• Sonuç bulunamadı

B- Zekat Verilecek Hayvanın Yaşı

I- Temyiz Yaşı

Temyiz, kelime olarak bir şeyi başka bir şeyden ayırmak224 benzer şeyleri ayırmak demektir. Bu ayırma zihnî olarak mevcut olan ayırabilme gücü için de kullanılmaktadır.225

Bir konuda, kişinin beklenen, arzu ya da kabul edilen tavırları takınabileceği yaş, o kişinin o konuda ehil hale geldiğini kabul etmeye sebep olmaktadır. Çocuğun mümeyyiz olmasında da onun iyiyi kötüden, yararlıyı zararlıdan ayırabilip kendi kendini idare edebildiğinin kabul edildiği bir olgunluğa gelmiş olması dikkate alınmaktadır. Bu seviyenin tespiti ile ilgili olarak :

...

ﻢﻠﺳﻭ ﻪﻴﻠﻋ ﷲﺍ ﻰﻠﺻ ﻝﺎﻘﻓ ﻚﻟﺫ ﻦﻋ ﻞﺌﺳ ﻪﻧﺃ

" :

ﻪﻟﺎﻤﺷ ﻦﻣ ﻪﻨﻴﻤﻳ ﻑﺮﻋ ﺍﺫﺇ

ﺓﻼﺼﻟﺎﺑ ﻩﻭﺮﻤﻓ

"

Hubeyb el-Cühenî’den: Nebi (SAS)’ye çocuğun ne zaman namaz kılmasının gerektiği sorulunca Nebi (SAS): “Sağını solundan ayırınca” demiştir.226

Hidane konusunda da geçtiği gibi bu olgunluk çağına ulaşıldığının kabul edildiği yaş 7’dir.227 Bunun yanında UVK Raporları’nda “Yedi yaşını tekmil eden sağir, mümeyyiz addolunur.”228 maddesiyle Kadri Paşa’nın AŞ’sinin 494. maddesinde de: “Çocuklarda temyiz yaşı 7 ve daha yukarısıdır....”229 ifadesiyle bu yaşa işaret edilmiştir. Bun yaşın 5 veya 6 olduğunun ifade edildiği de olmuştur. Bu yaşla ilgili olarak ise daha önce dikkate alınmayan çocuk bu yaşla dikkate alınır hale geleceği ifade edilmektedir.230

224

Cevherî, es-Sıhah, 2/894; İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab, 5/412; Fîruzabadî, Kamus, 2/855; Tehânevî, Keşşâf, 2/1328, 1329.

225

Isfehânî, el-Müfredât, s.:726. 226

Ebû Davud, “Salat”, 25; Abdurrezzak, Musannef, 4/153; Beyhakî, es-Sünen, 3/84; Şevkânî, Neylü’l- Evtâr, 1/378.

227

Şîrâzî, el-Mühezzeb, 2/171; Kaffal, Hılyetü’l-Ulemâ, 7/442; Nevevî, el- Mecmu’, 3/10, 11, 18/337; Şirbinî, Muğni’l-Muhtâc, 1/131, 3/456.

228

Akgündüz, a.g.e., s.:120; 1340 tarihli UVK Raporları, md.:3. 229

Akgündüz, a.g.e., s.:130. 230

Bunun dışındaki açıklamalarda, karşılaştığımız kadarıyla mümeyyiz tarif edilirken mümeyyiz denilebilecek çocuğun vasıflarından bahsedilip belli bir yaş zikredilmemiştir. Ve yine bu tarif yapılırken muamelatla ilgili konulardaki tavırları gündeme getirilmiştir. Mecelle’nin 943. maddesi: “Sağir-i gayri mümeyyiz, bey’ ve şirayı fehmetmeyen yani mülkiyeti bey’in sâlib ve şiranın câlib olduğunu bilmeyen ve onda beş aldanmak gibi gabn-ı fâhiş olduğu zahir olan bir gabni, gabn-i yesîrden temyiz ve tefrik eylemeyen çocuk olup bunları eden çocuğa sağir-i mümeyyiz denilir.”231 şeklinde olup alışveriş gibi muamelattan bir konuyla tarif yapılmıştır. Yine mümeyyiz ile ilgili olarak sözü anlayıp güzel/uygun karşılık verebilen kişi olarak da tavsif yapılmıştır.232

Medenî Hukuk’ta temyiz kudreti, bir insanın fiil ve muamelelerinde makul surette hareket edebilme iktidarı olarak geçmektedir. Yaptığı işi şuurlu ve neticelerinin farkında olarak yapmak mümeyyiz olmayı gösterir. Burada da mümeyyiz olup olmamak muamelenin biçimine göre belirleneceği ifade edilmiş, belli bir yaş sonrası temyiz kabul edilir denmemiştir.233 Bu açıklamalar yapılırken Medenî Kanun’daki maddeler zikredilmiştir. Burada da ifade edilecek olursak: “Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.”234 maddesinde görüldüğü gibi yaşın yerine takınılan tavrın akla uygun olup olmaması öne çıkarılmıştır.

Temyiz ile ilgili olarak zikredilen bir hadiste:

ﻢﻠﺳﻭ ﻪﻴﻠﻋ ﷲﺍ ﻰﻠﺻ ﷲﺍ ﻝﻮﺳﺭ ﻝﺎﻗ

:

ﺎﻌﺒﺳ ﺍﻮﻐﻠﺑ ﺍﺫﺇ ﺓﻼﺼﻟﺎﺑ ﻢﻜﻧﺎﻴﺒﺻ ﺍﻭﺮﻣ

ﻫﺍﻮﺑﺮﺿﺍﻭ

ﺍﻮﻐﻠﺑ ﺍﺫﺇ ﺎﻬﻴﻠﻋ ﻢ

ﺍﺮﺸﻋ

ﻊﺟﺎﻀﻤﻟﺍ ﻲﻓ ﻢﻬﻨﻴﺑ ﺍﻮﻗﺮﻓ

Rasulullah (SAS): “Çocuklarınıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kılmalarını emrediniz. On yaşına geldiklerinde kılmazlarsa dövünüz ve yataklarınızı ayırınız.”235 buyurmuştur. Yukarıdaki açıklamalarda yaşın gündeme gelmeyip

231

Benzer ifadelerle tanım için bakınız: Bilmen, Istılâhât, 7/26 8. 232 Nevevî, el-Mecmu’, 7/28. 233 Birsen, a.g.e., s.:109, 110. 234 YMK, md.:13; EMK, md.:13. 235

hadiste yaşın zikredilmiş olması bir farklılık olmakla beraber yaşa göre takınılacak olan tavrın farklılığı bizce dikkat çekicidir. Bir işin yapılmasının emredilmesi, iş emredilen kişinin o işi yapmasının gerekliliğini bilip anlayacak seviyede olmasıyla bağlantılıdır. Hadiste emir vardır. Dolayısıyla çocuk bu emirle o işin doğru, gerekli olduğunu anlayabilecek seviyededir. Tam tersi olarak yasağın da yapılmaması gereken şey olduğunu anlayacak seviyede olduğu buradan çıkarılabilir. Bu durumun yukarıdaki açıklamalara göre temyiz olduğunu söyleyebiliriz. 7 yaşında değil de 10 yaşında ceza verilmesinin ifade edilmesi ise sorumlu olmadığını gösterir. Sorumlu olunmayan bir yaşta çocuktan bir işi yapmasını istemek bizce farklılıkları fark eden bir yaşta olduğunu işarettir. Konu ile doğrudan alâkalı olmamakla birlikte buradan, eğitimde pratiğe erken başlamanın uygunluğu da çıkarılmaktadır. Çünkü bir işin doğruluğunu bilmek ve hayata aktarmak farklı şeylerdir. Kabul için meseleyi kavramak gerekir. Ancak bundan sonra hayata geçirmek gelir. Eğer eğitimde uygulamaya önceden başlanırsa sorumlu olunan noktaya gelindiğinde, anlayış kuvvetlendiğinde ve kabul olduğunda hayata aktarmak daha kolay ve zaman kaybı olmadan sağlanır.

Mümeyyizin tamamıyla yararına olan işleri geçerli, tamamıyla zararına olanlar geçersiz, yarar ile zararı kesin olmayan konularda ise fiilî tasarrufu velisinin iznine bağlı olarak mevkuftur.236 Medenî Kanun’da bu konu: “Ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyeti yoktur.”237, “Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz.”238 ve “Ayırt etme gücüne sahip küçük ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça kendi işleriyle borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar haksız fiillerden sorumludurlar.”239 maddeleriyle yer almaktadır.

Bu açıklamalar neticesinde temyiz yaşı, çocuğun sorumlu olma öncesi ile eşyayı ayıramayan gayrı mümeyyiz çocuk arasındaki bir ara dönem olarak ifade

236 Bilmen, Istılâhât, 7/273. 237 YMK, md.:14; EMK, md.:14. 238 YMK, md.:15; EMK, md.:15. 239 YMK, md.:16; EMK, md.:16.

edilebilir. Belki eğitim belki yaşın getirdiği kaçınılmaz bir gereklilik olarak ise bu yaşta muamelelerde bulunmanın da gündeme geldiği görülmektedir. Müstakil olarak hareket etmesinin sıkıntıya sebep olacağı bir çağda çocuğun kontrollü şekilde davranmasına müsaade edilerek karşı tarafta bulunanın hakkı korunmuş aynı zamanda çocuğun muamelesi dolaylı olarak geçerli kabul edilebilir hale getirilmiştir.

Hadiste, sorumluluk olmadığı halde çocuğun gündemine ibadet ve yine hukukî sorumluluk olmadığı halde muameleler sokularak, çocuğun her açıdan dikkate alındığı ve çocuk, aile ve toplumun menfaatinin aynı anda gözetildiği kanaati bizde hasıl olmuştur.

Benzer Belgeler