• Sonuç bulunamadı

1.2 VERGİ REKABETİ

1.2.6 Vergi Rekabetinin Etkileri

1.2.6.1 Vergi Rekabetinin Olumlu Etkileri

Vergi rekabetinin olumlu etkilerini, vergi indirimleri, vergi gelirleri ve yatırımlar açısından inceleyebiliriz.

1.2.6.1.1 Vergi İndirimlerine Neden Olması

Vergi rekabetinin etkilerinin incelenmesinde vergi oranlarının dikkate alınmasının üç nedeni vardır. Bunlardan ilki olan vergi rekabeti, diğer ülkelerin sermaye çekmek için indirimli oranlar uygulamalarına karşılık olarak ülkelerin vergi oranlarını indirmeleri şeklindedir. İkincisi, standart bir karşılaştırma sonucu doğan rekabettir. Burada seçmenler kendi bulundukları yerlerdeki oranları diğer benzer yerlerle karşılaştırmaktadırlar. Üçüncü olarak, ABD gibi bazı önemli ülkeler vergi politikalarında yenilik tarzında değişiklik yapmaktadırlar. Bu değişiklikler diğer ülke politika yapımcıları ve medyada önemli etkiler yapar98.

Vergi rekabeti nedeniyle, bir ülkede yapılan vergi indirimleri, diğer ülkeleri de vergi indirimine gitmeye zorlamaktadır.

97 KILIÇASLAN, a.g.e., s.29. 98 GÜNAYDIN, ESER, a.g.m., s.135.

1980’lerde Amerika ve İngiltere’de ki vergi indirimlerine yanıt olarak OECD ülkelerinin (İspanya ve Portekiz dışında) tamamı, 1936-1991 yılları arasında, marjinal gelir vergisi oranlarında indirime gitmişlerdir.

Reagan hükümetinin vergi indirimlerini takiben AB üyesi ülkelerden (Portekiz dışında) tamamı 1985-1998 yılları arasında, kurumlar vergisi oranlarında indirime gitmişlerdir.

Vergi rekabeti, ulus devletlerin vergileme yetkisini kötüye kullanmalarını engelleyerek, vergi oranlarını aşağıya çekmeleri yönünde bir baskı unsuru oluşturmaktadır.

Tablo 3 : OECD Ülkelerinde En Yüksek Gelir ve Kurumlar Vergisi Oranları (%) En Yüksek Kişisel Gelir Vergisi

Oranları

En Yüksek Kurumlar Vergisi Oranları Ülke 1985 1990 1995 2000 1980- 2000 Değişme 1986 1991 1995 2000 1986- 2000 Değişme Avustralya 60 49 47 47 -15 49 39 33 34 -15 Avusturya 62 50 50 50 -12 30 30 34 34 4 Belçika 76 55 58 58 -18 45 39 39 39 -6 Kanada 50 44 44 44 -16 36 29 29 28 -8 Danimarka 73 68 64 59 -7 50 38 34 32 -20 Finlandiya 64 63 55 52 -13 33 23 25 29 -4 Fransa 65 53 51 54 -6 45 42 33 33 -12 Almanya 65 65 66 59 -6 56 50 45 40 -16 Yunanistan 63 50 45 43 -17 49 46 40 40 -9 İzlanda 56 40 47 45 -18 51 45 33 30 -21 İrlanda 65 58 48 42 -18 50 43 40 24 -26 İtalya 81 66 67 51 -21 36 36 36 37 1 Japonya 70 65 65 50 -25 43 38 38 27 -16 Kore 65 60 48 44 -45 30 34 32 28 -2 Lüksemburg 57 56 50 49 -8 40 33 33 37 -3 Meksika 55 40 35 40 -15 34 34 34 35 1 Hollanda 72 72 60 52 -20 42 35 35 35 -7 Yeni Zelanda 66 33 33 39 -23 45 33 33 33 -12 Norveç 64 54 42 48 -27 28 27 19 28 0 Portekiz 69 40 40 40 -44 47 36 36 32 -15 İspanya 66 56 56 48 -18 35 35 35 35 0 İsveç 80 72 58 51 -36 52 30 28 28 -24 İsviçre 33 33 35 31 0 10 10 10 8 -2 Türkiye 63 50 55 45 -30 46 49 25 33 -13 İngiltere 60 40 40 40 -43 35 34 33 30 -5 Amerika 50 33 42 42 -28 46 34 35 35 -11 OECD Ort. (26 Ülke) 63 53 50 47 -20 41 35 33 32 -9

Kaynak: GİRAY, “Küreselleşme Sürecinde Vergi ...”, içerisinde yer alan tablolardan yararlanılarak tarafımızca oluşturulmuştur.

Vergi rekabeti, 1980’lerdeki ABD vergi indirimlerinden sonra hemen hemen sanayileşmiş her ülkedeki gelir ve kurumlar vergisi oranlarındaki temel indirimler yoluyla açıklanmıştır. ABD’de vergi indirimlerinin yapıldığı 1986’dan sonra, yukarıda tablodan da görüleceği üzere, en üst gelir vergisi oranları ve ortalama en üst kurumlar vergisi oranlarında düşme meydana gelmiştir. Ayrıca çeşitli ülkelerde sermaye kazançları vergileri, stopaj vergileri ve servet vergileri de düşürülmüştür99.

1980’lerde ABD ve Britanya’nın öncülük ettiği daha düşük vergi oranları uygulama sürecini kısaca verecek olursak; 1982 ve 1986 yılları arasında Britanya kurumlar vergisi oranlarını %52’den %35’e düşürmüş, bu ülkeyi izleyen ABD’de kurumlar vergisi oranını 1986’da %46’dan %34’e düşürmüştür. Daha sonra Avusturya (1988), Kanada (1986 ve 1988), Fransa (1986 ve 1993), Almanya (1990) ve Japonya (1989 ve 1991) bu ülkeleri izleyerek vergi oranlarında önemli indirime gitmişlerdir100.

Tablo 3’ü inceleyecek olursak, 26 OECD üyesi ülkeden 21 tanesi kurumlar vergisi oranlarını düşürmüştür. 1986-1990 yılları arasında, Amerika’nın uyguladığı vergi indirimi politikasını takip eden önemli sanayileşmiş ülkelerden bazıları bunlara örnek olarak Almanya % 6, Fransa % 8 ve Japonya ise % 5.5 oranında vergi indirimine gitmişlerdir101. OECD ülkelerinde en yüksek ortalama kurumlar vergisi oranı 1986’da yüzde 41 iken 2000’de yüzde 32’ye gerilemiştir. Kurumlar vergisi oranlarındaki bu stratejik düşüşün muhtemel nedenlerinden biri vergi rekabeti iken, bir diğer nedeni de kurumlar vergisi matrahının elastikiyetidir102. Kurumlar vergisi oranlarındaki bu azalma kişisel gelir vergisi için de geçerlidir. OECD ülkelerinde, ortalama kişisel gelir vergisi oranları 1985’de yüzde 63 iken, 2000’de yüzde 47’e gerilemiştir. Yine OECD’nin çoğunlukla sanayileşmiş ülkelerinde, son yirmi yılda en yüksek ortalama kişisel gelir vergisi oranlarında yüzde 20’lik bir azalma meydana gelmiştir. Vergi rekabetinin bir sonucu olarak, servet üzerinden alınan vergilerin kaldırıldığı veya azaltıldığı görülmektedir. Buna örnek olarak 1990’larda Norveç ve

99 GÜNAYDIN, ESER, a.g.m., s.135. 100 GÜNAYDIN, ESER, a.g.m., s.139.

101 C. EDWARDS, V. D. RUGY, International Tax Competition A 21 st- Century Restraint on

Government, Policy Analysis, April, 2002, s.10’dan aktaran GİRAY, “Küreselleşme Sürecinde Vergi ...”, s.106.

İsveç servet vergilerini düşürmüşlerdir. Danimarka, Hollanda, Avusturya ve Almanya ise tamamıyla kaldırmışlardır103.

Vergi rekabeti dolayısıyla vergi oranlarının düşürülmesi, ekonomik büyüme ve kalkınma üzerinde olumlu sonuçlar ortaya çıkarır. Düşük vergi oranları aynı zamanda vergi gelirlerinin artmasını sağlar104. Buna literatürde Laffer etkisi denir.

1.2.6.1.2 Vergi Gelirlerinin Daha Etkin Kullanılması

Federal bir devlet yapısında eyaletler ve yerel yönetim organları arasındaki vergi rekabeti, vatandaşlara daha iyi hizmet sunulmasını sağlar. Vatandaşlar, daha düşük vergi uygulayan yerleşim bölgelerine göç edebileceklerinden yerel yönetimler, bir taraftan vergi oranlarını azaltırken, diğer taraftan sınırlı vergi kaynakları ile daha iyi hizmet sunma gayreti içerisinde olacaklardır105. Bu da Tiebout teorisini aklımıza getirir.

Vergi rekabetinin yararlı olduğu görüşü daha çok kamu tercihi teorisi ile ilişkilendirilmiş çalışmalarda kendisini göstermektedir. Kamu tercihi teorisine göre, vergi rekabeti, toplumun refah düzeyini vergi rekabetinin olmadığı duruma göre yükseltmektedir. Bunun nedeni ise, vergi rekabetinin bürokratların rant kollama (rent-seeking)106 faaliyetlerini azaltması ve kamu kaynaklarının daha etkin kullanımını sağlamasıdır107.

Vergi rekabeti sonucu daha düşük vergiler uygulanacağı için bunun kamu gelirleri üzerinde bir baskıya neden olacağı açıktır. Dolaylısıyla kamu harcamalarının ve bununla beraber kamu hizmetlerinin birleşiminde seçmenlerin tercihlerine daha çok önem verileceği bir durumun ortaya çıkması beklenir. Vergi rekabeti kamu

103 EDWARDS, RUGY, a.g.m., s.13’den aktaran GİRAY, “Küreselleşme Sürecinde Vergi ...”,

s.107.

104 AKTAN, VURAL, a.g.m., s.16.

105 EDWARDS, RUGY, a.g.m., ss.19-20’den aktaran AKTAN, VURAL, a.g.m., s.15.

106 Rant kollama (Rent Seeking) kavramını iktisat biliminde ilk kullanan Anne Krueger' dir. Amerikalı

iktisatçı Krueger, 1974 yılında yazdığı ve "Rant Kollayan Toplumun Politik İktisadı" başlığını taşıyan makalesinde çıkar ve baskı gruplarının ithalat izni için alınan lisans belgelerini elde etmek için giriştikleri faaliyetleri Rant Kollama olarak adlandırmıştır.

Mevcut literatürde rant kollama, çıkar ve baskı gruplarının devlet tarafından "suni" olarak yaratılmış bir ekonomik transferi elde etmek için giriştikleri faaliyetleri ve bu amaçla yapmış oldukları harcamalara denir, Coşkun Can AKTAN, Rant Kollama Teorisi,

http://www.canaktan.org/canaktan_personal/canaktan-arastirmalari/toplam-ahlak/aktan-rant- kollama.pdf (Erişim:12.01.2010).

hizmetlerinin finansmanını azaltmaz. Daha çok kamu hizmetleriyle orantılı finansman sağlamayı teşvik eder ve rekabet arttıkça yararlanama prensibine daha çok yaklaşır108.

1.2.6.1.3 Yatırımların Artmasını Sağlar

Vergi rekabeti uygulamaları sonucunda ülkeye, vergisel düzenlemelere duyarlı yabancı sermaye ve yatırım girişi artmıştır. Özellikle finansal sermaye yatırımları için vergi önemli bir faktör iken doğrudan yabancı sermaye yatırımları için vergi yanında bir çok unsur etkili olmaktadır109.

Şekil 3 : Dünyada Yabancı Doğrudan Yatırım Akışı (1990-2003)

Kaynak: GİRAY, a.g.m., s.109.

Şekil 4 : Dünyada Yabancı Portföy Yatırımları (1990 –2000)

Kaynak: GİRAY, a.g.m, s.109.

108 KILIÇASLAN, a.g.e., s.41. 109 ENGİN, a.g.e., s.27.

Şekil 3 ve 4’ü inceleyecek olursak yatırımların özellikle küreselleşmenin hızlandığı, ABD ve Britanya gibi ülkelerin vergi indirimlerine başladığı 1985’den sonra arttığı, 2000 yılında ise akışın oldukça yükseldiği, daha sonra ise azaldığı görülmektedir. Bu düşmeye rağmen, her iki yatırım türünde de akışın, 1990’daki düzeyden daha yüksek düzeyde olduğu görülmektedir.