• Sonuç bulunamadı

1.1.9.1. Türkiye’de Çalışan Çocuğun Durumu ve Sektörlere Göre Dağılımı

Çocuk işgücünün kullanımı tarihin her döneminde görülen bir olgu olmuştur. Çocuklar, bazen ev işlerinde köle gibi çalıştırılırken, bazen de çırak olarak veya tarım işlerinde çalıştırılmışlardır. Ancak, çocuk emeğinin yaygın bir şekilde kullanımı sanayileşmeyle birlikte olmuştur. Sanayileşmenin yaygınlaşmasıyla çocuk işgücünün kullanımı; teknolojinin getirdiği yenilik ve kolaylıklarla, üretim araçlarının sadece yetişkinlerin değil, çocukların da kullanılabileceği bir düzeye gelmesi, çocukların emeğinin sömürüsünü büyük oranlarda arttırmıştır.

Türkiye’de de çocuk işgücü kullanımı yeni bir olgu olmamakla birlikte sanayileşmenin gelişmesine paralel olarak, bu işgücünün kullanımı da artmıştır. Çocuk işgücündeki bu artışın temel nedeni ise, yetişkin işgücüne oranla çok daha ucuz olması, sosyal güvenlik ve örgütlenme düzeyinin düşük olmasıdır.

DİE’nin 1994 yılında yaptığı “Çocuk İşgücü Anketi”nin sonuçlarına göre; Türkiye’de 6-14 yaş arasında yaklaşık 12 milyon çocuk bulunmaktadır. Bunlar içinde

ekonomik faaliyette bulunan çocukların oranı % 8.5 olarak tespit edilmiştir. Ekonomik faaliyette bulunan bu çocukların sektörel dağılımına bakıldığında çalışan çocukların % 77’si tarım sektöründe, % 11’i sanayi sektöründe, % 7’si hizmet sektöründe, % 5’i de ticaret sektöründe çalışmaktadır (DİE, 1997; 23).

Bu veriler incelendiğinde, Türkiye’de çalışan çocukların önemli bir kısmının tarım sektöründe çalıştığı görülmektedir. Bu sektörde çalışan çocukların çoğunluğu ücretsiz aile işçisi konumunda çalışmakta, geri kalanlar da ücretli olarak çalışmaktadır. Hem ücretli olarak hem de ücretsiz aile işçisi olarak çalışan çocukların sosyal güvenceleri bulunmamaktadır. Çünkü tarım sektörü, çalışan çocuklarla ilgili hükümleri içeren yasaların kapsamına alınmıştır.

Türkiye’de çalışan çocukların istihdamında kentsel ve kırsal alanlarda farklılık görülmektedir. Kentsel alanda çocuk işgücünün ekonomik faaliyetlere katılımı incelendiğinde % 40’ının sanayi sektöründe, % 26’sının hizmet sektöründe, % 22’sinin ticaret sektöründe ve % 12’sinin tarım sektöründe çalışırken; kırsal kesimde istihdam edilen çocukların % 92’si tarım sektöründe, % 4’ü sanayi sektöründe, % 3’ü hizmet sektöründe ve % 1’i ticaret sektöründe çalışmaktadır (Karabulut, 1996; 14).

1.1.9.2. Türkiye’de Çalışan Çocukların Sektörlere Göre Dağılımı

Türkiye’de çocuklar başlıca sanayi, tarım, hizmet sektörü ile sokaklarda çalışmaktadırlar.

1.1.9.3. Sanayide Çalışan Çocuklar

Çocuklar, sanayi alanında genellikle bir meslek edinmek, ailelerin geçimine katkıda bulunmak için çalışmaktadırlar. Bu alanda çocuklar daha çok “çırak” olarak çalışma hayatına girerek, belli bir meslekte usta olmayı, ilerlemeyi amaçlamaktadır.

1.1.9.4. Tarımda Çalışan Çocuklar

Çocukların çalıştığı ilk sektör tarım sektörüdür. Günümüzde de çocukların yoğun bir şekilde istihdam edildiği tarım sektöründe çocuklar genellikle ücretsiz aile işçisi konumunda çalışmaktadırlar.

Kırsal kesimde çocukluk dönemi daha kısa sürmekte. Çocuklar 7-8 yaşlarına geldiklerinde aileleri tarafından onlardan evdeki bazı işleri yapmaları istenmektedir. Kırsal aladaki ailelerin başlıca geçim kaynağı tarım sektörü olduğundan çocuklarda küçük yaşlardan itibaren ailelerine yardımcı olmak amacıyla bu alanda çalışmaktadırlar.

Tarım sektöründe çalışan çocukların çalışma koşulları ağır olup, çalışma süreleri de oldukça uzundur.

Çocukların çalışma mevsiminde günde 10-14 saati bulan çalışma süreleri; fiziksel ve ruhsal açıdan çocukların aşırı bir şekilde yorgun düşmelerine, fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin olumsuz olarak etkilenmesine, hastalık ve sakatlık riskinin artmasına, en temel ihtiyaçları olan oyun oynama ve sosyal gelişimleri açısından önemli yer tutan arkadaş ilişkilerinin yetersiz düzeyde kalmasına neden olmaktadır.

Tarımsal işlerde çalışan çocukların karşılaştığı sorunlar, Derrien (1994) şu şekilde belirtmiştir: “Çalışma mevsiminde günde 12-14 saat, haftada 70-80 saat arasında değişen çalışma süreleri, hava koşullarındaki değişiklikler (sıcak, güneş, yağmur, rüzgar), vahşi hayvanlar, uzun ve tehlikeli yolculuklar, tarım aletleri (orak, tırpan), taşınacak ağır yükleri yere doğru eğilmiş duruşlar, çeltik tarlalarında ve göletlerde ayaklarının su ve çamur içinde kalması, dikenler, kesici ve tahriş edici bitkiler, gübreler, hasat aygıtlarının, traktörlerin ve kamyonların hareketlerinden kaynaklanan riskler (Derrien, 1994; 90).

1.1.9.5. Hizmet Sektöründe Çalışan Çocuklar

Hizmet sektöründe çalışan çocukların önemli bir kısmını evlerde hizmet içi olarak çalışan çocuklar oluşturmaktadır. Bu çocuklar genellikle belli bir süre için veya devamlı olarak çalıştırılmak amacıyla, varlıklı kişilerce ailelerinden ya da bir aracıdan alınmaktadır. Böylece çocuk ailesinden, yakın çevresinden kopartılarak; işverenin evinde yalnız başına, diğer insanlarla ilişkiden yoksun olarak yaşamını devam ettirmek zorunda kalmaktadır.

Bu tür çocuklar, diğer alanlarda çalışan çocuklara nazaran fiziksel, duygusal ve sosyal açıdan en çok zarar gören, en çok ihmal ve istismara uğrayan çocuklardır. Bu çocuklar aslında bir tür çağdaş köle olarak da nitelendirilebilirler. Çünkü işveren çocuğu istediği gibi, istediği yerde, istediği süreyle çalıştırabilmekte, hatta bazen çocuğu fiziksel ya da cinsel açıdan istismar edebilmektedir. Çocuğun karşılaştığı bu durumlarda onu korumak güçtür. Çünkü çocuğa ulaşmak ve onu içinde bulunduğu durumdan kurtarmak mümkün olmamaktadır.

Evlerde çalışan çocukların karşılaşabilecekleri risk ve baskıları Derrien (1994) şu şekilde sıralamıştır:

- Yalnızdır, işverenin konutuna kapatılmıştır, her türlü ilişkisi engellenmiştir. - Çalışma saatleri uzundur, en erken kalkıp, en geç yatan odur.

- Aşırı fiziksel yük yüklenir; ayakta ya da oturarak çalışma, pis, tekrarlayıcı ve tehlikeli işler (temizlik malzemeleri), ağır yük taşıma (odun, su, Pazar alışverişi, yıkanacak çamaşırlar).

- Yoğun zihinsel yükleme ile korku ve şiddetle, cinsel tacizle karşı karşıyadır, dövülebilir, korkutulabilir (s. 89).

Günümüzde, turizm ve eğlence sektöründe de çocuk işgücünden yoğun olarak yararlanılmaktadır. Bu sektörlerde büyük bir beceri gerektirmeyen işlerin çocuklar

tarafından düşük bir maliyetle yapılabilmesi işverenlerin çocuk işgücü talebini arttırmıştır (Çolak, 1998; 70).

Turizm ve eğlence sektöründe çocukların emeklerinin sömürülmesinin yanı sıra özellikle cinsel yönden çocuklar istismar edilmekte, onların fuhuş sektörüne kaymalarına neden olmaktadır.

1.1.9.6. Sokakta Çalışan Çocuklar

Sokaklarda çalışan çocuklar, yaptıkları işler itibariyle güvenli bir alanda çalışıyor gibi görülebilirler. Ancak bu çocuklara yönelik en büyük tehlike yaptıkları işin niteliğinden değil, çalıştıkları ortamlardan kaynaklanmaktadır. Bu çocuklar günün büyük bölümünde ya da tamamında ailelerin ve toplumun korumasından yoksun kaldıklarından ve her tür ihmal ve tacizin gündeme gelebileceği ortamlarda çalıştıklarından, yetişkinlerin, daha büyük çocukların oluşturdukları çetelerin, alkoliklerin ve sokaklarda yaşayan uyuşturucu bağımlılarının her tür istismar ve sömürüsüne açık durumdadır.

Çocukların günlük çalışma süreleri 2 ile 14 saat arasında değişmektedir. Çocukların çoğu kalabalık ve kirli mekanlarda haftanın 7 günü çalışmaktadır. Çocuklar sokaklarda kağıt mendil, sakız ve simit gibi şeyler satmakta; ayakkabı boyamakta, otomobillerin camlarını silmekte, su taşıma, mezarlıklarda temizlik işleri gibi psikolojik gelişimi olumsuz etkileyebilecek işler yapmaktadır. Bu arada çöp toplama işinde çalışanlar da vardır.

Sokakta çalışan çocukların daha tehlikeli işlere yönelme eğilimleri; fuhuş, uyuşturucu ve çocuk kaçakçılığı gibi işlerin sokaklarda cereyan etmesi sokaklarda çalışmanın çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri kapsamına alınması için güçlü dayanaklar sağlamıştır.

Benzer Belgeler