• Sonuç bulunamadı

1.1.10. Çalışan Çocuklarla İlgili Yasal Mevzuat

1.1.10.1. Uluslararası Düzenlemeler

Uluslararası alanda yapılan düzenlemeler, bütün dünya ülkeleri için bağlayıcı olmamakla beraber, bu düzenlemelere imza atmış ülkeler için bir bağlayıcılık özelliği taşımaktadır. Bu çalışmada; Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmeleri, Philadelphia Bildirisi, Avrupa Sosyal Şartı ve Çocuk Haklarına dair Sözleşmesi'nin ilgili maddelerine değinilmiştir.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmeleri

Uluslararası Çalışma Örgütü, çalışan çocukları koruyucu nitelikte, farklı özelliklere sahip çeşitli sözleşmeler ile tavsiye kararlan almıştır.

Bu sözleşme ve tavsiye kararlarında; çalışan çocukların çeşitli sektörlere göre asgari çalışma yaşı, çalışma süreleri ve sağlık koşullarına değinilmiştir.

ILO'nun çeşitli sektörlere göre asgari çalışma yaşının belirlendiği sözleşmeler şunlardır: 1921 yılında kabul edilen "Tarımda Çocukların Çalıştırılmaları Asgari Yaşı Konusunda 10 Sayılı Sözleşme", 1921 yılında kabul edilen "Trimci ve Ateşçi Sıfatıyla Gemilerde İşe Alınacakların Asgari Yaşının Tespitine Dair 15 Sayılı Sözleşme", 1936 yılında kabul edilen "Denizlerde Çalıştırılacak Çocukların Asgari Yaş Haddinin Tespiti Hakkında 58 Sayılı Sözleşme", 1937 yılında kabul edilen "Sanayi İşlerine Alınacak Çocukların Yaş Sınırını Belirleyen 59 Sayılı Sözleşme", 1937 yılında kabul edilen "Sanayi Dışı İşlerde Çocukların Çalıştırılması Asgari Yaşı Konusunda 60 Sayılı Sözleşme", 1959 yılında kabul edilen "Balıkçıların Asgari Çalışma Yaşı Hakkında 112 Sayılı Sözleşme", 1965 yılında kabul edilen "Yer altı Madenlerinde İşe Alınmada Asgari Yaş Hakkında 123 Sayılı Sözleşme" ve 1973 yılında kabul edilen "Asgari Çalışma Yaşı Konusunda 138 Sayılı Sözleşme ".

ILO'nun asgari çalışma yaşı konusunda yapmış olduğu bu sözleşmeler, sanayi, tarım ve hizmet sektörlerinde çalışan çocukların çalışma koşullarından en az düzeyde etkilenmelerini amaçlamaktadır. Bu nedenle genel olarak asgari çalışma yaşı 15 yaş olarak belirlenmiş, fakat bazı işler için bu yaş 14 yaş olarak tespit edilmiştir.

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün çalışan çocukların çalışma sürelerine ilişkin düzenlemeleri; 1946 yılında kabul edilen "Genç İşçilerin Gece Çalıştırılmaları Konusunda 79 Sayılı Sözleşme" ve 1948 yılında kabul edilen "Genç İşçilerin Sanayide Gece İşlerinde Çalıştırılmaları Konusunda 90 Sayılı Sözleşme"lerdir. Bu sözleşmelerde, sanayi ve sanayi dışı sektörlerde çalıştırılacak çocukların, gece çalıştırılma sürelerine ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.

ILO'nun çalışan çocukların sağlık koşullarına ilişkin sözleşmeleri ise şunlardır: 1921 yılında kabul edilen "Boya İşlerinde Beyaz Kurşun Kullanılması Konusunda 13 Sayılı Sözleşme", 1946 yılında kabul edilen "Sanayide Genç İşçilerin Sağlık Muayeneleri Konusunda 77 Sayılı Sözleşme", 1946 yılında kabul edilen "Sanayi Dışı İşlerde Genç İşçilerin Sağlık Muayeneleri Konusunda 78 Sayılı Sözleşme" ve 1965 yılında kabul edilen "Yer altı İşlerinde Çalıştırılacak Gençlerin Sağlık Muayeneleri Konusunda 124 Sayılı Sözleşme ".

Bu sözleşmelerde gerek sanayi gerek sanayi dışı sektörlerde çalışan çocukların belirli aralıklarla sağlık kontrollerinin yapılması ve bu çocukların sağlığını olumsuz yönde etkileyen kimyasal maddelerin kullanıldığı işlerde çalıştırılmalarının yasaklanmasına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti ILO'nun çalışan çocukları koruyucu nitelikteki sözleşmelerinden altı tanesini kabul etmiştir. Bu sözleşmeler; "Trimci ve Ateşçi Sıfatıyla Gemilerde İşe Alınacakların Asgari Yaşının Tespitine Dair 15 Sayılı Sözleşme", "Denizlerde Çalıştırılacak Çocukların Asgari Yaş Haddinin Tespiti Hakkında 58 Sayılı Sözleşme", "Sanayide Genç İşçilerin Sağlık Muayeneleri Konusunda 77 Sayılı Sözleşme", "Yer altı Madenlerinde İşe Alınmada Asgari Yaş Hakkında 123 Sayılı Sözleşme", "Sanayi İşlerine Alınacak Çocukların Yaş Sınırını Belirleyen 59 Sayılı Sözleşme " ve "Asgari Çalışma Yaşı Konusunda 138 Sayılı Sözleşme ".

Türkiye'nin kabul etmiş olduğu bu sözleşmeler genel olarak; çeşitli sektörlere göre asgari çalışma yaşının ve çalışan çocukların sağlık muayenelerinin yapılmasını kapsamaktadır.

ILO'nun bu sözleşmelerinin amacı; uzun dönemde çocuk işgücünü ortadan kaldırmak, kısa dönemde ise çalışan çocukların çalışma koşullarından kaynaklanan risklerden en az düzeyde etkilenmelerini sağlayarak, bu çocukların psiko-sosyal gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlamalarını sağlamaktır.

Philadelphia Bildirisi (1944)

Philadelphia Bildirisi 10 Mayıs 1944 yılında uluslararası düzeyde kabul edilmiştir. Türkiye ise bu bildiriyi 1948 yılında kabul etmiştir.

Bu bildiride; emeğin bir meta olmadığına; korunmaya muhtaç olan herkes için bir esas gelir sağlamak üzere sosyal güvenlik tedbirlerinin diğer taraftan tam sağlık yardımlarının geliştirilmesine; çocukların ve anaların korunmasına; işçilerle işverenlerin işbirliği yapmalarına ve bütün mesleklerdeki işçilerin hayat ve

sağlıklarının uygun bir şekilde korunmasına değinilmiştir. (Resmi Gazete, 16.2.1948, sayı: 6833, s. 13623).

Avrupa Sosyal Şartı (1965)

Avrupa Sosyal Şartı 18 Ekim 1961 yılında Avrupa Konseyi üyesi 13 ülke tarafından Torino'da imzalanmış olmakla beraber, 26 Şubat 1965 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye Avrupa Sosyal Şartı'nı 1961 yılında Torino'da imzaladığı halde, 16 Haziran 1989'da kabul edilen bir kanunla bu belgeyi onaylamıştır.

Bu anlaşma, çağımızın anlayışına uygun olarak; çalışma hakkı, toplu sözleşme hakkı, sendika özgürlüğü ve grev hakkı, sosyal güvenlik hakkı, ailenin korunması, çalışan kadın ve çocukların korunması, sağlık yardımı, göçmen işçilerin sosyal yardımlardan yararlanması, meslek eğitimi görme hakkı gibi çeşitli haklara 19 temel madde ve 72 paragraf içinde değinilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmanın konusu gereğince Avrupa Sosyal Şartının 7. maddesi üzerinde daha detaylı bir şekilde durul- muştur.

Türkiye 7. maddenin 3, 4, 5, 6, 8 ve 9. fıkralarını onaylamıştır. Söz konusu bu fıkralar;

"3. Fıkra: Henüz zorunlu öğrenim çağında olanların, eğitimlerinden tam anlamıyla yararlanmalarını engelleyecek işlerde çalışmamalarını sağlamayı;

4. Fıkra: 16 yaşından küçükleri çalışma sürelerinin, gelişmeleri ve öncelikle de

mesleki eğitim gereksinmeleri uyarınca sınırlandırılmasını sağlamayı;

5. Fıkra: Genç çalışanların ve çırakların adil bir ücret ve diğer uygun ödeneklerden yararlanma hakkını tanımayı;

6. Fıkra: Gençlerin, çalıştıranların izniyle normal çalışma saatlerinde mesleki eğitimde geçirdikleri sürenin, günlük çalışma süresinden sayılmasını sağlamayı;

8. Fıkra: 18 yaşın altındaki kişilerin, ulusal yasalar veya düzenlemelerle belirlenen işler dışında gece işinde çalıştırılmamasını sağlamayı;

9. Fıkra: Ulusal yasalar veya düzenlemelerle belirlenen işlerde çalışan 18 yaşın altındaki kişilere düzenli sağlık kontrolünü sağlamayı," içermektedir. (Resmi Gazete, 14 Ekim 1989, sayı: 20312).

Avrupa Sosyal Şartının 7. maddesinin 1. fıkrası hafif işler hariç asgari çalışma yaşının 15 olmasını, 2. fıkrası ise tehlikeli ve sağlığa aykırı sayılan belirlenmiş işlerde asgari çalışma yaşının daha da yükseltmeyi istemektedir. 1475 Sayılı İş Kanunu'nun istisnalarla ilgili 5. maddesi nedeniyle söz konusu ilk iki fıkra Türkiye tarafından onaylanmamaktadır. Aynı şekilde 7. maddenin 18 yaşın altındaki çalışan kişilere yılda en az üç haftalık ücretli izin hakkım tanıyan 7. fıkrası da 1475 Sayılı İş Kanunu'nun yıllık ücretli izinlerle ilgili 49. maddesi nedeniyle onaylanamamaktadır. (Karabulut, 1996; 27).

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (1989)

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Tarafından 20 Kasım 1989 yılında kabul edilmiştir. Bu sözleşmede; çocuk tanımlanarak, temel hak ve özgürlükleri belirlemiştir. Ayrıca çocuğun gelişiminin sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için, gerekli koruyucu düzenlemelere yer verilmiştir.

Türkiye bu sözleşmeyi 1995 yılında kabul etmiştir. Ancak Türkiye; gerekli bilgilerin çocuklara ulaşmasını ve çocukların zararlı yayınlardan korunmasını içeren 17.maddeye, çocuklara verilecek eğitimin hedeflerini belirleyen 29. madde ile azınlıklara ve yerli halklara mensup çocukların kendi kültürlerinden yararlanması, kendi dinlerinin gereklerini yerine getirme ve kendi dillerini kullanma haklarını düzenleyen 30. Maddeye çekince koymuştur.

Bu sözleşmenin 32.maddesi çalışan çocuklara ilişkin düzenlemeleri içermektedir. Bu maddede çocuğun sağlığı, eğitimi ve gelişimi açısından tehlike teşkil eden işlere karşı korunma hakkına sahip olduğu, devletin işe kabul için asgari

yaş sınırını tespit etmek ve çalışma koşullarım düzenlemek zorunluluğu yer almaktadır.

1.1.10.2. Ulusal Düzenlemeler

Çalışan çocuklar sorununa ilişkin, uluslar arası alanda yapılan yasal düzenlemeler konuyu makro açıdan ele alırken, ulusal düzenlemeler ise konuya mikro açıdan yaklaşmaktadır. Bu durum ülkeler arasındaki sosyal, kültürel ve ekonomik farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de bu sorunla mücadelede etkili olabilmek için birtakım ulusal yasal düzenlemelere gidilmiştir. Burada çalışmanın konusu açısından önemli olan bazı ulusal yasal düzenlemelere değinilmiştir.

T.C. Anayasası (1982)

T.C Anayasası'nın 50.maddesi, çalışan çocukların; çalışma yaşı, çalışma koşulları ve korunmalarına ilişkin şu düzenlemeleri getirmiştir:

"Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uygun olmayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar. Dinlenmek çalışanların hakkıdır. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık hakları ve şartları kanunla düzenlenir ".

1593 Sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu (1930)

Bu kanun 6 Mayıs 1930 yılında kabul edilmiş olup, genel olarak çalışan çocukları ve yetişkinleri koruyucu, toplum sağlığını koruyucu ve sağlık koşullarına uymayan kurumlara ilişkin hükümleri içermektedir. Bu kanun 173, 174 ve 176. maddelerinde çalışan çocukların çeşitli sektörlere göre asgari çalışma yaşı, çalışma süresi ve çalışmaları yasak olan işyerlerine değinilmiştir.

222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu (1961)

1961 yılında kabul edilen 222 İlköğretim ve Eğitim Kanunu'nda çocukların mecburi eğitim ve çalışmalarına ilişkin çeşitli düzenlemelere yer verilmiştir. Bu düzenlemelerde; 3. maddede mecburi ilköğretim çağının 6-14 yaş grubunu kapsadığına, 9. maddede ilköğretim kurumlarının 8 yıllık okullardan oluştuğuna, 46 ve 53. maddelerde ilköğretimin ve okula devam etmenin zorunlu olduğuna ve 59. maddede ise mecburi ilköğretim çağında olanların hiçbir resmi ve özel işyerinde ücretli veya ücretsiz çalıştırılamayacağına değinilmiştir. (Değiştirilmiş maddeler).

Bu konunun çalışma açısından en önemli özelliği; çocukların çalışma nedenlerinden biri olan eğitimsizliğin önüne geçilerek, sekiz yıllık zorunlu temel eğitimle beraber çocukların eğitim sistemi içinde daha uzun süre kalmalarını sağlayıp, çocukların çalışma hayatına erken yaşlarda atılmalarına engellemeye çalışmasıdır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu (1964)

1964 yılında kabul edilen 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nda çalışan çocuklara ilişkin yasal düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemelerde çalışan çocukların sosyal güvenlikleri ele alınmıştır. Söz konusu bu kanunun 60. maddesinde; 18 yaşın altındaki işçilerin, sigortanın bütün dallarına ilişkim prim ücretlerinin kesildiğine yalnız 18 yaşın yaşından önce geçmiş bulunan süreler 20 yılın hesabında dikkate alınacağına değinilmiştir.

4857 Sayılı İş Kanunu (2003)

Çocukların asgari çalışma yaşı çalıştırma yasağı, temel eğitimini tamamlamış ve okula gitmeyen çocukların çalışma süreleri, okula devam eden çocukların eğitim dönemindeki çalışma süreleri, çalışma yaşamında korunması, işe başlamadan önce almaları gereken sağlık raporu, çocukların ağır ve tehlikeli işler ile gece çalışmasını

yasaklayan hükümler ve bu hükümlerin etkili bir şekilde uygulanması için cezai yaptırımlar bulunmaktadır.

4857 sayılı iş kanunu 71. maddede 18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçiler bakımından yasak olan işler ile 15 yaşını tamamlamamış genç işçilerin çalışmasına izin verilecek işler, 14 yaşını bitirmiş ve ilköğretimi tamamlamış çocukların çalıştırılabilecekleri hafifi işler ve çalışma koşullarına ilişkin usul ve esasları kapsar. (EK – 4).

3308 Sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu (1986)

4702 sayılı kanunla değişikliğe uğrayan 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu,çocuk işgücünün bilgi ve becerisinin geliştirilmesine yönelik düzenlemeler getirmektedir. Yasaya göre (madde 10),çırak olabilmek için 14 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak (Ancak, ondokuz yaşından gün almış olanlardan daha önce çıraklık eğitiminden geçmemiş olanlar, yaşlarına ve eğitim programlarına göre çıraklık eğitimine alınabilirler). En az ilköğretim mezunu olmak ve bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak gerekmektedir. Yasanın 13. maddesine göre; bu kanun kapsamında bulunan il ve mesleklerde faaliyet gösteren iş yerleri; Bakanlıkça tespit edilecek illerde ve meslek dallarında 19 yaşından gün almamış kimseleri çıraklık sözleşmesi yapmadan çalıştıramazlar. Yasanın 18. maddesi ile 20 ve daha fazla personel çalıştıran işyerlerine, personel sayısının % 5’inden az olmamak ancak % 10’unu da geçmemek üzere meslek lisesi öğrencilerine becerilerini geliştirmek amacıyla eğitim vermeleri zorunluluğu getirilmiştir. Bu zorunluluk ile bir anlamda çocuk işgücünün kullanılmasının, ancak yeterli beceriyi kazandırılması koşulu ile mümkün olabileceği hükme bağlanmıştır. Bu yasa ile (madde 26) aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrencilere işletmelerce her yıl tatil aylarında bir ay ücretli izin verilir.

Ulusal mevzuatta yer alan diğer kanunlar: - 2821 sayılı Sendikalar Kanunu,

- 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, - 1580 sayılı Belediye Kanunu,

- 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu, - Yasalara uygun olarak çıkartılan tüzük ve yönetmeliklerdir.

1.2. Problem Cümlesi

Bu araştırmanın problemini, “Ordu ili mesleki eğitim merkezindeki kuaförlük bölümü öğrencilerinin temel nitelikleri ve iş yerinde karşılaştıkları sorunlar nelerdir?” sorusunu oluşturmaktadır.

1.3. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı Ordu ili mesleki eğitim merkezine devam eden kuaförlük bölümü öğrencilerinin temel nitelikleri ve iş yerinde karşılaştıkları sorunların saptanması oluşturmaktadır.

Bu genel amaca ulaşmak için şu sorulara cevap aranmıştır.

Alt Problemler

1. Öğrencilerin kişisel ve ailesel özellikleri nelerdir?

2. Öğrencilerin işyeri ortamı ve çalışma şartlarına ilişkin karşılaştıkları sorunlar nelerdir?

3. Öğrencilerin işyerinde çalışan, işveren, koordinatör öğretmen ve müşteri ilişkilerinde karşılaştıkları sorunlar nelerdir?

4. İşverenin görev ve sorumluluklarına ilişkin, çırağın karşılaştığı sorunlar nelerdir?

5. Öğrencilerin iş ortamında karşılaşabilecekleri sağlık sorunları nelerdir?

1.4. Araştırmanın Önemi

Mesleki eğitim belirli bir mesleğe girmek veya meslek içinde ilerlemek isteyen ve mesleki alanlarda ilgi duyanlar için düzenlenir. Bireyin seçmiş olduğu alanda mesleğe girebilmesi için temel olan bilgi, beceri ve davranışları geliştirmeyi, meslek içinde çalışan bireylerini çağdaş düzeye çıkarmayı ve sorumluluk üstlenen vatandaşlar olarak yetiştirmeyi amaçlar. Birey meslek aracılığıyla toplumdaki yerini alır ve topluma katkıda bulunur. Yaygın eğitimde, Kuaförlük Bölümünün amacı iş hayatına meslek elemanı yetiştirmektedir. Öğrencilerin hakları kanunlarla güvence altına alınmış olsa bile iş yerlerinde yaşadıkları sorun oldukça fazladır.

Araştırmacının gözlemleri Ordu İli Mesleki Eğitim Merkezi kuaför bölümüne devam eden öğrencilerin temel nitelikleri ve iş yerlerinde karşılaştıkları sorunlara ilişkin bir araştırma olmadığını göstermiştir. Bu nedenle bu problemi çözmeye yönelik araştırma planlanmıştır.

Ayrıca araştırma sonuçları Ordu İli Mesleki Eğitim Merkezindeki kuaförlük bölümü öğrencilerinin iş yerinde karşılaştıkları sorunların çözümünde yol gösterici olabilir.

Buna ek olarak,bu araştırma bundan sonra yapılacak araştırmalara da kaynak olabilir.

1.5. Sınırlılıklar

Bu araştırma Ordu İli Mesleki Eğitim Merkezinde 2006-2007 eğitim öğretim ikinci yarı yılında eğitim gören kuaförlük bölümü öğrencileri ile sınırlı tutulmuştur.

1.6. Sayıltılar

1. Ankete cevap veren öğrenciler kendi samimi görüşlerini belirtmişlerdir.

1.7. Tanımlar

Beceri Eğitimi: 3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitimi kanunu gereğince öğrencilerin iş yerlerinde bizzat üretime katılmasını gerektiren ve mesleki bilgi ve becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim (Başbakanlık, 2000).

Koordinatör Öğretmen: İşletmelerde meslek eğitimi, iş yeri tespiti,eğitimin planlanması,koordinasyonun ve takibi ile görevli okul müdürleri,yardımcıları ve öğretmenleri (Başbakanlık, 2000).

Usta Öğretici: Ustalık yeterliliğini kazanmış; aday çırak,çırak,kalfa ile mesleki ve teknik okul ve kurumları öğrencilerinin iş yerindeki eğitiminden sorumlu, mesleki eğitim tekniklerini bilen ve uygulayan kişi (Başbakanlık, 2000).

Usta: Bir mesleğin gerektirdiği bilgi,beceri ve iş alışkanlıklarını kazanmış ve bunları mal ve hizmet üretiminde iş hayatınca kabul edilebilecek standartlarda uygulayabilen,üretimi planlayabilen,üretim sırasında karşılaşılabilecek problemleri çözümleyebilen,düşüncelerini yazılı,sözlü ve resimle açıklayabilen,üretimle ilgili pratik hesaplamaları yapabilen kişiyi (Başbakanlık, 2000).

Kalfa: Bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını kazanmış ve bu meslekle ilgili iş ve işlemleri ustanın gözetimi altında kabul edilebilir standartlarda yapabilen kişiyi (Başbakanlık, 2000).

Çırak: Çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını iş içerisinde gerçekleştirebilen kişiyi (Başbakanlık, 2000).

Aday Çırak: Çıraklığa başlama yaşını doldurmamış ve çıraklık döneminden önce kendisine iş yeri ortamı tanıtılan, sanat ve mesleğinin ön bilgileri verilen kişiyi (Başbakanlık, 2000).

Eğitici Personel: Mesleki yeterliliğe sahip, öğrencilerin iş yerindeki eğitiminden sorumlu, iş pedagojisi eğitimi almış, mesleki eğitim yöntem ve tekniklerini bilen ve uygulayan veya mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında atölye, laboratuar, meslek dersleri öğretmenliği yapabilme yetkisine sahip kişi (Başbakanlık, 2000).

Benzer Belgeler