• Sonuç bulunamadı

Yaşlılık Kavramı ve Yaşlılık Süreci

YAŞLILARIN SOSYO-EKONOMİK DURUMLARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

1. YAŞLILIĞA GENEL BAKIŞ

1.1. Yaşlılık Kavramı ve Yaşlılık Süreci

Diğer yaşam bölümleri gibi yani çocukluk, ergenlik, gençlik ve olgunluk dönemlerinde olduğu gibi yaşlılık kavramı da kişiden kişiye değişip çeşitli tanımlamalar yapılabilmektedir. Bu durum toplumların yaşayış biçimlerinden, bulundukları coğrafyalardan vb. özelliklerden kaynaklanmaktadır (Arpacı, 2005:15).

Dünya Sağlık Örgütü geçmiş dönemlerde; • 45-59 yaş arasını orta yaş,

• 60-74 yaş arasını yaşlılık,

• 75-89 yaş arasını ileri yaşlılık, olarak tanımlamaktaydı. Ancak son yapılan düzenlemelerle artık bu bilgiler değişmekteydi.

166 Son güncellenen bilgilerden sonra ise;

• 18-65 yaş arası genç, • 66-79 yaş arası orta yaş

• 80-99 yaş arası ise yaşlı olarak değişmiştir (Dünya Sağlık Örgütü, 2017)

Yaşlılık deyince akla sadece insanlarda oluşan fiziksel değişimler gelmemelidir. İnsanlar yaşlanmaya başladıklarından itibaren toplumsal, ekonomik ve sosyal açıdan da yaşlanmaktadırlar. Yani burada kişiye maddi ve manevi açıdan değerlendirmemiz gerekmektedir. Yaşlı bir birey çeşitli hastalıklarla, ekonomik zorluklarla ve kendini topluma ait hissedememe gibi çeşitli sorunlarla da karşılaşabilmektedirler. Bu sorunlar ne yazık ki bir çok yaşlı vatandaşı çeşitli hastalıklara ve daha da kötüsü intihara sürüklediği bilinmektedir(M.E.B., 2011: 5)

1.2. Yaşlılık Dönemi

İnsanlar yaşlandıkça rollerinde ve karakterlerinde de değişimler meydana gelecektir. Bunun nedenleri arasında ise birincil olarak yalnızlık yatmaktadır. İnsan doğar, büyür evlenir ve ölür. Doğup büyüyen insan evlenir ve çocuk sahibi olur. Zaman içinde çocuklar evlenip yuva sahibi olurlar ve başka yerlere göç ederler. Daha burada bir yalnızlık başlar ve insanlar hayatları boyunca bunlarla mücadele etmek zorunda kalırlar.

Yaşlılıkta ortaya çıkan sorunların temel nedeni;

• Endüstrileşme ve kentleşme sürecine bağlı olarak toplum ve aile yapısındaki köklü değişimlerle birlikte büyük

167 TOPLUMSAL VE SİYASAL BİLİM ARAŞTIRMALARI

oranda yaşlının bağımsız yaşaması ve buna bağlı olarak ekonomik desteğin azalması

• Yaşlının emekli olması ile gelirinin azalması ya da emekli olabileceği bir işinin olmaması neticesinde çalışamaz duruma geldiği taktirde düşük gelir düzeyinde yaşaması

• Emeklilikle birlikte zamanı kaliteli kullanamaması • Konutların yaşlıların ihtiyacına yönelik yapılmaması • Toplumsal ve teknolojik değişimleri yakalamakta zorluk

çekmesi olarak sıralanabilir (Arpacı, 2005:119-120). 1.3. Yaşlılık Tipleri

Yaşlanma süreci insanın hem akli hem de fiziksel görünüşündeki değişikliklerle birlikte gerçekleşir. Yaşlı kişiler bu değişiklikleri benimsemezler ve bu değişikliklere alışmada sıkıntı yaşarlar. Ancak bu değişikliklere alışmaları önemlidir. Son yıllarda toplumlarda yaşlı insanların sayıları gün geçtikçe artmış ve toplumdaki konumları da büyük ölçüde değişime uğramıştır.Günümüzde insanlar, 65 yaşından sonra çalışmaya durdururlar. Oysa eski zamanlarda sürekli çalışırlar ve ancak hasta veya ölüm araya girmediği sürece çalışmaya bırakmazlardı(M.E.B., 2011: 6).

Yaşlılık geriye dönülmesi imkansız olan bir süreci kapsamaktadır. Yaşam süresinin son bölümleri olan yaşlanma dönemi zamana bağlı bütün değişimleri içinde barındırır. Yaşlılık tiplerini de,

168 biyolojik, sosyolojik ve psikolojik yaşlanma tipleri olarak 3 şekilde inceleyeceğiz.

1.3.1. Biyolojik Yaşlanma

Biyolojik yaşlanma zaman içinde insanların anatomisinde ve fizyolojisindeki değişimler olarak ifade edilir. İnsanın yaşlanması ilk olarak döllenme ile başlar, zaman içinde hızlanır ve orta yaş sonuna doğru ise saçlarında ağarmalar, deride kırışmalar ve kas gücünde zayıflamalar ile yaşlanma belirtileri gün yüzüne çıkmaya başlar(Arpacı, 2005: 17).

Yaşın ilerlemesi ile birlikte birçok organ ve sistemde yaşlılığa özel olmamakla birlikte yaşlanma için tipik olan "geriatrik sendromlar" olarak adlandırılan kronik hastalıkların sıklığındaki artışla ilişkili olduğu kabul edilen birçok rahatsızlık mevcuttur.

Yaşlanma yaşamımız boyunca devam edecek olan bir süreçtir. Baktığımız zaman yaşlılık belli bir dengede veya sürece göre ilerlemez. Bazı insanlarda biyolojik yaşlılık, bazı insanlarda ise kronolojik yaşlılık önde gitmektedir. İnsanda ortaya çıkan tüm bu etmenler yaşlanan insanları bir umutsuzluğa ve hayal kırıklığına itebilir. Bunun neticesinde ise umutsuzluğa düşen yaşlı birey kendini topluma karşı uzak görecek ve sosyal yaşamdan uzaklaşarak yalnızlığa düşecektir(Arpacı, 2005:17-18)

1.3.2.Sosyolojik Yaşlanma

Biyolojik yaşlanma türünde ortaya çıkan tüm etmenler yaşlı bireyleri toplumdan uzaklaştırarak sosyal bir dışlanma ortaya

169 TOPLUMSAL VE SİYASAL BİLİM ARAŞTIRMALARI

çıkarmaktadır. Sosyal yaşamdan uzaklaşan yaşlı yaşamdan herhangi bir zevk almayarak sıkıntı içerisine girmesi kaçınılmaz olacaktır.

Yaşlılık bireyde toplumsal rollerinde değişikliklere ve çoğu zamanda bu rollerinde bir kayba yol açmıştır. Çalışan bireyler için emeklilik, yaşlılıkla birlikte gelen en önemli değişikliklerden bir tanesidir. Emeklilik, beklenen türde ve bireyin kendi isteği doğrultusunda gerçekleşiyorsa bir ruhsal sıkıntı oluşturmamaktadır. Ancak emekliliğin toplumsal kurallarla belirlenip emeklilik yaşından çok önce yada sonra olması durumunda ruhsal sıkıntıya ait belirtiler ortaya çıkabilecektir(Arpacı, 2005: 21).

Son olarak yaşlanan birey toplumun bir üyesi olarak yaşamını sürdürürken çeşitli değişimlere uğramaktadır. Ortaya çıkan tüm bu değişimler emeklilik, hastalık, fiziksel gücün zayıflaması, vücut görünümündeki değişmeler ve gittikçe azalan yaşamdan zevk alma duyusu gibi olaylar yaşlı bireylerin ruh sağlıkları açısından bu grup yüksek bir risk grubu olarak belirlenmiştir(Arpacı, 2005: 22). Bu durum yaşlıların topluma karışmalarını etkileyecek ve onları sosyal yaşamdan koparacaktır.

1.3.3. Psikolojik Yaşlanma

Psikolojik yaşlanma yaşlanmayı kişilik, akılsal işlev, benlik ve kimlik kavramlarını merkez alarak tanımlar. Bu yaklaşıma göre, yaşın ilerlemesine bağlı olarak birey algılama, öğrenme, problem çözme gibi bellek kapasitesi ile kişilik kazanma özellikleri arasında uyum sağlama konusunda değişimler yaşar (Baran, 1996: 40). Zihni durgunluklar, şaşkınlıklar, yaşanılanları kavrama da yetersizlikler

170 olarak kendini gösteren psikolojik yaşlanma, sıklaşan ağrılar, belli belirsiz halsizliklerle eş zamanlı olarak görülür (Çekal, 2006: 44).

Yaşlılar, özellikle gençliğinde hayatı dolu yaşayıp, zevk alarak yaşamını sürdürmüşse yaşlılık dönemlerinde yaşlılığı daha kolay kabulleneceklerdir. Ancak bu kişiden kişiye de değişen bir bulgudur. Yaşlı birey maddi durumunun kötü olması, çevresinde tanıdık kimse kalmaması ve kendisini yakınında bulunan insanlara karşı fazlalık gibi görmesi sonucunda huzursuz bir dönem başlangıcı başlamış olabilir. Yaşlı bireylerde özellikle fiziksel görünümde yaşanan değişimler ve gençliğin verdiği atiklik ve çevikliğin artık olmaması da psikolojik olarak yaşlı insanı kötü etkileyebilir. Yaşanan bu kayıplar yaşlı bireyi umutsuzluğa iterek ruhsal çöküntülere girmesine neden olur(Arpacı, 2005: 19-20)