• Sonuç bulunamadı

İspanya: İspanya’da 1916 yılında çıkartılan “Milli Parklar Kanunu”

EK VI: Yasaklanmış yakalama ve öldürme, nakliye yöntem ve yollarını ifade etmektedir 51

Kanunun 8. maddesi ile Milli Parklar Yönetmeliğinin 23 (a) maddesinde milli park uzun devreli gelişme planları kesinleşmeden sahada herhangi bir iznin

VI. AVRUPA BİRLİĞİ’NE ÜYE BAZI ÜLKELERDEKİ DOĞA KORUMA ÇALIŞMALARINDAN KARŞILAŞTIRMALI ÖRNEKLER:

VI.2. İspanya: İspanya’da 1916 yılında çıkartılan “Milli Parklar Kanunu”

çerçevesinde ilk milli park uygulaması 1918 yılında başlamıştır. Ancak milli park, doğal park, ulusal öneme sahip doğal alanlar ve bilimsel öneme sahip rezerv kategorileri, 1975 yılında çıkan “Doğal Alanların Korunması” ile ilgili kanunla belirlenmiştir. 1982’de çıkan bir kararname ile de biyosfer rezerv alanları kategorisi doğal alanların korunması ile ilgili kanuna ilave edilmiştir.123

1989 yılında ise “Doğal Alanlar, Flora ve Yaban Hayatının Korunması” ile ilgili 4 No’lu kanun yürürlüğe girmiş ve kanunda, parklar, doğal rezervler, tabiat anıtları ve korunan peyzajlar olmak üzere dört kategori tanımlanmıştır.124 Yine bu kanun kapsamında doğa koruma konusunda danışmanlık yapacak bir “Ulusal Komisyon” oluşturulmuştur.

İspanya’da koruma alanları Türkiye olduğu gibi genelde kültürel, eğitsel, estetik, bilimsel ve rekreasyonel kaynak değerlerine sahip alanları içermektedir.

Koruma alanlarının belirlenmesinde önce, ülkesel ölçekte sahip oldukları kaynak değerlerini temsil edecek nicelik ve nitelikteki alanlar, konuya ciddi ve bilimsel temelde yaklaşan uzmanlar ve konunun sahiplerinden oluşan kurulca gerekli çalışmalar yapılmakta ve koruma statüsü belirlenmektedir.

Koruma alanının sınırı belirlenirken ortaya çıkan problemlerin çözümünde ise genelde ikna yolu denenmekte, gerekirse zamana bırakılmaktadır. Konu detaylı bir şekilde

123 “1992 Protected Areas of the World: A Review of National Systems, Spain”, <<www.unep-wcmc.org/cgi-bin/pa_paisquary.p >> (13.05.2003).

124.İbid.

halka anlatılmakta ve ancak halkın desteğiyle sınırlar belirlenmekte ve genişletilmektedir.

Korumanın amacına ulaşması için halkın katılımının sağlanması, uygulama çalışmalarında da devam etmektedir.125 Türkiye’de ise statü ve sınır belirlenmesinde ilgili bakanlığın uzman elemanlarından oluşan bir heyet gerekli çalışmaları yapmakta, özellikle sınır belirlenmesinde halkın katılımı sağlanmamaktadır.

Koruma alanlarının ilan edilmesinden kaynaklanan kısıtlamadan dolayı direk olarak etkilenen yöre halkı, ortaya çıkan değerden öncelikle yararlanmaktadır. Türkiye’de de benzer uygulamalar mevcuttur. Özellikle sahada verilecek rehberlik hizmetlerinin yöre halkından seçilmesi ve bazı sahalardaki hizmetlerin köy tüzel kişiliklerine verilmesi gibi uygulamalara ülkemizde de başlanılmıştır.

İspanya’da milli park alanlarında entegre bir koruma yönetim sisteminin

gerçekleştirilmesi için 13 adet milli parktan oluşan “Milli Parklar Ağı” kurulmuştur. Bu ağ yoluyla insan ve ilgili araç donanımını, kurumları ve gerekli sistemleri standartlar

çerçevesinde birleştirmişlerdir.126

İspanya’nın AB’ye katılımından sonra bakanlıklar AB kriterlerine uygun olarak yeniden düzenlenmiş olup, doğa koruma ile ilgili çalışmaları üstlenen Çevre Bakanlığı’na ait organizasyon şeması aşağıda verilmiştir (Şekil 4).

Milli parklar konumuna göre devlet veya bölge idaresi tarafından yönetilmektedir.

Milli parklar ağının yönetimiyle ilgili yetkililer, “Milli Parklar Genel Müdürü” ile “Devlet Genel İdaresi” ve “Bölge İdaresi”nden eşit sayıda temsilciden oluşan “Karma

Komisyonlar”dır. Karma komisyonlar her milli parkın yönetimi, organizasyonu ve

125 A.Hüsrev Özkara, “İspanya Milli Parklarında Genel Durum”, Yeşil Mavi, Milli Parklar ve av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Yayın Organı, Sayı:7 (2002), 12.

126 İbid, 1.

çalışmasından sorumludurlar. Milli Park Genel Müdürü, karma komisyonun verdiği görevleri yerine getirir.127

Şekil 4: İspanya Çevre Bakanlığı Organizasyon Şeması128

Milli park ağının işletilmesinde diğer bir taraf da, “Ağ Kurulu” ile “Himaye Sağlayıcılar”dır. Ağ kurulu; devlet idaresi, bölge idaresi, himaye sağlayıcılar, koruma dernekleri ve yerel idare tarafından temsil edilmektedir.

Himaye sağlayıcılar ise kullanım master planı, sektörel planlar ve yıllık planlar hakkında bilgi sahibi olup, milli parkın çalışmalarını onaylamaktadırlar.129

Türkiye’de koruma alanlarının belirlenmesi, planlanması, yönetilmesi, koordinasyonu ve genel politika ve stratejilerin belirlenmesiyle görevlendirilmiş merkezi bir yönetim birimi vardır. Taşra teşkilatları ise korunan alan ile ilgili uygulamaya yönelik iş ve işlemleri yapmaktadır.

Korunan alanlar disiplinler arası bir örgütlenmeyi gerektirdiğinden, İspanya’daki hemen hemen her doğa koruma alanında, koruma, halkla ilişkiler, eğitim, yorumlama, tanıtım, bakım, kaynak yönetimi, yönetim (idare) bölümleri bulunmaktadır. Türkiye’de ise bu tür organizasyondan söz edilemez.

Korunan alanlardaki programlanan faaliyetler Milli Park Genel Müdürlüğü’nün devlet bütçesinden veya daha önce yapılmış mali bir anlaşma çerçevesinde bölge idaresi tarafından finanse edilmektedir.

129 İbid., 2.

SONUÇ :

Buraya kadar yapılan değerlendirmeler ışığında doğa koruma konusuna Türkiye açısından baktığımızda, ülkemizde farklı bakanlıkların uyguladıkları farklı kanunlarla çok başlılık görülmektedir. Kültür ve Turizm ile Çevre ve Orman Bakanlıklarının ayrı ayrı tescil, plan hazırlama, plan inceleme ya da onama ve plan uygulamalarını denetim yetkileri vardır. Söz konusu bakanlıkların sadece birbirleriyle değil, diğer merkezi yönetim

birimleri, valilikler ve belediyeler ile de yer yer çakışan görev ve yetkileri koruma uygulamalarını yönlendirme, izleme ve denetlemede önemli bir sorun oluşturmaktadır.

Kültür ve Turizm Bakanlığının koruma kurulları kanalıyla ilan ettiği doğal sit alanları, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından ilan edilen milli park ve diğer koruma statüleri ile çakışabilmekte, bunların üzerine özel çevre koruma bölgeleri de gelebilmektedir. Bir sahanın özellikleri nedeni ile farklı kurumlarca farklı statülerde koruma altına alınması, bakanlıklar arasında görev ve yetki karmaşası ile dublikasyonlara neden olmaktadır. Çevre ve Orman Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlıkları arasındaki koordinasyon eksikliğinden dolayı, korunan alanların yönetiminde ihtilafa düşülmektedir. Her bakanlık kendi kanunları ve hedef ve politikaları doğrultusunda planlar yapmakta, diğer bakanlıkların referansı olmadan kendi amaçları doğrultusunda izinler verebilmektedirler.

Görüldüğü üzere; herkes doğal ve arkeolojik çevreyi korumak istemektedir. Bununla birlikte politikalar açık değildir ve yeterince işbirliği sağlanamamaktadır. Yetkilerin örtüşmesi, kurumlar arası çekişmeler, planların birbirine ters düşmesi ve uygulamalardaki gecikme sebepleriyle sonuç tam bir kaos olmaktadır.

Kültür ve Turizm Bakanlıkları ile Çevre ve Orman Bakanlıkların birleştirilmesi doğa koruma konusunda çok başlılığı sadece bakanlık sayısı olarak aza indirse de, bakanlıkların birleştirilmesinden önce doğa koruma ile ilgili statü ve alanların bir bakanlıkta birleşmesi ile korunan alanların tek elden yönetimi sağlanmalıdır.

Bunun için öncelikle doğa koruma ile ilgili konularının tek bir bakanlık ve genel müdürlükte toplanması, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ile düzenlenen koruma statüleri, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunundaki doğal sit alanları ve 2872 sayılı Çevre Kanunu ile düzenlenen özel çevre koruma alanlarının birlikte

değerlendirilerek, bu yasaların yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Ülkemizin doğal ve kültürel yönden zengin köşelerinin etkin bir şekilde korunabilmesi ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için, ülkemizin genel politikaları, stratejileri, hedef ve amaçları ile bütünleşerek, koruma kullanma dengesi çerçevesinde bakanlıklar arası işbirliğinin sağlanması ve sorumlulukların paylaşılması, korunan alanların sürdürülebilir kullanımının sağlanabilmesi için entegre yönetim planlarının hazırlanması gerekmektedir.

Bu çalışmalarda üniversiteler, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ile yerel yönetimlerin ve halkın katılımının sağlanması da büyük önem arz etmektedir.

Ayrıca AB doğa koruma mevzuatı ve uluslararası sözleşmelerde öngörülen kriterler dikkate alınarak, ülkemizdeki korumaya ayrılacak doğal ve kültürel değerlerin envanterleri süratle tamamlanmalı ve 92/43 sayılı direktifin üçüncü maddesinde belirtilen Natura 2000 alanları tespit edilmelidir.

Türkiye’de doğal ve kültürel kaynakların korunması, geliştirilmesi ve devamlılıklarının sağlanması için ayrılan yatırım ödenekleri yetersiz kalmakta, bu durum gerek sahanın kaynak değerlerinin korunması, gerekse hizmetlerin istenilen düzeyde yapılamamasına neden olmaktadır. Ayrıca korunan alanlar üzerinde çeşitli amaçlarla yoğun bir siyasi baskı söz konusudur. Bu durum da koruma çalışmalarına engel teşkil etmektedir.

Anayasamızın 56., 63. ve 169. maddeleri gereği, doğal ve kültürel kaynakların korunması ve değerlendirilmesi için bütçeden yeterli ödeneğin ayrılması, siyasi erkin çeşitli amaçlar doğrultusunda korunan alanlar üzerindeki baskılarının ortadan kaldırılması için gerekli tedbirlerin alınması ve ulusal ya da uluslararası projelerle korunan alanlar için yeni kaynakların yaratılması, AB’ye giriş sürecinde ve sürdürülebilir korumada vazgeçilmez unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Her ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de doğa koruma çalışmaları, mevcut doğa koruma sistemi ve karşı karşıya olduğu problemler, Türkiye’nin ekonomik, kültürel ve tarihi geçmişi ile yakından ilgilidir. Ülkeler arasında korunan alanlarla ilgili olarak yapılan karşılaştırmalardaki amaç bir ülkenin diğerine doğrudan model olması değildir. Bu tür karşılaştırmalar doğayı korumanın sadece ulusal önlemlerle mümkün olmayacağının ve uluslararası ilişki ve işbirliğinin de çok önemli olduğunun ortaya konulması amacıyla yapılmalıdır. Türkiye, sahip olduğu doğal değerleri ile “Avrupa Ekolojik Ağında” önemli bir yere sahiptir.

Türkiye doğa koruma konusunda AB müktesebatına uyumun sağlanması için gerekli çalışmalara başlamıştır. Ancak; AB Komisyonu tarafından hazırlanan 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarına ait, Türkiye için hazırlanan düzenli raporlarda, Türkiye’nin doğanın korunması ve diğer çevre konularında önemli bir ilerleme kaydetmediği, Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik açısından zengin varlıklarını korumak için doğanın korunması konusunda özel dikkat göstermesi gerektiği belirtilmekte, 2002 yılı raporunda ise doğa koruma ile ilgili bir dizi düzenlemenin kabul edilmiş olmasına rağmen, tam uyumun henüz sağlanamadığı, doğa koruma konusunda bir çerçeve kanunun kabul edilmesi ve kuşlar ve habitata ilişkin müktesebat hükümlerini iç hukuka aktaran uygulama mevzuatının çıkarılması gerektiği ifade edilmektedir.

AB direktifleri; gelişen koşullar, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ışığında tekrar gözden geçirilmekte, esas tüzüğe atıf yapılarak düzenlemelere gidilmekte veya ilgili tüzük tamamen feshedilerek yeniden düzenlenmektedir. Dinamik bir yapıyla işleyen bu yasal sürecin düzenli takibinin titizlikle yapılması gerekmektedir.

Doğal Habitatların ve Doğal Flora ve Faunanın Korunmasına Yönelik 92/43/EEC sayılı Konsey Direktifinde belirtilen koruma alanları düzenlenmesi, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu çerçevesinde ilan edilen alanlarla uygunluk göstermektedir.

Ancak, her ne kadar Milli Parklar Kanununda tarif edilen koruma statüleri ve özel çevre koruma alanları uygunluk gösterse de, mevcutta yasal mevzuatta tanımlanmamış olması sebebiyle, tür ve habitat koruma alanları, biyogenetik rezervler, biyosfer rezervleri ve peyzaj koruma alanları gibi statülerin belirleme ve yönetim çalışmalarının yapılması ülkemizde mümkün olamamaktadır. Bu yüzden Türkiye’deki yasal mevzuata bu tanımların ilave edilerek, revizyon çalışmalarının yapılması ve IUCN kriter ve statülerine uygun hale getirilmesi gerekmektedir.

Yine mevcut korunan alanların kaynak değerlerinin yeniden etüt edilerek uygun statülere kavuşturulması, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uyumun sağlanması temel hedef ve politikalarımızdan olmalıdır.

Unutulmamalıdır ki; sahip olduğumuz doğal ve kültürel değerlerimizin korunarak, gelecek nesillere bozulmadan aktarılması ve onlara yaşanabilir bir dünya bırakılması hem ulusal hem de uluslararası bir zorunluluk ve sorumluluktur.

KAYNAKÇA

ALGAN, Nesrin, “Doğa Koruma Politikaları ve Fiziksel Planlama”,

<< http://www.mimarlarodasi.org.tr/milli/nesrin.html >>, (14.10.2002)

ALPAN, Sema, DEMİRAYAK, Filiz, EGELİ, Gülin, ALGAN, Nesrin, “İkinci Taslak Strateji: Biyolojik Çeşitliliğin Sürdürülebilir Kullanımı ve Doğa Koruma için Yasal Çerçevenin Akılcı Hale Getirilmesi”, Ankara: Çevre Bakanlığı, Taslak Rapor, Referans 8920, 2003.

ANONİM, “Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Çalışmaları”, Ankara:

Basılmamış Brifing Notu, 1999.

ANONİM, “Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü”, Ankara: Basılmamış Brifing Notu, 2003.

ANONİM, “Türkiye’de Özel Çevre Koruma”, Ankara: Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı,Yayın No: 28, 1993.

ANONİM, “Milli Parklar, Sorunlar ve Öneriler” Ankara: Orman ve Av, Sayı 2001/2, Cilt 78, 2001.

ARDA, S. Serhat, “Koruma Alanlarında Statü Belirleme ve İlan Çalışmaları”, Antalya:

Hizmet İçi Eğitim Semineri, Basılmamış Rapor, 2001.

ARDA, S. Serhat, “Uzun Devreli Gelişme Planlarında Tarihi Süreç”, Bursa: Hizmet İçi Eğitim Semineri, Basılmamış Rapor, 2002.

ASLANKARA, M. Sadık, “Cumhuriyetimizin 75. yılında Ormancılığımız”, Ankara: Orman Bakanlığı,Yayın Dairesi Başkanlığı, Yayın No: 120, 1998.

ATİK, Meryem, ALTAN, Türker, “Avrupa Birliği’nde Çevresel Entegrasyon ve Türkiye”, Tabiat ve İnsan, Sayı: 1, 2001.

Av ve Yaban Hayatı Yönetiminde Yasal Mevzuat,

<< www.milliparklar.gov.tr/ayhd/ysl.htm >>

Avcılık ve Balıkçılık İşleri Yönetmeliği, Ankara: Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Sıra No: 585, Seri No: 163, 1973.

Avrupa Birliği ve Çevre, << http://www.deltur.cec.eu.int/kitap/cevre.html >>, (14.10.2002).

Avrupa Birliği-Türkiye İlişkileri, 29 Topluluk Müktesabatı Bölümlerinde 2001 Yılı Türkiye Düzenli Raporundan, Türkiye’nin İlerlemesi Üzerine Değerlendirme,

<<http://www.deltur.cec.eu.int/tmb-rapor22.html>>, (03.04.2002).

Avrupa Birliği-Türkiye İlişkileri, Topluluk Müktesebatı,

<<http://www.deltur.cec.eu.int/toplulukmuktesebati_bolumler.html>>, (03.04.2002).

Avrupa Birliği ve Giriş Sürecinde Türkiye,

<< www.geocities.com/jeopolitik72/abturkiye.html >>, (16.10.2002) Avrupa Çevre Ajansı, << http://www.cevre.gov.tr/index_trk.htm >>, (28.09.2002) Conservation of Wild Fauna and Flora,

<< http://europa.eu.int/eur-lex/en/lif/reg/en_register_15103020.html >>, (03.04.2002).

Çevre Kanunu, Kanun No: 2872, Kabul Tarihi: 1983.

ÇOLAK, Alper Hüseyin, “Ormanda Doğa Koruma”, Ankara: Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Yayını, 2001. Wıldermuth, H. “Naturals Aufgabe”, Otto Maier Verlag, Rauensburg, 1986’daki alıntı.

ÇOLAK, Alper Hüseyin, “Ormanda Doğa Koruma”, Ankara: Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Yayını, 2001. Pelzer, A., “Arterhaltung durch den Naturschutz”, Forstarchiv, 1993, 64’teki alıntı.

ÇOLAK, Alper Hüseyin, “Ormanda Doğa Koruma”, Ankara: Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Yayını, 2001. Scherzınger, W., “Naturschutz im Wald.

Oulitatsziele einer dynamischen Waldentwicklung. Praktischer Naturschutz“, Verlag Eugen Ulmer, Stuttgart, 1996’ daki alıntı.

ÇOLAK, Alper Hüseyin, “Ormanda Doğa Koruma”, Ankara: Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Yayını, 2001. Erz, W., “Naturschutz-Grundlagen, Probleme und Praxis“, Münschen, 1980 deki alıntı.

ÇOLAK, Alper Hüseyin, “Ormanda Doğa Koruma”, Ankara: Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Yayını, 2001.

DPT, “Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı”, 1996.

DPT, “Türkiye İçin Katılı Ortaklığı Belgesi”, Avrupa Birliği İle İlişkiler Genel Müdürlüğü,

<<http://ekutup.dpt.gov.tr/ab/kob/2003.pdf.>>, (07.05.2003)

EGELİ, Gülün, “Avrupa Birliği ve Türkiye’de Çevre Politikaları”, Ankara: Önder Mat., Türkiye Çevre Vakfı Yayını, No: 114, 1996.

EZER, Ayşe, “Uzun Devreli Gelişme Planları”, Antalya: Hizmet İçi Eğitim Semineri, Basılmamış Rapor, 2001.

Europan Environment Agency, << http://www.eea.eu.int/>>, (22.02.2003).

IUCN, << http://www.wcpa.iucn.org >>, (01.04.2002).

Kara Avcılı Kanunu, Kanun No: 3167, Kabul Tarihi: 1937.

Karadeniz ve Çevre, <<http//ft.fatih.edu.tr/cenkakman/denizkirliliğ/html.>>, (26.10.2002) KARAKURUM, Ergin, “Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma

Sözleşmesi (Bern Sözleşmesi)” “Orman”, Orman Bakanlığı Dergisi, Sayı 14, 1993.

KARAKURUM, Ergin, “Tabiat ve Tabiat Kaynaklarının Korunması İle İlgili Uluslar arası Sözleşme ve Kararlar”, Muğla: Milli Parklar ve Yaban Hayatı Semineri, 1986.

KARAUZ, E. Sühendan, “AB Müktesebatına Uyum Çalışmaları Çerçevesinde Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Tarafından Gerçekleştirilecek Yasal Düzenlemeler ve Altyapının Güçlendirilmesi”, Ankara:

Basılmamış Rapor, 2001.

KARAUZ, E. Sühendan, Biyolog, tarafımdan yapılan görüşme, 01 Mayıs 2003, Ankara. Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü.

KARAUZ, E. Sühendan, “Doğal Değerlerimiz; Sulak Alanlar”, Ankara: Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü, Basılmamış Rapor, 1999.

KELEŞ, Ruşen, HAMAMCI, Can, “Çevrebilim”, Ankara: İmge Kitabevi, 1998.

KİZİROĞLU, İlhami, “Ekolojik Potpuri”, Ankara: TAKAV Mat.Yay.A.Ş., 2001.

Kültür Bakanlığı, “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararları”, Ankara:, Yayın No: 2796, Milli Kütüphane Basımevi, 2000.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kanun No: 2863 (3386 sayılı yasa ile değişik), Kabul Tarihi: 1983.

<< http://www.kultur.gov.tr/portal/default_tr.asp?belgeno=2667 >> (01:05.2003) Milli Parklar Kanunu, Kanun No: 2873, Kabul Tarihi: 1983.

ÖZKARA, A. Hüsrev, “İspanya Milli Parklarında Genel Durum”, Yeşil Mavi, Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Yayın Organı, Sayı:7, 2002.

PALAŞOĞLU, Enver, “Milli Parklar Dairesi Başkanlığı Çalışmalarının Önemi, Gelişimi ve Kanuni Mevzuat”, Muğla: Milli Parklar ve Yaban Hayatı Semineri, 1986.

Protected Areas of the World: A Review of National Systems, Spain,

<<www.unep-wcmc.org/cgi-bin/pa_paisquary.p >>, (13.05.2003).

SAKARYA, Yılmaz, “Milli Parklar ve Korunan Alanlar/Biyolojik Çeşitlilik Durum Raporu”, Ankara: T.C. Orman Bakanlığı-Dünya Bankası, Ormancılık Sektörü İncelemesi, Küresel Çevre Örtüşme Programı, 1998.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Çevre

<< www.cevre.gov.tr/cevrepolitikalari/sekizbesyil.htm >>, (02.03.2003)

Sixth Environment Action Programme. Environment 2010: Our future, our choice,

<< http://europa.eu.int/scadplus/leg/en/lvb/l28027.htm >>, (14.10.2002)

<<www.tobb.org.tr/organizasyon/cevre/12.pdf.>>, (18.09.2002) Topluluk Müktesebatının Kabulü İçin Ulusal Program,

<< www.deltur.cec.eu.int/tmuk-kabu-turkey.html.>>, (01.05.2003)

Topluluk Müktesebatı, << www.deltur.cec.eu.int/tmuktesebatib22.html. >>, (13.03.2003).

TUNCER, Mehmet, “Avrupa Birliği Sürecinde Doğal ve Tarihsel Çevrelerin Bütüncül Planlanmasına İlişkin Saptamalar ve Sürdürülebilir Korumaya İlişkin Politika Önerileri”, Ankara: Dünya Şehircilik Günü, 5. Türkiye Şehircilik Kongresi, 2001.

Türkiye Çevre Vakfı, “Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de Çevre Mevzuatı”, Ankara: Önder Mat.,Yayın No: 149, 2001.

Türkiye Çevre Sorunları Vakfı, “Ortak Geleceğimiz”, Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu, 1987.

Türkiye İçin Katılım Ortaklığı Belgesi,

<< www.deltur.cec.eu.int/english/apwithturkey.pdf.>>, (06.11.2002)

Türkiye’nin Katılımı Yönünde İlerlemesine İlişkin Düzenli Rapor (2002),

<<www.deltur.cec.eu.int/g-duzenlirapor-1.html.>>, (29.04.2003)

Türkiye’nin Taraf Olduğu Uluslararası Çevre Düzenlemelerinden Kaynaklanan Yükümlülükleri, << http://www.tusiad.org.tr/turkish/rapor/cevre/html/sec7.html >>

(17.10.2002).

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği, “Biyolojik Çeşitlilik ve Çevre Koruma Rehberi”, Ankara: Kardelen Tanıtım Tasarım Matbaacılık ve Kağıt Ürünleri, 2001.

Uluslararası Çevre Hukuku Düzenlemeleri,

<<http://www.tusiad.org.tr/turkish/rapor/cevre/html/sec5.html>>, (17.10.2002).

Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı, (UÇEP),

<<http://www.cevre.gov.tr/cevrepolitikalari/uceponsoz.htm>>, (02.05.2003)

“Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı” (UÇEP)

<<http://ekutup.dpt.gov.tr/cevre/eylempla/ucep.html>>, (02.05.2003)

Ulusal Biyoçeşitlilik Strateji ve Eylem Planı,

<<www.dpt.gov.tr/plan8.dpt.gov.tr/cevre/sozlenot.html>>, (08.05.2003)

YAŞAMIŞ, Firuz Demir, “Avrupa Birliği, Türkiye ve Çevre”, İstanbul: Sabancı Üniversitesi, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi, 2001.

ZAL, Nihat, “Report on the Post-Training Program Abroad”, Ankara: Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü, 1997.

ZAL, Nihat, Dr. Jeomorfolog, tarafımdan yapılan görüşme. Mayıs 2002.

Orman Bakanlığı, İç Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğü, Ankara.

ZEYDANLI, Uğur, “IUCN (World Conservation Union) Dünya Koruma Birliği”, Ankara:

Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü, Basılmamış Rapor, 1999.

Arda, Sadık Serhat, Türkiye’de Doğa Koruma Alanı Uygulamaları ve Avrupa Birliği Mevzuatı İle Karşılaştırılması, Yüksek Lisans Tezi, Danışman: Prof. Dr. Koray Haktanır, 111 s.

İnsanın doğaya olan bağlılığı ve onunla iç içe yaşama mücadelesi ilk insandan günümüze dek sürüp gitmektedir. Dünya nüfusunun devamlı surette artışı, teknolojinin tarımda kullanılması, madencilik ve çeşitli sanayi kollarının süratle gelişmesi ve yayılması, doğal kaynakların büyük ölçüde tahribine neden olmuş, bu durum özellikle Avrupa ve Amerika'da doğanın ve özellikle de flora ve fauna türlerinin korunması fikrini ortaya çıkarmış, günümüz insanını bu sorunların çözümlenmesi için çalışmaya yöneltmiştir.

Bu çerçevede; Avrupa Ekonomik Topluluğunu kuran anlaşmanın 130. maddesinde de belirtildiği üzere, yabani flora ve fauna ile doğal habitatların korunması Avrupa

Bu çerçevede; Avrupa Ekonomik Topluluğunu kuran anlaşmanın 130. maddesinde de belirtildiği üzere, yabani flora ve fauna ile doğal habitatların korunması Avrupa