• Sonuç bulunamadı

Topluluk Müktesebatının Kabulü İçin Ulusal Programda Doğa Koruma:

EK VI: Yasaklanmış yakalama ve öldürme, nakliye yöntem ve yollarını ifade etmektedir 51

Kanunun 8. maddesi ile Milli Parklar Yönetmeliğinin 23 (a) maddesinde milli park uzun devreli gelişme planları kesinleşmeden sahada herhangi bir iznin

V. AVRUPA BİRLİĞİNE GİRİŞ SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE DOĞA KORUMA UYUM ÇALIŞMALARI:

V.2. Topluluk Müktesebatının Kabulü İçin Ulusal Programda Doğa Koruma:

“Türkiye Katılım Ortaklığı Belgesi”nin kabul edilmesinden sonra, AB müktesebatına uyum için “Ulusal Program” hazırlanmış ve 19 Mart 2001 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmiş, aynı gün AB Komisyonu Türkiye Temsilciliğine verilmiştir.105

Ulusal programda çevre, 9 alt başlık altında incelenmektedir. Bunlar;

– Su kalitesi – Atık Yönetimi – Su Kalitesi – Doğa Koruma – Yatay Mevzuat

– Kimyasallar ve Genetik Olarak Yapıları Değiştirilmiş Organizmalar – Araç ve Makinalardan Kaynaklanan Gürültü

– Nükleer Güvenlik ve Radyasyondan Korunma – İklim Değişikliği’dir.

Programda doğa koruma konusunda sorumlu kuruluşlar olarak, Çevre Bakanlığı, Orman Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü,

104 “Türkiye İçin Katılım Ortaklığı Belgesi” << www.deltur.cec.eu.int/english/apwithturkey.pdf.>>, (06.11.2002)

105 İbid.

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, TÜBİTAK, Üniversiteler ve Sivil Toplum Kuruluşları gösterilmiştir.106

Nihai hedefin, ilk etapta Türkiye’nin korunan alanlarının yüzde 1'lik kısmının NATURA 2000 ağına dahil edilmesi, AB düzenlemelerine tam uyumun sağlaması ve NATURA 2000 ağı uygulamalarının gerçekleştirilmesi olarak belirlendiği Ulusal Programda, Türkiye’nin BERN, RAMSAR, CITES ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmelerine taraf olduğu ve bu sözleşmelerin uygulama yönetmeliklerinin hazırlanması çalışmalarına AB direktifleri hükümleri de dikkate alınarak devam edildiği ifade edilmektedir

Yine mevcut doğa koruma amaçlı yasaların aynı amaç doğrultusunda bir bütün olarak düzenlenmesi, var olan koruma statülerinin Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) statüleri ile örtüşmesinin sağlanması, AB ile birlikteliği sağlanan koruma statülerinde, ülkemizin mevcut tüm ekosistem örneklerinin yer almasının sağlanması, korunan alanların sayılarının ve alanlarının artırılması, ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uyumun sağlanması ve bu konuda doğacak sorunların giderilmesi “Ulusal Programın” nihai hedefleri arasında yer almaktadır.

Ulusal programda, AB müktesebatı ile Türk mevzuatının karşılaştırması ve yapılması gereken değişiklik ve yeniliklerin uygulamaya geçirilmesi için alınması gereken önlemlerde, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler kapsamında habitatı korumaya yönelik ulusal mevzuatın hazırlanması için başlatılan idari ve teknik düzenlemelerin, 92/43/EEC sayılı

“Doğal Yaşam Ortamları ve Flora ve Faunanın Korunmasına İlişkin (Habitat) Direktifte”

belirtilen hususları da içerecek şekilde kısa sürede tamamlanması öngörülmektedir. Doğanın korunmasına ilişkin çerçeve yasanın hazırlanarak, yürürlükte olan mevzuattaki AB Direktifi ile çelişki oluşturan maddelerin çıkarılacağı ve uyumun sağlanacağı belirtilmektedir.107

106 “Topluluk Müktesebatının Kabulü İçin Ulusal Program”

<< www.deltur.cec.eu.int/tmuk-kabu-turkey.html.>>, (01.05.2003)

107 İbid.

Ulusal programa göre, "Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği" taslağı, AB Direktifinin (79/409/EEC) içerdiği hükümler çerçevesinde, başta Kara Avcılığı Kanunu olmak üzere yürürlükteki mevzuat dikkate alınacak ve tekrar gözden geçirilerek uyum sağlanacak,

Daha etkin doğa koruma sağlayacak düzenlemeler, GEF kaynaklarından hayata geçirilecek projeler vasıtasıyla gerçekleştirilmeye çalışılacak,

“CITES Ulusal Uygulama Yönetmeliği”nin çıkarılması ile birlikte yönetmelik hükümleri doğrultusunda uygulamaya yönelik tebliğler yayımlanacak,

Doğal yaşam ortamları, flora ve faunanın korunmasına ilişkin direktifle ilgili olarak Türkiye’deki temel yasa olan 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu yeniden ele alınarak IUCN kriter ve statülerine uygun hale getirilecektir.

Programda ayrıca, doğa koruma alanında hizmet üreten kurumların (özellikle Orman Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı) kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi ve bu bağlamda “Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi” projesinin kurumsal güçlendirme alanındaki sonuçlarının uygulamaya aktarılması,

Yeni hukuki düzenlemelerin yürürlüğe girmesine bağlı olarak, mevcut statülerin ve korunan alanların yeni düzenlemelere göre yeniden değerlendirilmesi,

Doğa koruma ile ilgili yürütülecek uyum çalışmalarının, ulusal boyutta strateji ve çalışma planı oluşturmak üzere bir teknik komitenin kurulmasıyla başlatılması,

Mevzuatın uyumlaştırılmasında, uygulanmasında çalışan ve çalıştırılması düşünülen personelin yabancı dil eğitiminin, mevzuatın tanınması, yorumlanması ve uygulanması konusunda yurtiçi-yurtdışı eğitiminin (staj, kurs vb.) sağlanması, donanım, yazılım ve internet kullanımı konusunda personelin eğitimi,

Mevzuat ve bilgiye erişim için gerekli bilgi ağının ve bilgisayar sisteminin kurulmasına ve koruma alanlarında izleme ve değerlendirme yapılabilmesi için Coğrafi Bilgi Sistemi merkezlerinin kurulması,

Kanunlara aykırı olarak yapılan ticaret sonucu yakalanan hayvanların, gümrüklerdeki işlemleri bitinceye kadar yaşamlarını sağlıklı ortamlarda sürdürebilmeleri için, gümrük kapılarında müsadere merkezleri ile yasa dışı yollarla gelen ve gümrüklerde ya da yurtiçindeki çeşitli satış noktalarında el konulan hayvanların, yaşamlarını uygun şartlarda sürdürebilmelerinin temini amacıyla, yurtiçindeki hayvanat bahçelerinde veya münferit olarak inşa edilecek, “Kurtarma Merkezleri”nde muhafaza edilmeleri, konularında çalışmaların yapılması gerektiği de ifade edilmektedir.108

Kısa vadede, GEF projesi kapsamında, doğa koruma ile ilgili yasaların gözden geçirilmesi ve AB mevzuatı ile karşılaştırılarak uyumlaştırma için gereken değişikliklerin, yeni düzenleme ve ihtiyaçların belirleneceği ve ülkemizde 22 Aralık 1996 tarihinde yürürlüğe giren CITES Sözleşmesi hükümleri doğrultusunda, Ekim 2001 tarihine kadar “CITES Ulusal Uygulama Yönetmeliği”nin hazırlanması gerektiği ifade edilen programda, orta vadede yapılması gereken değişiklikler ile yeni düzenlemelerin taslak haline getirilerek Parlamentoya sunulması ve NATURA 2000’deki bütün alanların izleme sistemi kapsamına alınması gerektiği belirtilmektedir.

Programa göre, yasal değişiklikler, oluşturulması gereken yeni kurumlar, izleme değerlendirme sisteminin kurulması, envanter oluşturulması, NATURA 2000 ağındaki korunan alanlar için planlar oluşturulması, tercüme, ekoloji eğitimi, seminerler ve workshoplar ile CITES Sözleşmesi kapsamında yapılacak uygulamalar için ortaya çıkacak önemli miktarda finansman ihtiyacı çalışmalara paralel olarak belirlenecektir.

108 İbid.