• Sonuç bulunamadı

1. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Açısından Değerlendirme:

EK VI: Yasaklanmış yakalama ve öldürme, nakliye yöntem ve yollarını ifade etmektedir 51

IV. 1. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Açısından Değerlendirme:

Türkiye’de 3386 sayılı yasa ile değişik, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu çerçevesinde Doğal, Arkeolojik, Kentsel ve Tarihi Sitler ilan edilerek, doğal ve kültürel değerlerin korunması ve yönetilmesi çalışmaları yapılmaktadır.

Bu kanunun amacı; korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili tanımları belirlemek, yapılacak işlem ve faaliyetleri düzenlemek, bu konuda gerekli ilke ve uygulama kararlarını alacak teşkilâtın kuruluş ve görevlerini tespit etmektir.78

2863 sayılı yasa ile;

- Korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili tanımlar belirlenmiş,

- Korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili işlem ve faaliyetler düzenlenmiş,

- Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili gerekli ilke ve uygulama kararlarını alacak teşkilatın kuruluş ve görevleri düzenlenmiştir.

Yasanın 10 uncu maddesinde koruma konusunda sorumlu kamu kuruluşları da belirlenmiştir. Buna göre; “Her kimin mülkiyetinde veya idaresinde olursa olsun taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve

77 İbid.

78 “2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu”, 1983.

bunların her türlü denetimini yapma” görevi Kültür Bakanlığına, Kültür Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri hakkındaki 24.01.1989 tarih ve 354 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile de Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları ile ilgili görev, yetki ve sorumluluk Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne verilmişken, Kültür ve Turizm Bakanlıklarının birleştirilmesi ile 29/04/2003 tarih ve 25093 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “4848 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunun” 7. Maddesinde belirtildiği üzere, Kültür Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 13.9.1989 gün ve 379 sayılı KHK ile kurulan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, “Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü” olarak yeniden yapılandırılmış ve kanunun 38.

maddesi ile 24.01.1989 tarih ve 354 sayılı KHK ile 13.09.1989 tarih ve 379 sayılı KHK yürürlükten kaldırılmıştır.

Yurt içinde bulunan ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamına giren, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili hizmetlerin bilimsel esaslara göre yürütülmesi görevi ise “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu” ile “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları”nca sağlanmaktadır.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarınca ilan edilen Doğal Sitler, Türkiye’deki mevcut doğa koruma statülerinden birisidir. Bugüne kadar Türkiye genelinde 831 adet “Doğal Sit Alanı” ilan edilmiş ve 2863 sayılı yasa kapsamına alınmıştır.79

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17. maddesinde, Sit Alanı olarak ayrılan yerlerin koruma amaçlı imar planlarının yapılacağı ve koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar yüksek kurul tarafından geçiş dönemi yapı şartlarının 1 ay içinde kararlaştırılması hükme bağlanmıştır. İlgili Valilikler ve belediyeler anılan koruma amaçlı imar planını en geç bir yıl içinde koruma kuruluna değerlendirmek üzere vermek zorundadırlar.

79 << http://www.kultur.gov.tr/portal/default_tr.asp?belgeno=2667 >>, (01:05.2003)

Kültür Bakanlığı’nın koruma amaçlı imar planlarını onama yetkisi bulunmamaktadır.

Koruma kurulları tarafından incelenen planlar, uygun görüşle onanmak üzere belediye veya Valiliklere gönderilmektedir. Belediyeler veya Valiliklerce onanan koruma amaçlı imar planlarının uygulanmasından yine belediyeler ve Valilikler sorumludur

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun. 5.11.1999 Tarih ve 659 No’lu Kararında belirtilen, doğal sitlerle ilgili bazı tanımlar ile koruma ve kullanma koşulları aşağıda verilmiştir:80

Doğal (Tabii) Sit; Jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır.

1. I. Derece Doğal (Tabii) Sit: Bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlardır.

Bu alanlarda, bitki örtüsü, topografya, silüet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik hiçbir eylemde bulunulamayacaktır. Ancak;

a) Kesin yapı yasağı olmakla birlikte, resmi ve özel kuruluşlarca zorunlu olan alanlarda, teknik altyapı hizmetleri (kanalizasyon, açık otopark, telesiyej, teleferik, içme suyu, enerji nakil hattı, telefon hattı ve benzeri) uygulamaların koruma kurulunca uygun görüleceği şekliyle yapılabileceği,

80 Kültür Bakanlığı, “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararları”, (Ankara:

Yayın No: 2796, Milli Kütüphane Basımevi, 2000), 28-31.

b) 1/ 25.000 ölçekli çevre düzeni planı veya 1/ 5000 ölçekli nazım imar planı doğrultusunda hazırlanacak projesine göre ilgili koruma kurulundan izin almak koşulu ile halka açık rekreasyon amaçlı günübirlik tesisler (lokanta, büfe, kafeterya, soyunma kabinleri, wc, gezi yolu, açık otopark ve benzeri) ile alanın ve çevrenin özelliklerinden kaynaklanan faaliyetlerin korunması ve geliştirilmesi amacına yönelik yapıların (iskele, balıkçı barınağı, bekçi kulübesi ve benzeri) yapılabileceği,

c) Alanın doğal bitki dokusunu değiştirmeden Orman Genel Müdürlüğünün ilgili biriminden alınacak uygun görüş doğrultusunda koruma kurulunca ağaçlandırmaya izin verilebileceği,

d) Kar ve rüzgar devrikleri, doğal afetlerden etkilenmiş, hastalanmış veya kıymet ağacı olmayan ağaçlar ile ormanların bakımı ve doğal dengenin korunmasını sağlamak amacıyla Orman Genel Müdürlüğünün ilgili biriminden alınacak teknik rapor doğrultusunda ağaç kesimine koruma kurulunca izin verilebileceği,

e) Orman alanlarında yangın için gerekli koruma önlemlerinin ilgili kuruluşlarca alınması,

f) Taş, toprak, kum alınmaması, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmaması, toprak, cüruf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzemenin dökülmemesi, ancak sit kararı ilanından önce ruhsat almış olan işletmelerde sahanın rehabilite edilerek yasal süresi içinde işlerinin tasfiye edilmesi,

g) Doğal dengenin devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda alanın özelliğinden kaynaklanan faaliyetlerin koruma kurulu izni doğrultusunda sürdürülebileceği,

h) Bu alanların korunmasını sağlamak amacına yönelik, her türlü bilgi verici uyarı levhalarının konulması, bu alanlardaki koruma önlemlerinin ilgili kuruluş ve yerel yönetimlerce alınması,

i) Mevcut tescilli ve tescilsiz yapıların bakım ve onarımlarının yürürlükteki ilke kararları doğrultusunda yapılabileceği,

karar altına alınmıştır.

2- II. Derece Doğal (Tabii) Sit: Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yanında kamu yararı göz önüne alınarak kullanıma açılabilecek alanlardır.

Bu alanlarda, turizm yatırım ve turizm işletme belgeli turistik tesisler ile hizmete yönelik yapılar dışında herhangi bir yapılaşmaya gidilemeyeceği,

a) Kullanıma açılacak bölgelerde geçici dönem yapılanma koşullarının ilgili kurumların görüşleri alınarak koruma kurullarınca belirlenmesi, bu belirlemede varsa çevre düzeni planı veya nazım plan kararları ile arazinin topografya, peyzaj, silüet vb.

karakteristiklerinin göz önünde tutulması, ancak hazırlanacak koruma amaçlı imar planı kriterlerini etkileyebilecek nitelik ve yoğunluktaki uygulamalara koruma amaçlı imar planı yaptırılmadan izin verilmeyeceği,

b) Taş, toprak, kum alınmaması, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmaması, toprak, cüruf, çöp, sanayi artığı ve benzeri malzemenin dökülmemesi, ancak sit kararı ilanından önce ruhsat almış olan işletmelerde sahanın rehabilite edilerek yasal süresi içinde işlerinin tasfiye edilmesi,

c) Doğal dengenin devamlığının sağlanması amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda alanın özelliğinden kaynaklanan faaliyetlerin koruma kurulu izni doğrultusunda sürdürülebileceği,

karara bağlanmıştır.

3) III. Derece Doğal (Tabii) Sit: Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yolunda, yörenin potansiyeli ve kullanım özelliği de göz önünde tutularak konut kullanımına da açılabilecek alanlardır.

a) Bu alanlarda, kullanıma açılacak bölgelerde geçici dönem yapılanma koşullarının ilgili kurumların görüşleri alınarak koruma kurullarınca belirlenmesi, bu belirlemede varsa 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı veya 1/5000 ölçekli nazım imar planı kararları ile arazinin topografya, peyzaj, silüet vb. karakteristiklerinin göz önünde tutulması, ancak hazırlanacak koruma amaçlı imar planı kriterlerini etkileyebilecek nitelik ve yoğunluktaki uygulamalara koruma amaçlı imar planı yaptırılmadan izin verilemeyeceği,

b) Mevcut tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülebilmesinin yanı sıra koruma kurulundan izin almak koşuluyla yeni tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin yapılabileceği,

c) Doğal peyzaj ve siluet dikkate alınarak koruma kurulunca belirlenecek koşullar doğrultusunda kum, çakıl, taş, maden ve benzeri malzeme alınabileceği, bu amaçla ocak açılabileceği, toprak, cüruf, çöp, sanayi artığı vb dökülmemesi,

d) I. ve II. derece doğal sit alanı içinde kalan köy yerleşik alanlarının da III. derece doğal sit kapsamında değerlendirilmesi,

karara bağlanmıştır.