• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ES-SÜNEN‟DE YER ALAN MEGÂZÎ İLE İLGİLİ RİVÂYETLER 16

2.3. Uhud Gazvesi

es-Sünen‟de Uhud Gazvesi hakkında tespit ettiğimiz yirmi bir rivayet bulunmaktadır. Bunlardan biri Abdullah b. Ömer‟in savaşa katılma yaşı, ikisi savaş esnasında yaşanan olaylar, sekizi savaşta şehit düşen sahâbîler, onu ise şehitlerin defin işlemleri hakkında bilgi vermektedir.

a) Abdullah b. Ömer‟in Yaşı

Nesâî‟de geçen bir rivayetten Abdullah b. Ömer‟in Uhud Gazvesi‟ne katılmak istediğinde on dört yaşında olması nedeniyle savaşmasına izin verilmediği ancak on beş yaşındayken Hendek Gazvesi‟ne katılmasına izin verildiği anlaşılmaktadır.95

b) Savaş Esnasında Yaşanan Hâdiseler

Uhud Gazvesi‟nde yaşananlarla ilgili es-Sünen‟de tespit ettiğimiz iki rivayet “Cihâd” bölümünde yer almaktadır. Bu rivayetlerin birincisi savaşta yaşanan mücadeleden bir kesit sunmaktadır. Rivayete göre; Müslümanların geriye çekildiği esnada Hz. Peygamber ve aralarında Talha b. Ubeydullah‟ın da olduğu ensârdan on iki kişi Uhud Dağı‟nın eteklerinde bir köşeye sıkışıp kalmış, Allah Resûlü yanındakilere müşriklerle kimin savaşacağını sormuştur. Bunun üzerine Talha hemen atılmış ancak Hz. Peygamber ona izin vermemiştir. Ensârdan biri savaşmak isteyince ona müsaade etmiş, o kişi de şehit oluncaya kadar savaşmıştır. Müşriklerin saldırılarının devam etmesi ve ensârdan on bir kişinin şehit düşmesi üzerine Hz. Peygamber, Talha‟ya savaşması için izin vermiş, Talha da elinden yaralanıncaya kadar müşriklerle çarpışmıştır. Hatta parmaklarının kopması üzerine çığlık atınca Allah Resûlü, Talha‟ya “Bismillah deseydin; melekler insanların gözü önünde seni göğe çıkarır, müşrikleri yok ederdi.” buyurmuştur.96

Uhud Gazvesi esnasında yaşanan başka bir hâdise de sahâbeden birinin Hz. Peygamber‟e “Allah yolunda savaşırken öldürülürsem, nereye giderim” diye sorduğunda, cennete gideceği cevabını alması üzerine bu kişinin elindeki yemekte olduğu hurmaları atarak savaş meydanına atılması ve şehit oluncaya kadar savaşması hakkındadır.97

c) Şehit Düşen Sahâbîler

es-Sünen‟de geçen sekiz rivayetten Uhud Gazvesi‟nde şehit düşen dört sahâbînin ismini tespit etmek mümkün görünmektedir. Bu sahâbîlerden biri, Câbir‟in babası Abdullah b. Amr olup bu konuda dört rivayet bulunmaktadır. Rivayetlerin ikisi Hz. Peygamber‟in savaşta şehit olan Abdullah b. Amr‟ın yakınlarını teselli etmesiyle ilgilidir. Rivayetlere

95 Nesâî, Talâk, 20 (Hadis No: 3431).

96 Nesâî, Cihâd, 28 (Hadis No: 3149).

97

Nesâî, Cihâd, 31 (Hadis No: 3154). Müslim, bu rivayetin benzerini Enes‟ten nakletmiştir. Ancak onun naklettiği rivayette zikri geçen savaş Uhud değil Bedir Gazvesi olduğu belirtilmiş, ayrıca bu kişinin ismi de Umeyr b. Humâm olarak nakledilmiştir. Bk. Müslim, İmâre, 143; Vellevî, XXVI, 239.

göre Câbir, babasının örtüsünü açıp ona bakmak istediğinde oradakiler Câbir‟e engel olmuş, Hz. Peygamber ise ona izin vermiştir. Bu esnada Câbir‟in halasının veya kız kardeşinin ağlama sesini duyan Allah Resûlü “Ağlamayın, çünkü melekler kanatlarıyla defin oluncaya kadar onu gölgeler.” buyurmuştur.98

Diğer iki rivayette ise Câbir‟in Uhud‟da şehit olan babasının geride kalan borçlarını ödeme hususunda Hz. Peygamber‟e danışması yer almaktadır.99

Uhud Gazvesi‟nde şehit olduğunu öğrendiğimiz bir başka sahâbî de Mus„ab b. Umeyr‟dir. Mus„ab şehit düştüğünde onu kefenleyecek üzerindeki nemiradan100

başka bir şey bulamamışlardır. O da tüm bedenini örtmeye yetmeyince Hz. Peygamber, kıyafeti başına doğru örtmelerini ayaklarını da izhir otuyla kapamalarını emretmiştir.101

es-Sünen‟den tespit ettiğimiz son üç rivayetin ikisinden Hişâm b. Âmir‟in babası Âmir‟in,102

diğer rivayetten ise Enes‟in amcası Enes b. Nadr‟ın Uhud‟da şehit düştüğü ortaya çıkmaktadır.103

d) Şehitlerin Defni

es-Sünen‟de Uhud şehitlerinin defni hakkında tespit ettiğimiz on rivayetten şehitlerin namazlarının kılınıp kılınmaması, yıkanmadan defnedilmeleri, gömüldükleri yer ve kabre yerleştirilme sırasıyla ilgili bilgilere ulaşmak mümkündür.

Uhud şehitlerinin defni hakkında es-Sünen‟den aktaracağımız ilk iki rivayet şehitlerin cenaze namazlarının kılınıp kılınmadığı hususundadır. Rivayetler arasında farklılık bulunmaktadır. Bu rivayetlerden biri şehitlerin cenaze namazının kılındığını diğeri ise kılınmadığını bildirmektedir. Nesâî, “Cenâiz” bölümünde “Şehitlerin Namazı Kılınır mı?” babında Hz. Peygamber‟in bir gün Uhud şehitlerinin namazını kıldıktan sonra minbere çıkıp şehitlerin ölmeden önce yaptıkları iyiliklere şahit olduğunu belirten rivayeti nakletmiştir.104 Bir sonraki “Şehitlerin Namazı Terk Edilir mi?” babında ise Hz.

98 Nesâî, Cenâiz, 12 (Hadis No: 1842), 13 (Hadis No: 1845).

99 Nesâî, Vesâyâ, 3 (Hadis No: 3636), 4 (Hadis No: 3639).

100

Nemira denilen elbisenin pars desenine sahip bir kumaştan yapılmış olması hasebiyle bu ismi aldığı ileri sürülmektedir. Aynı zamanda çizgileri birbirine karışmış kumaştan yapılmış giysi anlamına da gelmektedir. Bk Ahmed Matlûb, Mu„cemu‟l-Melâbis fî Lisâni‟l-Arab, Beyrut: Mektebetü Lübnan 1995, s.128.

101

Nesâî, Cenâiz, 40 (Hadis No: 1903).

102 Nesâî, Cenâiz 86 (Hadis No: 2010), 91 (Hadis No: 2018). Bu kişi Âmir b. Ümeyye b. el-Hashâs‟tır.

(bk. Vellevî, XIX, 360.) Bu rivayetler ayrıca defin işlemiyle ilgili bilgi verdiğinden aşağıda zikredilecektir.

103 Nesâî, Kasâme, 17-18 (Hadis No: 4756)

Peygamber‟in, şehitlerin yıkanmadan ve namazlarının kılınmadan kanlarıyla defnedilmelerini emrettiğini ifade eden rivayete yer vermiştir.105

Şehitlerin defin işlemleriyle ilgili tespit ettiğimiz diğer iki rivayet ise Abdullah b. Sa„lebe‟den gelen rivayettir. Yukarıda geçen şehitlerin cenaze namazının kılınmadığını ifade eden rivayette olduğu gibi Abdullah‟ın rivayetlerinde de Hz. Peygamber‟in Uhud şehitlerinin kanlarıyla defnedilmesini emrettiği bildirilmektedir.106

Bu rivayetler,

şehitlerin yıkanmadan defnedildiğini göstermektedir.

Konuyla ilgili zikredeceğimiz beşinci ve altıncı rivayet Uhud şehitlerinin defnedildiği yer hakkındadır. Nesâî‟nin “Şehit Nereye Gömülür?” babında yer verdiği ilk rivayette Uhud şehitlerinin Medine‟ye getirilmesi üzerine Hz. Peygamber‟in şehitleri savaştıkları yere geri götürülmelerini emrettiği107

savaş ismi vermeksizin zikrettiği diğer rivayette de şehitlerin çarpıştıkları yere gömülmesini emrettiği108

yer almaktadır.

es-Sünen‟de ele aldığımız bu konu hakkındaki son altı rivayet ise Uhud şehitlerinin kabirleri ve kabre defnedilmeleriyle ilgili detaylardan bahsetmektedir. Bu rivayetlerden anlaşıldığı üzere savaş zorlu geçmiş, Müslümanların bir kısmı yaralanmış, bir kısmı da şehit düşmüştür. Savaşın yarattığı yorgunluktan ve bazı sahâbîlerin Medine‟ye gitmiş olmasından dolayı olsa gerek Uhud‟da bulunanlar, her şehit için çukur kazmanın zor olacağını dile getirmiş, bu nedenle Hz. Peygamber, sahâbeye çukurları derin, geniş ve güzel kazmalarını, şehitlerin ikişerli veya üçerli olarak bir kabre konulmasını emretmiştir. Sahâbenin kabirde kimi öne koyacaklarını sormaları üzerine “Kur‟ân‟dan ezberi daha fazla olanını öne defnediniz” cevabını vermiştir.109 Önceki başlıkta Uhud‟da şehit düştüğünü belirttiğimiz Âmir ile ilgili nakillerden ayrıca Âmir‟in Kur‟ân-ı Kerîm‟den ezberi daha çok olduğu için birlikte gömüldüğü iki kişinin önüne defnedildiği anlaşılmaktadır.110