• Sonuç bulunamadı

Vardiyalı ÇalıĢmayı Gerektiren Sebepler

2. GENEL BĠLGĠLER

2.1. Vardiyalı çalıĢma sistemi

2.1.2. Vardiyalı ÇalıĢmayı Gerektiren Sebepler

Bu çalıĢma sistemin tercih edilmesinin bazı sebepleri Ģu Ģekilde sıralanabilir[8, 16];

● Üretimi arttırmak,

● Mevcut olanaklardan en üst düzeyde fayda sağlamak,

● Birim maliyetleri en aza indirmek,

● Ġstihdam yaratmak,

● Toplumun rahatı ve refahı için sunulan hizmetlerde süreklilik sağlamak

4 2.1.3. Vardiyalı ÇalıĢma ÇeĢitleri

Vardiyalı çalıĢma sistemi iĢletmelere, iĢin niteliğine ve sunulan hizmetteki gerekliliğe göre farklı Ģekillerde düzenlenmektedir. Genel olarak sabit vardiya ve dönüĢümlü vardiya

olarak ikiye ayrılmaktadır[17]. DönüĢümlü vardiya sistemi de kendi içinde süreksiz sistem, yarı sürekli sistem ve sürekli sistem Ģeklinde alt bölümlere ayrılmaktadır.

DeğiĢik vardiya sistemlerinin her birinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır[10, 15].

2.1.3.1. Sabit Vardiya Sistemi

Farklı zaman dilimleri içerisinde döngü olmaksızın sürekli bir Ģekilde çalıĢmayı tanımlamaktadır. Bu zaman dilimleri sürekli gündüz, sürekli akĢam ve sürekli gece Ģeklinde olabilmektedir.

2.1.3.2. DönüĢümlü Vardiya Sistemi

Bu vardiya sistemi çalıĢma saatinin sürekliliğine göre üç farklı Ģekilde uygulaması vardır.

S üreksi z vardi ya si st em l eri nde i Ģl et m e l er günd e 24 s aat t e n az çal ı Ģm a

gerçekleĢtirmektedir. Genellikle bu sistemde; sabah-akĢam veya sabah-gece vardiyası Ģeklinde 16 saat süresince sabit veya dönüĢümlü olarak çalıĢılmaktadır. Hafta sonları ve bayram tatillerinde çalıĢma yapılmamaktadır. Uygulanması kolaydır ve yönetimsel

sorunların en az oranda gözlendiği çalıĢma sistemidir[9].

Yarı sürekli sistem içerisindeki iĢletmeler günde 24 saat çalıĢmakta, resmi tatillerde ve hafta sonlarında ise çalıĢılmamaktadır. Bu çalıĢma sisteminde genellikle üç vardiya ve üç ekip söz konusudur. Bu üç ekip sabit ya da dönüĢümlü olarak sabah, akĢam ya da

5 gece vardiyasında çalıĢmaktadır[9].

Sürekli çok ekipli sistem içerisindeki iĢletmeler ise günde 24 saat, haftada 7 gün ve

bayram tatilleri de dâhil olmak üzere hiç aralıksız çalıĢmaktadır. Sürekli sistemlerde genellikle dört veya yedi ekip sabit veya dönüĢümlü olarak çalıĢmaktadır. Sürekli

sistem, üretim kapasitesinden en fazla düzeyde yararlanan, bununla birlikte üretim etmenlerinin en uygun kullanımına olanak vererek birim maliyeti en aza indiren, iĢletmeye geniĢ açılımlar sağlayan bir sistemdir. Fakat örgütlenmesi ve yönetilmesi en zor olan ve aynı zamanda çalıĢan açısından olumsuz öğeleri içerisinde bulunduran bir sistemdir[9].

2.1.4. Sağlık ÇalıĢanlarında Vardiya Uygulaması

Sağlık sektöründe hizmetin sürekliliği açısından nöbet ve vardiya çalıĢması kaçınılmazdır. Bunun getirmiĢ olduğu bireysel ve toplumsal riskleri için pek çok ülke mevzuatında, sağlık personeline yönelik ilave ödemeler veya ek izinler Ģeklinde denkleĢtirme yapılmaktadır. Elde edilen bu haklar yasal olarak veya toplu sözleĢmelere dayanan hükümlerle teminat altına alınmıĢtır.

2.1.5. Vardiyalı ÇalıĢmanın Ortaya Çıkardığı Sorunlar

Vardiyalı çalıĢmada insanın günlük yaĢamsal faaliyetlerinde r itmik değiĢiklikler oluĢmaktadır. Ġnsan gereksinimleri ve günlük yaĢam faaliyetleri bir ritim içinde ilerlemektedir. Vardiyalı sistemle çalıĢmak ve sürekli dönüĢümlü vardiyalarla çalıĢmak günlük iĢlevlerin ritminde biyolojik, psikolojik ve sosyal problemler oluĢturmaktadır [18-20].

6 2.1.5.1. Fiziksel Hastalıklar

Epidemiyolojik araĢtırmalardan elde edilen bulgular, vardiyalı çalıĢanlarda kalp krizi[21], iskemik inme[22], depresyon[20], metabolik sendrom[23], ülser[24], kanser[25, 26], obezite[27], gastrointestinal disfonksiyon[24] ve doğurganlık sorunları[28] gibi sağlık problemlerindeki artmıĢ riskten söz etmektedir[19].

Bununla birlikte, bu sağlık sonuçlarının bazıları için vardiya çalıĢmalarının nedenselliğine iliĢkin kanıtlar sorgulanmıĢtır[21].

Vardiyalı çalıĢma, bireye özgü fizyolojik ve psikolojik yatkınlıkların ortaya çıkmasına neden olabilecek bir stres yaratıcısı olarak görülebilir[18-20].

2.1.5.1.1. Kardiyovasküler sistem hastalıkları

Tıbbi literatürde, vardiyalı çalıĢmayla en güçlü iliĢkileri olan fiziksel hastalıklar metabolik sendrom ve kardiyovasküler hastalıklardır. Knutsson vardiyalı çalıĢanlar arasında kardiyovasküler hastalıkta % 40'lık bir artıĢ saptamıĢtır. Buna göre, miyokard enfarktüsü ve iskemik inmenin, çalıĢama hayatlarının büyük bir bölümünde vardiyalı çalıĢan bireylerde daha yüksek olasılıkla görüldüğü bildirilmektedir[29].

En büyük sistematik inceleme ve meta-analiz, vardiyalı çalıĢma ile iki milyondan fazla insanın da içinde bulunduğu koroner kalp hastalığı arasındaki iliĢkiyi inceleyen 34 gözlemsel araĢtırmadan oluĢmaktadır. Bu çalıĢma sonucunda vardiyalı çalıĢmanın miyokard enfarktüsü (göreceli risk 1.23,% 95 güven aralığı 1.15 ila 1.31) ve iskemik inme (1.05, 1.01 ila 1.09) ile iliĢkili olduğu sonucuna varılmıĢtır[30].

ÇeĢitli vardiya programlarının analizi sonucunda gece vardiyasıyla ilgili kardiyovasküler

7 hastalık riski en yüksek olarak saptanmıĢken(göreceli risk 1.41), aynı çalıĢmada akĢam

vardiyalı çalıĢma sisteminin ise koroner kalp hastalığı ile anlamlı bir iliĢkisi olmadığı gösterilmiĢtir[30].

Bununla birlikte, Frost ve arkadaĢları tarafından 2009 yılında yapılan bir sistematik

inceleme sonucunda yazarlar kesin yargı belirtmek yerine vardiya çalıĢması ile kalp hastalığı arasında nedensellik bağı için sınırlı kanıt bulunduğunu öne sürmüĢlerdir[21].

Vardiyalı çalıĢma ve koroner kalp hastalığı arasında bir iliĢki gösteren çoğu çalıĢmaya rağmen, gece çalıĢmasına maruz kalmanın çok kaba ölçülmesi nedeniyle yanlıĢ sınıflandırma, karıĢtırıcı nedenlerin kontrolünün yetersiz olması, seçim yanlılığı gibi

metodolojik sorunlarla ilgili önyargıları ekarte etmek mümkün değildir.

Sonuç olarak, vardiyalı çalıĢma ile kardiyovasküler hastalık arasında ılımlı bir iliĢki olduğu görülmektedir[1].

2.1.5.1.2. Gastrointestinal sistem hastalıkları

Eski çalıĢmaların[31, 32] aksine artık vardiyalı çalıĢanlarda gastrointestinal bozuklukların daha yüksek bir insidansı olduğu bildirilmektedir[33,34].

Knutsson ve Bogglid[33], hazımsızlık, iĢtahsızlık, bulantı, ĢiĢkinlik, karın ağrısı, kabızlık gibi gastrointestinal belirtilerin ve antiasid ilaçların kullanımının normal çalıĢanlara göre daha sık görüldüğünü bildirmiĢlerdir. Bu derlemede 26 çalıĢma gözden geçirilmiĢ olup ilgili altı çalıĢmanın beĢinde peptik ülser ile vardiyalı çalıĢma arasında anlamlı bir iliĢki olduğu saptanmıĢtır. Yine ilgili üç çalıĢmadan ikisi vardiya çalıĢması ve fonksiyonel gastrointestinal hastalık arasında bir iliĢki olduğunu göstermektedir. Bununla

8 birlikte, incelenen birçok çalıĢmada, olası karıĢtırıcıların (örn. Sigara içme, yaĢ, sosyoekonomik durum ve diğer risk faktörleri) kontrolü yetersiz olarak değerlendirilmiĢtir.

Çin'den kesitsel bir çalıĢmada gece vardiyasında çalıĢmak gastroözofageal reflü

hastalığının daha Ģiddetli bir ağırlığının öncüsü olarak bulunmuĢtur[34].

Westerberg[35], Zhen[36] ve arkadaĢlarının yaptıkları iki farklı çalıĢmada, fonksiyonel gastrointestinal bozukluklar vardiyalı çalıĢanlarda daha sık saptanmıĢtır. Bununla birlikte, bu kiĢiler gastrointestinal fonksiyon bozukluklarının yanı sıra anksiyete ve

depresyon gibi diğer potansiyel hastalıklarla da karĢı karĢıya oldukları saptanmıĢtır[35-37].

Fizyolojik olarak gastrointestinal sistemde geceleri gastrin salgısının daha az olması[38], yemek yeme saatlerinin değiĢmesi, alıĢılmıĢ olan beslenme düzeninin bozulması, uyanıklığı arttırmak için kahve, çay gibi uyarıcıların daha sık kullanılması, sigara kullanımının artması gibi sebepler vardiyalı çalıĢanlarda sindirim sistemi bozukluklarının temellerini oluĢturmaktadır.

Yine önceki bilgileri desteleyecek nitelikte olan bir çalıĢmada gastrik asidin bir uyarıcısı olan gastrinin vardiyalı çalıĢanlarda yüksek olduğu gösterilmiĢtir[39].

Gastrin salgısının artıĢının temelinde ise kortizol yüksekliğinin olduğu belirtilmektedir[40].

2.1.5.1.3. Metabolik Hastalıklar

Metabolik sendromun, düzensiz çalıĢma programlarıyla önemli bir iliĢkiye sahip olduğu birçok çalıĢmada bildirilmiĢtir[41-43]. Obezite, hipertansiyon ve yüksek trigliserit seviyeleri, hem erkek hem de kadın vardiyalı iĢçilerin sağlığını tehdit etmektedir.

Dahası, gece çalıĢanlarda metabolik sendroma karĢı daha büyük bir eğilim olduğu

9 belirtilmektedir [41, 42].

Vardiyalı çalıĢmanın metabolik bozuklukları nasıl etkilediğine iliĢkin önemli veriler mevcuttur ve güvenilirliği yüksek iki sistematik inceleme de vardiyalı çalıĢmanın fazla kilolu veya obez olma riskini arttırdığı sonucuna varmıĢtır[6, 44]. Son yıllarda yayınlanan meta analizler ve sistematik derlemeler, vardiya çalıĢmalarının tip 2 diyabet geliĢtirme riskini arttırdığını da ortaya koymaktadır[45,46].

Ġlk meta-analiz, 226652 katılımcı ile 12 kohort çalıĢması içermekte olup düzeltilmiĢ odds oranını 1.12 (% 95 güven aralığı 1.06 - 1.19) olarak bulmuĢtur[45].

10 kohort çalıĢmasına dayanan ikinci bir meta-analiz ise, birkaç karıĢtırıcı için düzeltme yapıldıktan sonra oranı 1.15(1.08 ila 1.22) Ģeklinde belirtilmektedir[46].

Olası mekanizmalardan en önemlisi glukokortikoid düzeyleri ile açıklanmaktadır.

Glukokortikoidler günlük aktivite evresinin baĢlangıcı olan sabahları zirve değerlere ulaĢırken, gün içinde sirkadiyen bir ritim gösterir. Üretim ve salgılamanın kontrolü suprakiazmatik çekirdeğe (SCN) bağlıdır[47]. Son araĢtırmalarında, Kino ve Chrousos, vardiyalı çalıĢanların periferik dokularının glukokortikoide karĢı duyarsızlaĢma içinde olduğunu belirtmektedir. Bunun sonucunda ise glukokortikoid seviyeleri artmaktadır.

Glukokortikoid seviyesini arttıran ikincisi bir sebep ise, düzensiz uyku evreleri ve günlük aktivite baĢlangıcının akĢam/gece olmasıdır[40]. Artan glukokortikoid seviyesi glukoz intoleransına sebebiyet vermekte ve metabolik sendrom geliĢimine yol açmaktadır.

Reynold ve arkadaĢları tarafından 2016 yılında yayınlanan bir derlemede ise uyku azalmasının ve sirkadiyen ritmin kaybolmasının insanda stres cevabını oluĢturduğu ve

10 bunun sonucunda ise barsak florasının değiĢtiğinden bahsedilmektedir. Bu flora değiĢikliğinin ise barsak geçirgenliğini bozarak metabolik bozulmalar sonucunda obezite,

tip 2 diyabet ve metabolik sendrom oluĢumuna katkıda bulunduğu bildirilmektedir[48].

2.1.5.1.4. Ġmmün sistem üzerine etkiler

Bozulan uyku ritmi, birçok immün hücrenin aktivitesini ve ekspresyonunu da bozmaktadır.

Düzenli sirkadiyen ritmin olduğu uyku koĢullarında, insan periferik kan mononükleer hücreleri(PBMC) günlük ritimler gösterir. Örneğin monositler gece en yüksek değerlere ulaĢırken, naturel-killer (NK) hücreleri ve nötrofiller gün boyunca en yüksek

seviyelerdedir[49]. Bu hücrelerin gün içindeki seviyelerine bağlı olarak IL-6, IL-12 veya tümör nekroz faktörü (TNF) gibi inflamatuar süreçte aktif rol alan mediatörlerin de gece yükseldiği saptanmıĢtır.

Subjektif uykusuzluk oranının artmasıyla lökosit sayısındaki artıĢı iliĢkilendirilen bir çalıĢmaya[50] ek olarak sigara içme, eğitim, alkol tüketimi, fiziksel aktivite ve vücut kitle indeksi gibi karıĢtırıcıları kontrol ettikten sonra, vardiyalı çalıĢmanın hem kadınlarda hem

de erkeklerde daha yüksek lökosit sayılarıyla iliĢkili olduğu gösterilmiĢtir[51].

Vardiyalı çalıĢan doktorların dâhil edildiği bir çalıĢmada vardiyalı bir iĢ gününden sonraki kan değerleri ile normal bir gün sonrasındaki değerler karĢılaĢtırılmıĢtır[52]. UzamıĢ vardiyalarını takiben CRP konsantrasyonlarının 5 kat arttığı saptanmıĢ olup aynı zamanda

proinflamatuar sitokin olan IL-6 da benzer Ģekilde anlamlı derecede yüksek olarak gözlenmiĢtir.

Benzer Ģekilde, 1877 hava yolu Ģirketi çalıĢanında, vardiyalı çalıĢanlarda, vardiyasız

11 çalıĢanlara göre, CRP'nin belirgin Ģekilde daha yüksek olduğu bildirilmektedir. Bu farklılıkların, sayısız potansiyel karıĢtırıcı etmenleri kontrol ettikten sonra, özellikle erkeklerde anlamlı olarak kaldığı bulunmuĢtur[51].

Gece-gündüz ritminin vardiyalı çalıĢmada olduğu gibi bozulması, azalmıĢ NK aktivitesi ile iliĢkili olup, hücresel bağıĢıklık sisteminin zayıflamasına neden ol duğu

bildirilmiĢtir[53]. Temel olarak toplumsal bir sorun gibi görülen iĢsizlerde de benzer bağıĢıklık sistemi değiĢikliklerinin gözlendiği bildirilmektedir. Bu nedenle, olumsuz mesleki koĢullar da dâhil olmak üzere psikososyal stres faktörlerinin geniĢ bir yelpazede bağıĢıklık sistemini etkilediği söylenmektedir[54].

2.1.5.1.5. Kanser

Melatonin, hücre siklusunun yavaĢlamasına neden olur. Bu özelliğiyle melatonin, antimitojenik etki ile kanser hücrelerinin çoğalmasını engellemektedir. Vardiyalı çalıĢan kadınlarda, özellikle gece ıĢığa maruz kalmanın kanser insidansının arttırdığı saptanmıĢtır.

Hatta bu ıĢığın Ģiddetiyle tümör büyüme hızı arasında doğru orantılı bir iliĢki olduğu gösterilmiĢtir[55].

2007'de Uluslararası Kanser AraĢtırmaları Ajansı(IARC), gece çalıĢması ve sirkadiyen bozulma içeren vardiyalı çalıĢmaların meme kanseri riskini arttırdığı sonucuna varmıĢtır[56]. O zamandan beri, konuyla ilgili çeĢitli sistematik incelemele r ve meta-analizler yayınlamıĢtır.

Gece vardiyası çalıĢması ve meme kanseri arasında bir iliĢki için yetersiz veya sınırlı kanıt bulunduğu sonucuna varılan çalıĢmalara rağmen[57-59], gece çalıĢmalarına (> 20 yıl) uzun

12 süre maruz kalmanın yüksek meme kanseri riski ile iliĢkili olduğunu gösteren çalıĢmalar da bulunmaktadır[60-62]. Bu çalıĢmalardan biri, vardiyalı çalıĢmada her beĢ yılın, meme kanseri riskinde yaklaĢık % 3 daha fazla risk arttırdığı tahmininde bulunmuĢtur[60].

Yine 2015 yılında sekiz çalıĢmaya dayanan bir meta-analizde, prostat kanseri için doz-yanıt iliĢkisi de dâhil olmak üzere belirgin olarak artmıĢ bir risk bildirilmiĢtir[63].

Göreceli risk 1.24 (% 95 güven aralığı 1.05 ila 1.46) olmakla birlikte her beĢ yıllık gece vardiyasında çalıĢmanın ise % 2.8 (% 0.3 ila % 5.4) risk artıĢına neden olduğunu göstermiĢtir.

Son yıllarda yapılmıĢ çeĢitli epidemiyolojik çalıĢmalar vardiyalı çalıĢanlara özel olarak yoğunlaĢmakta ve riskin arttığı birçok kanser çeĢidi (meme, prostat, kolon, endometrium,

epitelyal maligniteler ve non-Hodgkin lenfoma) tespit etmektedir[64].

Yeni bir meta-analizde yine, gece vardiyası çalıĢması ile kolorektal kanser için de artmıĢ bir risk olduğu gösterilmiĢtir[65].

2.1.5.1.6. Üreme sağlığı üzerine etkiler

Gece ıĢığa maruz kalma, düĢük seviyelerde melatonin ile iliĢkilidir ve bu da

ovaryumdan östrojen salınımının artmasına neden olmaktadır[66]. Ayrıca vardiyalı çalıĢmanın yol açtığı azalmıĢ uyku miktarı, aynı zamanda daha yüksek östradiol seviyeleri ile iliĢkilidir[67].

Östrojen seviyesindeki düzensizlikler kadın çalıĢanlarda çeĢitli sağlık problemlerine yol açmaktadır. Bu problemler arasında doğurganlığın azalması, adet döngüsü bozukluğu,

13 spontan düĢükler, düĢük doğum ağırlığı ve prematüre bebek olasılığıyla daha sık karĢılaĢılmaktadır[68-70].

Vardiyalı çalıĢma ile testosteron seviyeleri iliĢkisi incelendiğinde testosteron seviyelerinin düĢtüğü bulunmuĢtur[71]. Fetal yaĢamda östrojen ile androjen arasındaki dengesizliğin artmasının, testis kanseri, kriptorĢidizm, hipospadias ve düĢük sperm sayımı gibi erkek üreme bozukluklarında önemli bir etiyolojik faktör olduğu öne sürülmektedir[72, 73].

2.1.5.2. Psikiyatrik Hastalıklar

2.1.5.2.1. Sirkadiyen ritim ve uyku bozuklukları

Günlük fizyoloji ve davranıĢlar sirkadiyen ritim tarafından kontrol edilir. Sirkadiyen ritim,

optik kiazmanın üzerinde bulunan suprakiazmatik çekirdek (SCN) tarafından kontrol edilir.

Suprakiazmatik çekirdek (SCN) hemen hemen tüm fizyolojik ve psikolojik fonksiyonlar, vücut sıcaklığı, yorgunluk, kalp hızı, kan basıncı veya hormon salınımı gibi homeostazisi etkileyen olayları düzenleyen belirgin bir sinyal üretir[74].

Sirkadiyen ritim oldukça istikrarlı olmakla birlikte, çevresel uyaranlar bu ritmi değiĢtirebilir. Normal koĢullar altında, sirkadiyen ritmin senkronizasyonu 24 saat gün ıĢığına göre olur. Ayrıca bu senkronizasyon iĢ, eğlence, aktivite, dinlenme, uyku, uyanma

gibi sosyal etkinliklerden de etkilenir[75].

Vardiya iĢçilerinin fiziksel ve psikososyal sorunlarının en temel sebeplerinden biri, biyolojik saatin ve genel nüfusun ritmine aykırı olarak yaĢamaya çalıĢmalarıdır. Vardiyalı ve gece çalıĢma birçok intrinsik sirkadiyen ritmi engellemekte ve homeostazisi bozmaktadır. Örnek olarak; melatonin ve büyüme hormonu düzeyleri geceleri artmaktadır

14 ancak gece çalıĢmasıyla bu hormonlar baskılanmaktadır[76, 77]

Sağlıklı eriĢkinlerde uyku, sirkadiyen ritmin belirli bir fazında ortaya çıkmaktadır. Bu sirkadiyen ritmin devam ettirilmesinde melatonin en önemli mediatördür. Melatoninin biyolojik sistemler üzerinde; gece-gündüz döngüsünün düzenlenmesinin ötesinde; kan basıncı, vücut ısısı ve mevsimsel üreme fonksiyonlarının düzenlenmesi gibi etkileri vardır.

Melatoninin endometrium ve meme kanseri, Alzheimer gibi hastalıklarda rolü olduğu ve antioksidan etkilerinin bulunduğu bilinmektedir. Çünkü gece vakti ıĢığa maruz kalmak melatonin biyosentezini azaltır ve kansere yatkınlık oluĢturan genlerde baskılanma oluĢturur[78].

Vardiyalı çalıĢmanın uyku üzerindeki etkileri hem niceliksel hem de niteliksel açıdan bozulmaktadır. Örneğin; uyku süresinin azalmasına ek olarak uyku kalitesi de

etkilenmektedir[79].

Yapılan bir çalıĢmada vardiyalı çalıĢanlarda REM uykusu ve 2. evre uykuda azalmanın

sonucu olarak uyku kalitesinin bozulduğu bildirilmiĢtir. Yine aynı çalıĢmada 3. ve 4. evre uyku aĢamalarının çalıĢma programından etkilenmediği söylenmiĢtir[80]. Bunlara ek

olarak ise çalıĢanların iĢ saatlerinde uykululuk hali olduğu bildirilmiĢtir[81].

Vardiyalı çalıĢanlarda uyku düzensizliğinin % 60-80 oranında kronik yorgunluğa, bellek ve dikkat zayıflıklarına, konsantrasyon eksikliğine ve muhakeme yetisinin azalmasına sebep olduğu belirtilmektedir[82].

Gece vardiyalı iĢçilerin toplam uyku süresi, akĢam vardiyasında çalıĢanlara ve çalıĢma sisteminde daha az değiĢimi olanlara göre daha azdır[83]. BaĢka bir çalıĢmada ise gece vardiyasında çalıĢanlarda toplam uyku süresinin günde 1 ila 4 saat arasında azaldığı

15 bildirilmiĢtir[84].

Vardiyalı çalıĢanlar arasında uyku bozukluklarının sık görülmesi, kendi baĢına bir uyku bozukluğu tanısının ortaya çıkmasına yol açmıĢtır. Bu uyku bozukluğu hem DSM-V hem de ICD-10 da tanı ölçütünde yerini almıĢtır. Bu tanı ölçütüne ek olarak ICSD-3 (International Classification of Sleep Disorders) sınıflamasında da vardiyalı çalıĢma uykusu bozukluğu (shift worker sleep disorder[SWSD]) ayrı bir kategori olarak tanımlanmaktadır.

DSM 5 e göre sirkadiyen ritimle ilgili uyku bozukluğu tanı ölçütleri;

A. Sirkadiyen ritimle ilgili uyku bozuklukları

Daha çok yirmi dört saatlik düzenle ilgili bir değiĢikliğe bağlı ya da kiĢinin kendi yirmi

dört saatlik düzeniyle çevre koĢullarının ya da toplumsal ya da iĢle ilgili çalıĢma düzeninin getirdiği uyku düzeninin birbiriyle örtüĢmemesine bağlı, sürekli ya da yineleyici uyku bozukluğu.

B. Bu uyku bozukluğu, aĢırı uykululuğa ya da uykusuzluğa ya da her ikisine de birden neden olur.

C. Bu uyku bozukluğu, klinik olarak belirgin bir bozulmaya ya da toplumsal veya iĢle ilgili alanlarda ya da diğer önemli iĢlevsellik alanlarında iĢlevsellikte düĢmeye neden olur.

Vardiyalı iĢ türü: vardiyalı (bilindik çalıĢma saatleri dıĢında çalıĢmayı gerektiren) iĢ düzeninden dolayı, ana uyku evresi sırasında uykusuzluk çekme ve/veya ana uyanıklık evresinde aĢırı uykulu olma

Vardiyalı çalıĢanlardaki uyku bozukluğunun gerçek sıklığı yeterince anlaĢılmamıĢ olsa

16 da, kanıtlar, beĢ vardiyalı iĢçiden en az birisinin çalıĢma sisteminden kaynaklı uyku bozukluğu yaĢadığını göstermektedir[20]. Gündüz vardiyalı, gece vardiyalı ve dönüĢümlü vardiyada çalıĢan iĢçilerden oluĢan, nüfusa dayalı bir topluluk örneğinde, DSM-IV ölçütlerine göre vardiyalı çalıĢma hastalığı gece çalıĢanların % 14.1 - 32'si ve dönüĢümlü vardiyalı iĢçilerin % 8.1 - % 26'sının sirkadiyen ritim bozukluğuna bağlı uyku bozukluğu tanısını karĢıladığını bulmuĢtur[20].

Vardiyalı çalıĢanlara ait demografik özellikler uyku kalitesini etkilemektedir. Bu özelliklerin en önemlilerinden biri yaĢ iken, bir diğeri ise cinsiyettir. Kanıtlar, yaĢı ileri

olan vardiyalı iĢçilerin, genç vardiyalı iĢçilerden daha fazla uyku kaybına neden olduğunu[85], değiĢen dönüĢümlü vardiyalı çalıĢmanın gerekliliklerine uyum sağlayamadıklarını[86] ve gün ıĢığındaki faz değiĢikliklerinin etkilerine daha az tepki

verdiklerini göstermektedir[87].

Burada nörofizyolojik mekanizmalar net olmasa da altta yatan sebeplerden birisi suprakiazmatik nükleustaki (SCN) nörodejenerasyondur[88]. Bu dejenerasyon sonrasında yaĢlı eriĢkinlerde sirkadiyen evrenin kısaldığı saptanmıĢtır.

Çoğu vardiyalı çalıĢma uyku bozukluğu çalıĢmaları kadın çalıĢanlarda uyku kaybının daha çok olduğu, gündüz uykusunun daha fazla görüldüğü ve ek psikolojik belirtilerin daha sık rastlandığını belirtmektedir[89, 90]. Bununla birlikte, bu farklılıkların cinsiyete bağlı uyku, iĢ paylaĢımları, eve döndüklerinde beklenen rolleri veya baĢka bir nedenden kaynaklı olup olmadığı belirsizdir.

Uykusuzluğun yaĢla birlikte artması veya cinsiyete göre uyku etkilenmesinin değiĢmesi

17 vardiyalı çalıĢma sistemini destekleyen söylemler gibi gözükse de vardiyalı çalıĢma sistemi ile ilgili birçok olumsuz sağlık sonuçlarının ortaya çıktığı nettir.

Bu gibi sağlık sorunlarına ek olarak gece vardiyalarında kahve, çay, sigara gibi uyarıcılar çalıĢanlar tarafından aĢırı miktarlarda kullanılmaktadır. Uykusuz kalan vardiyalı çalıĢanlar uyanık kalabilmek ve performans arttırabilmek için bu maddelerin kullanımına yönelmektedir. Kafein kiĢinin uyku alıĢkanlığını değiĢtirerek uyku sorunlarının ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca yapılan çalıĢmalar doğrultusunda kafein içeren kahvenin gün içerisinde normalde 3-4 fincan tüketilmesi gerekirken gece vardiyalarında bu sayının 9-10 fincana kadar çıktığı görülmektedir[91].

Vardiyalı çalıĢma koĢullarının sağlandığı bir çalıĢmada 300 mg kafeinin iĢçilerde performansı ve uyanıklığı arttırdığı gözlenmiĢtir[92]. Kafein uygulamasının, uykululuğun etkisini azaltarak uzun süreli uyanıklık sağladığı ve bazı biliĢsel performans ölçümlerini geliĢtirdiği düĢünülmektedir[92, 93]. Bununla birlikte, subjektif uykululuk paradoksal olarak artmıĢtır. Sık aralıklarla düĢük doz kafein uygulamasının uzun uyanıklığın zararlı performans etkilerine karĢı koymada etkili olduğu gösterilmiĢtir[92].

Vardiya çalıĢma programlarında uyanıklığı arttırmak için kafein ve diğer uyarıcı maddeler içeren enerji içeceklerinin kullanılmasını destekleyen az sayıda deneysel kanıt bulunmaktadır.

Jay ve arkadaĢlarının vardiyalı çalıĢanlarda yaptığı bir çalıĢmada, gece vardiyasında kafein içerikli enerji içeceklerinin tüketilmesinden sonra uyku süreci değerlendirilmiĢtir. Gece

Jay ve arkadaĢlarının vardiyalı çalıĢanlarda yaptığı bir çalıĢmada, gece vardiyasında kafein içerikli enerji içeceklerinin tüketilmesinden sonra uyku süreci değerlendirilmiĢtir. Gece