• Sonuç bulunamadı

Toplam Kalite Yönetimi Uygulaması ve Yönetişimc

1.2 KÜRESELLEŞME KAVRAMI

1.2.3 Toplam Kalite Yönetimi Uygulaması ve Yönetişimc

Postfordizmin temel ilkeleri incelendiğinde esnek üretim yöntemleri, esnek organizasyon modelleri, toplam kalite yönetimi ve insan kaynakları yönetiminin yer aldığı görülmektedir. Yeniden yapılanma döneminde birikim rejiminin politikaları bu stratejiler çerçevesinde yaşama geçirilmektedir. Bu stratejilerden birisi olan

Toplam kalite yönetimi, (TKY) sunulan hizmet ya da ürünle ilgili kalite ve

memnuniyeti artırmayı amaçlayan bir yönetim anlayışı olarak tanımlanmaktadır. Kaliteyi artırmayı amaçlayan bu yönetim şekli ilk olarak özel işletmelerde uygulanmıştır. Bu yönetim şeklinin temel ilkeleri, müşteri odaklılık, kaliteyi sağlamak, verimlilik ve katılımcılıktır. TKY’ nin müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamaya ve onları memnun etmeye dayandığı belirtilmektedir49.

Amaç kısa sürede kaliteli ve müşteri memnuniyetine duyarlı bir üretim yapmaktır. Emek bireyselleştirilerek, şirketlerin amaçlarını sağlamak amacıyla kalite kavramı çerçevesinde istihdam edilmektedir. Sistemin özünde sürekli gelişme yatmaktadır. Bunu sağlamak için sürekli hizmet içi eğitim, esnek istihdam, sözleşmelilik benimsenmiştir. Fordist birikim rejiminde benimsenen kolektif emeğin yerini postfordizmde bireysel ve sözleşmeli emek almıştır. TKY ile, çeşitlenmiş ve esnek üretim gerçekleşmiştir. TKY’ nin, kapitalizmin ideolojik yönünü oluşturduğu ve tüm ülkelere yayılmayı amaçladığı belirtilmektedir50. TKY’ nin temel ilkeleri şu şekilde özetlenebilmektedir:

• Katılım: Katılım sürecinde incelenmesi gereken konu kalite çemberleridir. İşletmelerde verimin ve kalitenin nasıl artırılacağını belirlemek üzere oluşturulan bu kalite çemberlerine tüm çalışan kesimlerin katıldığı görülmektedir. Ancak bu noktada katılımın sanal olduğu, işçilerin demokratik haklarına yönelik konuların bu

49 Ufuk Gencel, “Yükseköğretim Hizmetlerinde Toplam Kalite Yönetimi ve Akreditasyon”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:3, Sayı:3, 2001, Erişim: 18.06.2005, http://www.sbe.deu.edu.tr/Yayinlar/dergi/dergi10/gencel.pdf.

50 Erkan Aydoğanoğlu, Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi Gerçeği, Eğitimsen Yayınları, Mesleki Eğitim Dizisi 3, 2003, , s.13.

toplantılarda yer almadığı ve işçilerin bireyselleştirildiği belirtilmektedir51.

• Sıfır Hata: Üretilen ürün ve hizmette kaliteyi sağlamak için hatasız üretim amaçlanmaktadır.

• Müşteri memnuniyeti: TKY’ nin en temel ilkelerinden birisi müşteri memnuniyetidir. Müşteri odaklı ve müşterilerin taleplerine duyarlı bir yönetim anlayışı benimsenmiştir.

• Liderlik: TKY anlayışına göre liderler girişimci olmalı ve çağın gereklerine göre kendini yenileyebilmelidir.

Üzerinde durulması gereken konu, TKY’ nin sadece bir sektöre ya da kuruma uygulanmak üzere oluşturulan bir yönetim mekanizması olmadığıdır. TKY aynı zamanda kapitalizmin krizden çıkma çabalarının bir ürünü olarak oluşan kapsamlı bir yönetim ve denetim stratejisidir52.

1970’li yıllarda yaşanan ekonomik krizden sonra postfordist birikim rejimine geçişle birlikte TKY’ nin kamu yönetimine uygulanabilirliği tartışılmaya başlamıştır. Kamu hizmetlerinin daha verimli ve etkin bir şekilde verilmesi ihtiyacı

“yeni kamu işletmeciliği” yaklaşımının oluşmasına neden olmuştur. Kamu

kurumlarında hiyerarşilerin azaltılması, yerel yetkililere güç devri, müşteri odaklılık, kalite yönetimi ve kalite geliştirme uygulamaları TKY’ nin ilkelerini ifade etmektedir. Kamu örgütleri müşteri taleplerine duyarlı ve adem-i merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülmektedir53.

Kamu çalışanlarının performans değerlendirmesine tabi tutulacağı, ücretlerin bu değerlendirmelere göre belirleneceği ve sözleşmeli çalıştırma ilkesinin benimseneceği bir yönetim şekline gidiş görülmektedir. TKY’ nin getirdiği ilkeler, postfordist birikim rejiminin yaşama geçirilmesini sağlamaktadır.

51 Aydoğanoğlu, a.g.e., 2003, s.69. 52 y.a.g.e., 2003 s.12.

Kamu yönetiminde TKY’ nin uygulanabilirliği pek çok yönden eleştirilmektedir. Eleştiriler genellikle vatandaş müşteri kavramı üzerinde odaklanmaktadır. Vatandaşı müşteri kavramına indirgeyerek hizmetlerden sadece parası olanların yararlanmasının demokratik olmadığı vurgulanmaktadır.

Özelleştirme, devletin küçülmesi ve TKY uygulamaları ile kamu yönetiminin kamusal özünün boşaltıldığı eleştirisi getirilmektedir54. Kamu yönetiminin temel amacı olan kamu yararının TKY ile sağlanamayacağı vurgulanırken, aynı zamanda kamu örgütlerinde var olan ağır bürokrasi sonucu kaliteli hizmet alma ihtiyacının TKY ‘yi gerekli kıldığını vurgulayan kesimler de bulunmaktadır. TKY uygulamasının kamu örgütlerinde büyük bir değişime yol açtığı görülmektedir.

TKY’ nin girişimci liderlik ilkesinin devlet yönetimine yansıtılması sonucu girişimci devlet ya da yönetişimci devlet kavramları kullanılmaktadır. Fordist birikim rejiminde benimsenen sosyal devletin yerini postfordist birikim rejiminde yönetişimci devlet almıştır. Yönetişim kavramı ilk olarak Dünya Bankası tarafından 1989 yılında Afrika’da var olan durumu tanımlamak için kullanılmış, zamanla güncellenerek bir çok uluslararası finans kuruluşunca kullanılmaya başlanmıştır55. Yönetişimci devlet modeli, bürokrasi, sermaye ve sivil toplum kuruluşlarının karşılıklı etkileşimde bulunarak, kendi kuralları çerçevesinde kendilerini denetlemeleri anlayışına dayanmaktadır56. Dağınık ve parçacıl bir yönetim modeli olduğu görülmektedir.

Yönetişimci devlet modelinde devlet hem bizzat üretici olduğu sektörlerden hem de eğitim ve sağlık gibi kamu hizmeti sunduğu alanlardan çekilmektedir. Devletin üretici olduğu alanlar özelleştirmeler yoluyla sermayeye devredilirken, toplumsal nitelikli kamu hizmeti sunduğu alanlar sivil toplum kuruluşlarına bırakılmaktadır. Bu alanların başında eğitim, sağlık gibi toplumların gelişmesi açısından önem taşıyan alanlar gelmektedir. Günümüzde, devletin eğitim ve sağlık

54 E. Şahin ve M. Naci Sevkal, a.g.m., 2004, s.59.

55 Filiz Çulha Zabcı, “Dünya Bankası’nın Küresel Pazar İçin Yeni Stratejisi: Yönetişim”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi”, Sayı:57/3, Temmuz-Eylül, 2002, s.150. 56 E. Şahin ve M. Naci Sevkal, a.g.m., 2004, s.59.

gibi toplum için kritik önem taşıyan sektörlerden çekilmesi pek çok sorunu da beraberinde getirmiştir.

Küreselleşmenin etkilerini daha ayrıntılı bir şekilde incelemek araştırma konusunun dışında kalmaktadır. Vurgulanması gereken nokta bütün sektörlerde yaşanan değişimin ekonomik alanda yaşanan gelişmelerden bağımsız olmayışıdır. Bugün sosyal güvenlik sistemlerinde, sağlık sektöründe, kamu personel rejiminde ve inceleme alanını oluşturan eğitim alanında yaşanan tüm gelişmeler, yeniden yapılanma döneminde oluşturulan yeni birikim rejiminin politikaları doğrultusunda şekillenmektedir.