• Sonuç bulunamadı

TIP ETİĞİ VE HUKUKU AÇISINDAN İNCELENMESİ

Av. Cem Yankı Şenocak

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi

Sağlık alanındaki hatalı uygulamalar (malpraktis) yüzyıllardan beri tıp etiği ve hu-kukun konusu olagelmiş, bu konu ile ilgili birçok kural, ilke ve yasal düzenlemeler oluşturulmuş, konu hakkında pek çok yayın yapılmıştır.

Bu bağlamda ülkemizde konu ile ilgili düzenlemelerin sonuncusu olan ve genel ola-rak Malpola-raktis / Hatalı tıbbi Uygulama yasası olaola-rak adlandırılan “Tıbbi Kötü Uygu-lamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğ (2010/1)” ile hekimler ve sağlık çalışanları 30 Temmuz 2010 tarihinden itibaren zorunlu olarak sigorta kapsamına alındılar. Yasanın yürürlüğe gir-mesiyle birlikte konu sosyal ve ekonomik yönünün yanı sıra, tıp etiği ve hukuk açıla-rından da tartışılmaya başlandı.

Hatalı tıbbi uygulamaya ilişkin zorunlu mali sigorta uygulaması aslında daha önce ABD başta olmak üzere birçok ülkede denenen bir uygulamadır. Ancak uygulandığı tüm ülkelerde yasal, sosyal ve etik açılardan sakıncalar ortaya çıkmış olup, konu üzerindeki tartışmalar halen devam etmektedir.

Bu konuda yapılan eleştiriler arasında; tıbbi girişimlerin sonucunda oluşan sakat-lıklar nedeniyle hekimler aleyhine açılan davaların sayısının gün geçtikçe artması, oluşan zararın telafi edilmesi için sağlık bütçelerinden giderek daha fazla kaynak ayrılmasının gerektiği, malpraktis olgularının hekim-hasta ilişkisini zedelediği ve sağ-lık pratiğinin giderek daha fazla savunmacı bir tutumu benimsediği yer almaktadır. Hekimler aleyhine açılan tıbbi malpraktis davalarındaki artışın önemli nedenlerinden biri olarak, çağdaş tıpta riskli uygulamalara daha fazla yer veriliyor olması ve buna bağlı olarak olumsuz sonuçların daha sık gelişmesi gösterilmektedir. Sağlık hizmet-lerinden yararlanmak üzere başvuran kişilerin sağaltım beklentilerindeki yükseliş de davaların sayısını artıran diğer bir nedendir. Gittikçe artan malpraktis davaları nedeniyle sağlık çalışanları mesleklerini güven içinde yapmakta zorlanmakta, ken-dilerini tehdit altında hissetmekte, bu nedenle belki de riskli olgulara müdahaleden

leki bilgi ve becerilerinin, yeteneklerinin ve hastaya yaklaşımlarının kimi durumlarda haksız biçimde sorgulanmasına da neden olmaktadır.

Ülkemizde yeni gündeme gelmesi nedeniyle henüz üzerinde ayrıntılı bir çalışma ya-pılmamış olan ve halen Yüksek Lisans tezi olarak sürdürdüğümüz araştırmamızda, konuyu ülkemizde yeni yürürlüğe giren tebliğ çerçevesinde tıp etiği ve hukuku açısın-dan irdeleyerek bu konudaki bilgi birikimine katkı sağlamayı amaçladık.

Anahtar Kelimeler: Malpraktis, Zorunlu Mali Sigorta, Etik

EXAMINATION OF THE NOTICE OF COMPULSARY FINANCIAL INSURANCE, NAMED THE “MALPRACTICE ACT” WHICH TOOK EFFECT ON JULY 30, 2010, IN TURKEY

Imperfect practice in the healthcare sector (malpractice) has been the subject of medical ethics and law for centuries. Many regulations, principles and legal arran-gements have been established on this subject and many publications have been reported.

In this context, physicians and healthcare workers have been compulsorily included into insurance coverage dating from July 30, 2010, with the “Notice About Procedu-res and Principles Related to Contribution of the Institution in Compulsory Financial Insurance Related to Malpractice (2012/1),” which is generally called the “Malprac-tice Act” or “Imperfect Medical Prac“Malprac-tice Act” and is the last of the arrangements on this subject in our country. As soon as the act took effect, the subject began to be dis-cussed in terms of medical ethics and law as well as social and economic aspects. In fact, the application of compulsory financial insurance related to malpractice has been attempted before in many countries, including primarily the USA. However, le-gal, social and ethical disadvantages have resulted in all countries where it is being applied and discussions on these subjects still continue.

Criticisms on this subject include gradually increasing lawsuits brought against physicians because of disabilities occuring as a result of medical interventions, the need for more sources from healthcare budgets to compensate damages, the da-mage to the relationship between physicians and patients by malpractice cases, and the more defensive attitude of healthcare practice. One of the important reasons for the increase in the number of malpractice lawsuits brought against physicians is reported to be increased performance of risky practices in modern medicine, and thus occurrence of negative outcomes more frequently. The increased expectations of individuals regarding recovery who present to benefit from healthcare services is another reason for the increase in the number of lawsuits. Because of gradually inc-reasing malpractice lawsuits, healthcare workers cannot practice their profession in safety, they feel under threat, and therefore even avoid risky cases. This avoidance may lead the patient to suffer harm and the feeling of confidence which is the basic part of the relationship between the physician and the patient is damaged. In additi-on, the high cost of medical practices reflects monetary compensation and brings the subject of compulsory occupational financial insurance to the agenda for physicians. This attitude, which achieves a legal basis through regulations regarding malpracti-ce and punishment also leads to the unfair questioning of physicians’ occupational

knowledge, skills, abilities and approaches in some conditions.

In our study, which we are conducting as a postgraduate thesis, we aimed to exami-ne this subject – for which no detailed study has yet been performed due to its recent introduction to the agenda – in terms of medical ethics and law within the frame of the notice that has recently taken effect, and contribute to knowledge on this subject.

TIBBİ KÖTÜ UYGULAMAYA İLİŞKİN ZORUNLU MALİ