• Sonuç bulunamadı

2.2. Kadın Çalışanlarda Cam Tavan Engelleri

2.2.3. Toplumsal Faktörlerden Kaynaklanan Engeller

Bir toplumun değer yargıları bireylerin çalışma hayatında üstlenmesi gereken görevlerin benimsenmesinde büyük bir etkendir. Kadınlar yaşadıkları toplularda

52

cinsiyetçi yaklaşımlardan kaynaklı olarak ön yargılar neticesinde mesleki tercih yapmak zorunda bırakılmaktadırlar. Bu yaklaşım aynı zamanda kariyerlerinde ilerlemelerinin mümkün olup olmadığı konusunda ve de karar verme aşamalarında etkilidir (Çetin, 2011: 85).

2.2.3.1.Mesleki Ayrım

Bir toplumun cinsel kimlik ve çalışan kadına bakış açısı kadın çalışanların üst kademelere ilerleme çabalarında onlara engel teşkil etmektedir. Bu durumun yanı sıra, örgütsel yapılardaki erkek egemenliği de kadınların kariyer gelişimlerini etkilemektedir (Yılmaz, 2013: 51).

Kadınlar genellikle mesleki tercihlerini yaparken daha çok ailede üstlenmiş oldukları rollere yakın meslekleri tercih etmektedirler. Kadınların daha çok tercih etmiş oldukları bu meslekler de “pembe yakalı” meslekler şeklinde ifade edilmektedir. Pembe yakalı meslekler, daha az beden gücüne dayanan, rahat ve temiz aynı zamanda iyi bir statüye sahip olan mesleklerdir. Buna örnek verilecek olursa, öğretmenlik, hemşirelik veya büro işleri bu mesleklerden sayılabilir (Öğüt, 2006: 59).

Türk toplum yapısında evlilik kurumuna ve aile yapısına bakıldığından ataerkil bir yapıya sahip oldukları görülebilir. Ailede erkeğin egemen olması ve aileyi kontrol altında tutması beklenir. Koca evin ve ailenin reisi olarak görülür. Kocanın görevi ailede otoriteyi sağlamak ve eşinin görevi ise kocasına ve ailesine bağlı kalmak şeklinde farz edilmektedir. Hala ataerkil yapıya sahip olan Türk toplumunda çalışma hayatında yönetici pozisyonunda ilk seçenek erkek çalışanlar görülmektedir. Toplum yapısı değişmediği sürece çalışma yaşamında kadınların yaşamış olduğu sorunların giderilmesi zor olacaktır (Özünlü, 2013: 26).

2.2.3.2.Stereotipler (Cinsiyetle Bağdaştırılan Kalıplaşmış Önyargılar) Çalışma yaşamında kadın çalışanların başarılı olamayacağı şeklinde ön yargılar bulunmaktadır. Her geçen gün artan kadın çalışan sayısı bu ön yargıların zamanla azalmaya başladığını göstermektedir.

53

Basmakalıp yargı, bazı kişilerin bazı konularda göstermiş olduğu tipik davranış özellikleridir. Buna örnek verilecek olursa, bazı gruplarda kadınların karar verme konusunda erkeklere nazaran daha az yetenekli olduğu düşünülmektedir. Çalışma gruplarında bazı çalışanlar özellikle erkek çalışanlar tutum ve davranışları ile kadınlara yönelik olumsuz düşünce ve ön yargılara sahiptirler. Bu da kadın ve erkek ayrımına neden olan bir ön yargıdır. (Özünlü, 2013: 26).

Stereotipleme ise, geçmiş deneyimlere ya da kültürel normlara dayanarak bir insana ait olan özellikleri o insanın bulunduğu kategorideki tüm insanlar için geçerli saymak olarak açıklanmaktadır. Stereotipleme cinsiyet grupları içinde yapılmaktadır (Barutçugil, 2006: 26).

Kadınların yönetici konumuna gelmelerini engelleyen bazı kalıplaşmış önyargıları İzrael’i ve arkadaşları da üç grupta toplamışlardır (Öztürk, 2011: 49).

 Erkekler ve kadınların farklı kişiliklere sahip olduğu fikrinden kaynaklı, cinsiyetçi yaklaşımlı önyargılar: Örneğin, Kadın çalışanların görevlerini yerine getirirken duygusal ve pasif davrandığı; erkek çalışanların ise daha aktif ve tarafsız bir şekilde çalıştığı şeklinde düşünülmesi

 Erkeğin ve kadının toplum içerisindeki rol farklılığının olduğundan kaynaklı fikirler ve ön yargılar: Örneğin, kadının hırçın olmaması, erkeklere karşı emir verememesi, erkeklerin de kadınlardan emir alamaması şeklinde ön yargılar.  Meslekleri çalışanların cinsiyetlerine göre ayrıştırma: Örneğin, erkeklerin

yönetici olması, kadınların sekreter olması gibi.

Bu tür önyargıların kadınların çalışma hayatında yer almasının önüne geçtiği gibi kadın çalışanların kendilerine rol model almasını da engellemektedir.

İyi yöneticilerin erkek olduğuna ilişkin genel kabul görmüş yargılar, kadının tepe yönetiminde az oranda temsil edilmesine neden olmaktadır. Konuyla ilgili olarak Atay’ın (2001) ilköğretim okul müdürlerinin davranışları konusunda yaptığı bir araştırmada, kadınların erkeklerden farklı olduğu ve bu nedenle etkin bir yönetimin gerekliliğini yerine getiremeyecekleri görüşü genel görmüş bir kalıp yargı olarak ortaya çıkmıştır. Aynı araştırmada kadın yöneticilere yönelik önyargılar, “çalışmak istemezler, kariyerlerine erkekler kadar bağlı olmazlar, yeteri kadar sert ve

54

dayanıklı değillerdir, mesai saatleri dışında çalışmazlar, karar verme kapasiteleri yoktur, çok duygusaldır” şeklinde sıralanmıştır (Güner, 2011: 41).

Bazı işyerlerinde hala cam tavan engellerle karşılaşılmaktadır. Bu engellerle ilgili istatistiklere bakıldığında kadınlarla ilgili önyargıların zamanla azaldığı görülebilir. Fakat hala devam etmekte olan cam tavan engellerin var olmasının nedeni üst yönetimde ataerkil yapıya sahip çalışanların varlığından kaynaklandığı söylenebilir ( Yoğun Erçen, 2008: 21).

Sonuç olarak kadın ve erkek çalışanlar arasında farkların olabileceği kabul edilmeli ve bununla ilgili ön yargıların giderilip abartılmaması gerekmektedir. Var olan bu ön yargı ve abartmaların bu yargılarla beslenen kadın ve erkek psikolojisini etkileyen davranışlardan kaynaklanmaktadır. Buradan hareketle bu ön yargıların aşılmasıyla kadın ve erkek çalışanların hemen hemen her alanda birbirlerine eşit hale gelmesinin sağlanabileceği söylenebilir. Bu da ancak toplumun bu yönde göstereceği gayret sayesinde olabilir. Geçmişte kadın çalışanların yapamayacağı düşünülen birçok şey artık kadınlar tarafından kolaylık üstesinden gelinebilmektedir. Bunların örnekleri spor, sanat ve birçok bilim dalında görülebilir (Gülbay, 2012: 89).

55

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKİYE’DE ÇALIŞMA HAYATINDA KADIN

İŞGÜCÜNÜN YERİ

3.1. Türkiye’de Kadın İşgücündeki Tarihsel Süreç

Türk kadınının her dönemde, çeşitli biçimde üretim faaliyetinde bulunmuştur. Türkiye’de kadının işgücüne dâhil olması tarihte; cumhuriyetin ilanı, hızlı kentleşme ve iktisadi gelişme çerçevesinde 1923-1950, 1950-1980 ve 1980 ve sonrası olmak üzere üç ayrı dönemde alınacaktır.

3.1.1. Türkiye’de 1923-1950 Döneminde Kadınların İşgücüne Katılımı