• Sonuç bulunamadı

Tablo 4.5. STCY’nin Uygulanması İle İlgili Öneriler

Ses Temelli Cümle Yönteminin Uygulaması ile İlgili Öneriler Frekans (n) Yüzde (%)

Aynı şekilde devam edilmeli 12 15,8

Okul öncesi eğitim zorunlu olmalı, programları değiştirilmeli 8 10,5

Sınıf mevcutları az olmalı 8 10,5

Veli-okul işbirliği ön planda tutulmalı 8 10,5

Düz (dik) yazı kullanılmalı 7 9,2

Sınıflar donanımlı olmalı 7 9,2

Bölgesel özellikler dikkate alınmalı 6 7,9

Seslerin veriliş sırası değiştirilmeli 6 7,9

Ders kitapları daha kaliteli ve görsel ögeler daha çok olmalı 6 7,9

Ders kitapları bitişik eğik yazı ile hazırlanmalı 4 5,4

Birinci sınıfı okutacak öğretmenlerin yaz tatillerinde seminerlere

katımları sağlanmalı 2 2,6

Birinci sınıfların eğitim öğretim süresi tam gün olmalı 2 2,6

Toplam 76 100

*Bir kişi birden fazla görüş bildirmiştir.

Tablo 4.5’te görüldüğü gibi öğretmenlerin 12’si (%15,8) aynı şekilde devam edilmesi gerektiğini, 8’i (%10,5) okul öncesi eğitim programlarının değiştirilerek okul öncesi eğitimin zorunlu hâle getirilmesini, 8’i (10,5) sınıf mevcutlarının az olması gerektiğini, yine 8’i (%10,5) veli-okul işbirliğinin ön planda tutulmasını, 7’si (%9,2) düz (dik) yazı kullanılmasını, 7’si (%9,2) sınıfların donanımlı olması gerektiğini, 6’sı (%7,9) bölgesel özelliklerin dikkate alınması gerektiğini, 6’sı (%7,9)

seslerin veriliş sırasının değiştirilmesi gerektiğini, 6’sı (%7,9) ders kitaplarının daha kaliteli ve görsel ögelerin daha çok olması gerektiğini, 4’ü (%5,4) ders kitaplarının bitişik eğik yazı ile hazırlanmasını, 2’si (%2,6) birinci sınıf okutacak öğretmenlerin yaz tatillerinde seminerlere katılımlarının sağlanmasının gerektiğini ve son olarak 2’si (%2,6) de birinci sınıfların eğitim süresinin tam gün olması gerektiğini belirtmiştir.

Tablo 4.5’e göre veriler incelendiğinde katılımcıların %15,8’i aynı şekilde devam edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Aynı şekilde devam edilmeli

Katılımcıların bir kısmı genel anlamda yöntemi olumlu karşılamışlardır ve bu şekilde devam edilmesi konusunda görüş bildirmişlerdir. Uygulamada yaşanan küçük aksaklıkların yöntemin yeni olmasından kaynaklandığını, zamanla ortadan kalkacağını söylemişlerdir.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Yöntem yeni olduğu için problemler yaşanması normal. Zaman geçtikçe

daha da oturacaktır. Yöntem böyle kalmalı. (Öğretmen-10)

ƒ Küçük aksaklıklar yaşansa da yöntem aynen uygulanmaya devam edilmeli. (Öğretmen-12)

ƒ Uygulamaya bu şekilde devam edilmeli. (Öğretmen-34)

ƒ Yöntemin yeni olmasından dolayı yaşanan aksaklıklar gayet normal. Bu şekilde devam edilirse kısa zamanda daha iyi başarılar elde edilecektir. (Öğretmen-45)

ƒ Karşılaşılan problemler anlık şeyler. Zamanla hepsi rayına girecektir bu nedenle bu yöntem bu şekilde uygulanmaya devam edilmeli. (Öğretmen 47) ƒ Bu yöntemi yeni deniyorum. Şu ana kadar çok başarılı oldum. Bu yöntemle

devam edilmeli. (Öğretmen-56)

ƒ Yöntem çok güzel hazırlanmış. Zamanla oturacağına inanıyorum. Yöntem değiştirilmeden uygulanmaya devam edilmeli. (Öğretmen-58)

ƒ Yöntemin zayıf bir yönü olmadığı için aynen devam ettirilmeli. Yeter ki okuma- yazma öğretimi programı bir daha değişmesin. (Öğretmen-61) ƒ Küçük değişiklikler yapılabilir; ama bunun haricinde yöntem aynı şekilde

uygulanmaya devam ettirilebilir. (Öğretmen-63)

Okul öncesi eğitim zorunlu olmalı, programları değiştirilmeli

Okul öncesi kurumlarda dik temel harflerin öğretilmesinden dolayı problem yaşansa da, birinci sınıfa başlayacak öğrencilerin bazı temel becerileri kazanmadan okula gelmesi daha büyük bir problemdir. Bu nedenle bu öneri yerinde bir öneridir.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Ana sınıfı zorunlu olmalı. Çocuk, kasları gelişmiş olarak gelmeli.

(Öğretmen-4)

ƒ Öğrencilere mutlaka okul öncesi eğitim aldırılmalıdır. Böylelikle öğrenci hem Türkçe öğrenmiş hem de el kaslarını geliştirmiş olarak birinci sınıfa başlayacaktır. Ayrıca okul öncesi eğitim programı ilköğretim programını içine alacak şekilde düzenlenmeli. (Öğretmen-5)

ƒ Okul öncesi eğitime önem verilmeli ve bu bölgede zorunlu hale getirilmeli. (Öğretmen-18)

ƒ Ses Temelli Cümle Yöntemi’nin etkili bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Ancak bu gibi yörelerde uygulanması güç oluyor. Çünkü öğrenciler birinci sınıfa gerek psikomotor beceriler gerekse dil sorunu nedeniyle çok eksik bir şekilde başlıyorlar. Bu nedenle bence bu gibi yörelerde okul öncesi zorunlu hâle getirilerek bu eksiklikler tamamlanmalı. Ve de birinci sınıf programı okul öncesinde uygulanmaya başlanmalı. (Öğretmen-32)

ƒ Anaokulu zorunlu olmalı ki öğrencilerin gelişimine faydalı olsun. Çocuklar okula alt yapıları yetersiz bir şekilde geliyorlar. Türkçe bilmiyorlar, psikomotor gelişimleri çok zayıf ve zihinsel gelişimleri çok geri. Bu eksikliklerin kapatılabilmesi için okul öncesi eğitimin zorunlu olması gerekir. Ayrıca okul öncesinde yapılan yazı alıştırmaları da bitişik eğik yazı ile olmalı. (Öğretmen-41)

ƒ Öğrencilerin hazırbulunuşluklarını yükseltmek için ana sınıfları yaygınlaştırılmalı ya da bu bölgede zorunlu olmalı. Hatta okul öncesi programı 1. sınıf programı ile aynı olmalı. Burada öğrenciler diğer bölgelerdeki öğrencilere göre 1- 0 değil 5- 0 geride başlıyorlar. Bu büyük farklılık anaokulunda kapatılmalı. (Öğretmen-43)

ƒ Çocukların okula rahat uyum sağlayabilmeleri için ana sınıfının zorunlu olması gerekir. Çocuklar Türkçe bilerek ve psiko- motor kasları gelişerek okula gelirler. Fakat bu bölge için okul öncesi programı gözden geçirilip düzenlenmeli. (Öğretmen-44)

Sınıf mevcutları az olmalı

Çocukların büyük bir bölümü okula fiziksel, sosyal vb. yönden yetersiz gelmektedir. Birinci sınıfta bu eksiklikler kapatılmazsa, ileride bunlar birbirine eklenerek artacaktır. Öğretmenlerin, öğrencilerin eksikliklerini fark edip gidermeleri için onlarla birebir ilgilenmesi gerekir. Bu da öğrenci sayısının az olmasını gerektirir. Bu bölge için çok zor ama sınıf mevcutları 30 öğrenciyi geçmeyecek şekilde düzenlenmelidir.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Mevcutlar az olmalı, belli bir standart olmalı. (Öğretmen-5)

ƒ Daha az mevcutlu sınıflar oluşturulmalı. (Öğretmen-6)

ƒ Sınıf mevcutları daha az sayıda olmalı, öğrenci sayısı 30’u geçmemeli. (Öğretmen-23)

ƒ Bu yöntemin uygulamasında verim elde edebilmek için sınıf mevcudunun az olması gerekir. Öğrenci sayılarının bir standardı olmalı. (Öğretmen-28) ƒ Bu yöntem uygulanırken sınıflar mevcut olarak daha az olursa öğretmen

daha fazla başarı elde edecektir. Sınıflardaki öğrenci sayısı azaltılmalı. Programda sınıf mevcutları ile ilgili bir standart olmalı. (Öğretmen-57) ƒ Bu yöntem genel itibariyle iyi olmakla beraber eğer mevcutlar azaltılırsa

daha güzel ve çabuk sonuçlar verir. Mevcut sayıları azaltılmalı. (Öğretmen-62)

Veli-okul işbirliği ön planda tutulmalı

Bölge insanının okula ve öğrencilere duyarsız olmasından dolayı katılımcılar tarafından böyle bir öneri ileri sürülmüştür. Başarı ya da başarısızlık sadece okulla, öğretmenle ilişkilendirilemez. Bu süreçte ailenin de payı büyüktür. Bu nedenle bu bölge insanının okula gelmesi için çeşitli çalışmalarda bulunulmalı.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Veli-okul işbirliği ön planda tutulmalı, veliler okula sadece yardım istemek

için gelmemeli. (Öğretmen-14)

ƒ Velilere yeni sistem tanıtılmalı. Öğrencinin başarısının aileye bağlı olduğu kavratılmalı. (Öğretmen-17)

ƒ Velilerin okula sürekli gelmeleri sağlanmalı. Onlar da eğitime tabi tutulmalı. Eğitim konusunda seminerler verilmeli. (Öğretmen-43)

ƒ Öğretmen veliyi yeni program hakkında bilgilendirmeli ve ona görevler vererek onu da bu sürece dahil etmeli. (Öğretmen-54)

ƒ Dil problemi veliler ile iletişimi de olumsuz etkiliyor. Veli gelse de derdinizi anlatamıyorsunuz. Veliler çok ilgisiz ve eğitimsiz. Okula karşı duyarlılıkları yok. Bu yüzden veli-okul işbirliği içinde veliler okullara kazandırılmalı. Böylelikle öğrenciler daha başarılı olur. (Öğretmen-60)

Düz (dik) yazı kullanılmalı

Katılımcıların bir kısmı düz (dik) yazının yöntemle beraber kullanılmasını önermektedir. Bitişik eğik yazı hakkında yeterli bilgi sahibi olunmaması, öğretmenlerin sınıf şartlarından dolayı bu öneri ileri sürülmüştür.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Düz yazıya geçilmeli. Böylelikle yöntem daha sağlıklı sonuçlar verebilir.

(Öğretmen-9)

ƒ Bitişik eğik yazı kaldırılmalı, eski yazı tekniği kullanılmalı. (Öğretmen-22) ƒ Bu yöntem düz(dik) yazı ile verilmeli. (Öğretmen-27)

ƒ Bu yöntemin uygulanmasına el yazısı kaldırılarak devam edilmeli. Çocukların yazmakta zorlandığı bitişik eğik yazı harfleri yerine düz(dik) harfler kullanılmalı. (Öğretmen-40)

ƒ Yöntemin uygulanmasına itirazım yok. Öğrenci kendi ürününü ortaya koyuyor; ama dik temel harfler kullanılmalı. Etkinlikler daha başarılı olur. (Öğretmen-51)

Sınıflar donanımlı olmalı

Materyalleri yetersiz olan öğretmenler bu öneride bulunmuşlardır. Okulun fiziki koşulları çok önemlidir. Bölgede okullar ihtiyacı karşılamadığı için böyle bir fikrin ileri sürülmesi normaldir.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Gerekli materyaller sağlanmalı, sınıflar donanımlı olmalı. (Öğretmen-6) ƒ Sınıfların daha çok donanımlı olması süreci hızlandırır ve daha çabuk

sonuçlar doğurur. (Öğretmen-9)

ƒ Bu yöntemin uygulanmasında görsel materyaller çok önemli. Bu yüzden sınıflar daha donanımlı olmalı. (Öğretmen-22)

Bölgesel özellikler dikkate alınmalı

Yöntem hakkında yapılan eleştirilerin, yaşanan sorunların çoğu bölgesel özelliklerden kaynaklanmaktadır. Öğretmenlerin bir kısmı, bölgesel değişkenler dikkate alınarak programların hazırlanmasını önermiştir.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Bölgesel özellikler (coğrafi-sosyal vb.) dikkate alınmalı. (Öğretmen-2) ƒ Bu yöntem bizim yöreye uygun değil. Yöntemin uygulama aşamasında

hesaba alınmayan sorunlar burada baş gösteriyor. Bölgesel değişkenler dikkate alınarak program hazırlanmalı. (Öğretmen-3)

ƒ Bölgesel farklılıklar göz önünde bulundurulmalı. (Öğretmen-14)

ƒ Bu yöntemin başarıyla uygulanabilmesi için bölgeye uygun kılavuz kitapları ve ders kitapları düzenlenmeli. (Öğretmen-31)

ƒ Türkiye homojen bir yapı olarak görülmemeli, her tarafta farklı koşulların hâkim olabileceği göz ardı edilmeyerek bu koşullara uygun programlar yapılmalı. (Öğretmen-55)

Seslerin veriliş sırası değiştirilmeli

Seslerin veriliş sırası ile ilgili katılımcılar birkaç öneride bulunmuşlardır. Seslerin veriliş sırasında esnek davranılması sorunların yaşanmasını önleyebilir.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Süreklilik arz eden harflerden başlanmalı ya da bu harfler öne çekilmeli.

(Öğretmen-2)

ƒ Bu yöntemde önce sesli harfler verilip daha sonra sessiz harfler verilmeli. (Öğretmen-7)

ƒ Bence ilk önce çocuklara sesli harfler verilmeli, hem kolay anlarlar hem de kendilerine olan güvenleri artar. Böylelikle çocuklar okumaya daha çok vakit ayırıp severek, zevk alarak bir şeyler yaptıklarını hissederler. (Öğretmen-24)

ƒ Seslerin veriliş sırası bana göre yanlış. Daha kolay çıkarılabilen sessiz harfler önce verilmeli. (Öğretmen-48)

ƒ Ses Temelli Cümle Yöntemi’nde harflerin veriliş sırası değiştirilmeli. İki sessiz harf verildikten sonra sesli harflerin tamamı verilmeli. Verilecek olan sessiz harflerin daha kolay anlaşılmasını sağlar. (Öğretmen-64)

Ders kitapları daha kaliteli ve görsel ögeler daha çok olmalı

Çocuklar ilköğretime, okul adına bir ön yaşantıları olmadan başlamaktadır. Çoğu öğrenci ilk kez kitap açmakta; ayrıca Türkçe bilmemelerinden de dolayı ders kitaplarında görsel ögeler daha çok yer alabilir.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Okul ders kitapları çok yeterli değil. Kitaplar daha kaliteli ve görsel ögeler

ƒ Okuma- yazma kitaplarında daha çok doldurmalı örnekler ve bol metin olmalı. Yazılar renkli olmalı. (Öğretmen-25)

ƒ Ders kitapları daha kaliteli olmalı. Ayrıca öğrencilerin dikkatini çekecek resimler daha çok olmalı. (Öğretmen-30)

ƒ Milli Eğitim Bakanlığının vermiş olduğu kitaplar daha kaliteli olmalı, ayrıca kitaplar daha eğlenceli olmalı. Bu bölgede buna çok ihtiyacımız var. (Öğretmen-53)

Ders kitapları bitişik eğik yazı ile hazırlanmalı

Bitişik eğik harflerin yazımı ve okunması öğretilirken, kitapların dik yazı ile hazırlanmış olması katılımcılar tarafından uygun bulunmamıştır.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Öğrencilerin ders kitapları bitişik eğik yazı ile hazırlanmalı. (Öğretmen-16) ƒ Yazma öğretimi bitişik eğik yazı ile yapılıyor. Çocuk bu şekilde verilen

sesleri hem okuyabiliyor hem de yazabiliyor. Fakat kitapların düz yazı olması nedeniyle bildiği sesleri bile okuyamıyor. Bu nedenle kitaplar bitişik eğik yazı ile yazılmalı, yöntem bir bütün içinde uygulanmalı. (Öğretmen-19) ƒ Birinci sınıf kitapları bitişik eğik yazı ile hazırlanmalı. (Öğretmen-48) ƒ Kitaplar yeniden düzenlenerek yazı stili olarak bitişik eğik yazı

kullanılmalı. (Öğretmen-62)

Birinci sınıfı okutacak öğretmenlerin yaz tatillerinde seminerlere katımları sağlanmalı

Verilen seminerlerin yetersiz olmasından dolayı böyle bir öneri ileri sürülmüş olabilir. Sene sonunda bir sonraki eğitim-öğretim döneminde birinci sınıf okutacak öğretmenler belirlenirse bu öneri uygulanabilir.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Bu yöntemin eğitim-öğretim döneminden önce öğretmenlere (1. sınıf

okutacak olanlara) mutlaka tanıtılması lazım. Seminerler düzenlenirse yararlı olabilir. (Öğretmen-38)

ƒ Birinci sınıfı okutacak öğretmenlere ayrı seminerler düzenlenmeli. Ortak kararlar alınarak uygulanmalı, sene sonunda aksaklıklar tespit edilmeli, çözümü için ortak kararlar alınmalı. (Öğretmen-53)

Birinci sınıfların eğitim öğretim süresi tam gün olmalı

Okullarda derslik sayısının çok yetersiz olması, sınıf mevcutlarının çok fazla olması bu önerinin uygulanmasını engeller.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ 1. sınıfların okula bir hafta önce başlamaları çok güzel. Buna ek olarak

eğitim-öğretim süreleri de tam gün olmalı. Böylelikle öğrenciler daha çabuk motive olur. (Öğretmen-25)

BÖLÜM V

TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER