45 TRB2 Bölgesi Mevcut Durum Analizi, Turizm
46 Hakkı&Deniz, Van Gölü Güney Kıyılarının Ekoturizm Amaçlı Değerlendirme Olanakları
133
EKONOMİK DÖNÜŞÜM VE BÜYÜME
Üst Ölçekli Planlar
1- Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı: 4. Eylem Alanı 2- Türkiye Ulusal Bilim Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 3- Türkiye Sanayi Stratejisi ve Eylem Planı: Eylem: 33,40
Projeler
1- Van Gölü’nün Kıyılarıyla Beraber Turizme Kazandırılması - Bitlis ve Van 2- Van Gölü’nde Ulaşım ve Mavi Turlar
Performans Göstergeleri
1- Bölge’ye gelen turist sayısındaki artış
2- Turizm sektöründen elde edilen gelirlerde artış
3- Yolcu taşımacılığı için düzenlenen sefer sayısında artış 4- İnşa edilen yeni iskele sayısı
5- Turizm sektöründe sağlanan istihdam artışı 6- Mavi Tur sayısında artış
Akdamar Adası
Akdamar
Kampüs Deveboynu
Hanelmalı
İncekaya Kalderası
İnköy Ağın
Altınsaç
Amik
Mollakasım
Çiçekli Sarıkum
Kıyıdüzü
Kuş Adası Edremit
VAN Merkez
Gevaş Tatvan
Ahlat Adilcevaz
Erciş
Muradiye
Adır Adası
Çarpanak Adası
Pansiyon ve otel
Mavi Tur Göl Ulaşımı
Potansiyel Plajlar
Yeme-İçme-Eğlence Tesisleri Bisiklet Parkuru
Yürüyüş Parkuru Harita 21: Van Gölü Turizm Gelişimi
EKONOMİK
“Ticaret, Hizmetler ve Sanayi VAN
Sektörlerine Dayalı Bölgesel Merkez Kent”
BİTLİS
“Turizm Odagı ve Müze Kent”
“Tarımsal Üretim veMUŞ
Tarımsal Sanayi Kenti” HAKKARİ
“Madencilik ve Lojistik Kenti”
135
İnşaat Sanayi (yapı malzemesi) Mer :Mermer
Per :Perlit Pon :Ponza
Defrakter Sanayi (ısı dayanıklı malzeme) Dis :Distem
136
EKONOMİK DÖNÜŞÜM VE BÜYÜME
Patates İşleme Tesisi
Tesislerin enerji ihtiyacı yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılanabilir
Zenginleştirme Tesisi
İzabe Tesisi Meyve-Sebze
İşleme Tesisi Et ve Süt Entegre Tesisi
Kauçuk ve Plastik Ürün İmalatı Yan Sanayi İhtisas SS
Tarım ve Hayvancılık AUM
Maden Kaynakları AUM
Merkezi Araştırma Laboratuvarı Merkezi Araştırma Laboratuvarı
TEKMER
YL
L H
Kapasite Artırımı
Zenginleştirme Tesisi Kurulumu İzabe Tesisi Kurulumu
İhtisas SS Kurulumu Tesis Kurulumu İhtisas OSB Kurulumu
Madene Dayalı İhtisas OSB
İhtisas OSB Araştırma Laboratuvarı Kurulumu
Mevcut OSB
Bingöl Merkez
Erzurum Merkez
Adilcevaz
Bahçesaray Hizan
Bitlis Merkez Tatvan Ahlat
Malazgirt Varto
Güroymak
Mutki Hasköy
Korkut
Batman Merkez
Diyarbakır Merkez
137
EKONOMİK DÖNÜŞÜM VE BÜYÜME
Patates İşleme Tesisi
Soğuk Hava Deposu (700 ton)
Meyve-Sebze İşleme Tesisi Zenginleştirme Tesisi
Ahşap ve Otomotiv Yan Sanayi İhtisas SS
İzabe Tesisi
Et Entegre Tesisi
Müze
Fuar ve Kongre Merkezi
Tekstil Kent Tekstil Yan
Sanayi İhtisas SS
Van OSB BİMSS
Metalik Olmayan Mineral Ürün İmalatı
Mekine-Ekipman İmalatı Gıda Ürünleri İmalatı
Güneş Enerjisi Enstitüsü Gıda Güvenilirliği ve Tarımsal Araştırma Merkezi
TEKNOKENT
L
H
H
Üzümlü
Derecik
Esendere Kapıköy
ırak
iran
Van Merkez Muradiye
Özalp
Saray
Edremit
Yüksekova Hakkari Merkez
Çukurca Çatak
Bahçesaray
EKSENİ
140
YAŞANABİLİR MEKÂNLAR
Planlama disiplini mevcut durum ile tasavvur edilen ge-leceği bütünleştiren öngörüler ve bu öngörülere daya-nan tedbirlerden oluşmaktadır. Plan yapımının önemi, kent kelimesinin Yunanca anlamından gelen hakların korunması ile insan onuruna yakışır standartlarda birlik-te yaşama kültürünü oluşturmada ortaya çıkmaktadır.
Bu çerçeveden bakıldığında TRB2 Bölgesi illerinin kent-leşme sürecinin teknik, kuramsal/kavramsal ve kurum-sal boyutlarda incelenmesi anlam ifade etmektedir.
Bölge illeri kentsel büyüme literatürüne göre sürekliliği sağlanmış bir nüfus artışı ile büyümekte olan kentlerdir.
İllerin nüfus artışındaki kök nedenler incelendiğinde
do-ğurganlık oranının ülke ortalamasından yüksek olması-nın ilk etken olduğu ortaya çıkarken Van İli dışındaki il-lerin net göç vermeil-lerine karşı nüfus büyüklüğünde ar-tış olması bu durumu kanıtlar niteliktedir. Van İli ise net göç alan tek il olması ile Bölge’nin cazibe merkezi olma özelliğini korumaktadır. Nüfus büyüklüğündeki artışlar nüfus ihtiyaçlarının karşılanmasını gerektirmektedir.
Ancak; Bölge’deki doğurganlık hızının, net göç hızının yüksekliğine bağlı nüfus artış hızının ülke hızına göre yüksek olması mekânsal üretimlerde projeksiyon he-saplamalarını yanıltıcı olmakla birlikte kısıtlı kaynakla-rın yatırıma dönüşme hızını geride bırakmaktadır. Yük-sek nüfus artış hızının yanı sıra mekân üretiminde
Böl-Gelişme Ekseni:
Yaşanabilir Mekânlar
141
YAŞANABİLİR MEKÂNLAR
Bölge illerinde yoğunlaşma ile yaratılan kentsel katma değer rantından en üst düzeyde yararlanma isteği, o-lumlu etkisini yoğunluk baskısına çevirmekte ve değeri yüksek alanlardan en az maliyet ile daha fazla işletme-nin yararlanabilmesine yönelik yanlış yapılaşmalara (-kat yüksekliği, standart yapı malzemesi vb. ihlali) ve top-lumu sosyal özelliklerle donatmaya, çevrelemeye prog-ramlanmış alanların eritilmesine neden olmaktadır. Bu durum, eğitim, sağlık, kültürel, sosyal, dini ve spor tesis-leri, halk eğitim merkeztesis-leri, teknik altyapı ve rekreasyon alanlarından ödün verilip imar planları üzerinde sosyal donatı alanları için tahsis edilmiş alanların tadilat karar-ları ile kullanım değişikliğine uğramasına neden olmak-tadır. Bölge illerinin imar planı açıklama raporları da sos-yal donatı standartlarının yetersizliğini göstermektedir.
Projeksiyon hesaplarının nüfus hareketleri ile uyumsuz-luğu planlama disiplinindeki öngörmeyi yanlışlamakta ve üzerinde tedbirlerin geliştirilemediği barınma (mahal-le, konut), sanitasyon (altyapı) ve hareketlilik/erişim (u-laşım) konularında yapılı çevre kalitesinin düşüşü anla-mına gelen çarpık kentleşmeye yani kaçak yapılaşmaya neden olmaktadır. Bölgedeki kaçak yapılaşma oranı
%72 ile ülke ortalaması olan %36’nın iki katıdır.
Mekân kalitesinde yaşanan düşüş, insanın mekan ile bağını zayıflatmakla birlikte nitelikli işgücünün ve sana-yi yatırımlarının Bölge’ye çekilmesine engel teşkil et-mektedir. Hoşnutsuzluk endeksine göre Bölge’nin TR-C3 Bölgesi’nden sonra memnuniyetsizlikte ikinci sırada yer alması durumu destekler niteliktedir. Mekân kalite-sinin yükseltilmesine ilişkin kentsel politika projelerinin hazırlanması kaçınılmazdır.
Yanlış yapılaşmaya, yanlış yer seçimine, denetimsizliğe ve finansal kısıtlara bağlı olarak gelişmekte olan mekân kültürünün doğal çevreye ve insana verdiği zararlar eko-nomik ve sosyal anlamda kalkınma ivmesini düşürür boyuttadır. Doğal afetler sonucunda ortaya çıkan maddi
TRB2 Bölgesi, üzerinde bulunduğu coğrafya itibari ile genç bir jeolojik oluşumda meydana gelen tektonik ha-reketleri sıklıkla yaşamaktadır. Jeolojik yapının yaratmış olduğu bu doğa hareketlerinin yapılı çevre ile birleşimi Bölge halkına zarar verici bir durum yaratmaktadır. TRB2 Bölgesi’nde can ve mal kaybına yol açmış kayıtlı dep-rem sayısı 24’tür. Bu sayı tüm Türkiye’deki depdep-remlerin
%10’unu; Doğu Anadolu Bölgesi’nde ise % 27’sini oluş-turmaktadır. Ülkede depremlerde hayatını kaybedenle-rin sayısı 94.081 kişi iken Doğu Anadolu Bölgesi’nde 49.506 kişidir. TRB2 Bölgesi’nde ise depremlerde haya-tını kaybedenlerin sayısı 10.861 kişidir. Bu sayı ülkede depremlerden hayatını kaybedenlerin % 12’sini; Doğu A-nadolu Bölgesi’nde hayatını kaybedenlerin ise %22’sini oluşturmaktadır. Temelde Bölgedeki yapılaşma anlayı-şının ülke genelinde de olduğu gibi temel etik ilkeleri uygulamaktan uzak olması, yer seçimi konusunda yapı-lan yanlış uygulamalar, (yerleşim ayapı-lanlarının su yatakla-rına yakın bölgelere, dayanımsız zemin ve alüvyon ara-ziler üzerine kurulması, heyelan, kaya düşmesi ve çığ o-laylarının sıklıkla yaşandığı alanlarda istinat duvarları-nın eksikliği, imar planlarıduvarları-nın izin vermediği kat yüksek-liklerinde, çekme mesafelerinde, mimari statikte ve yapı malzemelerinde yapılaşma) doğa hareketlerinin finan-sal ve sosyolojik afetlere dönüşmesine neden olmakta-dır. Afet öncesinde yaşanan bu yanlış uygulamaların ya-nı sıra afetlerle sıklıkla karşı karşıya gelen Bölge’de afet sonrasına insani ihtiyaçları karşılamaya yönelik senar-yoların da eksikliği Bölge halkı için diğer bir risk alanı ü-retmektedir. Bölge illeri arasında afetten kaynaklanan can ve mal kaybının en yoğun olduğu iller sırasıyla Van, Muş ve Hakkâri’dir.
Yanlış yapılaşma uygulama etkilerinin somut bir şekilde ortaya çıktığı bir diğer alan, çevre kirliliği ve toplum sağ-lığının bozulmasına neden olan altyapı yetersizlikleridir.
Bölge’nin kentsel altyapı ihtiyaçlarının temini rakamları ülke ortalaması altında seyretmektedir. Kanalizasyon şebekesinden yararlanma Bölge’de belediye nüfusunun
142
YAŞANABİLİR MEKÂNLAR
İnsan yaşamına sanitasyon açısından zarar veren atık suların arıtılması Bölge’deki sağlık giderlerini anlamada etkilidir. Bölge’de günde kişi başına çıkan atık su mikta-rı ortalama 255 litre iken ülke ortalaması 182 litredir. Ül-ke bazında kurulu 326 atık su arıtım tesisi bulunurÜl-ken Bölge’de ise bu sayı 5’tir. Atık su miktarı ülke ortalama-sından yüksek olan Van (314 litre) ve Hakkâri (202 litre) illeri atık su arıtma tesisleri kurulumunda önceliklendi-rilmelidir. Muş ilindeki atık su miktarı ülke ortalamasın-dan düşük olmasına karşın ilde herhangi bir atık su arıt-ma tesisinin bulunarıt-maarıt-ması ve ileride neden olabileceği sağlık problemleri açısından önceliklendirme kapsamı-na alınması gerekmektedir. Bölge’deki hiç bir ilde atık geri dönüşüm tesisi bulunmamaktadır. Yapılacak fizibi-lite çalışmalarında fayda-maliyet dengesi optimizasyo-nuna bağlı olarak ortaya çıkacak olan sonuçlar ile geri dönüşüm tesislerinin kurulması ve geri dönüşümün toplumsal bir farkındalık olmadan gerçekleşemeyeceği görüşü ile hanede başlayacak atık ayrımının özendiril-mesi gerekmektedir. Ayrıca bu alanda ülke bazlı atık ve-ri sisteminin oluşturulması da konu hakkında veve-riye eve-ri- eri-şimi sağlayacaktır. Katı atık düzenli depolama sahası Bölge illerinden sadece Bitlis’te bulunmaktadır. Atıkların vahşi depolama yöntemiyle biriktirilmesi çevreye geri dönüşü olmayan zararlar vermekle birlikte aynı zaman-da insan sağlığını zaman-da tehlikeye atmaktadır.
rinden ele alınması fiziksel altyapıda önceliklendirme a-lanlarını belirlemede etkilidir. TRB2 Bölgesi’nin diğer bölgelerle iletişimi karayolu ve havayolu ile sağlanmak-tadır. Muş ve Van’da olmak üzere iki adet havaalanı bu-lunmakta iken bir diğer havaalanı 2014’te bitirilmesi planlanan Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde yer almak-tadır. Mevcut durumda kullanılmakta olan Muş NATO askeri havaalanı ve Van Ferit Melen Havaalanı kapasite-lerinin sırasıyla %70’ini ve %83’ünü kullanmakta olmala-rına karşın Bölge’de sefer sayısının 2010-2011 yılları ara-sında %30 artmış olması ile havayolu taşımacılığına o-lan talebin yükselişte olduğu göz önüne alındığında iyi-leştirme çalışmalarının yapılması kaçınılmazdır. TÜİK 2011 yılı verilerine göre devlet yolu toplam uzunluğu 2.980 km’ye ulaşmış olup %40’ını bölünmüş yollar oluş-turmaktadır ve ülke geneli asfalt yol uzunluğunun top-lam yol uzunluğuna oranı %94,2 iken, Bölge ortatop-laması
%83,5’tir. Bu durum, yolların hem kalite hem de güveni-lirlik bakımından iyileştirilmesi gerektiğine işaret et-mektedir. Uluslararası Rekabet Araştırma Kurumu’nun fiziki ulaşılabilirlik ve uzaktan erişim alanlarında iller ba-zında yaptığı “Erişilebilirlik Alt Endeksi“ değerlendirme çalışmasına göre TRB2 Bölgesi en alt sırada yer almak-tadır.
143
YAŞANABİLİR MEKÂNLAR
Şekil 3: Yaşanabilir Mekânlar Ekseni Problem Ağacı
Göç
Barınma Hakkı
Konut İhtiyacının Karşılanamaması
Toprak Rantı sebebi ile Konut Fiyatlarının Artışı
Mekan Kalitesinin Düşük olması Kalifiye İşgücünü Çekmekte Engel
Yerel Kurumlardaki Beşeri Sermaye Donanımı ve Sayısı Eksikliği, Kurumsal Hafıza Eksikliği
Projeksiyon Eksikliği ile Kamu Yatırımları Eksikliği
İmarlaşamama
Kent Merkezinde Yoğunlaşma ve Tarım Arazilerinde Yapılaşma Baskısı
Maksimum Rant
Sosyal Donatı Yetersizliği Yapı Yanlışlıkları
İmara Aykırı Yapılaşma ve Yer Seçimleri ile İnsan Hayatının Tehlikeye Atılması (İnsanı Odağına Koymayan Planlama)
Afet Yönetimi Eksikleri Yerel Kurumların Bilinç Eksikliği
ve Finansal Dar Boğazları
Kaçak Yapılaşma
İmar Kanunu Eksiklikleri ile
Kontrol Sisteminin Gelişmemiş Olması
Altyapı Yatırımlarının Yetersizliği
Toplum Sağlığındaki Kalitenin Düşüşü
Çevre Yönetimi Eksikliği
144 yöntemiyle depolanmaktadır. Atıkların çevreye olan etkile-ri göz önünde bulundurulmadan Van Merkez’de Van-Ö-zalp karayolunun üzerinde (7.km’sinde) ve Muş Merkez’de Pertek deresinin bulunduğu bölgede biriktirilmekte, Hak-kâri’de ise direkt derelere (örneğin Zap Suyu’nun kenarına) atılmaktadır. Diğer ilçelerde ise dere yataklarına, yol kenar-larındaki boşluklara vb. atılmaktadır. Atıkların bu şekilde hiçbir önlem alınmadan biriktirilmesi geri dönüşü olmayan çevre tahribatına yol açmaktadır. Sonuç olarak toprak kirli-liği, koku, haşerelerin artması, yer altı ve yer üstü su kay-naklarının kirlenmesi, çöplerde metan gazı ve patlamaların oluşması, yangın çıkması gibi sorunlar oluşmaktadır.
Bölge illerinde kişi başına düşen evsel katı atık değerlerine bakıldığında; Van 0,95 kg/kişi-gün, Muş 0,74 kg/kişi-gün, Bitlis 1,02 kg/kişi-gün ve Hakkâri 0,54kg/kişi-gün olmakla birlikte Türkiye ortalaması olan 1.14kg/kişi-gün’ün altında-dır47. Kişi başına düşen evsel atık değerlerinin Türkiye orta-lamasının altında olmasının sebebi ilçelerde bulunan atık miktarının net olarak bilinememesidir. Bu sebeple öncelikli olarak Bölge’de bulunan katı atık kompozisyonu ve mikta-rına ilişkin veriler düzenli tutularak bölgesel katı atık en-vanterinin oluşturulması önem teşkil etmektedir.
Atık hizmeti verilen nüfusun toplam nüfus içindeki
oranla-rına bakıldığında Van %56, Muş %45, Bitlis %55, Hakkâri
%54 olmakla birlikte Türkiye ortalaması olan %83’ün çok altındadır48. Atık hizmeti verilen nüfusun artırılması ve atık-ların çevreye olan etkilerinin en aza indirilmesi için atıkla-rın düzenli depolanması gerekmektedir. Bu sebeple Van, Muş ve Hakkâri illerinde kurulması planlanan düzenli de-polama tesislerinin yapımlarının hızlandırılması ve insan sağlığına ve ekosisteme daha fazla zarar verilmemesi a-macıyla tesisler tamamlandığında vahşi depolama alanla-rının rehabilite çalışmalarına başlanması önem arz etmek-tedir. Ayrıca tehlikeli atıklar ve tıbbi atıkların yönetmelikle-re uygun şekilde bertaraf edilmesinin sağlanması, geri dö-nüştürülebilir atıkların - bitmiş piller, akümülatörler, ömrü-nü tamamlamış lastikler, elektrikli ve elektronik eşyalar vb.- dönüşümlerinin yapılabilmesi için dört ilde de geri dö-nüşüm tesislerinin kurulması ve atıkların kaynakta ayrı toplanmasıyla alakalı projelerin uygulamaya konulması gerekmektedir. Bölge’de bulunan endüstriyel ve evsel atık-ların en aza indirilebilmesi için daha az atık üretimi konu-sunda Bölge halkının bilinçlendirilmesi, sanayide yeni üre-tim teknolojilerinin geliştirilmesi, atıkların üreüre-tim girdisi o-larak kullanımının teşvik edilmesi ve mevcut yasa ve yö-netmeliklere uyulmasının sağlanması amacıyla sürekli de-netimler yapılması sürdürülebilir atık yönetiminin sağlana-bilmesi için önem teşkil etmektedir.
Strateji 1: Sürdürülebilir Atık Yönetiminin Sağlanması
145
YAŞANABİLİR MEKÂNLAR
Üst Ölçekli Planlar 1- 10. KP: Madde 976, 1031 2- BGUS: Madde 347, 566
3- Çevre ve Orman Bakanlığı AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi (2007-2023) / Sektörel Öncelikler 5.2: Atık Sektörü / Amaç: 1, 2, 3, 4, 5
4- Ulusal Çevre Eylem Planı - Tehlikeli Atıkların Yönetimi
5- Ulusal Geri Dönüşüm Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı / Genel Amaç: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7.
Hedefler
Projeler
1- Katı Atık Bertaraf Tesisi - Van, Muş, Hakkâri 2- Geri Dönüşüm Tesisi - Van, Muş, Bitlis, Hakkâri
Performans Göstergeleri
1- Katı atık bertaraf kapasitesi (ton/gün)
2- Evsel atıkların geri kazanım ve yeniden kullanım oranları (%) 3- Endüstriyel atıkların geri kazanım oranları (%)
146
YAŞANABİLİR MEKÂNLAR
Van Gölü Havzası, ülke genelinde kirlilik açısından 25 a-karsu havzası arasında 15. sırada bulunmaktadır49. Kapalı bir havza olmasından dolayı evsel ve endüstriyel atıkların oluşturduğu kirliliğin ekolojik yaşama olumsuz etkileri da-ha hızlı ve tahrip edici olmaktadır. Havzadaki kirletici kay-naklar; insan faaliyetleri sonucu oluşan kirlilikler olup bun-lardan en önemlisi mevcut atık su arıtma tesislerinin yeter-li sayıda ve kapasitede olmamasından dolayı atıkların arı-tılmadan göle deşarj edilmesidir. Bitlis’te arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki oranının
%7, Van’da ise %36 olması (Türkiye ortalaması %62)50 bu-nun en önemli göstergesidir. Bu sebeple öncelikli olarak havza sınırları içinde yer alan inşaat ve planlama halindeki atık su arıtma tesislerinin yapımlarının hızlandırılması ve mevcut arıtma tesislerinin kapasitelerinin ihtiyacı karşıla-yacak düzeye getirilmesi için bakım onarım ve kısmi
yeni-leme çalışmaları yapılması havzanın korunması için önem arz etmektedir.
Havzadaki kirliliğin bir diğer sebebi ise atıkların yerüstü su kaynaklarına yakın yerlerde depolanması/biriktirilmesi ve-ya su kaynaklarına direkt olarak atılmasıdır. Bu sebeple Van İlinde düzenli katı atık depolama tesisi kurulması, İl merkezindeki ve ilçelerdeki mevcut vahşi depolama alan-larının rehabilite edilmesi gerekmektedir. Ayrıca çevresel riskler konusunda halkın daha fazla bilinçlendirilmesi a-macıyla eğitimler ve faaliyetlerin düzenlenmesi ve tarımsal faaliyetlerden kaynaklı kirliliğin (yoğun miktarda/bilinçsiz gübre kullanımı) önlenmesi amacıyla modern tarım uygu-lamaları konusunda çiftçi eğitimlerinin verilmesi önem teş-kil etmektedir.
49 Van Gölü Havzası Koruma Eylem Planı
50 TÜİK 2010
Hedef 1: Sürdürülebilir Çevre Yönetiminin Sağlanması
Strateji 2: Van Gölü Havzası’nın Korunması
147
YAŞANABİLİR MEKÂNLAR
Üst Ölçekli Planlar 1- 10. KP: Madde 976, 1031 2- BGUS: Madde 347, 566
3- Van Gölü Havzası Koruma Eylem Planı
4- Çevre ve Orman Bakanlığı AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi (2007-2023); Sektörel Öncelikler 5.1: Su Sektörü /Amaç: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8
5- Ulusal Çevre Eylem Planı - Su Kaynaklarının Yönetimi Projeler
1- Atık Su Arıtma Tesisi- Van: Merkez, Erciş, Gevaş, Edremit, Çaldıran, Uysal, Ünseli, Gürpınar, Özalp, Erçek, Kocapınarı, Çiçekli, Sağmalı, Saray; Bitlis: Adilcevaz, Aydınlar, Ovakışla
Performans Göstergeleri
1- Van Gölü’ne arıtılarak deşarj edilen atık su oranı (%) Harita 22: Atık Su Arıtma Tesisi Eylem Planı
Atık Su Arıtma Tesisleri
Atık su arıtma
tesisi vardır Mevcut tesiste rehabilitasyon
148
YAŞANABİLİR MEKÂNLAR
TRB2 Bölgesi’nde bulunan ormanlık alanlar (özellikle Van ve Muş İllerinde) Türkiye ortalamasının çok altında olup çyır ve mera alanları ise ortalamanın üstündedir. Ormanlık a-lanların genel sahaya oranlarına bakıldığında Van %1,23, Muş %8,05, Bitlis %24,58, Hakkari %19,26, çayır ve mera o-ranları ise Van %71,27, Muş %46, Bitlis %44, Hakkari ise
%51,72’dir. Türkiye genelinde ise mera alanlarının oranı ile orman alanlarının oranı birbirine eşit olup %26’dır. Bölge’de bulunan ormanlık alanlar yakacak ihtiyacından, aşırı otlat-madan, kaçakçılıktan, alan genişliği ve personel yetersizli-ğinden dolayı yeterli denetim yapılmamasından vb. uzun yıl-lar şiddetli tahribata maruz kalmıştır. Ayrıca bu tahribatla birlikte toprağın yapısında da olumsuz gelişmeler olmuştur.
Alan vejetasyon örtüsünden sürekli arındırılmış olduğun-dan; toprağın üst örtüsü yüzey erozyonu ile tamamen aşın-mıştır. Sürekli otlatma ve yaprak faydalanması ormanı tah-rip ettiği gibi toprağının verimsizleşmesine de neden olmak-tadır. Bölge’de bulunan bozuk ormanlık alanların düzeltil-mesi, mevcut ormanlık alanların korunması ve yeni orman-lık alanların oluşturulması hem erozyon nedeniyle oluşan toprak kaybının önlenmesi hem de biyolojik çeşitliliğin ko-runması için önem arz etmektedir. Ayrıca Bölge’de bulunan meralarda zamansız ve aşırı otlatmadan doğan fazla bas-kıyla birlikte oluşan bozulmaların engellenebilmesi için Böl-ge halkına bu hususta eğitim verilmesi Böl-gerekmektedir.
TRB2 Bölgesi’nde kanalizasyon şebekesi ile hizmet verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki oranları incelendiğinde Van %72, Bitlis %67, Muş %48, Hakkâri ise %23 olup Türkiye ortalaması olan %88’in çok altındadır51. Arıtma tesisi ile hiz-met verilen nüfusun belediye nüfusu içindeki oranları ince-lendiğinde Bitlis %7, Van %36, Hakkâri ve Muş için ise bu o-ran sıfırdır. Atık hizmeti verilen nüfusun toplam nüfus için-deki oranlarına bakıldığında ise Van %56, Muş %45, Bitlis
%55, Hakkâri %54 olmakla birlikte Türkiye ortalaması olan
%83’ün çok altındadır52. Bütün bu veriler Bölge’de oluşan su ve toprak kirliliğinin en önemli göstergeleridir. Bölge’de olu-şan su ve toprak kirliliğinin önlenmesi için öncelikli olarak bu kirliliklerin boyutları hakkında yeterli bilgiye sahip olun-ması gerekmektedir. Bu sebeple su ve toprak kirliliği envan-terleri çıkartılması önem arz etmektedir.
Ayrıca mevcut ve planlanan arıtma tesislerinin sürdürülebilir gelişme kavramı çerçevesinde gelecekte öngörülecek de-şarj limitlerini sağlaması ve düzenli katı atık depolama te-sisleri kurularak sızıntı suların hem toprak kirliliği hem de su kaynaklarına ulaşarak su kirliliğine yol açmasının engellen-mesi gerekmektedir. Uzun vadede çözüm için ilgili kurum-larla birlikte yeraltı ve yerüstü su yönetimleri geliştirilmesi,
Ayrıca mevcut ve planlanan arıtma tesislerinin sürdürülebilir gelişme kavramı çerçevesinde gelecekte öngörülecek de-şarj limitlerini sağlaması ve düzenli katı atık depolama te-sisleri kurularak sızıntı suların hem toprak kirliliği hem de su kaynaklarına ulaşarak su kirliliğine yol açmasının engellen-mesi gerekmektedir. Uzun vadede çözüm için ilgili kurum-larla birlikte yeraltı ve yerüstü su yönetimleri geliştirilmesi,