• Sonuç bulunamadı

2.1.4.1. Bolsa Escola Programı

Bolsa Escola Programı ile (2003 yılında Bolsa Familia olarak değiştirildi), 6-15 yaş arası çocuklar okula kayıt yaptırdıkları ve okul günlerinin en az % 85'ine devam ettikleri takdirde çocukların yoksul ailelerine şartlı nakit transferi (ŞNT) sağlamaktadır. Birçok çalışma, Latin Amerika'daki programların öğrencilerin okula katılımlarımı artırdığını ve genellikle Meksika'nın Progresa programından (hamile kadınlara sağlık kontrolü şartıyla ŞNT) hareket edildiği belirtilmektedir (Bourguignon, Ferreiera ve Leite, 2003; Glewwe ve Kassouf, 2012; Soares, 2012).

44

Bolsa programının uygulandığı okullarda 1-4 sınıflarda okul terki oranları 0,5 puan düşmüş, 5-8. Sınıflarda ise sınıf geçme oranı ise 0,9 puan yükselmiştir. Okula gitmeyen yoksul 10 ila 15 yaşındaki çocukların yaklaşık yüzde 60'ının programa yanıt olarak kayıt yaptığı ifade edilmektedir. Ayrıca genel olarak Latin Amerika’daki bu programların gelecekteki olası yoksulluğu azaltması beklentisinden söz edilmektedir (Bourguignon, Ferreiera ve Leite, 2003; Glewwe ve Kassouf, 2012; Soares, 2012).

2.1.4.2. Hindistan Okul Terki Önleme Programı

Hindistan’daki okul terki önleme programının amacı ise ilköğretim çağında olan 5. Sınıf öğrencilerinin okul terki oranını azaltmak ve okula katılımını arttırmak olarak belirlenmiştir. Bu amaç çerçevesinde geliştirilen Erken Uyarı Sisteminin birinci aşamasında okul terki riski taşıyan öğrenciler ve aileleriyle birebir iletişim ve yakın ilgi, ikinci aşamasında ise, öğrencilerin okula dair ilgi ve motivasyonlarının eğlenceli etkinliklerle arttırılması yolu tercih edilmiştir. Bu süreçte toplum gönüllülerinden de faydalanılması gerekmiştir. Çalışmada okul terkinin ekonomik nedenleri yoksulluk ve ebeveynlerin eğitimin doğrudan maliyetlerine katlanamaması olarak değerlendirilmektedir. Ailelerin %30-40’ının okulla ilgili harcamalara katlanamadığı ifade edilmektedir. Öğrencilerin %15’inin de akademik başarısızlık nedeniyle okulu terk ettiği bulgulanmıştır (USAID, 2012).

Akademik başarısı düşük olan öğrenciye öğretmenin sevgi/saygı göstermemesinin, öğrencinin kendisini değersiz hissetmesine ve dolayısıyla benlik algısının ve özsaygısının düşük olmasına neden olduğu, bu durumun da okul terki kararını etkilediği belirtilmektedir. Sınıf içi öğretim etkinlikleri açısından öğretmenin başarısız öğrenciyi, yanlış cevap veren öğrenciyi eleştirmesi, fiziksel ceza uygulaması, öğretim etkinliklerine katılımın eşit olmayan fırsatlarla sunulması (okul kulüplerinin ücretli etkinlikleri) gibi nedenlerin de okul terki kararına neden olduğu belirtilmektedir (USAID, 2012).

45

Genel ifadeyle okul terkinin önlenmesinde öğrencinin derse ve okul etkinliklerine nitelikli katılımının sağlanması, nitelikli eğitim ve okul imkanlarının arttırılması, müfredat dışı eğitim etkinlikleri, yoksul aileler için eğitim maliyetlerinin düşürülmesi, okul-aile iletişiminin okulda sağlanması, ücretsiz öğle yemeği, ev ziyaretleri ve mentörlük faaliyetlerinin oldukça etkili olduğu belirtilmektedir. Okul terki riski taşıyan öğrencinin belirlenmesinde ise, devamsızlık alışkanlığı, akademik başarısızlık (sınıf tekrarı), olumsuz davranışlar ve sosyo-ekonomik düzey değişkenlerinin dikkate değer olduğu belirtilmektedir (USAID, 2012).

2.1.4.3. Latinler için Akademik Başarının Sağlanması Programı (ALAS)

Latinler için Akademik Başarının Sağlanması Programı (ALAS) Kaliforniya’daki okul çağı nüfusunun yaklaşık %40'ını oluşturan Meksika kökenli Latin öğrencilerin okula devamlarının sağlanması, akademik başarılarının yükseltilmesi ve okul terklerinin önlenerek bir üst eğitim kurumuna devamlarının sağlanması amacıyla yapılmıştır. Düşük akademik başarıya sahip, olumsuz davranışlar sergileyen, düşük gelirli öğrenciler risk grubu olarak değerlendirilmiştir (Gandara, Larson, Mehan ve Rumberger, 1998).

ALAS programını diğer okul terki önleme programlarından ayıran özellikler ise,

1) En düşük akademik beceriye sahip olan ve en yüksek öğretmen desteğine ihtiyaç duyan öğrencilerle çalışılması,

2) Sadece akademik ve kültürel önlemler almak yerine öğrencilerin psikolojik ihtiyaçlarını da önemseyen bir program olması (olumsuz davranış örnekleri: kronik devamsızlık, sözlü taciz, akranlar arası fiziksel şiddet-kavga, şakacılık, kronik kural uyumsuzluğu ve vandallık yoluyla okul çalışanları ve diğer öğrenciler üzerinde olumsuz etki yaratılması). Bu öğrencilerin okul içi davranış problemleri öncelikle akademik başarısızlığa daha sonra ise okul terkine neden olmaktadır.

46

3) Sadece öğrenciye değil, onun çevresine ve etkinlik alanlarına da yönelen bir program olması şeklinde sıralanmaktadır (Gandara vd., 1998).

Deneysel desenin kullanıldığı çalışmada rastlantısal olarak yüksek riskli öğrenciler içinden seçim yoluyla deney ve kontrol grubu belirlenmiştir. Okula devam durumu ve alınan krediler açısından 9. sınıf sonu ve diğer yıllar karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak mezuniyet kredileri, sınıfta kalınan yıllar, öğrenci hareketliliği gibi durumlar değerlendirilerek ALAS programının öğrenciler üzerinde olumlu etkisi olmuştur. 9. sınıfın sonuna gelindiğinde, kontrol grubundaki öğrencilerin başarısız derslerinin iki kat daha fazla, devamsızlıklarının ise dört kat daha fazla olduğu görülmüş ve mezuniyet koşullarını sağlamaktan oldukça uzak oldukları gözlenmiştir (Gandara, vd., 1998).

Bunun dışında bazı alternatif programlardan söz edilmektedir. Bu okul terki önleme programlarında farklı eğitim programları uygulanarak okul terkinin önlenmesi amaçlanmıştır (Mayer ve Mitchell, 1996; Weller vd., 1999). Uygulanan bu farklı programların ortak özellikleri ise,

* uygun bir öğrenme ortamı

* öğrenci başarısı için sevecen ve kararlı personel

* personelin risk alma yeteneğini, öz-yönetişim becerisini ve profesyonel desteği teşvik eden bir okul kültürü

* öğrenci katılımını teşvik etmek için düşük bir öğrenci-öğretmen oranı ve küçük boyutlu okul yapısı şeklinde sıralanmaktadır (Gandara vd., 1998).

Bununla birlikte, başarılı alternatif programlar oluşturmanın zor yanları olduğu ifade edilmektedir. Öğrenciler, veliler ve eğitimcilerde bu tür okulların kötü öğrencilere yönelik olduğu algısı ve normal sistemin başarısızlığını sembolize ettiği düşüncesinin farklı eğitim programı uygulanmasını zorlaştırdığı ve öğrenci talebini de olumsuz etkilediği ileri sürülmektedir. Bu nedenle farklı okul veya program türü oluşturmanın bürokratik nedenlerle engellenebileceği, sistematik değişikliklerin

47

gerçekleştirilmesinin son derece zor olduğu vurgulanmaktadır (Dynarski ve Gleason, 1998).