin olmak, sermayelerini büyütmek, milliyetçilik duygularını artırmak ve diplomatik yollarla hedeflerine ulaşmaktı. Yahudiler Filistin‟de bir devlet kurmak Orta Doğu‟nun ve dolayısıyla dünya haritasını değiştirmeyi amaçlamışlardır195

. Herzl, zeki ve kurnaz birisidir. Sultan, Herzl‟e üçüncü rütbeden bir mecidîye nişanı vermiştir. II. Abdülhamid,

190 Öke, a.g.e., ss. 211, 213. 191 Karaca, a.g.e., 2018, ss. 278-279. 192 Çolak, a.g.e., s. 136.

193 Yavuzhanlı Osmanoğlu, a.g.e., s. 19. 194

Theodor Herzl, Siyonizmin Kurucusu Theodor Herzl’in Hatıraları ve Sultan Abdülhamid, Çev. Ergun Göze, 4. Baskı, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2017, s. 129.

195

Tahsin Paşa‟ya Herzl hakkında şöyle demiştir: “Göreceksin… Beni bu adam

devirecek. Eğer o beni devirmezse kimse beni deviremez”196

. Siyonizmi destekleyen bir diğer isim, Emanuel Karasu idi. Karasu, Yahudilerin Filistin‟e yerleşmesi için çabalamıştır. Hatta bunun için de Sultan‟a yirmi milyon teklif eder. II. Abdülhamid bu teklifi kabul etmemiştir. Karasu, Tahsin Paşa‟ya: “Ben Padişah‟ı bir daha

görmeye geleceğim, fakat bu kere kendisinden acıma ve iyilik isteme için değil…”

diyerek ileride Abdülhamid‟in hal‟ fetvası verenlerden biri olacaktır197.

Necip Fazıl‟ın, Ulu Hakan II. Abdülhamid Han isimli eserinde yer alan bir

cümle şöyledir: “Abdülhamid‟i anlamak, her şeyi anlamak olacaktır.” Onun yaptıkları her şeyi anlatmaktadır198

. Hiçbir padişah, Abdülhamid Han düzeyinde yönetici olamamıştır. Somali‟de Zengibar‟da vb. hutbeler onun adına okutulmuştur. Padişah olarak sadece Abdülhamid Han bilinmiştir. Aydınlar arasında ise II. Abdülhamid ülkenin gelişmesini engelleyen, yeniliğe karşı çıkan, gençleri öldürerek denize atan.. bir tip olarak ötekileştirilmiştir199.

1.7. 31 Mart Vakası ve II. Abdülhamid’in Tahttan İndirilmesi

İttihat ve Terakki, Jön Tükler, Yahudiler ve Ermeniler, Abdülhamid düşmanlığında birleşmişlerdir. Hepsinin amacı meşrutiyeti ilan etmek, sonra II. Abdülhamid‟i tahttan indirmektir. Amaçlarına ulaşmak için planlar yapmaya çalışırlar. Meşrutiyetin 1908‟de ilan edilmesiyle ilk hedeflerine ulaşmışlardır. Sıra sultanın baştan indirilmesine gelmiştir200.

31 Mart Vakası‟nda Abdülhamid olaylara engel olmak istediyse de başarılı olamamıştır. Bu vakaya kadar İttihat ve Terakki Cemiyeti istediklerine ulaşamamıştır. Onların görünüşte hürriyet, eşitlik ve kardeşlik sloganları öne çıksa da

196 Süleyman Kocabaş, Kendi İtiraflarıyla Jön Türkler Nerede Yanıldı?: Hayaller… Komplolar…

Kayıplar… 1890-1918, Vatan Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 1991, ss. 102-103.

197

Süleyman Kocabaş, Osmanlı İmparatorluğu’nu Yıkanlar: Jön Türkler, Komitacılar ve Siyonistler, 3. Baskı, Yakın Plan Yayınları, İstanbul, 2018, s. 71.

198

Oktan Keleş, Sırdaş: Abdülhamid Han’ın Bilinmeyen Sırları, 3. Basım, İlgi Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2017, s. 7.

199

Mustafa Armağan, Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı, 19. Baskı, Timaş Yayınları, İstanbul, 2011, s. 121.

200

aslında sloganların muhtevası ile alakaları yoktur. Yunanlılarla, Bulgar, Sırp, Ermeni çeteleri ile ortak faaliyetler yapmışlar ve İstanbul‟da hürriyet diyerek cinayetler işlemişlerdir. Sultanın yakın adamlarından olan İsmail Mahir Paşa‟nın öldürülmesi ve İttihatçılara karşı olan Serbesti gazetesinin yazarı Hasan Fehmi‟nin öldürülmesi cinayetlerden bazılarıdır. Halk yapılanlara tepki duyarak sokaklara çıkmış ve adalet isteriz sloganları atılmıştır201. Bu durumu Ender Kâmil Boyacı teslimiyet olarak görür. Anlatımı şöyledir: “Türk halkının uyanış sürecinin önemi ve anlamını

kavramak değil Osmanlı İmparatorluğunun adım adım sömürge durumuna sokularak büyük emperyalist devletler arasında paylaşılması kavgasında yetiştirilmiş bir kısım bürokratların hürriyet, eşitlik, adalet gibi çekici sloganlarla batıcılığı nasıl Türkiye‟ye zorla soktuklarının, mason localarına bağlı yerli masonların eline teslim edip koskoca imparatorluğun çökmesine neden oluşlarının tarihidir”202

.

Herzl, 1902‟de durumu şöyle anlatır: “Sultana karşı kampanya açmalı, bunun

için de sürgün edilmiş prensler ve Jön Türklerle temas kurmalı.” Böylece Yahudiler

harekete geçmişlerdir. II. Abdülhamid‟in tahttan indirilme fikri, İttihatçılar tarafından da desteklenmiştir. Bunun için masonlarla işbirliği yapmışlardır203. 1909‟da II. Abdülhamid tahtan indirilerek yerine Mehmed Reşad getirilmiştir. Fetva hazırlanırken orada bulunanlar şunlardır: Sadrazam, Şeyhülislam, ayan ve mebusan meclislerinin başkanları ve mebuslardan Mustafa Asım Bey, Elmalılı Küçük Hamdi Efendi. Fetvanın verilmesi talebi Nuri Efendi‟ye iletilir. Ancak o, kabul etmez. Fetva vermenin şeyhülislamın vazifesi olduğunu söyler. Neticede fetvayı yazan Elmalılı Hamdi Efendi, zorla imzalayan da Şeyhülislam Ziyaeddin Efendi‟dir204. Fetvada sultanın hazineyi israf ettiği, birçok insanın öldürülmesine neden olduğu ve dini kitaplar yasakladığı vb. yazılmıştır. Oysa II. Abdülhamid başa çıktığından itibaren devletin borçlarını ödemek için uğraşmıştır205. Ayan reisi olan Said Paşa, fetvayı okurken feragat edilsin demeden Abdülhamid‟in saltanatına son verilmesi dikkat çekmiştir. En sonlarda oturan Ayandan Yorgiyadis Efendi, sultanın feragat etmesinin

201 Suçıkar, a.g.e., ss. 167, 169. 202 Talay, a.g.e., s. 90. 203 Çolak, a.g.e., s. 202. 204 Engin, a.g.e., s. 320. 205 Suçıkar, a.g.e., ss. 176-177.

yazık ve günah olduğunu söylemiştir206

. Neticede II. Abdülhamid Han‟ın tahttan indirilip Selanik‟te Alatini Köşkü‟nde gözaltında tutulmasına karar verilir. Bu kararda Mahmud Şevket Paşa ve Talat Bey etkili olmuşlardır. Abdülhamid‟i götürüp muhafaza edecek olan Binbaşı Fethi Bey‟dir. Tahttan indirilmeyi tebliğ eden mebus heyeti; ayan azası olan Ermeni Aram Efendi, Gürcü Arif Hikmet Paşa, Draç Mebusu Arnavut Esat Paşa ve Selanik Mebusu olan Yahudi Emanuel Karasu‟dan oluşturulmuştur207

.

II. Abdülhamid‟in kızı Ayşe Osmanoğlu hal‟ edilme fetvasını şöyle anlatır: “Dört kişi idiler. Babamın karşısına sıra ile durup kısa birer selâm verdiler. Babam

mukabele etti. Gelenler Arnavut Esad Toptâni, Laz Arif Hikmet Paşa, Ermeni Aram Efendi ve Yahudi Karasu Efendi idi. Başta duran Esad Toptâni yekten, „Millet seni azletti.‟ dedi. Babam metin ve gür bir sesle, „Zannedersem hal‟ etti demek istiyorsunuz. Pek âlâ! Buna gösterilen sebep nedir?‟ diye cevap verdi. O zaman ikinci askerî şahıs ki bunun da Arif Hikmet Paşa olduğunu sonradan öğrendik, fetva suretini okumaya başladı. Fetva şöyle başlıyordu: „İmâm-ı Müslimîn olan Zeyd bazı mesâil-i mühimme-i şer‟iyyeyi kütüb-i şer‟iyyeden tayy u ihrâc ve kütüb-i mezkûreyi men‟u hark ü ihrak…‟ Bu “kütüb-i şer‟iyyeyi hark ü ihrak” yani “şer‟î kitapları yırtıp yakma” sözleri geçince babam yüksek sesle, „Ben hangi kütüb-i şer‟iyyeyi yakmışım? Hasbinallah derim.‟ dedi ve fetvayı sonuna kadar dinledi. Fetvanın okunması bitince, „Bu kararı hangi makam verdi?‟, diye Arif Hikmet Paşa‟ya sordu. Arif Hikmet, „Meclis-i Millî‟ diye cevap verdi. Bunun üzerine babam, „Ya… Öyle mi? Bu meclise riyaset eden kimdir?‟ dedi. Ve Ayan Reisi Said Paşa olduğu cevabı alınca hayret eden bir seda ile „Said Paşa, öyle mi?‟ dedikten sonra şu sözleri söyledi, „Otuz üç sene millet ve devletim için, memleketimin selâmeti için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah ve beni muhakeme edecek de Resûlullah‟tır. Bu memleketi nasıl buldumsa öylece teslim ediyorum. Hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi ancak Cenab-ı Hakk‟ın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki düşmanlarını bütün hizmetime kara bir çarşaf çekmek istediler ve muvaffak da oldular.‟ Burada babam sağ ayağını öne atarak, „Allah düşmanlarımı

206

Engin, a.g.e., s. 322.

207

kahretsin!‟dedi. O zaman hepimiz birden „Amin‟ dedik”208… Said Paşa, Abdülhamid tarafından yedi defa sadrazamlığa getirilmiş biridir. Ancak buna rağmen Millî Meclise başkanlık etmiş ve Abdülhamid‟in tahtan indirilmesinde rol oynamıştır209

. 31 Mart Ayaklanması, İttihat ve Terakki ile masonlar tarafından düzenlenmişti210. 31 Mart Olayı‟nın çıkmasında en çok çabayı Emanuel Karasu göstermiştir. Emanuel Karasu, İttihat ve Terakki‟nin akıl hocası durumundadır. 31 Mart Olayı için Emanuel Karasu‟nun dört yüz bin altın lira harcadığı ve bu parayı Said Bey‟e verdiği belirtilmektedir. Karasu adeta 31 Mart Vakası‟nı İttihatçılara parayla yaptırmıştır211. Nedeni ise II. Abdülhamid Han‟dan intikam almaktı. Karasu, “Ben Padişah‟ın

huzuruna bir daha geleceğim. Ama bu sefer bir başka şekilde…” demişti. Bunun için

yıllarca çalışmış ve amacına ulaşmıştır212

.

II. Abdülhamid, 31 Mart Olayı ile ilgili olarak, buna sebep olan kişileri milletin araştırıp bulmasını istemiş, milleti için çok çalıştığını ancak hepsinin boşa gittiğini üzülerek dile getirmiştir213

. Sultan hakkında birçok farklı görüş de vardır. II. Abdülhamid hakkında bir Bulgar şunu söyler: “1908‟de İstanbul‟da idim. Ertesi yıl

Abdülhamid tahttan indirildi. Onunla beraber Türk İmparatorluğu da, Balkanlar‟daki sulh da, Avrupa Devletleri‟nin dengesi de sona erdi”214

. Enver Paşa‟nın ise Abdülhamid‟i tahttan indirmekle hata yaptıklarını ve padişahı yanlış anladıklarını söyledikten sonra ülkeyi terk etmesi anlamlıdır215

.

208

Ayşe Osmanoğlu, a.g.e., ss. 149-150.

209

Levon Panos Dabağyan, Osmanlı’da Şer Hareketleri ve Abdülhamid Han, 5. Baskı, IQ Kültür- Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2006, s. 244.

210 Abdülhamid Han Osmanoğlu, a.g.e., s. 182. 211

Çolak, a.g.e., s. 204.

212 Kocabaş, a.g.e., 3. Baskı, 2018, s. 173. 213

Engin, a.g.e., s. 321.

214

Talay, a.g.e., s. 56.

215

İKİNCİ BÖLÜM