• Sonuç bulunamadı

VERGİ KAYBINA NEDEN OLMAYAN KABAHATLER (USULSÜZLÜKLER)

GK 239 ve devamı maddelerinde yer verilen usulsüzlük kabahatleri, doğurduğu sonuçlar itibarıyla vergi aslı üzerinde etkili olmazlar. Ceza nispi veya maktu tutarlar olarak hesap edilir. GK’da usulsüzlük olarak adlandırılan fiillerin bazılarında hem harekete hem de neticeye yer verilmesine karşın bazılarında sadece neticeye yer verilmiştir. Neticeye yer verilen fiiller bakımından da sırf hareket suçu olarak

56

düzenlenmiştir. Öğretide bu gruptaki fiillere ilişkin usulsüzlükler genel usulsüzlük olarak anılmaktadır185.

Usulsüzlük fiilleri ve cezaları GK’da aşağıdaki maddelerde şöyle belirtilmiştir:

“-Bu Kanunda ayrı bir ceza tayin edilmiş haller saklı kalmak üzere, bu Kanuna ve bu Kanunda tanınan yetkilere dayanılarak çıkarılan ikincil düzenlemelerle getirilen hükümlere aykırı hareket edenlere söz konusu düzenlemelerde açıkça öngörülmüş olması kaydıyla yüzbeş TL186 usulsüzlük cezası uygulanır” (GK m. 241/1).

“-İthalat veya ihracat vergilerinden muaf eşyayı belirlenen gümrük kapıları dışında başka yerlerden izinsiz olarak ithal veya ihraç veya bunlara teşebbüs edenlerle, bu tür eşyayı gümrük işlemlerini yaptırmaksızın yurda sokanlar veya çıkaranlar ile buna teşebbüs edenlerden, sözkonusu eşyanın ithalata konu olması halinde, CIF değerinin, ihracata konu olması halinde ise FOB değerinin onda biri oranında para cezası alınır”

(GK m. 239/1).

- “Gümrük vergileri ödenmek suretiyle ihraç edilebilen eşyayı, gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın veya gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin Türkiye Gümrük Bölgesinden çıkarılmasında eşyanın gümrük vergilerinin yanı sıra bu vergilerin iki katı idari para cezası verilir” (GK m. 239/2).

GK m. 241/3’de belirtilen ve aşağıdaki usulsüzlükler için usulsüzlük cezası 105 TL’nin iki katı olarak uygulanır.

“-Gümrük idarelerince verilen kararlara dayanak oluşturan belge ve bilgilerin, ilgili kişiler tarafından yanlış olarak verilmesi,

-Vergi kaybı doğurmamasına karşın, birbirleriyle ilişkisi bulunan kişiler arasında bir satış işlemi olması ve bu ilişkinin beyan edilmemesi,

-Yabancı limanlardan gelen veya Türkiye Gümrük Bölgesinden yabancı limanlara giden gemilerin geliş ve gidişlerinde yönetmelikle belirlenecek süreler içerisinde donatan veya işleten veya acentesi tarafından gümrük idaresine bilgi verilmemesi,

-Özet beyan veya özet beyan olarak kullanılan ticari veya resmi belgenin süresi içinde verilmemesi,

185 Derdiyok, a.g.e., s. 206.

186 14.12.2017 tarihli ve 30270 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 146 seri numaralı Gümrük Genel Tebliği ile bu fıkrada yer alan usulsüzlük cezasının 01.10.2018 tarihinden itibaren 105,00 TL olarak uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

57

-Türkiye Gümrük Bölgesinde karayoluyla transit eşya taşıyan taşıt araçlarının verilen süreleri yirmidört saate kadar aşması,

-Gümrük antrepolarının teknik donanımlarında noksanlık bulunması,

-Gümrük antrepo rejimine tabi tutulan eşyanın, antrepolara konuldukları tarihte işleticiler tarafından kayıtlara geçirilmemesi,

-Dâhilde işleme rejimi ve gümrük kontrolü altında işleme rejimi kapsamında Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşyanın izin verilen süresinin bitimini takiben bir ay içerisinde rejimin gerektirdiği işlemlerinin bitirilmesi, yeniden ihracı veya gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması,

-Geçici olarak Türkiye Gümrük Bölgesi dışına çıkarılan eşyanın verilen süreyi aştıktan sonra geri getirilmesi,

-Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ihraç eşyasının yapılan beyan ve eki belgelere göre miktar veya cinsinde %10’dan fazla farklılık çıkması, -Serbest bölgelerde çalışan veya buralara giren ve çıkan kişilerin bu Kanunla konulmuş kurallara uymaması,

-Geçici ithalat rejimi kapsamında Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşyanın verilen sürenin bitimini takiben bir ay içerisinde yeniden ihraç edilmesi veya gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması,

-Geçici ithalat rejimi kapsamında ithal edilen eşyanın gümrük idaresine bilgi verilmeden, ancak süresi içerisinde Türkiye Gümrük Bölgesinin dışına çıkarıldığının kabul edilebilir belgelerle kanıtlanması.

GK m. 241/4’de belirtilen ve aşağıdaki usulsüzlükler için usulsüzlük cezası 105 TL’nin dört katı olarak uygulanır.

-Bir kişinin geçerli bir temsil yetkisi olmadığı halde başka bir kişi adına veya hesabına gümrük idarelerinde iş takip etmesi,

-Karayolu taşıtlarının gümrük idaresinin izni olmadan yük veya yolcu alarak yoluna devam etmesi,

-Usulüne aykırı olarak taşıtlardan eşya boşaltılması, özet beyan veya özet beyan olarak kullanılan ticari ve resmi belgelerde kayıtlı eşyanın cinsinin yanlış beyan edilmesi veya kapların türleri ile üzerlerinde kayıtlı numara ve işaretlerin özet beyan kayıtlarına uygun olmaması,

58

-Türkiye Gümrük Bölgesinde karayoluyla transit eşya taşıyan taşıt araçlarının 91 inci maddeye göre verilen süreleri kırksekiz saate kadar aşması,

-Genel antrepo ve serbest bölgelere getirilen parlayıcı, patlayıcı veya bir arada bulundukları eşya için tehlikeli olan ya da korunmaları özel düzenek ve yapılara gerek gösteren eşyanın kanun hükümlerine aykırı olarak genel amaçlı eşya konulan yerlerde depolanması,

-Gümrük antrepolarında bulunan eşyanın gümrük idarelerinin izni olmaksızın elleçlemelere tabi tutulması.

-Geçici ithalat rejimi kapsamında Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşyanın verilen sürenin bitimini takiben iki ayı aşmayan sürede yeniden ihraç edilmesi veya gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması,

-Dâhilde işleme rejimi ve gümrük kontrolü altında işleme rejimi kapsamında Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşyanın izin verilen süresinin bitimini takiben iki ayı aşmayan süre içerisinde rejimin gerektirdiği işlemlerinin bitirilmesi, yeniden ihracı veya gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması,

GK m. 241/5’de belirtilen ve aşağıdaki usulsüzlükler için usulsüzlük cezası 105 TL’nin altı katı olarak uygulanır.

-Türkiye Gümrük Bölgesinde karayoluyla transit eşya taşıyan taşıt araçlarının verilen süreleri yetmişiki saate kadar aşması,

-Geçici ithalat rejimi kapsamında Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen taşıtlara verilen sürenin bitimini takiben üç ayı aşmayan sürede yeniden ihraç edilmesi veya gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması.”

GK m. 241/6’da belirtilen ve aşağıdaki usulsüzlükler için usulsüzlük cezası 105 TL’nin sekiz katı olarak uygulanır.

“-Türkiye Gümrük Bölgesine giren gemilerin rota değiştirmesi, yolda durması, başka gemilerle temas etmesi, gümrük gözetimi yapılması için yol kesmemesi veya gümrük idaresi bulunmayan yerlere yanaşması ile yükü bulunmadığı durumlarda, yük almadığının veya yükünün başka bir limana çıkarıldığının veya avarya olduğunun kanıtlanamaması,

-Taşıt araçlarının önceden belirlenmiş yollar dışında seyretmesi,

-Türkiye Gümrük Bölgesinde karayoluyla transit eşya taşıyan taşıt araçlarının verilen süreleri yetmişiki saatten daha fazla bir süre ile aşması.

59

-Yazılı olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile beş yıl süreyle saklanması gereken belgelerin gümrük kontrolü sırasında ibraz edilmemesi.”

GK m. 241/7’da belirtilen ve aşağıdaki usulsüzlükler için usulsüzlük cezası her bir işlem için 5.000 TL uygulanır.

60

İKİNCİ BÖLÜM

GÜMRÜK İDARESİ İŞLEMLERİNDE MUHATAP (YÜKÜMLÜLER)

Gümrük yükümlülüğü kavramı, GK m. 3/8-b’de yükümlülerin vergileri ödemesi zorunluluğu olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla gümrük yükümlülüğü, gümrük vergileri özelinde ortaya çıkan ve vergi temelinde açıklanan bir kavramdır. Şüphesiz bu yükümlülük gümrük vergileri bakımında şekli (beyan verme) ve maddi (vergileri ödeme) ödevlerin tamamını içinde barındırır.

GK’nun 3.maddesinin 1.fıkrasının 2.bendine göre, “yükümlü” gümrük yükümlülüklerini yerine getirmekle sorumlu olan tüm kişileri ifade eder. Görüleceği üzere gümrük vergisinde işlemlerin muhatabı konumundaki kişilerin kapsamı oldukça geniş tutulmuştur. Bunun bir sebebi farklı gümrük rejimlerine187 göre ortaya çıkan sorumlulukların kapsamıyla ilgilidir. Gümrük mevzuatının, işlemlere muhatap olacak kişileri geniş ölçekte ele almasının idari sebebinin tabi tutulacak gümrük rejimi kapsamındaki işlemlerin güven içinde gerçekleştirilmesi olduğu söylenebilir.

Türkiye Gümrük Bölgesine giren ya da buradan çıkan eşya beyanda bulunan kimsenin talebi doğrultusunda gümrük rejiminde tabi tutulabilir188. GK m. 58/1’e göre

“Gümrük rejimine tabi tutulmak istenen eşya, seçilen rejime uygun şekilde hazırlanan beyannamenin yetkili gümrük idaresine verilmek suretiyle beyan edilir”.

GK madde 3/17’ye göre beyan sahibinin kendi veya başkası adına beyanda bulanabilmesi mümkündür. Beyan, vergi ve para cezaları için taahhüt niteliğinde olup, beyan sahibini bağlar ve malın satılmış veya kullanılmış olması beyan sahipliği sıfatını ortadan kaldırmaz189.

GK madde 58/2’de yer verildiği üzere beyannamenin tescil ve onayı ile birlikte, eşya Türkiye Gümrük Bölgesi’nden çıkıncaya, imha edilinceye ya da gümrük beyannamesi iptal edilinceye kadar gümrük gözetimi altında kalır. Gümrük yükümlüsü bu süre içinde ortaya çıkan gümrük yükümlülüklerini getirmekle sorumlu olan bütün kişileri ifade eder.

187 Gümrük rejimlerine bu çalışmanın sonunda EK olarak yer verilmiştir.

188 Ercan, a. g. e., s.21; Selen,a.g.e., s.81-144

189 Selen, a.g.e.,s.61

61

Gümrük beyanında her rejim için farklı usul ve esaslara dayanan ödevler bulunmaktadır. Belirlenen usul ve esaslara hem beyan sahibi hem de gümrük idaresinin uyması esastır. Beyannamenin tescil tarihi, aksine hüküm bulunmadıkça, eşyanın beyan edildiği tarihteki gümrük rejimine ilişkin tüm hükümlerin uygulanmasında esas alınır190.

A. GÜMRÜK İŞLEMLERİNDE MUHATAP (YÜKÜMLÜ) ÇEŞİTLERİ Gümrük mevzuatı farklı gümrük rejimleri bakımından değişiklik arz eden hükümler içerdiğinden ilgili eşyanın tabi olduğu gümrük rejimine göre muhataplar ve uygulanacak kurallar da farklılık arz eder.191

Gümrük rejimleri eşyaların Türkiye Gümrük Bölgesi’ne giriş ve /veya çıkışlarında hareketlerini belirleyen işlem süreçleridir192. Süreçlerin her aşamasının bir tek kişi tarafından yerine getirilmesi çoğu zaman mümkün olmayabilir. Bu nedenle asıl yükümlü başta olmak üzere idarenin karşısına bu yükümlülükleri taşıyan kişi ya da kişiler

“yükümlü” , “sorumlu”, “beyan sahibi”, “muhatap olan” “borçlu” , “eşya sahibi” , “rejim hakkı sahibi” “adına beyanda bulunulan”, ilgili kişi”, “bilen kişi”, “bilmesi gereken kişi”

gibi olmak üzere farklı konumda muhataplar çıkmaktadır193. Yukarıda belirtilen kişilerin GK kapsamında gümrük yükümlülüğü kapsamına giren bir konuda, kanuna aykırı olarak gerçekleştirdikleri vergiyi doğuran olaylar veya fiiller gümrük yükümlülüğünün doğmasına engel oluşturmaz. Normal koşullardaki kişiler gibi yükümlülükleri doğar194.

Gümrük işlemlerinde muhatabın taşıdığı sorumluluklar rejimlere ve muhatabın hukuksal konumuna göre farklılıklar arz eder. Bu nedenle muhatapların kimler olduğunun ve gümrük işlemindeki hukuki konumunun tespiti, itiraz edenin veya davacının kim olduğunun belirlenmesi yönünden önem arz eder.

Muhatap genel kullanımda da yükümlüden ve sorumludan daha geniş bir anlamı ifade etmektedir. Aynı vergi mükellefi ve vergi mükellefinden daha geniş bir şekilde kullanılan vergi ödevlisi arasındaki ilişki gibidir.195 Ödevli kavramı yükümlü kavramından nasıl daha geniş bir alanı ifade ediyorsa muhatap kavramı da gümrük işlemlerinde yükümlüyü kavrayan bir anlam taşır. Vergi ödevlisi olmak için nasıl kişinin

190 Yüce, Çelikkaya, a.g.e., s. 80.

191 Ercan, a.g.e., s. 21.

192 Ercan, a.g.e., s. 20.

193 Özgecan Gök, a.g.e., s. 59 ve 51; Aynı yönde bkz. Saygılıoğlu, Gerçek a.g.e., s. 141; Selen, a.g.e., s. 22.

194 Özgecan Gök, a.g.e.,s. 51.

195 Şenyüz, Yüce, Gerçek, Vergi Hukuku, a.g.e., s. 110.

62

üzerine maddi bir yükümlülük düşmesi gerekmiyorsa gümrük işlemlerinde muhatap kişinin üzerine parasal maddi yükümlülük düşmesi şart değildir. Bu durumda, GK bakımından “muhatap” kavramı gümrük vergilerinden kaynaklanan yükümlüler ile gümrük vergisi sonucu doğurmayan fiillere ilişkin ödevlileri ifade etmektedir.

GK esas itibarıyla Türkiye Gümrük Bölgesine eşya giriş çıkışlarıyla ilgili düzenlemeleri içeren bir usul kanunudur196 ve GK m. 3/3 ‘te kişi deyimi uygulaması ve kapsamı bakımından;

i-Gerçek kişiler ii-Tüzel kişiler

iii-Hukuken tüzel kişilik statüsüne sahip olmamakla birlikte yürürlükteki mevzuat uyarınca hukuki tasarruflar yapma yetkisi tanınan kişiler ortaklığından oluşur, şeklinde açıklanmıştır.

Burada dikkat çeken husus hukuken tüzel kişilik statüsüne sahip olmayan kişilerle ilgili durumdur. Bu ortaklıkların Türk Medeni Kanunu (TMK)197 anlamında kişiliği olmamakla birlikte GK’ya göre adeta TMK’ya göre bir kişiymiş gibi mevzuatının uygulanması bakımından hak ve borçlara ehil olabilecekledir.

GK’da gümrük yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olan kişilerden bahsedilmiştir. Bu anlamıyla GK’da “yükümlü” kavramının, kelime anlamına uygun tanımlandığını görmekteyiz198. Gümrük beyannamesini imzalayan gerçek ve tüzel kişiler ile ortaklık şeklinde oluşan hukuki varlıklar yükümlü kişi sayılmaları nedeniyle gümrük yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. Gümrük yükümlülükleri için kişinin beyannameyi imzalaması yeterlidir. Beyannameyi imzalayan kişinin gümrüğe konu eşyanın sahibi olup olmaması önemli değildir. Bu nedenle gümrük yükümlülüğü eşya sahipliğine bağlanmaz199.

Yükümlülüklerin gümrük vergilerine ilişkin şekli ve maddi ödevleri yanında gümrük vergileri dışı kalan bazı usuli işlem ve ödevlerinde yerine getirilmesini kapsadığının kabulü gerekir200. Özellikle GK’nın 4. maddesi “gümrük idareleriyle muhatap olan kişiler bu Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan tüzük, kararname ve yönetmelik hükümlerine uymak; gümrük idarelerinin gerek bu Kanunda gerek diğer

196 Selen, a.g.e., s. 284.

197 Türk Medeni Kanunu; (Kanun No: 4721, Resmi Gazete: 08.12.2001, tarih ve 24607 sayısı)

198 Ercan, a.g.e., s. 211.

199 Selen, a.g.e., s. 171

200 Özgecan Gök, a.g.e., s. 44.

63

kanun, tüzük ve kararnamelerde yazılı hükümlere göre yapacağı gözetim ve kontrollere tabi olmak; bu idarelerin kendi adına veya başka idareler nam veya hesabına tahsil edeceği her tür vergi, resim, harç ve ücretleri ödemek veya bunları teminata bağlamak;

kanun, tüzük, kararname ve yönetmelik hükümlerinin uymayı zorunlu kıldığı her tür işlemleri yerine getirmekle sorumludurlar” düzenlemesine yer vermştir. Bu madde gümrük yükümlülerinin GK dışındaki mevzuat bakımından da “sorumlu” kavramı kullanarak kısaca gümrük vergileri dışındaki kalan konulara da açık kapı bırakmıştır.

Gümrük vergilerinin tahakkuk ettirilerek tebliğ edilmesi için gümrük yükümlülüğünün doğmuş olması şarttır. Gümrük vergilerinde yükümlülüğün doğması ve vergiler ve gereklerinin yerine getirilmesinden kimlerin sorumlu olacağı hem kişiler hem de idare bakımından önemli bir konudur. Hiç şüphesiz gümrük vergileri terimi ile ithalde alınan KDV, ithalde alınan ÖTV, gümrük vergisi, toplu konut fonu, kaynak kullanımı destekleme fonu, Kültür Bakanlığı fonu, bandrol ücreti vd bütünü ifade edilmektedir. Bu nedenle gümrük vergilerinin ödenmesinden anlaşılması gereken sayılanların tamamının ödenmesidir.

Vergi hukukunda sorumluluk, bir kimsenin kendi borcundan dolayı sorumluluğunu değil, vergiyi doğuran olayı kendi kişiliğinde gerçekleşmiş olmayan üçüncü kişinin borcunu ödemek zorunda olması anlaşılır201. Gümrük vergisinde duruma göre aynı borçtan birden fazla kişinin sorumlu olması şeklinde bir düzenleme yapılmıştır.

Nitekim VUK m. 8’de202 “vergi mükellefi/yükümlüsü”203 ve “vergi sorumlusu”204 olarak farklı iki anlam içeren kavram ile ele alınmakla birlikte GK’da gümrük rejimlerine bağlı ödevleri yerine getirme sorumluluğu altında bulunan kişiler 4’ncü maddesinde ele

201 Nihal Saban, Vergi Hukuku,9.b,İstanbul: Beta Yayınevi, 2019, s. 115.

202 VUK madde 8- a) “Gümrük vergileri” deyimi, ilgili mevzuat uyarınca eşyaya uygulanan ithalat vergilerinin ya da ihracat vergilerinin tümünü;

b) “Gümrük yükümlülüğü” deyimi, yükümlünün gümrük vergilerini ödemesi zorunluluğunu;…”

203 Şenyüz, Yüce, Gerçek, Vergi Hukuku, a.g.e.,s. 89-93.7 Kanunda mükellef, vergi kanunlarına göre vergi borcu düşen gerçek ve tüzel kişi(VUK m. 8) olarak tanımlanmıştır.

204 Mualla Öncel, Ahmet Kumrulu/Nami Çağan, Vergi Hukuku, Ankara: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayını No:494, 1992, s.73-74 “Vergi hukukunda sorumluluk ise vergiyi doğuran olaya ilişkisi olmayan üçüncü kişilerin yasalarla, vergiye ilişkin maddi ya da şekli ödevlerin yerine getirilmesi bakımından vergi dairesinde muhattap tutulmalarını, bazı koşullarda asıl vergi borçlusu ile birlikte veya onun yerine geçerek vergiyi kendi malvarlıklarından ödemelerini ifade eder. Başkasının vergi borcu için vergilendirmenin maddi-şekli ödevlerini yerine getirmekle görevli tutulan üçüncü kişilere vergi sorumlusu denilir.” Aynı yönde; Yusuf Karakoç, Vergi Hukuku, Ankara: Yetkin Yayıncılık, 2014, s.218. “Vergi sorumlusu, kendisi yükümlü olmayan ama, ancak yükümlü ile kanunda belirtilen bazı ilişkileri nedeniyle, belli durumlarda kendisine vergi borcuyla ilişkili bir takım ödevler yüklenmiş olan kişidir.

64

alınmıştır. Bu maddenin sonunda 5911 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önce madde sonundaki “yükümlüdürler” ibaresi “sorumludurlar” olarak değiştirilmiştir. Mevcut haliyle de gümrük işlemlerine muhatap olan kişilerden bahsederek “Gümrük idareleriyle muhatap olan kişiler bu Kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile bunlara dayanılarak çıkarılan mevzuat hükümlerine uymak; gümrük idarelerinin gerek bu Kanunda gerek diğer mevzuat hükümlerine göre yapacağı gözetim ve kontrollere tabi olmak; bu idarelerin kendi adına veya başka idareler nam veya hesabına tahsil edeceği her tür vergi, resim, harç ve ücretleri ödemek veya bunların teminata bağlamak; mevzuat hükümlerinin uymayı zorunlu kıldığı her tür işlemleri yerine getirmekle sorumludurlar”

hükmüyle sorumluya bir çerçeve çizilmiştir. Yükümlü kavramıyla da gümrük vergilerini ödemek zorunluluğunu yerine getirmekle sorumlu bütün kişiler ifade edilmiştir (GK m.

3/8-b ve 11). Böylelikle “sorumluluk” ile “yükümlülük” ayrı ayrı düzenlenmiş hale gelmiştir205.

GK’da yükümlü kavramı ile sorumlu kavramı ayrı terimler olarak kullanılmışsa da yerine getirilmesi gereken ödevler itibarıyla ele alındığında bir biri içine geçecek şekilde kullanıldığı görülmektedir. Sorumluluk kapsamına bakıldığında GK’nun uygulanmasında yer alan kişileri kapsayacak şekilde düzenlendiği görülmektedir. Bunun doğal sonucu olarak GK’da gümrük yükümlüsü veya yükümlülüğü veyahut gümrük sorumluluğu kavram ve ayırımlarına genel vergi hukukunu ifade eden VUK’taki anlam ve şekliyle yer verilmediği hatta bütünüyle farklı bir kavram olarak kullanıldığı görülmektedir206. GK’daki böyle bir ifade tarzının sorumluların yükümlülüklerini derece bakımından ayırımı güçleşmektedir. Bu sistematiği kanun koyucunun bilinçli kullandığı ve vergi güvenliği nedeniyle kanunda belirtilen statüdeki tüm ilgili kişilerin birlikte yani ortaklaşa sorumluluğunun kabul etmek istendiği anlaşılmaktadır207. Nitekim, GK m.

192’de “Gümrük vergilerinin ödenmesinden birden çok yükümlünün sorumlu olduğu hallerde, bunlar söz konusu vergilerin ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumludurlar” hükmünün yer almasıyla yükümlülük şekilleri ne olursa olsun nereden kaynaklanırsa kaynaklansın birlikte sorumluluk hali benimsenerek muhatap genişletilmiştir. Bunun anlamı gümrük idaresinin her bir yükümlüden tamamen ya da kısmen yükümlülüğün yerine getirilmesini talep edebilmekte ve toplam yükümlülük sona

205 Nural, a.g.e., s. 15.

206 Tuncer, a.g.e., s. 206.

207 Özgecan Gök, a.g.e., s. 65.

65

erinceye dek tüm borçluların yükümlülüğünün devam etmesidir208.

Yukarıdaki yaklaşımın kabul görmesi esasen gümrük ve ekonomik politikayla yakından ilişkili olup, sorumluluğun kapsamını geniş tutan kanun koyucunun hem ithalat ve ihracat işlemlerinin kanuna uygun yürütülmesine yardımcı olurken hem de kaybına neden olan durumlarda kamu alacağının tahsilini güvence altına almaktadır209.

Sorumlu kavramı GK’daki gümrük rejimleri kapsamında daha çok cezai işlemlerin muhatabı olan kişiler için kullanılmıştır. Öyle ki, GK uygulamaları bakımından gümrük idaresi karşısında bu yükümlülükleri ifade edilmek üzere, “yükümlü”, “sorumlu”,

“muhatap olan”, “borçlu”, “beyan sahibi”, “eşya sahibi”, “adına beyanda bulunulan”

“rejim hak sahibi” , “ilgili kişi”, “yetkilendirilmiş yükümlülük”, “gümrükçe onaylanmış kişi” ve gibi kavramlar kullanılmıştır210. Kullanımlarda terminolojik bir bütünlük olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla tipik bir kavram yerine yeri geldikçe konuyu en iyi açıklayacağı düşünülen bir o andaki kavram anlayışı yerine unsurlarıyla tanımlanmış kavramların kullanımı hâkim kılınmalıdır. Hatta gümrük işlemlerindeki karışıklığı ve uzun gümrükleme süreçlerini kısaltmak amacıyla özellik arz eden “yetkilendirilmiş yükümlülük” ve “gümrükçe onaylanmış kişi” statülerine, torba kavram olarak nitelendirmek yanlış olmaz.

Gümrük yükümlülüğü gümrük vergilerinin ödenmesi zorunluluğu ile sınırlı tutan tanımlamadır. Gümrük yükümlülüğünün gümrük vergilerinin ödenmesi zorunluluğunu aşan sorumlulukları kapsam dışında bırakması nedeniyle isabetli olmamıştır.

Yükümlülük ve sorumluluk çeşitlerinin birbiri içine girerek karışmasına müsait bir zemin oluşturmuştur. Hukukta geniş ölçekli olarak kullanılan “yükümlü” ve “sorumlu”

kavramlarının VUK’ta olduğu gibi yükümlü için maddi ve şekli ödevlerden, sorumlu için şekli ödevlerden sorumlu tutulacak şekilde kullanılması yönünde yapılacak düzenlemeler daha isabetli olacaktır.

Gümrük uyuşmazlıkları ise bu kişilerle gümrük idaresi arasında çıkan görüş farklılıklarını içeren idari işlemler şeklinde karşımıza çıkmakla beraber konu yükümlü çeşitleri ayrımı yapılarak ele alınması farklılıkları ve sorumluluk derecelerini anlamak bakımından yararlı olacaktır.

Gümrük uygulamalarında yükümlü ile yükümlünün özel bir çeşidi olarak temsilci

208 Özgecan Gök, a.g.e., s. 66.

209 Ercan, a.g.e., s. 212.

210 Özgecan Gök, a.g.e., s. 44-45.

66

ve sorumlulara yer verilmiştir. Bu nedenle gümrük işlemlerine muhatap olanların “asıl yükümlü”, “temsilci yükümlü” ve “sorumlu yükümlü” olmak üzere üç başlık altında ele

ve sorumlulara yer verilmiştir. Bu nedenle gümrük işlemlerine muhatap olanların “asıl yükümlü”, “temsilci yükümlü” ve “sorumlu yükümlü” olmak üzere üç başlık altında ele