• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.7. Turizm Sektöründe Đş-Aile Çatışması

Emek-yoğun bir sektör yapısına sahip turizm sektöründe faaliyet gösteren tüm işletmelerde işgücünün önemi diğer sektörlere göre daha fazladır (Sarıçay, 2008: 28). Hizmet kalitesinin yükseltilmesi, verimliliğin artırılması, işgörenlerin mesleki gelişimlerinin sağlanması, işgören sorunlarına çözüm bulunması, örgütün ihtiyacı olan nitelikte ve sayıda işgücüne sahip olunması işletmelerin hedeflerine ulaşabilmesinde büyük önem taşımaktadır (Özmen, 2001: 2). Öte yandan makineleşme oranının yüksek olduğu işletmelere göre, turizm işletmelerinin, üretimde yanlış yapma olasılığı daha yüksek olmaktadır. Çünkü bu işletmelerdeki üretim büyük ölçüde insan emeğine dayanmaktadır ve bu durumda müşteriye standart hizmet sunulması güçleşmektedir. Bunun nedeni ise, iş görenin iş doyumu, hizmeti verdiği sırada taşıdığı duygu ve düşünceleri, hizmetin kalitesini etkileyebilmektedir. Dolayısıyla turizm işletmelerinde iş görenin iş doyumu ile müşterilerin memnuniyeti, hizmetin kalitesi ve işletmenin başarısı arasında doğru orantılı bir ilişki bulunmaktadır (Karakoç, 2004). Bu doğrultuda turizm sektöründe çalışanların iş tatmini oldukça önemli bir olgudur. Fakat sektörün mevsimlik özelliği, uzun çalışma saatleri ve stresli çalışma ortamı gibi nedenler kişinin gergin olmasına neden olmakta (Mısırlı, 2002; Tütüncü ve Demir, 2003; Mulvaney, 2006; Küçükusta, 2007) ve dolayısıyla aile hayatını da olumsuz yönde etkilemektedir. Kişinin yaşadığı iş-aile çatışması iş doyumunu olumsuz yönde etkilediği görülmektedir (Coverman, 1989; Duxburry ve Higgins, 1991; Güven, 2005; Torun ve Ercan, 2006; Toraman, 2009).

2.7.1. Turizm Sektöründe Zaman Temelli Đş-Aile Çatışması

Turizm sektörünün en büyük sorunları arasında, zor çalışma şartları yer almaktadır. Turizm sektörünün mevsimlik iş niteliği taşıması, esnek çalışma saatlerinin bulunması ve özel günlerde, hafta sonu da çalışmanın yoğun olması gibi olumsuz etkenler çalışanları yıpratmakta ve personel devir hızını artırmaktadır. (Mısırlı, 2002: 42). Tütüncü ve Demir (2003)’in de belirttiği gibi, çalışanların en çok şikayet ettikleri konulardan biri olan çalışma zamanının karmaşıklığı ve günlük çalışma sürelerinin fazla olması, kişinin özel yaşantısını ve aile hayatını olumsuz biçimde etkilemesidir (Tütüncü ve Demir, 2003).

Konu ile ilgili araştırmalarda da görüldüğü gibi (Burke, 1987; Keith ve Schafer, 1980; Pleck vd., 1980), iş-aile çatışması, haftalık çalışma saatlerinin sayısı ile doğru orantılı olarak değişmektedir. Đş-aile çatışması, ayrıca, vardiya sisteminin varlığı, düzensizliği, fazla çalışmanın sıklığı ve miktarı ile ilişkilidir. Haftalık çalışma zamanlarına ek olarak, çalışma çizelgesinin esnek olmaması da iş-aile çatışmasını meydana getirmektedir (Pleck vd., 1980). Uzun çalışma saatleri, çalışanların aile alanı ile ilgili faaliyetleri için fiziksel olarak hazır durumda olma düzeylerini sınırlandırmaktadır. Akşam saatlerinde ve hafta sonları çalışma ise, genellikle çalışanları aile ile ilgili faaliyetlerde yer almaktan alıkoymaktadır (Voydanoff, 1988: 750). Bu doğrultuda, turizm sektörünün düzensiz ve esnek çalışma şartları zaman temelli iş-aile çatışmasına neden olmaktadır. Đş-aile çatışmasının, birtakım bireysel ve örgütsel olumsuz sonuçları bulunmaktadır. Turizm işletmelerinde yapılan araştırmalarda, iş-aile çatışmasının iş tatmini ve mesleki performansı olumsuz yönde (Karatepe ve Kılıç, 2005; Karatepe ve Sökmen, 2006; Mulvaney, 2006; Namasivayam ve Zhao, 2006; Özdevecioğlu ve Aktaş, 2007; Yurtseven, 2008; Zhao vd. 2011), işten ayrılma niyetini ise olumlu yönde (Karatepe ve Sökmen, 2006; Yurtseven, 2008) etkilediği tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, turizm sektörünün özelliklerinden (uzun çalışma saatleri, yılın her günü 24 saat hizmet verme) kaynaklanan personel sorunlarının temelinde, zaman temelli iş-aile çatışmasının olduğu söylenebilir. Uzun çalışma saatleri, stresli iş ortamı, mevsimlik iş özel hayata ayrılan süreyi ve enerjiyi kısıtlamaktadır. Bu durumda, zaman temelli-iş aile çatışmasının yaşanması, bireylerin iş doyumunu, evlilik tatmini, örgütlerine bağlılığını, tükenmişliğini etkilemekte ve verimsizlik ortaya çıkmaktadır

(Rusbult vd., 1988; Frone, 1997:163; Kossek ve Ozeki, 1999; Carlson, 2000; Powell ve Greenhaus, 2006; Namasivayam ve Zhao, 2006; Efeoğlu ve Özgen, 2007). Mulvaney (2006)’in de belirttiği gibi, turizm sektöründe çalışanlar, iş ve aile yaşamlarından birini tercih etmek zorunda kalmaktadırlar.

2.7.2. Turizm Sektöründe Gerilim Temelli Đş-Aile Çatışması

Đş-aile çatışmasının diğer boyutu olan gerilim temelli iş-aile çatışmasının kaynakları; işte yaşanan rol belirsizliği, aşırı rol yükü, fiziksel ve psikolojik iş talepleri, iş çevresindeki değişiklik, lider desteğinin ve etkileşim kolaylığının düşük olması, iletişimde stres, işte beklenilen zihinsel yoğunlaşma olarak sayılabilmektedir (Özen ve Uzun, 2005: 132).

Turizm işletmelerinde oluşan yoğun stres ve çalışma koşullarındaki olumsuzluklar, çalışanların veriminin düşmesine ve işe devamsızlık yapmasına neden olmaktadır (Tütüncü ve Demir, 2003). Turizm sektöründe çalışanların yaşadığı stres ve dengesizlik, sektörün beraberinde getirdiği özellikler nedeniyle daha güçlü olabilmektedir (Küçükusta, 2007). Yaşanılan söz konusu stres, gerilim temelli iş-aile çatışmasına neden olabilmektedir. Yapılan araştırmalarda, çalışanların işte yaşadıkları bu gerilim işgörenlerin özel yaşamlarını da etkilemektedir (Powell ve Greenhaus, 2006; Namasivayam ve Zhao, 2006; Efeoğlu ve Özgen, 2007). Tütüncü ve Demir (2003)’in de belirttiği gibi çalışanların en çok şikayet ettikleri konulardan biri olan çalışma zamanının karmaşıklığı ve günlük çalışma sürelerinin fazla olmasından kaynaklanan yorgunluk ve stres, kişinin özel yaşantısını ve aile hayatını olumsuz biçimde etkilemektedir.

2.7.3. Turizm Sektöründe Davranış Temelli Đş-Aile Çatışması

Davranış temelli iş-aile çatışması, herhangi bir rol için geçerli olan davranış biçimlerinin, diğer roldeki davranış biçimlerine uymamasıdır (Yüksel, 2005: 303). Bir rolde talep edilen davranışlar, tutumlar ve değerler, diğer bir rolde talep edilenlerle bağdaşmadığında, bireylerin üstlendiği farklı rollerin kuralları ve beklentileri arasında farklılıklar ve zıtlıklar oluşmakta ve davranış temelli çatışma yaşanmaktadır (Özen ve Uzun, 2005: 133). Bu durumda, iş alanı ile ilgili problemleri çözmek için sergilenen tutum, aile alanına yönelik problemlere uygulanması açısından uygun olmayabilir

(Greenhaus ve Beutell, 1985). Turizm sektörünün yoğun çalışma temposunda yaşanan gerginliklerin ve sorunların çözümünde sergilenen davranışlar, diğer davranışları da (aile, arkadaş) etkilemekte ve bir tür yayılma durumu oluşmaktadır. Aynı zamanda, aileye de yayılan bu davranış, ailedeki rolün (anne, baba, eş) yerine getirilmesini engellemektedir. Davranış temelli iş-aile çatışması, birbirleriyle çelişen gereksinimler ortaya çıkmış olmasını gerektirmemektedir. Daha çok, belli bir alanda geliştirilen davranışın, diğer alandaki rolün gerekliliklerinin yerine getirilmesini engellemesi sonucunda ortaya çıkmaktadır (Edwards ve Rothbard, 2000: 182).

2.7.4. Turizm Sektöründe Aile-Đş Çatışması

Aile-iş çatışması, aile ile ilgili stres faktörlerinin ve aile içindeki sorumlulukların, iş ile ilgili sorumluluklarını olumsuz yönde etkilemesinden kaynaklanmaktadır (Duxburry ve Higgins, 1994: 450; Hammer vd, 2003: 420 Öcal, 2008: 6). Gerek iş-aile çatışması gerekse aile-iş çatışmasının birey üzerindeki etkileri, yalnızca iş ya da aile alanını kapsamamakta; kişinin tüm yaşamını etkilemeye başlamaktadır (Keser, 2005: 81). Çalışanların iyi giden evlilikleri iş performansını olumlu yönde etkilerken; olumsuz şekilde devam eden evlilikler, bireyin performansını olumsuz etkilemektedir. Mutsuz evliliklerin, eşlerin ayrı yaşamasının ve uzun boşanma süreçlerinin getirdiği yıpranmaların bireylerde yarattığı yüksek stres işe odaklanmayı güçleştirerek, performansını düşürmekte ve dolayısıyla bireylerin çatışmaya girmelerini kolaylaştırmaktadır (Özmutaf, 2007: 49-53). Bu durumda, aile-iş çatışmasının, bireylerin işe odaklanmalarını engeleyici ve iş tatminini azaltıcı bir etkiye sahip olduğunu belirtmek doğru olacaktır (Powell ve Greenhaus, 2006; Namasivayam ve Zhao, 2006; Efeoğlu ve Özgen, 2007; Öcal, 2008).

Hizmet sektörünün en önemli alanı olan turizm sektöründe faaliyet gösteren tüm işletmelerde, insan gücünün önemi, diğer sektörlere göre daha fazladır (Sarıçay, 2008: 28). Hizmet kalitesinin yükseltilmesi, verimliliğin artırılması, işgörenlerin mesleki gelişimlerinin sağlanması, işgören sorunlarına çözüm bulunması, örgütün ihtiyacı olan nitelikte ve sayıda insan gücüne sahip olunması, işletmelerin hedeflerine ulaşabilmesinde büyük önem taşımaktadır (Özmen, 2001: 2). Bu doğrultuda, turizm sektöründe yer alan bireylerin yaşadıkları aile-iş çatışmasının yüksek olması, örgüt açısından çok önemli bir tehdit unsuru olduğu söylenebilir.

Benzer Belgeler