• Sonuç bulunamadı

D KOLLUĞUN SUÇ ÖNCESİ KİŞİSEL VERİ ELDE ETME YÖNTEMLERİ

B. Uçak Bilet

Avustralya’da anti terörizm yasa tasarısında uçak yolcularına ait olan özel bilgilerin elde edilmesine olanak tanımaktadır. Hatta uçaklar, havaalanları, uçak ve gemi şirketlerine

233WÜRTENBERGER Thomas,a.g.e.sf.40. 234 WÜRTENBERGER Thomas, a.g.e. sf.41.

gizli kamera yerleştirilebileceği gibi mevcut müşteri bilgileri ve finansal veriler de talep edilebilecektir235.

2004 yılında AB ile ABD arasında imzalanan anlaşma sonucu ABD’ye transfer edilmeye başlanan kişisel yolcu kayıtlarının yeterli derecede korunması konusu AB içinde önemli ölçüde endişe yaratmış ve halihazırda da tartışmalara neden olmaktadır. Yolcu verilerinin ABD ile paylaşımı konusunda gerekli düzenlemelerle ilgili soru işaretleri yaratan en önemli konulardan biri bu verilerin havayolu güvenliği ile ilgisi olmayan amaçlarla da kullanılabileceği endişesidir.

Kişisel verilerin korunmasının ihlali PNR Davası örneği;

ABD’nin güvenlik arayışı çerçevesinde AB ile imzaladığı anlaşmalardan biri Avrupa Toplulukları Adalet Divanına (ATAD) açılan dava konularından birini teşkil etmiştir. Bu bağlamda AB konseyi, Parlamento’nun görüşünü beklemeden uluslararası bir anlaşma yoluna giderek ve Komisyon ise çıkardığı “yeterlilik kararı” ile yetkilerini aştığı gerekçesiyle Parlamento tarafından ATAD’a açılan iptal davalarının konusunu oluşturmuşlardır.

İptal davasına konu olan sözkonusu anlaşma; AB’deki havayolu şirketlerini ABD’ye uçuşlarda yolcu isim verilerine girerek Amerikan yetkili birimleri ile bu verileri paylaşma konusunda yetkilendirmiştir. Böylece Atlantik ötesi ABD’ye uçuş yapan uçakların kalkmasından 15 dakika önce rezervasyon yaptıran yolcuların isim listelerinin ve bu yolcular hakkındaki 34 ayrı verinin ABD’li yetkililere verilmesi sağlanmıştır.

AP, ATAD’ın önüne iki dava getirmiş ve bunların AT anlaşması 230. madde uyarınca iptalini istemiştir. ATAD anlaşmanın iptaline karar verirken insan hak ve özgürlüklerinin ihlali olup olmadığına dair esasa ilişkin bir inceleme yapmaktan kaçınmış ve anlaşmayı Topluluk hukukunun dışında kaldığı gerekçesiyle iptal etme yolunu seçmiştir. Divan’ın, Parlamento’nun kararının iptalini gerektiren unsurlar olarak saydığı temel hakların ve orantılılık ilkesinin ihlali konularına girmeden karar vermeyi tercih etmesidir. Oysa bu konularda yorum yapma yoluna da gidip kararın esasına derinlemesine girme yolunu seçseydi belki de ATAD güvenlik gibi konularda bireysel özgürlüklerin sınırlarının ne derece ve hangi koşullarda zorlanabileceği yönündeki açmazlara bir açılım sağlamış olabilirdi. Dolayısıyla ATAD sınırlı bir temelde davaya ilişkin incelemesini yapmış ve iptal kararını vermiştir. Divanın kararında dikkati çeken diğer bir nokta ise PNR verilerinin havayolları

235 GÜÇLÜ Filiz, Avustralya’da da Anti Terörizm Yasası Tartışılıyor, Hukuki Perspektifler Dergisi, sayı:5

tarafından toplanmasının Topluluk hukuku kapsamına girdiğini söylemesidir. Divan uçak bileti satışının bir hizmetin sağlanması ile ilgili olduğunu fakat yeterlilik kararı göz önüne alındığında oldukça farklı bir doğası olduğunu belirtmiştir. Bu hizmetin sağlanmasında verilerin işlenmesinin zorunluluk arz etmediği ve veri işlenmesinin kamu emniyetinin sağlanması ve yürütülmesi amaçlarıyla ilgili olduğunu söylemiştir. Divan’ın bu tespiti şu şekildeki yorumlara açık kapı bırakmıştır. Eğer aynı veriler kamu güvenliği nedeniyle transfer edilmiş olsaydı, o zaman verilerin korunmasına dair AT direktifine dayanılmak zorunda kalınmayacaktı. Bu sonucun da geniş yorumlanabileceği tartışmaları yaşanmaya başlamıştır. Örneğin bu durumun Schengen Bilgi Sisteminde depolanan verilerin gelecekte 3. ülke ya da kuruluşlara aktarılmasında bu bilgiler, polis ya da kamu güvenliği gerekçelerine dayanılarak söz konusu direktifin kurallarının uygulanmasından kaçınılabilecektir. Avrupa Veri Koruma Denetçisi Hustinx, bu konuda Divan’ın vatandaşların korunması konusunda bir kaçış noktası, boşluk bıraktığı sonucuna varmakta ve PNR kararı ile ATAD’ın önceki kararlarında verdiği liberal yaklaşımdan uzaklaştığını söylemektedir. Örneğin Österreichischer Rundfunk davasında divan açıkça verilerin korunmasına yönelik direktifin uygulanmasının geniş yorumlanmaması gerektiğine karar vermiştir

ATAD’ın anlaşmayı iptal kararı vermesine karşın ikinci bir anlaşmanın halen yürürlükte olması ve dahası AB ve ABD’nin süresi temmuzda dolacak olan bu anlaşmanın yenilenmesi için halihazırda görüşmeler yapmaya devam etmesidir. ATAD kararına rağmen AB ve ABD yasa dışılığını korumasına karşın Eylül 2006 sonunda, süresi 31 Temmuz 2007 tarihinde dolacak olan ikinci bir anlaşma imzalanmıştır. Bu analaşmanın tartışılan diğer yönü ise neden veri akışının doğudan batıya doğru tek taraflı olduğu ve kişisel verilere erişimin tekniği konusudur. Mevcut durumda ABD yetkilileri “pull system” adı verilen ve havayolu rezervasyon sistemine doğrudan erişimi mümkün kılan bir sistem ile yolcu kayıtlarına ulaşmaktadır. Fakat AB içinde bu anlaşmaya karşı çıkanların bir ölçüde kabul edilebilir olarak gördüğü yöntem ise “push system” denilen ve ABD yetkililerine ancak istek üzerine seçilerek bu verilerin AB tarafından sağlanacağı bir tekniktir.

31 Temmuz 2007’de süresi dolan anlaşmanın yerine geçecek olan anlaşma için 29 Haziran 2007 tarihinde 27 ülkenin diplomatları uzlaşıya vardı. Avrupa Veri Koruma Denetçisi Peter Hustinx’ e göre uzlaşıya varılan metin AB’nin temel hak ve özgürlüklerin korunması adına inandırıcılığını yitirmesine neden olacak ağırlıkta ihlallere yol açabilir. Bu anlaşmaya göre;

1. ABD otoritelerine gönderilen kişisel veriler mevcut durumda 3,5 yıl saklandığı halde bu süre 7 yıla çıkarılmış ve yasal bir emsali olmadığı halde “işlem görmemiş” verilerin 15 yıla kadar saklanmasına izin verilmektedir.

2. ABD otoritelerine verilen kişisel verilerin kullanımı hangi ABD makamları tarafından kullanılacağına ilişkin net bir ifade yoktur. Bu durumda bu kişisel verilerin birçok ABD makamı tarafından kullanılması sözkonusu olabilir.

3. ABD’ye iletilen kişisel verilerin kötüye kullanılması durumunda bu kullanıma karşı sağlam yasal bir mekanizma mevcut değildir. ABD, mektup teatisi ile bu konuda yasal bir antlaşma yapmaktan kaçınmaktadır.236