• Sonuç bulunamadı

Vücut Bütünlüğü

Vücut bütünlüğü, kişinin beden ve ruh tamlığıdır523. Bu tamlığa maddi veya manevi olarak zarar verecek hareketler, söz konusu hakkın ihlali olduğu gibi kişilik haklarının da ihlali anlamına gelir. Vücut bütünlüğünün insan bedeninin tamamını kapsadığına şüphe yoktur. Bedeni oluşturan doku, organ, kemik hatta en küçük parçalar kişilik hakkının kapsamındadır524. Ancak insan vücuduna sonradan eklenen protez, ortopedik parça ve benzeri şeylerin vücut bütünlüğünün bir parçası sayılabilmesi için vücuttaki organlarla sıkı ilişki içinde olması ve vücutla olan bağlantısının süreklilik taşıması gerekir525. Ancak bazı durumlarda vücut organları ile sıkı ilişki içinde olmamasına rağmen, vücudun eksiksiz olarak görevini yerine getirmesinde önemli rol oynayan suni ve takma parçalar vücut bütünlüğü kapsamında değerlendirilmektedir526. Kişinin vücut bütünlüğü, kişiliğin iç korunması kapsamında bizzat kendisine karşı ve dış koruma kapsamında başkalarına karşı korunmaktadır527. Hukukumuzda kişiler yaşama hakkından hiçbir şekilde vazgeçemediği gibi, vücut bütünlüklerini bozan, tahrip eden sözleşmeler de yapamazlar528. Ancak bazı durumlarda kişi, vücut bütünlüğüne karşı yapılacak belli girişim ve uygulamalara ilişkin sözleşme yapabilecektir529. Örneğin kişi, vücut bütünlüğünü etkileyecek tıbbi müdahaleye izin verme imkânına sahip olmakla birlikte, buna zorlanamaz. Tıbbi müdahale ile gerçekleştirilen vücut bütünlüğüne karşı fiil, kural olarak kişilik haklarını ihlal etmektedir530. Ancak belli şartlar altında, ilgilinin üstün özel yararı için ve onun rızasıyla gerçekleştirildiğinden hukuka uygun hale gelmektedir531. Vücut bütünlüğüne karşı bu şekilde bir girişim, ilgilinin

523 ÇİLİNGİROĞLU, s.41.

524 ZEVKLİLER/ACABEY/GÖKYAYLA, s.450; ZEYTİN(Sorumluluk), s.225. 525 KÖPRÜLÜ, B.; 272; ZEVKLİLER/ACABEY/GÖKYAYLA, s.451.

526 KÖPRÜLÜ, B.; 273; Kişilik hakkı ölümle sona erdiği için, ölen kimsenin cesedi üzerinde kişilik

hakkı olduğu söylenemeyecektir. İMRE’ye göre bu durumda ölenin yakınlarının kişilik hakkı söz konusu olmaktadır. Bkz. İMRE, s.464; Bu konudaki diğer görüş ise, ölen kişilerin yakınlarının, ceset üzerinde “kendine özgü bir mutlak hak” sahibi olduğu yönündedir. Bkz. AYİTER, 143; ZEVKLİLER/ ACABEY/GÖKYAYLA, s.452.

527 AKİPEK/AKINTÜRK, s.356 vd.. 528 AKİPEK/AKINTÜRK, s.360.

529 ZEVKLİLER/ACABEY/GÖKYAYLA, s.488.

530 EHLERS, s.46; BÖTH, s.39.

aydınlatılmış rızasıyla gerçekleştirilmesi, kişinin bu girişimden büyük zarar görmemesi veya büyük bir tehlike altına girmemesi, kişinin üstün özel yararının varlığı ve girişimin tıp biliminin verilerine uygun şekilde gerçekleştirilmesi gibi şartların bulunmaması halinde hukuka aykırı hale gelecektir.

Organ, doku ve kan naklinde olduğu gibi kişinin, başkasına sağlık kazandırma amacıyla da kendi vücut bütünlüğü üzerinde tasarrufta bulunması söz konusu olabilir532. Ancak bu durumda vericinin vücudunda devamlı bir eksikliğin meydana gelmesi söz konusuysa yapılan müdahale hukuka aykırı hale gelecektir533. Bunun dışında kişinin rızası olmaksızın vücudundan bir parça alınması, vücudunun herhangi bir yerinin yaralanması veya işlemez hale getirmesi vücut bütünlüğüne karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul edilecek ve kişilik haklarına yapılan saldırı sonucunu doğuracaktır534. Kişinin vücudundan zaten ayrılmış olan parçalar, örneğin ameliyat sonucu alınan parçalar artık vücut bütünlüğü kapsamında değerlendirilmeyecektir535. Ancak parçanın ayrılmasında vücut bütünlüğüne karşı bir saldırı niteliği varsa bunun kişilik hakkına saldırı niteliği taşıdığı açıktır.

Kamu yararının söz konusu olduğu bazı durumlarda kişinin vücut bütünlüğünü ihlal eden bazı müdahalelerde bulunmak zorunlu olabilir536. Bu istisnai durumlarda kişinin izni olmasa bile yapılan müdahaleler hukuka aykırı sayılmaz537. Örneğin salgın bir hastalığa karşı aşı zorunluluğunun getirilmesi halinde, kişinin aşı olmak için rızasının bulunup bulunmadığına bakılmayacaktır538. Bu durumda tıbbi müdahale kamu yararı ve kanunun verdiği özel yetki nedeniyle hukuka uygun kabul edilebilmektedir. Bunun dışında kişinin vücut bütünlüğünde kalıcı ve sağlığına zararlı veya tehlikeli sonuçlar doğuran tıbbi müdahalelerde bulunulması veya yeni tıbbi yöntemler yoluyla tedavi amacı olmayan zararlı ve tehlikeli sonuçlar doğuran

532 ÇAKMUT YENERER, s.53; AKİPEK/AKINTÜRK, s.363. 533 ÇAKMUT YENERER, s.53; AKİPEK/AKINTÜRK, s.363.

534 ZEVKLİLER/ACABEY/GÖKYAYLA, s.450.

535 ZEVKLİLER/ACABEY/GÖKYAYLA, s.450.

536 ARPACI, s.112; ÇAKMUT YENERER, s.53.

537 ARPACI, s.112; ÇAKMUT YENERER, s.53; ZEVKLİLER/ACABEY/GÖKYAYLA, s.451.

denemelere tabi tutulması mümkün değildir539. Örneğin yeni ortaya çıkan kuş ya da domuz gribi gibi bir hastalığa karşı geliştirilen aşının, bilimsel amaçlı ilaç denemelerinin hukuka uygunluğu için aranan şartlar yerine getirilmeden, doğrudan insan üzerinde denenmesi, sırf kamu yararı nedeniyle hukuka uygun hale gelmeyecektir. Diğer hukuka uygunluk sebepleri bulunsa dahi aydınlatılmış rızası olmayan kimseler üzerinde aşı denemeleri yapılamayacaktır540. Tedavi amaçlı ilaç denemesi niteliğindeki aşı denemelerinde de aynı şekilde yeni tıbbi yöntemlerin hukuka uygunluğuna ilişkin genel ve özel koşullar aranacaktır. Aşı denemelerinde, ilaç denemelerinin aşamaları olan Faz I-II-III ve IV dönem araştırmaları tamamlandıktan sonra, toplum sağlığını tehdit edecek boyutta salgın oluşacağı hallerde artık kamu yararı nedeniyle aşılanma zorunluluğu getirilebilecektir. Yeni tıbbi yöntemlerin uygulanması da vücut bütünlüğünü ihlal ettiği için kural olarak hukuka aykırıdır541. İlaç ve aşı denemeleri de dâhil olmak üzere yeni tıbbi yöntemlerin uygulanmasında, aydınlatılmış rızanın alınması, yetkili kimse tarafından uygulanma gibi genel hukuka uygunluk sebeplerinin aranacağı açıktır. Genel hukuka uygunluk sebepleri bulunsa dahi fayda ile risk arasındaki orantı sağlanmadığı, etik kurul incelemesinden geçirilmediği ve kanunlarda uluslararası sözleşmelerde ve diğer yazılı hükümlerde aranan şartlara uyulmadığı sürece gerçekleştirilen denemeler yine vücut bütünlüğünün ve kişilik haklarının ihlali anlamına gelecek ve hukuka aykırı sayılacaktır.

539 KÖPRÜLÜ, B.; s.265-266.

540 DEUTSCH(Aşı denemeleri), s.383. 541 BÖTH, s.39.

II. İhlal Edilen Kişilik Değerleri Bakımından Yeni Tıbbi Yöntemlerin Hukuka Aykırılığı

A. Vücut Bütünlüğünü İhlal Eden Yeni Tıbbi Yöntemlerin Uygulanmasının