• Sonuç bulunamadı

kazadan zarar gören kişinin hangi şartlar altında tazminat talep hakkının bulunduğu ve içeriğinin ne şekilde belirleneceği tespit edilir. Önemli olan konu ise zarar görenin sigortacıya karşı doğrudan başvuru hakkının olup olmadığının tespit edilmesidir. Aynı zamanda kaza dolayısı ile sorumluluğu doğan kişiler, sorumluluğunun dayanağı ve sorumluluktan kurtulma nedenleri, zarar görene yüklenebilecek sorumluluk ve nedenleri ve bunların tazminat talebine etkisi belirlenir. Uygulanacak hukuk ispat yükünün, zamanaşımının ve tazminat miktarını tespiti açısından da önem taşımaktadır.333

Her ne kadar Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına Dair Avrupa Sözleşmesi ile âkit devletlerin zorunlu sigorta sisteminde uygulamaya koyacakları asgari şart ve düzenlemeler belirlenmiş olsa da ülkelerin düzenlemeleri arasında farklar vardır. Bu ülkelerin geleneksel hukuk yapısının ve sosyal yapının kanunlara yansımasının doğal bir sonucudur. Ülke düzenlemeleri karşılaştırıldığında, temel bazı konularda eşit veya benzer düzenlemeler olduğu görülse de, özellikle

333

CAMPEİS, Die Behandlung von Schadenfällen mit Auslandsberührung und Schadenzahlungen an ausländische Staatsbürger nach italienischem Recht, Festschrift des Nationalen Versicherungsbüros Schweiz und des Nationalen Garantiefonds Schweiz, 15./16 Juni 2000 Genf, Basel-Genf-München 2000, s.52

111 bedensel zararlar yönünden tazminat kapsam ve limitleri, manevi zararın334 değerlendirilmesi ve hesaplanması, kazanç kaybı ve destekten yoksun kalma tazminatının teminat kapsamında olup olmaması ve sosyal sigortaların rücu haklarına ilişkin farklı düzenlemelerin bulunduğu görülmektedir. Maddi tazminat talepleri yönünden ise araçtaki değer kaybının karşılanıp karşılanmaması ve ekspertiz rapor düzenlemeleri ile ücretleri arasında farklar bulunmaktadır.335

Yetkili mahkemenin tespiti de özellikle zarar gören kişinin hakkını kullanabilmesi açısından önem taşımaktadır. Ancak yetkili mahkemenin tespiti ancak kararların diğer ülkelerde tanınıp tenfiz edilmesi halinde bir anlam ifade etmektedir. Aksi halde bu düzenleme uygulamada hiçbir önem teşkil etmeyecektir.

AB Hukuku kapsamında trafik kazalarından doğan uyuşmazlıklara uygulanacak maddi hukuk kurallarına ilişkin bir düzenleme yapılması bugüne kadar mümkün olmamıştır ve bunun uygulaması da oldukça güç görünmektedir.336 Ancak önce devletler arasında yapılan ikili anlaşmalar ve AT direktifleri ile kanunlar ihtilafına ilişkin kurallar kabul edilmiştir. Son olarak da Mahkemelerin Yetkisi ile Hukuk ve Ticari İşlere İlişkin Mahkeme Kararların Tanınması ve Tenfizi Hakkında AT Tüzüğü kabul edilmiştir.337 AB Hukuku ile getirilen bu düzenlemelerin incelenmesine geçilmesinden önce Yeşil Kart Sistemi ayrı olarak değerlendirilecektir.

334 Almanca’ da “Immaterial Schaden” olarak ifade edilen ve manevi zarar anlamına gelen ifadenin

hukukumuzda yapılan manevi zarar tanımı ile örtüşmediğini belirtmek gerekir. Örneğin hukukumuz açısından maddi zarar kalemi olarak ifade edilen destekten yoksun kalma veya kazanç kaybı zararları manevi zarar olarak kabul edilmektedir. Hukukumuzdaki düzenlemeye göre kazanç kaybı sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınmamaktadır. Ayrıca Alman hukukunda manevi tazminat miktarının tespitine ilişkin belirlenmiş tabela başka bir ifade ile tarife bulunmaktadır.

İtalyan hukuk düzenlemesine göre ise genel olarak kabul edilen maddi- manevi zarar ayrımı yanında bir de biyolojik zarar kavramı kabul edilmiştir. Biyolojik zarar kavramı ister insan psikolojisi ister gelişimini etkilesin kaza sonucu insan üzerinde meydana gelen olumsuz etkiyi ifade etmektedir. CAMPEİS, s. 55

335 NEBEL, s. 335

336 Avrupa’ da zorunlu mali sorumluluk sigortasına uygulanacak maddi kuralların belirlenmesine

yönelik 14.05.1973 tarihinde Motorlu Araçlardan Doğan Zararlara İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluğa dair Strazburg anlaşması imzalanmış fakat hiçbir devlet tarafından onaylanmamıştır. Bundan iki yıl sonra AT Komitesi tarafından Yaralanma ve Ölüm hallerinde uygulanacak tazminata ilişkin 75/7 sayılı kararını açıklamış ancak bu karar da üye devletlerin hukuklarına yansımamıştır. NEBEL, s.335

337 27.09.1968 tarihinde Mahkemelerin Yetkisi ve Hukuk ve Ticari İşlere İlişkin Mahkeme

Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında Brüksel Anlaşması imzalanmıştır. 16.09.1988 tarihli Lugano Anlaşması ile aynı içerikli sözleşmenin imzalanması ile sözleşmenin uygulama alanı AB üyesi devletlerden EFTA üyesi devletlere genişletilmiştir. Son olarak da AT Tüzüğü olarak kabul edilmiştir.

112

II. Yeşil Kart Sistemi’nin Kendine Özgü Yapısı Ve Uygulanışı

Yeşil Kart Sistemi’nin uygulanmasından ve denetiminden sorumlu olan CoB tarafından sorumluluk hukuku ve sigorta hukukuna ilişkin kanunlar ihtilafı kuralları düzenlenmemiştir. Aynı şekilde uluslararası kazalarda yeşil kart sigortası nedeni doğacak uyuşmazlıklar konusunda yetkili ülke mahkemesi konusunda da bir düzenleme mevcut değildir. Yabancı plakalı bir aracın neden olduğu kazadan dolayı zarar gören kişinin korunması amacı ile kurulan sistemin kendi içerisinde getirdiği düzenleme ile aslında bu eksiklikler bertaraf edilmiştir.

A. Uygulanacak Hukuk

Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına Dair Avrupa Sözleşmesi ile Yeşil Kart Sistemi için genel olarak öngörülen kaza yeri hukukunun uygulanacağıdır.(m.4) Sözleşme ile ülkelere zorunlu mali sorumluluk hukuklarını uyumlu hale getirilmeleri ve bunun için öngörülen düzenlemeler belirtilmiştir. Ayrıca akit devletlerin sözleşmeye koyacakları çekincelerin sadece kendi ülkelerinde geçerli olduğu diğer ülke hukuklarının uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği de ifade edilmiştir. Bunun nedeni, trafik kazasından doğan sorumluluğun özünde ülkelerin borçlar hukuku mevzuatına dayanması ve bu alana yapılacak doğrudan müdahalenin mümkün olmamasıdır. Yeşil kart sigortası dolayısıyla yapılacak yargılamalar yönünden kaza yeri hukukunun uygulanması aslında bir sorun da yaratmamaktadır. Çünkü dar anlamda yeşil kart sistemi ile amaçlanan yabancı plakalı bir aracın meydana getirdiği zararın karşılanmasıdır. Dolayısıyla zarar gören kişi genelde kazanın meydana geldiği ülkede ikamet ettiği için zarar gören kişi için zaten tabi olacağı hukuk uygulanacaktır. Aykırı bir durum oluşturabilecek tek ihtimal zarara uğrayan kişinin de yabancı olması halidir.338 Belirtmek gerekir ki; kazanın meydana geldiği ülke hukukunun uygulanacağı o ülkenin maddi hukuk kurallarının uygulanacağı anlamına gelmemektedir. Uygulanacak maddi hukuk kuralların tespiti

338 Bkz. III. Uluslararası Kazalarda Yurtdışında Zarar Gören Kişi Açısından Uygulanacak Hukuk Ve

113 kazanın meydana geldiği ülkenin kanunlar ihtilafı kurallarındaki düzenlemeye göre tespit edilmelidir.339