• Sonuç bulunamadı

C. Karayolları Trafik Kanunu’nda İşletenin Sorumluluğu ve Şartları

1. Motorlu araç işletmek

a.İşleten kavramı

Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesindeki düzenlemeye göre; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, işleten ve işletenin bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.

100

ULAŞ, s.713–714

101 Yargıtay 11 HD. 02.04.1981 tarih ve 1981/1558 E.-1442 K. sayılı kararı, ULAŞ, s.714 102 Yargıtay 11 HD. 31.05.2004 tarih ve 2003/12415 E.- 2004/6121 K. , ULAŞ, s.715 103 FARNER, Die Unfall und Haftpflichtversicherung, 5.Bası, Bern-Zürich 1971, s.92

31 Kanunun 2. maddesinde işleten kabul edilenler, motorlu aracın sahibi, aracı mülkiyeti muhafaza kaydı ile satın alıp alıcı sıfatı ile sicilde kayıtlı görünen, aracı uzun süreliğine kiralayan, ariyet veya rehin alan kişilerdir. Bu kişilerin işleten sayılacağı karine olarak kabul edilmişse de aksinin ispatı mümkündür. İşleten olarak kabul edilen ilgili kişilerin aracın bir başkası tarafından kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işletildiğini ve araç üzerinde fiili hakimiyetinin bulunduğunu ispatlaması halinde bu kişiler işleten sayılmaktadır.104

Yargıtay da işleteni tespit ederken, araç üzerindeki fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olgularının varlığını kıstas almaktadır.105 O halde bir kimsenin işleten sayılabilmesi için; aracı, aracın donatım, bakım ve işletme giderlerini üstlenmek sureti ile kendi hesabı ve rizikosu kendisine ait olmak üzere işletmesi, araç üzerinde fiili hakimiyete sahip olması ve nihayetinde aracın amacına uygun kullanılması sonucu ondan yarar sağlaması gerekmektedir.106

Bunların dışında devlet ve kamu tüzel kişilerinin de işleten sıfatını kazanması mümkündür. Karayolları Trafik Kanunu’nun 106. maddesine göre; genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri

104 BOZER, s.134; Avrupa ülkelerinde işleten kavramı ve işletenin sorumluluğunun düzenlenişi

oldukça eskiye dayanmaktadır. İşleten kavramı genelde ilk motorlu araç mali sorumluluk sigortasının kabul edilmesi ile olmuştur. Örneğin Almanya’da 1939, İsviçre’de 1932 tarihlerinde motorlu araç zorunlu mali sorumluluk sigortasının kabul edilmesi ile olmuştur. MÜRİNGER, s.17; Türkiye’ de 232 sayılı yasa ile değiştirilen 6085 sayılı KTK’ nda araç sahibinin sorumluluğu düzenlenmişti. Ancak gerek doktrinde gerek Yargıtay kararlarında araç sahibi kavramı geniş yorumlanmaya çalışılmıştır. 2918 sayılı kanun ile de araç sahibi kavramı terk edilerek işleten kavramı kanuni düzenlememize girmiş bulunmaktadır. ÇELİKTAŞ, s.55–57

105 Yarg. 11 HD. 27.02.1985 tarih ve 1985/998 E.-10111 K. sayılı kararında “ … Yürürlükte bulunan

6085 Sayılı Trafik Kanunu sistemine göre, bu yasaya tabi araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından yararlanmasının bir başka kimseye devredilmesi halinde (çok kısa bir süre olmamak kaydı ile) artık o araç üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple de ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin diğer bir deyişle işletenin, bu kaza nedeni ile meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir ve bunun doğal sonucu olarak da bu gibi durumlarda araç malikinin sorumlu tutulmaması icap eder. Dairemizin yerleşmiş içtihatları bu yönde olduğu gibi doktrinde de bu görüş benimsenmiş durumdadır…” ULAŞ, s.703; Aynı konuda ayrıca bkz. 24.09.1997 tarih ve 1997/11–476 E.-744 K. sayılı HGK. Alman Federal Mahkemesi’nin tanımlamasına göre de; işleten motorlu aracı kendi hesabında kullanımına sahip ve bu koşulda araç üzerinde fiili hakimiyete de sahip olan kişi olarak tanımlanmıştır. MÜRİNGER, s.17

32 uygulanır. O halde bu kamu kurum ve kuruluşlarının motorlu araç işletmelerinden doğan sorumluluk şartları 85. maddeye tabi olacaktır.107 106. maddeye göre, ayrıca bu kurum ve kuruluşlar, milli sigorta şirketlerinden birine 101. madde gereğince mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadırlar.

b. İşletenin davranışlarından sorumlu olduğu kişiler

İşletenin aynı zamanda davranışlarından sorumlu olduğu kişilerin meydana getirdiği zararlar nedeni ile de sorumluluğu doğmaktadır. Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/5 maddesine göre “işleten veya araç işleticisi teşebbüs sahibi, aracın

sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurlarından kendi kusuru gibi sorumludur”. Bu düzenleme ile işletenin sorumluluğunun

doğabilmesi için davranışlarından sorumlu olduğu kişinin kusurunun bulunmasının gerektiği ifade olunmuşsa da, hükmün amaca uygun şekilde yorumlanması gerekmektedir. Borçlar Kanunu’nun 55. maddesinde yer alan istihdam edenin sorumluluğu düzenlemesinde, istihdam eden, çalıştırdığı kişinin kusuru bulunmasa da sorumlu tutulurken, işletenin yardımcı kişisinin sadece kusuru nedeni ile meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerektiği şeklindeki lafzi yorum mali sorumluluk sigortasının amacına aykırı düşmektedir.108 Üçüncü kişilerin zararlarının karşılanması fonksiyonun önemi nedeniyle amaçsal bir yorum benimsenip işletenin yardımcı kişinin eğer kusuru varsa işletenin bundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağının kabulü gerekmektedir.109 Örneğin zarar görenin de kusurunun bulunması halinde yardımcı kişiye yüklenen kusur işletenin kendi kusuru gibi değerlendirilip tazminat miktarındaki indirim buna göre yapılmalıdır.

c. İşleten gibi sorumluluk

Karayolları Trafik Kanunu işleten yanında, ayrıca işleten gibi sorumlu olacak kişileri düzenlemiştir. Doktrinde bu kişiler için “farazi işleten” kavramı kullanılmaktadır.110 Karayolları Trafik Kanunu’nun 104. maddesi gereğince motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlar ile 105. madde uyarınca motorlu araç 107 ULAŞ, s.706 108 BOZER, s.132 109 BOZER, s.132 110 EREN, s.674

33 yarış düzenleyicileri meydana gelen zarardan sorumlu tutulmaktadırlar. 104/2 maddesindeki düzenleme gereği motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlara, yani tamirhane, galeri veya garaj sahibi gibi kişilere zaten abonman sigortası111 ile zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma yükümlülüğü getirilmiştir. 105. maddede düzenlenen yarış düzenleyicileri de, yarışa katılan araçlar dışındaki araç ve üçüncü kişilerin zararlarını karşılamak üzere zorunlu mali sorumluluk sigortası yapmakla yükümlü tutulmuşlardır. Dolayısı ile bu kişilerin sorumluluğu sigorta ettiren sıfatı ile yaptıkları zorunlu mali sorumluluk sigortası gereği zaten doğmaktadır. Ancak, gerçek işleten sıfatına sahip olamayacakları için farazi işleten sıfatı ile işletenin sorumluluğuna tabi tutulmuşlardır.

Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan kişinin işleten sıfatıyla sorumlu olması halinde gerçek araç işletenin sorumlu tutulamayacağı açıkça düzenlenmişken, yarış düzenleyicilerinin işleten sıfatı ile sorumlu tutulmaları halinde böyle bir düzenleme öngörülmemiştir. 105. madde karşısında, yarış düzenleyicilerin işleten sıfatı ile sorumlulukları bulunmasına rağmen, gerçek araç işletenlerin sorumluluğunun da devam ettiği sonucuna varmak gerekir. Ne var ki, gerçek işletenin sorumluluğu devam etmesine rağmen, onun sigortacısının sorumluluğu bulunmamaktadır. Şöyle ki: 105. maddenin 4. fıkrasında, yetkili makamdan izin alınmaksızın düzenlenen bir yarışta vukubulan zararların zarara sebep olan motorlu aracın sorumluluk sigortacısı tarafından karşılanacağı öngörülmüştür. Bu hükmün karşıt kavramından, izin alınarak yapılan yarışlarda meydana gelen zarar dolayısı ile gerçek işletenin sigortacısının sorumluluğunun doğmadığı sonucuna varmak gerekir.112 Gerçekten, yetkili makamdan izin alınmaksızın yapılan yarışlarda, ortada yarış düzenleyenlerinin sorumluluğunu doğuracak bir zorunlu mali sorumluluk sigortası olmayacağından, gerçek araç işletenin sigortacısının sorumlu tutulması kaçınılmazdır. Oysa izinli yarışlarda yarış düzenleyicilerinin yapacağı sigorta yeterli olacaktır.

111 Abonman sigortası, sözleşmenin yapılması sırasında sigortalanan menfaatin sadece cinsi ile

belirlendiği ve riziko gerçekleştikten sonra somut olarak sigortacıya bildirildiği çerçeve bir sigorta sözleşmesidir. Abonman sigorta sözleşmesi ile mesleki faaliyetin icrası amacı ile teslim alınan tüm araçlar için sigorta yaptırılmış olmaktadır. KENDER, s.130–131; Abonman sigortası en çok taşıma alanında kullanılan bir sigorta sözleşmesi türüdür. Ayrıntılı bilgi için bkz. KENDER, Sigorta Hukukunda Abonman Mukavelesi (Deniz Taşıma Sigortalarında), Banka Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu VII, Mayıs 1990, Ankara 1990, s.139–154

34