• Sonuç bulunamadı

Video sanatı kısaca video teknolojisiyle yapılan sanatsal ürünleri anlatmak için kullanılır. Video sanatı devinimli görüntülere dayalı sanat işlerinin bir alt türüdür. Ortaya çıkan ürünleri, televizyon, bilgisayar ya da perdede izleyebiliriz. Sinema ile arasında birçok benzerlik olmasına rağmen video sanatı sinema değildir. Eğlendirmek gibi bir kaygısı olmayan video; oyuncu, diyalog, senaryo, konu gibi sinemanın dayandığı temellere dayanmaz. Ayrıca izleyici sinemada yalıtılmış gibi salt görüntüyle baş başa kalırken, videoda; görüntünün yanında çoğu zaman monitör ya da beraberinde sergilenen malzemelere kısaca yerleştirilen mekanizmaya da tanıklık eder.

Video sanatının ilk kıvılcımları olarak,

"...1965 yılında Kore asıllı Amerikalı Sanatçı Nam June Paik’in (1932–2006), piyasaya sunulan taşınabilir ilk video kayıt cihazı Sony Portapak model kamerayı satın alıp, yaptığı ilk çekimi New York’ta bir mekanda sunması gösterilmektedir. Video sanatı için bir "milat" olarak bu olay, "tanımlama ve tarihselleştirme" açısından uygun görülmektedir."1

Video Sanatı, en etkili zamanlarını ise 1960 ve 70'lerde video kasetlerinin ve video kayıt cihazlarının ortaya çıkmasıyla yaşamıştır. Teknolojinin hızla gelişmesi, hazırlanması aşamasında hızlı şekilde dönüt alınabilmesi ve üzerinde istenilen müdahalelerin kolaylıkla yapılabilmesi video sanatına olan ilgiyi giderek arttırmıştır. Böylece günümüzde Bienal ve benzeri sergilerde artık bu sanat dalı daha fazla karşımıza çıkar olmuştur.

Disiplinlerarası bir üretim biçimi olarak Video Sanatı'nda genellikle üç kategoride çalışma yapılmaktadır. Bunlardan biri Performans, konser ya da Happining'lerin kaydedilmesi yani eyleme tanıklık etmesi amacıyla kullanılmasıdır. Bunlardan, Bruce Nauman, Joseph Beuys, Richard Serra, Rebecca Horn, Carolee Schneeman,

1

Fırat Arapoğlu, "Heykel Formu Olarak Video: Nam June Paik ve Shigeko Kubota

Özelinde Video-Heykel", II. Uluslararası Dokimeon Mermer Heykel Sempozyumu Bildirileri Kitabı, Afyon 2008, s. 245-261.

Valie Export gibi isimler performanslarını kaydetmek için videoyu etkin olarak kullanan sanatçılardan sadece bir kaçıdır. İkincisi deneysel videodur. Burada elektronik olarak hazırlanan görüntü üzerinde gerek renk gerekse biçim olarak istenilen değişiklik yapılmaktadır. Bu alanda çalışmalar yapan ünlü sanatçılar arasında Judith Barry ve Bill Viola yer almaktadır. Üçüncü olarak, video yerleştirmeleri, video heykelleri ya da asamblajları gelmektedir. Çok sayıda televizyonun başka bir düzenin elemanları ile birlikte kullanılmasından oluşur. Bu kategorinin en önemli temsilcisi ise Nam June Paik'dir.

"Ben elektronik ressam olacağım" diyen Paik, 1950'lerde gelişmekte olan televizyon teknolojisini farklı yerlerde kullanmayı keşfetmeye başlamıştır. Tesadüfen mıknatısın televizyon görüntüsünü bozduğunu fark eden sanatçı bununla ilgili bir çok denemeler yapmıştır.

Sanatçı, Almanya Wuppertal'daki Parnass Galerisinde, "Müzik/Elektronik Televizyon Sergisi" adı altında 13 televizyon ekranını bir araya getirerek 13 farklı ve karmaşık görüntü sergilemiştir. Böylece, sanatçı yapmış olduğu bu "elektronik resim" ile video sanatı bağlamında önemli olan etkinliklerden birisini gerçekleşmiştir. Paik, daha sonra Amerika'ya yerleşmiş ve Harlem'den hurda televizyonlar toplamaya başlamıştır. Aynı zamanda atölye olarak kullandığı evinde topladığı televizyon, tel, pervane gibi bu hazır malzemelerle asamblaj tekniğinde ilk robotunu yapmıştır. (Resim 67) "Caddelerde ve sahnede performanslarının parçası olan tamamen uzaktan kumanda ile çalışan, Robot K-456 insancıllaştırılmış teknolojinin mükemmel bir ifadesidir."1

1

John G. Hanhardt, "Nam June Paik (1932-2006) Video Art Pioneer", Amerikan Art, Cilt 20, Sayı 2, JSTOR 2006, s. 148-153.

Resim 67: Nam June Paik, "Robot K-456", 19641

Paik, aynı dönemlerde viyolonsel sanatçısı Charlotte Moorman ile çalışmalar yaparak video sanatını, klasik müzik performanslarının geleneksel formunu sarsacak nitelikte performanslarla birleştirmiştir. Bunu en iyi örneklerinden bir tanesi "TV CELLO" adlı video sanatı performansıdır. Bu performansta Nam June Paik asamblaj tekniğini kullanarak üç televizyonu üst üste koyup bir viyolonsel yapmıştır ve televizyon ekranları başka viyolonselistlerin viyolonsel çalarkenki görüntülerini göstermektedir. Paik'in, sesleri bozmayı ve enstrümanların kullanım şekillerini değiştirmeyi sevmesi nedeniyle bu viyolonselden çıkan ses klasik viyolonsel sesinden biraz farklılık göstermektedir.

Paik, daha sonra televizyon setleri ile Video Bayrak çalışmalarını oluşturmuştur. Biçimsel olarak bir Fransız bayrağını oluşturduğu çalışmasından sonra sanatçı, Amerikan bayrağını form olarak kullanmıştır. Paik bu çalışmada lazer diskler, on üç inçlik monitörler gibi birçok ileri teknoloji donanımı bir araya getirmiştir. 7 dikey 12 yatay sırada toplam 70 adet monitörden oluşan çalışmada Özgürlük Heykeli görüntüleri ve Amerika başkanlarının görüntüleri saniyelik hızlarla değişmektedir. Jasper Johns'un kolaj tekniğini kullanarak yaptığı bayrak resimlerini andıran bu çalışmalar, Paik'in ellerinde asamblaj tekniğinde üç boyutlu teknolojik nesnelerin bir araya gelmesiyle bu defa elektronik resimlere dönüşmüştür.

1

Paik, "Robot Ailesi: Baba ve Robot Ailesi: Anne" (Resim 68) isimli çalışmasında asamblaj olarak tanımlayabileceğimiz heykelsi bir form içerisinde monitörler, antenler ve radyo kasalarını insan biçiminde düzenlemiştir. Sanatçı, daha sonra da renkli ve sesli olan "Elektronik Otoban" (Amerika Kıtası) adlı eserini gerçekleştirmiştir. Birleşmiş Devletler haritası şeklinde oluşturulan yapıda 313 monitörlü kapalı devre video montajı ve 49 kanal, neon ve çelik yapı kullanılmıştır.

Resim 68: Nam June Paik, "Robot Ailesi: Baba ve Robot Ailesi: Anne", 19861 Paik, televizyonu kendi içeriğinden kopararak farklı bir kılığa sokmuş hatta ekranı bir tuval gibi kullanmıştır. TV ve elektronik aletleri kesmiş, biçmiş, boyamış, onları asamblaja ve mekân yerleştirmelerine dönüştürmüştür. Bu bağlamda günlük hayatın içinde yerleşik olan eşya ve araçlara farklı biçimde bakmamızı sağlamış ve bunların fonksiyonunu sorgulayan Dadaistler gibi davranmıştır. Tüketim, açgözlülük, makam hırsı gibi şeylere sarkastik yaklaşan Paik, alışılmış kalıpları mizahi anlayışı ve zekasıyla yıkmayı başarmıştır.