• Sonuç bulunamadı

1.5.1.1)Neoliberalizm ve Liberalleştirme Uygulamaları

POSTFORDİZM VE BAĞIMSIZ İDARİ OTORİTELER

2.2. Uluslararası Kuruluşlar ve Bağımsız İdari Otoriteler

Uluslararası örgütler, BİO’ların ideolojik meşruluğunun sağlanmasında, örgütsel yapı ve işlevlerinin geliştirilmesinde ve uluslararası hukuk ve ekonominin kullanılarak yaygınlaştırılmasında belirleyici etkiye sahip olmuşlardır. Bu örgütler içerisinde OECD, Avrupa Birliği ve GATS antlaşmasının birbirini tamamlayan ve kurucu nitelikte etkileri bulunmaktadır.

BİO’ların gelişiminde, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı’nın çalışmalarının özel bir yeri bulunmaktadır. OECD’nin 1997 yılında Bakanlar Konseyi’nde düzenleyici reform raporu kabul edilmiş, bir yıl sonra ise OECD gönüllü ülke incelemeleri programına başlamıştır. Bu program çerçevesinde isteyen ülkelerin BİO’ların durumunu ortaya koyan raporlar hazırlanmaya başlanmıştır. OECD’nin düzenleyici reformlar programı, üye ülkelerde devletin yeniden yapılandırılmasını takip etmektedir. Düzenleyici reformların ana eksenini BİO’lar oluşturmaktadır. OECD bu çalışmalarında devletin yeniden yapılandırılmasında sistemli bir dönüşümü ve dönüşümün sürekliliğini sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesine yönelmiştir. Düzenleyici etki analizi yöntemi ile düzenleyici reformlar hem takip edilecek hem de maliyeti yüksek olan düzenlemeler ayıklanacaktır234.

OECD, PUMA adını taşıyan organı aracılığı ile devletin yeniden yapılandırılmasına diğer uluslararası kuruluşlarla paralellik oluşturacak biçimde düzenleme reformu ile katılmıştır. Düzenleme devletin karar alma alanını daraltmakta ve toplumun yönetimini gerçekleştiren kamu gücünün, özel sektöre ve sermayeye devredilmesini içeren düzenlemeleri kapsamaktadır. PUMA’nın işlevleri kamu personelinin yönetimi, düzenleme, bütçeleme ve mali yönetim gibi kamu sektörlerinde hükümetlerin nasıl çalıştıklarını izlemek, bu alanlarda

233 Nölke, a.g.m., s.12-13.

234 Sonay Bayramoğlu, Yönetişim Zihniyeti Türkiye’de Üst Kurullar ve Siyasal İktidarın

hükümetlerin etkin ve etkili olmalarını sağlayacak yöntemleri belirlemek ve yönetişim konularında hükümetleri teşvik etmek şeklindedir235.

OECD, düzenleyici reform programı aracılığı ile bir ülkenin kamu kaynaklarının dağıtımını sorununu BİO’lar aracılığı ile çözmeye çalışmaktadır. Özellikle stratejik alanlarda BİO’ların kurulması ve bu kurumların yasal ve mali yönden özerk ve bağımsız olmaları ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da bu İlkeler etrafında şekillendirilmesine çalışmaktadır236.

Avrupa Topluluğu (EC-European Community) antlaşmalar sistemi çerçevesinde oluşturulan ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren 15 ayrı BİO bulunmaktadır. Bu kurumlar, işgücünün eğitimi, çalışma güvenliği, ilaç üretimi, gıda güvenliği ve iç pazarın uyumlaştırılması gibi belirli sektörlerde faaliyet göstermek için Konsey’in ikincil düzenlemeleri ile oluşturulmakta, tüzel kişiliğe ve belirli ölçüde idari ve mali özerkliğe sahip bulunmaktadır. Komisyon bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalarda bu kurumlar, idari ve düzenleyici olarak iki başlık altında toplanmaktadır. İdari kurumlar sadece Komisyon’un mali yardım programlarının uygulanmasına yardımcı olmak gibi sadece yönetsel görevlerden sorumludur ve Komisyonun sıkı denetimi altında çalışmaktadır. Düzenleyici kurumlar ise spesifik sektörlerin düzenlenmesi, gözetimi ve denetimi konusunda ikincil mevzuat yapma gücüne sahip idari birimlerdir. Birlik politikalarının uygulanması görevi genellikle üye devletler ve onların ulusal kuruluşlarına delege edilse de, bu kurumların çoğu, önceden üye devletlerin denetiminde olan faaliyetleri, Avrupa Birliği düzeyinde birleştirerek daha tutarlı ve etkili biçimde düzenlenmesi, gözetimi ve denetimini temin etmek amacıyla oluşturulmuştur237.

Avrupa Birliği bünyesindeki BİO’ların, idari yapılanmaları, diğer kurumlar ile ilişkileri ile yetki ve sorumlulukları gibi özellikleri bakımından, bu kurumların farklılıkları benzerliklerinden daha fazladır. Bu farklılıklar, bağımsız kurumların, ABD uygulamasında olduğu gibi, değişik zamanlarda ortaya çıkan özel gereksinimleri karşılamak için kurulmalarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle Avrupa Birliği bünyesinde oluşturulan BİO’ların oluşturulması ve işleyişi konusunda tek bir model bulunmamaktadır. Bu nedenle, düzenleyici kuruluşların

235 Melehat Kutun, “Uluslararası Kuruluşların Türk Kamu Yönetiminde Yönetsel Dönüşüme Etkileri”,

Toplum ve Demokrasi, yıl.1, sayı.1, eylül-aralık-2007, s.117-134, s.128-132.

236 Kutun, a.g.e., s.128-132.

237 Uğur Emek; Muhittin Acar, Çağdaş Kamu Yönetimi II (Editörler: Muhittin Acar, Hüseyin Öztürk),

faaliyet ve denetimlerine ilişkin koşulların daha saydam, tutarlı katılımcı, hale getirilmesini sağlayacak, faaliyetlerin kapsamını belirleyecek, BİO’ların performans ölçütlerini ve gelecekte oluşturulabilecek kurumlar için de alt yapı oluşturacak çerçeve bir düzenleme yapılması öngörülmektedir. Komisyonun BİO’ların işleyişinin çerçevesini belirleyen bildirimi, düzenleyici kurumları yönetecek olan ölçütlerin bir taraftan bağımsızlık, yeterlik ve güvenilirlik, diğer taraftan da saydamlık ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde geliştirilmesi gerektiğini belirtmektedir238.

BİO’ların ortaya çıkmasında Hizmet Ticaret Genel Antlaşması (GATS)’nın da önemli bir rolü bulunmaktadır. Mal ticaretinde ülkelerin uyguladıkları kısıtlamaları kaldırmak ve mal ticaretini liberalleştirmek amaçlı GATT kapsamını genişletmek amacıyla 1986–1993 yıllarında yapılan Uruguay görüşmeleri sonucunda GATS doğmuş, bu antlaşma ile hizmet ticaretinin liberalleştirilmesi, ülkelerin hizmet sektörlerini küresel ticarete engelsiz bir biçimde açmalarının sağlanması amaçlanmıştır. Hizmet endüstrilerinin ülke ekonomileri içindeki payı önemli ölçüde artmış ve uluslararası ticaret alanında da hizmet sektörü hızla büyümeye başlamıştır. Ekonomi içindeki artan payları ve uluslararasılaşması, hizmet sektörünün sermaye yatırılması konusundaki cazibesini artırmış ve üye ülkelerin hizmet sektörüne sermaye yatırımı yapabilmesinin önündeki tüm engellerin ortadan kaldırılması GATS’ın en önemli hedefleri arasında sayılmıştır. Bu anlaşmayı imzalayan ülkeler, hangi hizmet sektörlerinin liberalleştirileceğini de liste halinde açıklamakla yükümlü tutulmuşlardır239.

Bu anlaşmalardan sonra GATS kamu hizmeti olarak devletler tarafından yürütülen hizmet alanlarının özelleştirilerek devredilmesini sağlamaya çalışmış ve bu aşanlarda sermayenin sınırlandırılmadan çalışmasını güvence altına almaya çalışmıştır.

GATS hizmet ticaretinde daha fazla liberalizasyon için hizmet ticaretini engelleyen tüm idari düzenlemelerin kaldırılması, devlet yardımlarının lisans ve kalite standartlarının piyasaya giriş ve çıkışların yeniden düzenlenmesi

238 Emek, a,g,e, s.103.

239 Selime Güzelsarı, “Küresel Kapitalizmin Anayasası: GATS”, Düzenlemeden Yeniden

Düzenlemeye: Türkiye’de Kapitalizmin Yeniden Yapılanması ve Devletin Değişen Rolü,

öngörülmüştür. Bu uygulamaların sonucu olarak IMF ve Dünya Bankası’nın belirlediği regülasyon politikaları, ulusal düzenleme ve düzenleyici kurumlar üzerinde belirleyici olmuştur.