• Sonuç bulunamadı

Uluslararası Toplum Bağlamında İngiliz Okulunda Güvenlik Algısı

1.5. Soğuk Savaş Döneminde Güvenlik – Geleneksel Güvenlik Anlayışı

1.5.3. Uluslararası Toplum Bağlamında İngiliz Okulunda Güvenlik Algısı

ortaya çıktığına ilişkin birtakım tartışmalar mevcuttur. Net bir şekilde üzerinde mutakıp olunmamasına rağmen, kuramın Butterfield, Wight, Watson ve Bull gibi önemli düşünürlerce kurulduğu yaygın şekilde kabul edilmektedir. Ancak Edward Hallett Carr ve C. A. W. Manning’in de bir şekilde kuramı etkilediği de düşünülmektedir. Bu yönde İngiliz Okulu’nun geç kuşak yazarlarından Dunne, Carr’ı ve Manning’in ele almış oldukları eserlerde farkında olmadan kuramı etkilediğini lakin bunları İngiliz Okulu üyesi olarak belirtmediği ifade edilir. Geç kuşağın önemli temsilcilerinden ve İngiliz Okul’unu yeniden bir araya getirme düşüncesi olan Buzan ise, belirtilen kişilerden Carr’ı temsilci olarak varsaymış ancak Manning’i üyesi olarak görmemiştir(Ağkaya, 2016a: 1062). Öte yandan kuramın çıkış süreci de bir takım farklı yaklaşımlarla değerlendirilmektedir. İngiliz Okulu 1959 yılında Uluslararası İlişkilere dair bazı temel sorunları tartışmak amacıyla, İngiliz akademisyenler tarafından kurulan Uluslararası Siyaset teorisi Komitesi ile kurulduğu kabul edilir(Jorgensen, 2016: 190). Okul çalışmalarını belirli aralıklarla düzenledikleri toplantılarla gerçekleştirerek bir takım eleştirilerde bulunarak, kendilerini orta yol olarak göstermeye çalışmıştır. Ancak 1981 yılında Roy Jones’in okulu eleştirirken kullandığı İngiliz Okulu kavramı, onun ve kuramcıların farkında olmadan o güne kadar çalışma yapmış kuram için isim babalığı görevini sağlamıştır(Buzan, 2015: 5).

İngiliz Okulu’nun diğer teorilere nazaran dikkat çekici özelliği Uluslararası Toplum düşüncesidir. En temel argümanı olarak bu düşünceyi belirtmekte bir sakınca yoktur. Egemen devletlerin bir toplum oluşturduğu düşüncesi hayli önemli bir tez olarak görülmektedir. Bundan dolayı okulun temel argümanının Uluslararası Toplum fikri olduğu rahatlıkla belirtilebilir(Buzan, 2015: 5). Ancak bu toplum anarşik bir toplum olarak belirtilmektedir(Linklater, 2013: 123). Disiplin içerisinde devletlerin doğasında olduğu gibi toplumunda anarşik bir şekilde hareket ettiğini belirterek, toplumu devlete benzetmektedirler.

Uluslararası Toplum fikrini ilk olarak kuramın üyesi olarak görülmeyen Charles Manning kullanmıştır. Kavramı Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu

20

için hazırlamış olduğu ders müfredatında kullandığı görülmektedir(Dunne, 2016: 155). Uluslararası Toplum’u Bull’un tanımına göre –Aktaran Tim Dunne- : ‘belirli ortak menfaatlerin ve ortak değerlerin farkında olan bir grup devlet birbiriyle ilişkileri bağlamında ve ortak kurumlardaki çalışmalarında paylaştıkları ortak bir dizi kuralla bağlı olduklarını kabul ederek bir toplum’ kurduklarında ortaya çıktığı ifade edilmiştir(Dunne: 2016: 161). Tanımda daha çok değerlerin bir bütün oluşturarak toplumu sağladığı sonucuna varılabilir.

İngiliz Okulu esasında genel olarak çalışmalarını bu fikir üzerinden sürdürmeye çalışmıştır. Buna bağlı olarak güvenlik yaklaşımı da bu fikre dayanarak oluşmuştur. Kuram kendi içerisinde uluslararası topluma ilişkin üç farklı bakış açısı göstermektedir. Ekolün içindeki yaklaşımlardan birisi olan realist kanaat, uluslararası toplumun olmadığını ileri sürerek bir mücadele alanının varlığından bahsetmededir. Rasyonalistler, devletten farklı bir toplumun olduğunu belirtirken, revolüsyonistler bir tek devletin olduğunu ifade etmektedirler. Bu çıkarımlardan dolayı kuram realistlerin uluslararası ilişkileri güce dayanan, devletten başka bir aktörün olmadığı, norm ve işbirliğini yok saymalarını kabul etmezler. Revolüsyonist paradigmayı ise uluslararası toplumun kurumlarını kabul etmedikleri için reddederek, iki yaklaşımın ortasında Grotiusçu geleneği özümsemektedirler(Ağkaya, 2014b: 644). Bu yaklaşımların farklılığı, üzerinde tam net bir uzlaşı olmaması getirilen eleştirilen sığ kalmasına neden olmuştur. Ancak yine de bu yaklaşımdan dolayı eklektik yapısının çok özel olduğunu ifade etmek mümkündür(Devlen, Özdamar, 2010: 45).

İngiliz Okulu kuramcılarının ayrıştıkları bazı durumlar vardır. Bunlardan en önemlisi çoğulculuk ve dayanışmacılık arasında görülmektedir. Bölünmenin temelinde yatan durum Uluslararası toplumun doğası ve adalet/düzen ikilemidir. Bull, Jackson ve Mayall gibi isimler daha çok realizme yatkın tavırlarıyla çoğulcu kanadı oluşturmaktadır. Çoğulculara göre, egemenlik kavramının siyasi ve hukuki önceliği vardır. Bundan dolayı pozitivist uluslararası hukuk anlayışını benimsemektedirler. Buna bağlı olarak da insani müdahale gibi devlet egemenliğini kısıtlayan yaklaşımlara izin verilmemesi gerektiğini düşünürler. Diğer yandan dayanışmacılar ise Vincent, Dunne ve Wheler gibi isimler olarak belirtilir. Dayanışmacı kanat ise daha çok devrimci ekole yatkınlığı ile görülmektedir. Dayanışmacılar, uluslararası toplumun odak noktasına devlet yerine insanı

21

almaktadır. İnsanlık bir bütün olarak ele alınmalıdır. Devlet insanların haklarını korumakla görevli olan bir yapıdır. İnsan haklarını engelleyemez düşüncesine sahiptir(Palabıyık, 2015: 238-240). Bundan dolayı öncelikli güvenlik noktasını devletten ziyade bireye indirgedikleri görülmektedir.

Başka bir ifade ile kuramın temel varsayımlarını şu şekilde özetleyebiliriz: Uluslararası İlişkiler, özünde bir insan ilişkileri biçimidir. Bundan dolayı hem normatif değerleri adalet ve barış gibi onun yanı sıra bağımsızlık, güvenlik ve düzen gibi bir takım değerleri özünde barındırmaktadır. İngiliz Okulu disiplinin yaklaşım şeklinin insan odaklı olması gerektiğini savunmaktadır. Bu yüzden Uluslararası Sistemin işleyişinde incelenmesi gerekenleri liderler, karar alıcılar ve diplomatlar olmalıdır. Uluslararası Sistemin anarşik yapısı kabul edilmesi gereken temel realitedir. Ancak böyle olması onun düzenli olmasında engel değildir. Dünya siyasetinin de kendi içinde birtakım kuralları, normları, kurumları ve rejimleri olan bir anarşik toplumu mevcuttur. Kurallar devlet adamları tarafınca dış politikada uygulanabilir. İşbirliğinden bahsetmek için öncelikle Uluslararası Toplum ’un varlığı kabul edilmelidir. Bu durum kabul edildiği sürece zaten işbirliği gerçekleşecektir. Son olarak Uluslararası Hukuk’un gerekleri uygulandığı takdirde Uluslararası siyasette düzen elde edilecektir(Serdar, 2015: 26). Buradaki ayrım özünde insan haklarına dayanan normatif değerlerin ön planda olduğu bir ayrışma olarak ifade edilebilir.

Uluslararası İlişkilerin anarşik yapısını İngiliz Okulu temsilcileri de kabul etmektedir. Ancak klasik anlamdaki düşünceye göre bu anarşik yapı toplumun oluşmasına engel teşkil ettiğidir. Ancak, Bull, bunu kabul etmeyerek, karşı çıkmaktadır. Anarşik yapının toplum düşüncesi ile zıt olduğunu tezini reddetmektedir. Çünkü ona göre uluslararası toplum zaten anarşik bir toplumdur; mevcut toplumlardan farklı olarak devletlerin herhangi bir hükümete tabi olmaksızın oluşturdukları bir toplum(Şeyşane, 2013: 19) olduğunu ifade etmektedir. Ve oluşturulacak toplum sayesinde güvenliğin sağlanacağı düşüncesi hakimdir.

Benzer Belgeler