• Sonuç bulunamadı

Tutumların birbirleriyle etkileşim içinde olan, bilişsel, duygusal ve davranışsal olmak üzere üç öğesi vardır.

“Bu öğeler arasında iç tutarlılık olduğu varsayılmaktadır” (İnceoğlu, 2000, s. 8).

Bir bireyin tutumu, neye inandığı (bilişsel), ne hissettiği (duygusal) ve nasıl hareket ettiğinin (davranışsal) birleşimidir (Sakallı, 2001, s. 108).

2.7.1. Bilişsel Öğe

“Bilişsel öğe, belli bir nesne hakkında sahip olunan fikir ve inançları içerir” (Sakallı, 2001, s. 107).

Bilişsel öğe tutum nesnesi hakkındaki inançlardan oluşur (Penner, 1978, s. 167).

Aronson, Wilson ve Akert (2012)’a göre, “bilişsel öğe, kişinin bir tutum nesnesi ile ilgili inançlarına dayanan tutumdur.”

Baysal’a (1981) göre, “tutumların bilişsel öğeleri, tutum objeleri (uyarıcıları) ile ilgili gerçeklere dayanan bilgi ve inançlardan oluşmaktadır. Bunlar çevredeki tutum objeleri (konuları) hakkında bireylerin edindikleri bilgileri temsil etmektedir. Tutum öğesi ile ilgili

bilgi, bireyin bu konu ya da konular grubu ile bir deneyim geçirmesi sonucu elde edilir” (Baysal’an aktaran Tavşancıl, 2006, s. 73).

Bilişsel öğe, bireyin düşünme süreçlerindeki bilgileri gruplandırmasıdır. Ayrıca bilişsel öğe, bireyin çevredeki uyarıcıları hakkında edindikleri deneyim ile düşünce, bilgi ve inançların tümüdür (İnceoğlu, 2000, s. 9).

2.7.2. Duygusal Öğe

Aronson vd.’e göre, “duygusal öğe, kişinin bir tutum nesnesi ile ilgili inançlarından çok duygu ve değerlerine dayanan tutumdur.”

Morgan’a (1995) göre, “tutumu inanç, gerçek ve değerlerden ayıran en önemli özellik, tutumların duygusal bileşeninin olmasıdır” (Morgan’dan aktaran Tavşancıl, 2006, s. 76). “Duygusal öğe, olumlu ya da olumsuz tepkiye bir ön eğilimdir. Bununla beraber, duygusal öğesi ağır basan bir tutumun değişmesi daha güçtür; özellikle bireyin egosunun ilgilendiren konu ya da olaylara karşı tutumu daha yoğun duygu yüklüdür” (İnceoğlu, 2000, s. 9).

2.7.3. Davranışsal Öğe

Davranışsal bileşen, duygu ve kanıya uygun hareket etme eğilimidir (Morgan, 2000, s. 363). Sözler ya da diğer hareketlerden gözlenebilen, tutum konusuna karşı davranış eğilimidir. Tutumun varlığı yansıtılan birtakım gözlenebilir davranışlardan tespit edilebilir. Tutuma karşı herhangi bir davranış söz konusu değilse, o tutum gözlemlenemeyeceğinden dolayı bilenemez (İnceoğlu, 2000, s. 10-11).

“Tutumların davranış öğesi bireyin duygu ve kanısına uygun hareket etme eğilimini içermektedir” (Tavşancıl, 2006, s. 79).

İki tür davranışsal öğe vardır: duygusal davranış, kuralsal (normatif) davranış. Duygusal davranış tutum konusunun hoşa giden ya da gitmeyen bir durumla ilişkilendirilmesi sonucu ortaya çıkar. Normatif davranış ise doğru davranışın ne olduğu konusundaki inançlara dayanan davranıştır. Bu normlar küçük guruplar ya da alt kültürlerin birey davranışı üzerindeki etkisidir. Bireyin bağlı olduğu gurup ya da alt kültürlerde, şayet belli bir davranış doğru olarak görülüyorsa, bunu onaylamasa da normatif olarak yapar (İnceoğlu, 2000, s. 10-11).

2.8. Tutumların Özellikleri

Bu tanım ve açıklamalardan yola çıkarak, tutumlarla ilgili aşağıda belirtilen özellikler sıralanabilir;

1. Tutumlar doğuştan gelmez, sonradan yaşanarak kazanılır. Birey toplumsallaşırken kültürel olarak kazanır. Diğer bir anlatımla, tutumlar yaşantılar yoluyla öğrenilmiştir. 2. Tutumlar geçici değillerdir, belli bir süre devamlılık gösterirler. Yani bireyler yaşamlarının belli dönemlerinde aynı düşünceye sahip olurlar.

3. Tutumlar, birey ve obje arasındaki ilişkide bir düzenlilik olmasını sağlarlar. Öğrenme süreci içinde derece derece biçimlendiğinden, insanın çevresini anlamasına da yardımcı olurlar.

4. İnsan-obje ilişkisinde, tutumların belirlediği bir yanlılık ortaya çıkar. Birey bir objeye ilişkin bir tutum oluşturduktan sonra, ona yansız bakamaz.

5. Bir objeye ilişkin olumlu ya da olumsuz bir tutumun oluşması, ancak o objenin başka objelerle karşılaştırılması sonucu mümkündür.

6. Kişisel tutumlar gibi toplumsal tutumlar da vardır. Toplumsal tutumlar, toplumsal değer, grup ve objelere yönelik tutumlardır.

7. Tutum bir tepki şekli değil, daha çok bir tepki gösterme eğilimidir. Bir başka deyişle, tutumlar tepkide bulunmaya ilişkin eğilimdir.

8. Tutumlar olumlu ya da olumsuz davranışlara yol açabilir (Tavşancıl, 2006).

2.9. Tutumların İşlevi

Tutumların bilgi, değer ifade edici, ego savunma ve araçsal (uyumsal-fayda) olmak üzere dört işlevi vardır (İnceoğlu, 2000, s. 14; Hortaçsu, 2012, s. 294; Sakallı, 2001, s. 108, (Freedman vd.,1993, s. 328, Tolan vd., 1985, s. 263).

2.9.1. Araçsal (Uyumsal-Fayda) İşlevi

Fazio (1989), herhangi bir tutumun temel işlevinin fayda sağlamak olduğunu öne sürmüştür; nesneye değer biçilmesinden kaynaklanan bir faydadır bu. Bir tutuma sahip olmak başlı

başına faydalı bir şeydir, çünkü kişinin nesneye yönelimini sağlamaktadır (Fazio’dan aktaran Hogg & Vaughan, 2007, s. 177).

İnsanlar kendi ihtiyaçlarını gidermeyi sağlayan nesnelere karşı olumlu tutumlar oluştururlar. Amacına ulaşmak için çevresiyle kurduğu ilişkilerde, olumlu yararlı gördüklerini uyumluluk ilişkisi içinde temel davranış kalıbı olarak geliştirir. Uyumlu tutumlar geliştiren birey, üst düzeydeki amaçlarına ulaşmada tutumlarını araç olarak kullanır (İnceoğlu, 2000, s. 15).

Örneğin, belli politik görüşler iş bulmamızı veya işte ilerlememizi imkan sağlıyorsa, politik görüşümüz çıkarlarımızla doğrudan ilişkilidir diyebiliriz ve çıkarlarla uyumlu olmadığını düşündüğümüz tutumlar değişebilir (Hortaçsu, 2012, s. 294).

2.9.2. Bilgi İşlevi

“Bilgi işlevini yerine getiren tutumlar, kişinin dünyasını ve yaşamını anlama ve anlamlandırma çabasıyla ilgilidir” (Hortaçsu, 2012, s. 295).

“Tutumlar bireylerin dünyayı, çevrelerini anlamalarına, etrafında olanları anlamlandırmalarına yarar. Olayların değerlendirmesinde ve açıklanmasında tutarlılık ve netlik getirir” (Sakallı, 2001, s. 108).

Bireyin bir konu ile ilgili hiçbir bilgisi yoksa çeşitli araçlarla konu hakkında olumlu ya da olumsuz tutum edinebilir. Bu biçimde tutumların sadece bilgi ile ortaya çıkması nadirdir. Sadece bilgi tutumu belirlemez. Yeni edinilen bilgiler daha önce var olan tutumlara uygun tutumlar oluşturur, pekiştirir (İnceoğlu, 2000, s. 18).

2.9.3. Ego Savunma İşlevi

“Tutum, aynı zamanda bir savunma mekanizması olarak egoyu koruyucu bir işlev görür. Bireyin kişiliğini koruyan ve temel değerlerine yönelik her türlü tehlikeyi önlemeye yönelik bir yapıya sahiptir” (İnceoğlu, 2000, s. 16).

Bu türden tutumlar kabul edilemeyen ve bastırılan iç çatışmalardan kaynaklanır. Örneğin, babasıyla sorunlarını çözemeyen bir kişinin otoriteye karşı olumsuz bir tutum geliştirebilir veya otoriteyi kabul eder (Hortaçsu, 2012, s. 294).

Ego savunma iki biçimde var olur. Birincisi sorunu yadsıma ve hiç yokmuş gibi görme eğilimi ikincisi ise sorunu yadsıma yerine çarpıtma yani değişiklik veya daha düşük düzeyde algılama yoluyla gerçekleşir (Tolan vd., 1985, s. 265).

2.9.4. Değer İfade Edici İşlevi

“Tutumlar psikolojik kimliğe ilişkin değerleri açıklayıcı özelliklere de sahiptirler. Birey, kendisini öz değerleri açısından ifade etmesini ve görmek istediği biçimde algılamasını sağlayan tutumlar da geliştirmektedir. Bu işlevi gören tutumlar bireyin benlik kimliğini tamamlar ve güçlendirir” (Tolan vd., 1985, s. 265).

“Örneğin çevreci bir kişinin naylon torba, pet şişe, teneke kutu gibi nesnelere karşı olumsuz tutumları değerlerinin ifadesi olarak düşünülebilir” (Hortaçsu, 2012, s. 295).

“Bu işlev bireyin merkezi değerleri ile tutarlı tutumlar yansıtma isteğine dayanır. Bu durumda birey kendisi ve değerleri ile ilgili, en önemli gördüğü konuları ifade etme eğilimindedir” (İnceoğlu, 2000, s. 17).

“Tutumların tüm bu işlevsel özelliklerinin, kişiden kişiye değişen bir yapısı vardır. Düzenli, örgütlenmiş ve kalıplaşmış bir yapıya sahip olan tutumlar, bireysel farklılıklar ne olursa olsun, yine de bazı temel psikolojik mekanizmaların oluşmasında, işleyişinde ve değişmesinde önemli bir rol oynarlar; bireyin dünyaya bakış açısını oluşturan düşünsel süreci oluştururlar” ( Tolan vd., 1985, s. 266).

Benzer Belgeler