• Sonuç bulunamadı

3 5 VENTA SILURUM

Günümüzde Caerwent diye bilinen kent, Gwent’te Newport497 yakınında küçük bir yerleimdir. Kentin planı tipiktir ve askerlerin Britanya kentleri üzerindeki

etkisini vurgulamaktadır498. Kentin M.S. II. yüzyılın sonlarına doru surların yapımı

ile belirlenen çeperi, surlar tam anlamıyla dorusal olmasa da kareye yakın

dikdörtgendir. Dou ve batı kapılarını birbirine balayan yol kenti gerçek anlamda

491

Bradford, E., Akdeniz-Bir Denizin Portresi, 2004, s. 197. 492

Clayton, P.A., Price, M, J., Antik Dünyanın Yedi Harikası, 1999, s. 135. 493

Clayton, Price, y.a.g.e., s. 135. 494

Bonnard, A., Antik Yunan Uygarlı&ı, Euripides’ten $skenderiye’ye, 3. cilt, 2004, s. 212.

495

Hellenistik dönemde bahsedilen üç kültür merkezinden di&er ikisi, Pergamon ve Antiokheia idi. Bu

dönemde kültür bakımından önemli tek merkez yerine Grek kültürünün ula#mı# oldu&u yerlerde

kurulmu# birden fazla kültür merkezi vardı. Bu sayılan üç kent dı#ında, Rhodos, Tarsos, Soloi ve

Syrakusai dönemin önemli kültür merkezlerindendi. bkz, 93-94. 496

Demiri#, 2005-2006, s. 79-80.

497

Newport: Büyük Britanya’nın Wales bölgesinin üçüncü büyük #ehridir.

498

ikiye bölmektedir. Kuzey ve güney duvarlarındaki kapılar karılıklıdır ve bu

kapılardan geçen yollar kent forumunun iki yanından geçer. Forum kentin merkezinde alıılmı konumunda yer alır. Kapladıı alan tam bir “insula” birimi

kadardır. Kentin içerisindeki alan kısıtlıdır ve kenti oluturan insulaların çounluu

evler, dükkânlar ve dier yapılarla ina edilmitir. Kamu yapıları arasında, bir

hamam yapısı ve sur içi Roma-Kelt tapınaı sayılabilir. Bütün bunlara ek olarak

kentin dousunda, surların dıında daire biçimli baka bir tapınak da bulunmaktadır.

Venta Silurum kenti küçüktür, fakat buna ramen konutlar yüksek standartta

görünmektedir. Peristyl avlusu olan bazı evleri, buraya yerleen emekli askerler

dolayısıyla, kıta etkileri499 göstermekteydi (Levha. 71-72)500.

3. 6. RHODOS

Strabon, Rhodos kentini, limanları, yolları ve dier donanımları ile dier tüm

kentlerden üstün tutmaktaydı501. Kent antik dönemde hayranlık uyandırmaktaydı. Rhodos, M.Ö. 409/408 yıllarında



alysos, Kameiros ve Lyndos kasabalarının

“synoikismos” eklinde birlemesi sonucunda kurulmutur

502

. Adanın kuzey ucunda yerleim vardır. Kentin tiyatro biçimli olması arazinin topografyası sonucudur.

Tiyatro ekli kentin sınırları ve ana çizgilerinde belirir. Oysaki sokakların tiyatroda

olduu gibi ıınsal deil (Tiyatro yapısında orkestradan çevreye doru yayılan ıınsal

geçitler.) dikdörtgen sokak ızgarası eklinde olduu görülür (Levha. 73).

ehrin ızgara planlı olduuna dair antik kaynaklarda bilgiler vardır. Yine

Strabon, Peiraieus ’u yapan mimarın Rhodos’u da planladıını söyler

503

. Kent merkezinden geriye çok az ey kalmıtır. Kent yerleim planının temelinde bir ana

yol ve bu yol etrafında bir dizi geni kare alanları bulunmaktadır. Plan bu ekliyle

499

Roma kent planlaması anlatılırken, Roma ızgara düzeninde planlanmı#, tipik Roma kent yapıları

içeren Romalıla#mı# kentlerin tüm Batı dünyasında ortaya çıktı&ı belirtilmi#ti. Askeri uzmanlar ve

mühendisler bu yeni kentlerin yapımında önemli rol oynamaya devam etmi#lerdir. Britanya’daki

Roma kentleri bu sistem için uygun bir ba#langıç olu#turmaktaydı. Romalıların gelmesinden önce

buralarda gerçek anlamda kentler bulunmamaktaydı. Bu nedenle, kentsel merkezlerin, koloniler kurmak ve kasabaların te#vik edilmesi ile olu#turulmaları gerekmekteydi. Bu süreçte askerler önemli

rol oynamı#lardır. Ordu ve planlama arasındaki yakın ili#ki, Britanya kolonilerinde net görülmektedir.

500 Owens, 2000, s.128-129. 501 Strabon, 2005, XIV, s. 2. 502 Akarca, 1998, s. 40. 503 Strabon, 2005, XIV, s. 2.

Ege sistemini andırır. Rhodos kentinin tiyatro biçimli topografyası sel sorunları yaratmaktaydı. ehrin alçak alanlarını su basma tehlikesi bulunmaktaydı. Antik

kaynaklar ehrin ciddi sel tehlikeleri geçirdiini kaydetmitir. ehrin planlamasında

teraslamanın kullanımı eimli araziden görsel olarak faydalanma imkânı

vermekteydi. Körfeze doru hâkim manzara olanaı vardı

504

. (Levha. 74)

3. 7. ATINA

Klasik ve Hellenistik dönemlerde Atina ehri, kamu yapıları, özel konutlar,

tapınaklar ve kutsal alanlar, bunların arasına serpitirilmi dar dolambaçlı sokaklar,

bo parseller ve açık alanların bir karıımıydı. kincil kamu yapıları ve kutsal yerler,

Akropolis üzerinde ve çevresinde, ayrıca agora yakınlarında younlamalarına

ramen tüm kent içerisinde bulunabilmekteydiler (Levha. 75). Illissos Çayı’nın

yakınlarında dier tapınaklar ve Olympos Zeus Tapınaı yer almaktaydı. Yeni

yapılar ise nerede alan bulunabiliyorsa orada yapılmak zorundaydı505. Atina kenti tam anlamıyla bir karıtlıklar kentiydi. Klasik ve Hellenistik dönemlerin zarif

tapınakları ve kamu yapıları yüzyıllar boyunca gelimi ve gelimekte olan kent

planının içerisine yerletirilmilerdi

506 .

Atina kentinin klasik ça agorasının konumu amacına son derece uygundu.

Burası, kolayca ulaılabilen akropolün kuzeybatısındadır. Güneyinde kayalık

Areopagus, kuzeyinde Eridanos çayı yer alıyordu. Arazi oldukça geni ve düz bir

merkez alandan douya doru çok hafif, batıya doruysa daha dik yükselirdi

507 . Agora’nın güneybatı köesinden çıkan ana yollar alanın topografyasına uymaktaydı.

Dar ve dolambaçlı olan bu yollar tepelerin eyükselti erilerini kucaklamakta, ama

sel basma tehlikesi bulunan vadi tabanlarından kaçınmaktaydı. Baka ikincil sokaklar

ve yaya yolları (bu yollar kimi yerde dar merdivenli yollara dönüüyordu.) bu ana

yollardan ayrılmakta ve düzensizce konut ve sanayinin bulunduu insula’ları

tanımlamaktaydı. Tüm alanın içerisine fazla önemli olmayan kamu yapıları ve kutsal 504 Owens, 2000, s. 60. 505 Owens, y.a.g.e., s. 19. 506 Owens, y.a.g.e., s. 21. 507 Wycherley, 1993, s. 49-50.

yerler serpitirilmiti. Koullar deitikçe yapılar yenilenmi ve yeni yapılar kente

eklenmitir. Agoranın dier tarafında yer alan alanlarda aynı ekilde özel yapılar ve

kamu yapılarıyla youn biçimde doluydu

508 .

Kent merkezinin dıında kalan yerlerde aynı manzarayı görmekteyiz.

Buralarda yapılar daha seyrek ve düzensizdir. Sokaklar aynı ekilde dar ve

dolambaçlı, çou yerde de merdiven eklindedir. Kentin büyümesi altyapı sorunlarını

arttırmı ve kanalizasyon sisteminin geniletilmesini gerektirmitir. (Levha. 76-77)

3. 8. AKRAGAS

Akragas M.Ö. 580 yılında Gela, Rhodos ve çevre adalar halkı tarafından, üç

tarafı tepelerle çevrili amfitiyatro biçimli bir topografyada kurulmutur

509

. Ardı ardına gelen tiranların yönetimi altında olan kent hızla büyümü ve adanın batısında

Kartaca etkisine karı Yunan yaam tarzının kalesi olmutur

510

. Kentin hava fotoraflarından, ehir planının dou-batı yönünde uzanan caddeler ve bunları ters

yönde kesen sokaklardan meydana geldii söylenebilir (Levha.78). Yerleme

olasılıkla kentin kuzey yakasında akropolisin altında düzensiz bir biçimde konumlanmı yapılardan oluan dokunun gün ııına çıktıı yerde balamıtı

511 .

ehir geni, yayvan bir vadi üzerine yayılmı, plan arazinin engebesine bakılmadan

uygulanmıtır. Yerleim insulalarının geniliklerinin 4.75–5.35 m. arasında

deitiini kazılar ortaya çıkarmıtır. Bu insulalar 10 m. geniliindeki bir caddeye

açılmaktaydı ve sokaklar daha dar sokaklarla kesiliyordu512.

Kartacalıların M.Ö. 479’da Himera savaında yenilmesinden sonra, kentin

felsefecisi ve demokrasi reformcusu Empedokles’in yurttalarına “yarın ölecekmi

gibi yiyip içmek, hiç ölmeyecekmi gibi ina etmek” yönündeki sözlerini uygulayan

Akragas kenti bir refah ve büyüme dönemine girmitir. Büyük çounluu kenti

çevreleyen tepelerde bulunan hâkim konumlara tapınaklar ve baka kamu yapıları

508 Owens, 2000, s. 19-20. 509 Akarca, 1998, s. 62. 510 Owens, a.g.e., s. 47. 511 Owens, y.a.g.e., s. 47. 512 Akarca, a.g.e., s. 63.

ina edilmitir. Kente içme suyu, yeraltı kanallarından oluan bir sistemle

getirilmitir. Atık su kanalları ina edilmi, kent suru yapılmıtır. Bütün bu

bayındırlık etkinlikleri kenti arkaik planlamanın bir modeli haline getirmitir

513 .

Akragas kentinin akropolisi, üzerinde Orta Ça ehrinin bulunduu Girgenti

tepesindeydi. Dier tapınaklar, ehrin güneyinde uzanan tepe üzerinde ya da

yakınındaydılar. Yalnız birisinin yönü ehrin sokak sistemine uymaktaydı. Bu

tapınak, Himera zaferinden sonra yapılan Zeus Olympios tapınaıydı. Tapınaın ehrin yönüne göre oturtulmu olması ehrin planının daha eski olduuna bir kanıt

sayılabilir. Yapılan kazılar M.Ö. 6. yüzyılın ikinci yarısında Akragas’ın ızgara planlı olduunu gösteren deliller vermilerdir. Izgara planı ehrin kurulu tarihine

çıkarılmaktadır514. Akragas, kent planlama tarihi açısından önemli bir yerleimdir.

Çünkü kent planı büyük ölçekli planlanmı, sokakların ilevsel düzenlemesi

büyüklük ve ferahlık duygusu yaratma düüncesi ile kamu yapılarının anıtsal

tasarımı ile birletirilmiti. Düzenli planlanmı konut alanlarının sadelii, kentin

yüksek noktalarında bulunan, gösterili ve estetik tapınaklarla karıtlık

oluturmaktaydı (Levha.79). çme suyu ve kanalizasyon sisteminin eklenmesiyle

Akragas dier Yunan kentlerinde rastlanmayan bir lüks ve modernlik

sunmaktaydı515.

3. 9. SELINUS

Selinus, M.Ö. VIII. yüzyıl sonlarında dou Sicilya’ya yerlemi olan Megara

Hiblaia’lılar tarafından M.Ö. 630 yıllarında kurulmutur. lk Yunan kenti oldukça

geniti. Birbirine dar bir boyunla balı, genel ekli kum saatine benzetilen iki tepe ve

bu tepelerin dousundaki platoya yayılmıtı. Kuzeydeki büyük yassı tepe esas ehir,

güneydeki alçak tepe ise akropolisti (Levha.80)516. Bunların dıında kentin

çevresinde iki büyük mezarlık alanı ve ta ocakları vardı.

513 Owens, 2000, s. 48. 514 Akarca, 1998, s. 64. 515 Owens, a.g.e., s. 48. 516 Akarca, a.g.e., s. 67.

Akropolis, dou-batı dorultusunda bir yolla iki ayrı alana bölünmekteydi. Bu

yolun güneyinde akropolisin tapınakları bulunmakta, kuzeyinde ise düzenli bir biçimde planlanmı konut alanı yer almaktaydı

517

. ehir, ızgara planına göre ina

edilmiti. Kuzey kesimindeki birbirini kesen sokaklar görülmektedir. Dou

platosunda yükselen üç tapınak aynı yöne oturtulmutu. Kazılar akropolis tepesinin

en geç M.Ö. VI. yüzyıl sonunda ızgara planına göre yapıldıını göstermitir. Burada ehrin kurulu tarihinden itibaren tepeyi iki yönden kesen iki sokak bulunmaktaydı.

Bu sokakların yerini ve yönlerini arazinin doal ekli belirlemitir. Kuzey-güney

sokaı bir taraftan ehirle, dier taraftan güneydoudaki liman ile ulaımı

salamaktaydı. Dou-batı sokaı arazinin en alçak yerinden geçerek limanı,

akropolisi ve batıda Selinus vadisini birbirine balıyordu. Akropolis ızgara tarzında

düzenlendii zaman bu sokaklar ana cadde olmak üzere geniletilmitir.

Akropolis üç cadde ile altı bölüme ayrılmıtır. Tepenin düzgün olmayan eklinden dolayı, ızgara planı kesik uygulanabilmitir. Caddelerin meydana getirdii

bölümlerden doudaki orta bölüm tapınaklara ayrılmıtı. M.Ö. V. yüzyılda

güneydoudaki bölüme de iki tapınak yapılmıtır. Caddelerin çiziliinde tapınakların

rolü olmamıtır. Tapınakların yönü belki dini sebeplerle douya kaydırılmıtı.

Kuzey-güney caddesi tepenin tam sırtından geçmekteydi. Plan üzerinde batıya doru

kaymı görünmesi, arazinin douda daha az dik oluundan kaynaklanmaktadır.

Tepenin dou ve batı tarafı eimlidir. Tepenin düzgün olmayan eklinden dolayı

uzunlukları aynı olmayan adalar, surların iç tarafından geçen ve genilii deien

sokaa kadar uzanmaktaydı

518 .

Selinus kent planı Batı Akdeniz’deki Yunan kentlerinde görülen planlama

ekline uymaktaydı. Ancak uygulama dier kentlere oranla oldukça gelimiti ve

tasarımı anıtsaldı. Koloni kent, lider durumunu ve ününü bu ekilde kanıtlamaktaydı.

(Levha.81) 517 Owens, 2000, s. 45. 518 Akarca, 1998, s. 68-69.

3. 10. TIMGAD

Kent, M.S. 100 yılında, mparator Traianus tarafından bir koloni olarak,

öncelikle emekli askerler için uygun bir çevrede askeri mimarlar tarafından sistematik bir ekilde kurulmutur

519

. Timgad (Thamugadi) koloni kentinin planı katı ve kesindir. Koloni planlamasında askeri düüncenin süren önemini göstermektedir.

Yalnızca kare biçimi ve yuvarlak köeleriyle yerlemenin çeperi bir kalenin biçimini

anımsatmakla kalmaz, koloninin iki ana yolu da bir kalenin yol sistemini yansıtmaktadır520. Kentin planına bakıldıında balangıçta ızgara düzeninde

planlanmı olduu anlaılmaktadır. Kentin bilinen ekli, köeleri yuvarlatılmı ta

savunma duvarları, bunların ortasında yer alan üç (olasılıkla dört) ana kapı ve iki yan kapı ile yaklaık olarak bir kare biçimindedir. Batı kapısı daha sonraları bir zafer takı

haline getirilmitir. Kamu yapıları ve özel yapılar Roma kentlerinde görülen yaygın

bir uygulama ile geliigüzel ve düzensiz bir biçimde sonraki zamanlarda çevreye

yayılmıtır

521

. ehir surlarının içinde forum, bazilika ve tiyatro için ayrılmı alanlar

ile düzgün ızgara düzeninde sokaklara sahiptir. Kuruluunun hemen ardından

muhtemelen kalabalık bir nüfusu çektiine dair erken bir baarının simgesi olarak,

surların dıında Capitolium

522

yaptırılmıtı

523 .

Koloninin katı askeri planı, ince ve etkileyici bir ekilde süslenmi yapılarla

donatılmıtı. ki ana cadde kolonadlı idi. Ana kamusal alanda, forum ve yaklaık dört

bin izleyici kapasitesine sahip bir tiyatroya ek olarak süslü dekore edilmi halka açık

bir tuvalet bile yer almaktaydı. Çok sayıda etkileyici tapınak, bir halk kütüphanesi, Roma kentlerinde toplumsal bir kurum olarak önemli bulunan on birden fazla hamam yapısı ve çok sayıda önemli kilise bulunmaktaydı524. Dikdörtgen planlı forum, kent merkezinde dou-batı yönünde uzanan ana caddenin yanında yer alıyordu. Etrafı

519 Wheeler, 2004, s. 48. 520 Owens, 2000, s. 136. 521 Wheeler , a.g.e., s. 48-49. 522

Capitolium: Capitoline Üçlüsü’ne (Jupiter, Juno, Minerva) adanmı# tapınak. Genellikle, Roma

dünyasının parçası olmaktan kaynaklanan bir gururun i#aretiyle, Roma kentinin forumuna tepeden

bakan bir konuma sahipti. Adı, Roma’nın yedi tepesinden biri olan Capitol’de in#a edilmi# Jupiter

Tapına&ı’ndan gelmektedir.

523

Thorpe, 2002, s. 29. 524

sütunlu galerilerle çevrili, büyük döemeli bir alanı vardı. Forumun dousunda bir

köesi apsisli, dier köesi ise dikdörtgen eklinde nili (olasılıkla mahkeme kapısı)

mekânlardan oluan bazilika ya da hükümet binası yer alıyordu. Arka kısımda yer

alan bir sıra oda, sivil memurların ofisleriydi. Avlunun karı ucunda curia ya da

meclis ve Fortuna Tapınaı olduu düünülen bir tapınak yer alıyordu. Bu tapınaın

önünde törenler ya da hatip kürsüsü olarak kullanılan bir de tribün vardı525. Timgad

ehri, planlı kent örnei olması ve askeri planlamanın önemini göstermesi dıında ehir denilen kavramın zamanla gelien ve deien canlı bir varlık olduunu

göstermesi bakımından da önemlidir. (Levha.82)

525

SONUÇ

“Kent dediin insandan baka nedir ki?”

William Shakespeare

nsanlıın her döneminin kendine göre kenti ve kent tasarımı olmutur ama

kent kavramının ‘uygarlık’ ve ‘kültür’ kelimeleriyle birlikte anılması her toplumda ortak kabul gören bir anlayıtır. ‘Kent’ ve ‘uygarlık’ sözcükleri arasında etimolojik

olarak da kanıtlanan bu benzerlik (Città, cité, ciudad, civitas kelimeleri civilization-

uygarlık kelimesiyle aynı kökenden gelmektedir. Medina ile medeniyet kelimesi

arasında da aynı ekilde bir iliki vardır

526

.), kent planlaması ve kent üzerinde aratırma yapılırken toplum olgusunu da beraber düünmeyi gerektirmektedir. Antik

çaın Yunan ve Roma medeniyetini anlamak içinde bu toplumların kent tasarımlarını

ve kent planlama yöntemlerini incelemek önemlidir. Yunan ve Roma dünyasında kent planlama süreci çok uzun ve karmaıktı. Bu alanda yapılan çalımalar kent

kavramını, kent planlama ilkelerini ve kentlerin nasıl kurulduunu açıklamaya

yöneliktir. Bu tez çalımasında, bu zamana kadar bu konu üzerinde yapılmı olan

çalımalar incelenmi ve bu incelemeler sonucunda varılan sonuçlar Anadolu kent

örnekleri ile beraber deerlendirilmitir.

Antik yazarlardan Aristoteles ‘Politika’ adlı kitabında, ‘Polis’in hayatın gereklerini garantiledii için ortaya çıktıını ve mutlu bir hayat için de varolmaya

devam ettiini belirtmitir. Eski topluluklar ne kadar doalsa ehir devletinin de aynı

derecede doal bir topluluk biçimi olduunu belirten Aristoteles gibi antik yazar

Thukydides’de kent yaamının, yerleiklik, güvenlik ve refah ile edeer olduunu

anlatmıtır

527

. ehirlerin kuruluu, bir köyün doal olarak büyümesi ve gelimesi

sonucunda meydana geldii gibi, ‘Synoikismos’ süreciyle yapılabilmektedir.

‘Synoikismos’ (birletirme), bir kentin yapay olarak yaratılması ya da zaten var olan

bir kentin boyutlarının yerel halkın oraya göç etmesiyle büyütülmesi sürecine deniliyordu. ki ekilde yapılan synoikismos yönteminde oluan kent devletleri hiçbir

526

Kele#, R., “Kentle#me ve Türkçe”, Dilbilim Ara#tırmaları Yıllı&ı, s. 1.

527

zaman birleip tek bir devlet çatısı altında toplanamamılardır. Birinci ekil

synoikismos’ta köyler birleip içlerinden birini merkez olarak seçerler, dierinde

birkaç köy yeni bir ehir kurmak için baka bir arazide toplanırlar. Yeni bir kent

kurulurken kentin kurulduu alan da çok önemliydi. Kent kurulacak arazide suyun

bulunması ve savunma imkânlarının elverili olması gerekliydi. Antik ça kentlerinin

kuruluuna etki eden ‘göç’ kavramı Yunan tarihinde iki kez gerçeklemitir. Bunlar,

Tunç çaı sonunda Batı Anadolu kıyılarına ve Yunan adalarına yapılan göçler ve

M.Ö. VIII-VI yy’larda Akdeniz, Kuzey Ege ve Karadeniz kıyılarına yapılan göçlerdir. Bu göçlerle yapılan kolonizasyon hareketi yeni bir kent kurmak için önemli bir araçtı. Kolonilerin genellikle bir kurucusu bulunurdu ve kurucuya ‘oikistes’ adı verilirdi. Delphoi’daki Apollon bilicilik merkezine danıan kurucu

buradan olumlu yanıt alırsa kent için seçilen yere gidilir ve sınırlar çizilirdi. Romalılar kent kurma ilemini gerçekletirirken Etrüsk geleneklerini takip

etmilerdir. Kuların uçu yönleri gözlenerek saptanan kent aksları kutsal bir sabanın

izleriyle belirlenir ve daha sonra bo arazi dikdörtgen eklinde eit adalara

bölünürdü528. Yunan ve Roma kent planlaması kökenlerine bakıldıında dier

uygarlıkların ciddi etkileri göze çarpmaktadır. Yakındou antik ça ehirciliini

etkileyen en önemli bölgelerden biridir. Fenike kent-devlet anlayıının Yunan

polis’ine öncülük ettii düünülmektedir

529

. çerik olarak farklı olan bu iki tarzda

dou ehirlerinin dorudan krala balı oldukları görülür. Dou kentlerinde sarayın

karıtı olarak siyasi bir topluluk, dolayısıyla vatandalık kavramı

bulunmamaktadır530.

Bir antik ça kentinin dinsel, politik ve yönetim kısımlarının yer aldıı

merkezi bölümü ve bunun etrafında ekonomi alanı durumunda belirli genilikteki

arazi bölümü vardı. Merkezi kısımda yer alan agora/forum, kentin siyasi yönüne tanıklık ediyordu. Agora kentin siyasal ve yönetsel baımsızlıının göstergesiydi. lk

zamanlarda çok basit bir ekilde olan agora yapısı daha sonraki dönemlerde karmaık

528

Tulunay, E. T., Etrüsk Sanatı, 1992, s. 21-22. 529

bkz., s. 10-12. 530

Çevik, Ö., Arkeolojik Kanıtlar I#ı&ında, Tarihte $lk Kentler ve Kentle#me Süreci, Kuramsal Bir

De&erlendirme, 2005, s. 4. Çevik bu çalı#masında, merkezi ve kesin gücün özel yerle#imi olarak Do&u

kentinin varlı&ının kabul edildi&ini ancak vatanda#lara siyasi ve ekonomik faaliyet için özgür

ileti#imde bulunabilecekleri özel bir yer ayrılmamasının olumsuz bir özellik olarak sunuldu&unu

ve girift bir ekil almıtır. Agorada ya da yakınında bulunan iki resmi bina

‘bouleuterion’ ve ‘prytaneion’ diye adlandırılmıtı. ‘Bouleuterion’ kralın danıma

meclisi, ‘prytaneion’ ise konsey icra komitesinin toplandıı, yemek yedii, resmi

misafirleri aırladıı bina idi. ehrin ana elemanlarından sayılan tapınaklar genellikle

etrafı duvarlarla çevrili bir temenos içinde olurlardı. Çounlukla ön yüzleri douya

bakan ve doudan batıya yönlendirilen kutsal alanlar kentin herhangi bir yerinde

bulunabilirlerdi. ehrin dier unsurlarından tiyatro ve stadion’un yerini arazinin

durumu belirlemitir. Tiyatrolarda sadece oyunlar oynanmaz, burada toplantılarda

yapılırdı. Sokakla ilgisini kesmi, içedönük yapılar olarak görülen antik ça

evlerinin, megaron tipinde olduu belirlenmitir. Bu klasik ev tipinde, dikdörtgen ya

da kare bir iç mekân ve mekânın uzun yanlarındaki duvarlar belirgindir. Yapının arkası apsisli veya düzdür. Hellen kentinde ayrı ilevlerdeki çok fazla sayıda yapı

dıında ehrin etrafını saran surlar bulunurdu. Savunma amaçlı yapılan bu surlar

arazinin durumuna göre planlanmılardır. Nekropoller (mezarlık alanı) ise surların

dıında konulanmılardır.

Antik ça kentleme sürecinde, köylerin doal olarak birlemesiyle oluan

düzensiz planlı ehirlerin dıında Hellen medeniyetinin belirli bir düzeye

gelmesinden sonra ortaya çıkan düzenli planlanmı kentler görülmütür. Düzenli

plan, paralel ve dikey sokaklarla ızgara tarzındaydı. Izgara planlı ehirlere antik

yazarlarda adı geçen ehir plancısı Hippodamos’tan dolayı “Hippodamos tarzı”

denilmitir. Aristoteles ‘Politika’ adlı kitabında Hippodamos’un Miletos’lu olduunu

ve Peiraieus’u planladıını belirtmitir

531

. Hellen dünyasında aynı yöne yönelmi, ilk

Benzer Belgeler