• Sonuç bulunamadı

Tablo 4.4. STCY’nin Uygulanması Sırasında Karşılaşılan Sorunlar

Ses Temelli Cümle Yönteminin Uygulaması

Sırasında Karşılaşılan Sorunlar Frekans (n) Yüzde (%) Bitişik eğik yazı öğretiminde karşılaşılan

zorluklar 19 23,2

Kelime türetilirken karşılaşılan zorluklar 19 23,2

Ailelerin ilgisiz olması 14 17,0

Seslerin birleştirilmesinde karşılaşılan zorlular 10 12,2

Sınıfların kalabalık olması 8 9,8

Seslerin hissedilememesi 7 8,5

Mevcut kitapların yetersiz ve düz yazı ile

hazırlanmış olması 5 6,1

Toplam 82 100

Tablo 4.4’te görüldüğü gibi öğretmenlerin 19’u (%23,2) bitişik eğik yazı öğretiminde karşılaşılan zorlukları, 19’u (%23,2) kelime türetilirken karşılaşılan zorlukları, 14’ü (%17,0) ailelerin ilgisiz olmasını, 10’u (%12,2) seslerin birleştirilmesinde karşılaşılan zorlukları, 8’i (%9,8) sınıfların kalabalık olmasını, 7’si (%8,5) seslerin hissedilememesini, 5’i (%6,1) mevcut kitapların yetersiz ve düz yazı ile hazırlanmış olmasını STCY’nin uygulanması sırasında karşılaşılan sorunlar olarak belirtmişler.

Tablo 4.4’e göre STCY’nin uygulanması sırasında karşılaşılan sorunlar ile ilgili veriler incelendiğinde, araştırmaya katılan I. sınıf öğretmenlerinin %23,2’si bitişik eğik yazı öğretiminde sorun yaşandığını yine aynı yüzde ile kelime türetirken sorun yaşadıklarını belirtmişlerdir.

Bitişik eğik yazı öğretiminde karşılaşılan zorluklar

Uygulama sırasında bu sorunla karşılaşılması normal karşılanabilir. Çünkü sınırlılıklarda da belirtildiği gibi öğrencilerin psiko-motor gelişimleri çok zayıf. Ayrıca bu yazı türünün kullanımını zorlaştıran birçok etmen var (sınıfların kalabalık olması, ailelerin ilgisiz olması vb.)

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Bitişik eğik yazı yazmada sorunlar çıkıyor. Öğrenciler zorlandıkları için

kendilerine olan güvenleri azalıyor. (Öğretmen-2)

ƒ En önemli sorun yazma öğretiminde. Bitişik eğik yazı kullanımı öğrencileri çok zorluyor. Bu da beraberinde süreci yavaşlatıyor. (Öğretmen-4)

ƒ Çocuklar bitişik eğik yazı kullandıkları için bazı harfleri birleştirirken oldukça güçlük çekiyorlar. (Öğretmen-16)

ƒ Bu yöntemde, el yazısı kullanımı tek sorun gibi görünüyor. Öğrencilerin el kasları (ince kaslar) yetersiz olduğu için yazmada sorunlar yaşıyoruz. (Öğretmen-21)

ƒ El yazısı konusunda bazen öğrenme güçlükleriyle karşılaşıyoruz. Ne kadar ön hazırlık çizgi çalışması yapılsa da bazı öğrencilerde ciddi yazı

problemleriyle karşılaşıyoruz. Bir de kitaplardaki yazının düz, programın istediği yazının el yazısı olması bütünlük arz etmiyor. (Öğretmen-32)

ƒ En önemli sorun bitişik eğik yazı kullanımı. Uygulamada çok fazla soruna neden oluyor. (Öğretmen-36)

ƒ Öğrencilerin psikomotor gelişimleri yeterli olmadığı için “bitişik eğik yazı” kullanımı sorunlar çıkartıyor. Öğrencilerin öğrenmelerini zorlaştırıyor. Hem öğretmen hem öğrenci açısından zorluklar doğuruyor. Öğretmen anlaşılır ve doğru yazmadığında öğrenci yanlış öğreniyor. Öğrencinin güzel yazamaması da öğretmenin işini zorlaştırıyor. (Öğretmen-41)

ƒ Öğrencilerin bitişik eğik yazıya uyum sağlamaları uzun zaman alıyor. Sesi çok çabuk alıyorlar; fakat yazma aşamasına geçilince günlerce yerimizde sayıyoruz. (Öğretmen-48)

ƒ Yöntemin uygulanmasında en önemli sorun yazı öğretimi sırasında baş gösteriyor. Bitişik eğik yazı kullanımı öğrencileri çok zorluyor. Yazmakta oluşan sıkıntılar sınıf içi disiplin sorunlarının çıkmasına neden oluyor. (Öğretmen-51)

Kelime türetilirken karşılaşılan zorluklar

STCY’de ilk okuma-yazma öğretiminde sesler verildikten sonra heceye, daha sonra kelimeye geçilmektedir. Öğrencilerin, kelime üretememelerinin nedeni önce de belirtildiği gibi Türkçe bilmemeleridir. Bu da okuma-yazmaya geçişte sıkıntıların yaşanmasına neden olmaktadır.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Öğrenciler Türkçe bilmedikleri için kelime üretemiyorlar. Heceleri

bileştirseler dahi oluşan kelimeler akılda kalıcı olmuyor. (Öğretmen-3) ƒ Türkçe bilmeyen öğrenciler sorun yaşatmakta. Hecelerden kelimeler

oluşturulamıyor. (Öğretmen-6)

ƒ Kelime üretme aşamasında zorluklar yaşıyoruz. Çünkü öğrencilerin çoğunluğu Türkçe bilmiyor. (Öğretmen-8)

ƒ Sesler hissettirildikten sonra heceleri veriyoruz. Daha sonra da kelime öğretimine geçiyoruz. Sıkıntı burada yaşanıyor. Öğrenciler heceleri

birleştirerek anlamlı kelimeler türetemiyorlar. Oluşturulan kelime onlar için anlamlı olmuyor, ne anlama geldiğini ya da ne olduğunu bilmiyorlar. Bu noktaya gelinince kelimenin ne olduğunu öğretmek için çalışmalar yapıyoruz. Bu da zaman kaybına ve öğrenilenlerin unutulmasına neden oluyor. (Öğretmen-9)

ƒ Çocukların kelime dağarcığı Türkçe bilmediklerinden dolayı oldukça az. Bu yöntemde de sesler birleştirilerek heceye, heceler birleştirilerek kelimeye, kelimeler birleştirilerek cümleye ulaşılmakta. Bazı kelimeler çocuklara yabancı geldiğinden oluşturulan cümle de onlar için anlamsız oluyor. (Öğretmen-32)

ƒ Öğrenciler Türkçe bilmedikleri için kelime dağarcıkları çok dar. Bundan dolayı kelime oluştururken çeşitlilik az oluyor. Genelde hep aynı kelimelerle cümleler oluşturuluyor. Bu da sıkıcılığa sebebiyet veriyor. (Öğretmen-41)

ƒ Her öğrenci yeni kelime türetemiyor. Bazı öğrenciler bilinen seslerle yeni kelimeler türetirken bazıları hiç bulamıyor. Sınıfta iki uç nokta oluşuyor. Türkçe bilenler ve bilmeyenler bu uçları oluşturuyorlar. (Öğretmen-49)

Ailelerin ilgisiz olması

Daha önce de belirtilen nedenlerden dolayı bölgede aileler öğrencileri ile ilgilenmemektedir. Bu da yöntemin verimli şekilde uygulanamamasına zemin oluyor.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Bu yöntem aile ile işbirliğini temele alıyor. Fakat aile öğrencisiyle

yeterince ilgilenmiyor. Öğrenilenlerin sürekli tekrarlanması lâzım ama veli öğrencisi ile ilgilenmediği için biz de öğrenciden olumlu dönüt alamıyoruz. (Öğretmen-14)

ƒ Aileler çok ilgisiz. Bir de yöntem yeni olduğu için veliler bilmiyor. Bu da evde yanlış yönlendirmelere sebebiyet veriyor. (Öğretmen-15)

ƒ Karşılaştığımız sorunlar bu yöntemin uygulanmasıyla ilgili olarak değil de; velilerin eğitimli olmayışları ve ilgisiz oluşları ile ilgili. Bir de üstüne bu

yöntemin, uygulamada aileye önemli sorumluluklar üstlemesi işleri daha da zorlaştırıyor. (Öğretmen-17)

ƒ En büyük sorun, velilerin desteğini yeterince alamamamız. Bu ilgisizlik öğrencinin de olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Öğrenci ihtiyaçlarına evde cevap bulamayınca okulda özgüvenini kaybetmeye başlıyor. (Öğretmen-38)

ƒ Veli desteğini yeterince alamıyoruz. Bu da öğrencilerin sesleri çabuk unutmalarına sebep oluyor. (Öğretmen-39)

ƒ Ses Temelli Cümle Yöntemiyle başarı sağlamada aile desteği çok önemli bir yer tutmaktadır. Ama bulunduğumuz yöredeki aileler çok fazla çocuklarıyla ilgili olmadıkları için başarının önündeki en büyük sorunu teşkil etmektedirler. (Öğretmen-65)

Seslerin birleştirilmesinde karşılaşılan zorluklar

İlk birkaç harfin öğretimi sırasında bu sorun yaşanabilir. Sesler verilirken zaman kısa tutulursa öğrenci sesi tam kavrayamadığı için sesleri birleştiremez. Bu da sonrasında kelime üretme aşamasında zorunlar yaşanmasına neden olur.

ƒ Harflerin birleştirilmesi aşamasında sorunlar yaşanıyor. Çocuk harfleri birleştirerek hece oluştururken çok zorlanıyor. (Öğretmen-17)

ƒ Karşılaştığım en önemli sorun, çocukların sesleri ve daha sonra heceleri birleştirememeleri. Öğrenciler sesleri biliyor, seslendiriyorlar ama hece oluşturamıyorlar. (Öğretmen-24)

ƒ Sesleir birleştirirken zorluklar yaşanmakta; bu da öğrencileri umutsuzluğa itmekte. (Öğretmen-28)

ƒ Hece oluştururken yani sesler birleştirilirken zorluk yaşıyorum. Özellikle sessiz sesli harflerden oluşan heceleri oluştururken. (Öğretmen-25)

ƒ Öğrenciler sesi bildikleri halde bazen hece oluştururken tıkanıp kalıyoruz. Öğrenciler sese odaklanarak heceyi okuyamıyorlar. Sesleri birleştiremiyorlar. (Öğretmen-35)

ƒ En sık karşılaştığım sorun hece oluştururken. Öğrenciler sesleri birleştiremiyorlar ya da yanlış birleştiriyorlar. Yani “al” ile “la” aynı

heceymiş gibi algılanıyor ve seslendirilmesi de aynı şekilde yapılıyor. (Öğretmen-52)

Sınıfların kalabalık olması

Bölgedeki çocuk nüfusunun fazla olması, okulların ve dersliklerin yeteriz kalması sınıfların çok kalabalık olmasına neden olmaktadır. Uygulamada karşılaşılan en önemli sorun da budur; ayrıca diğer sorunların oluşumuna da zemin hazırlamaktadır.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Bu yöntemin sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesi için sınıf mevcutlarının

çok olmaması gerekir. Bu bölgede de en önemli sorun sınıf mevcutlarının normalin üzerinde olması. Bu da yöntemin uygulanmasında büyük sıkıntıya neden oluyor. İstenilen başarıya ulaşamıyoruz. (Öğretmen-5)

ƒ Okuma- yazma öğretiminde öğrencilerle birebir etkileşimde bulunmak gerekiyor. Sınıflarımızın kalabalık olmasından dolayı biz bu etkileşimi verimli sonuçlandıramıyoruz. (Öğretmen-19)

ƒ Bu yöntemin uygulanmasında karşılaştığım sorunların nedeni sınıflarda öğrenci sayısının fazla olmasıdır. Verimli ders işleyemiyorum. (Öğretmen- 28)

ƒ Sınıf mevcutlarının çok fazla olması, programın uygulanmasını zorlaştırıyor. (Öğretmen-37)

ƒ En büyük problem sınıfların kalabalık olması. Öğrencilerle tek tek ilgilenmemiz gerek; fakat biz bunu mikro düzeyde gerçekleştiriyoruz. (Öğretmen-55)

ƒ Benim en büyük sorunum sınıf mevcudumun fazla olmasıdır. Bu yöntem öğrencilerle birebir ilgilenmemi gerektiriyor; ama ben mevcut fazla olduğu için yetişemiyorum. (Öğretmen-57)

Seslerin hissedilememesi

Seslerin hissettirilmesi aşamasında, sesli harfler kolay öğretilirken sessiz harflerin öğretiminde sorunlar yaşanmaktadır. Daha fazla etkinlik yapılırsa sorun minimum seviyeye indirilebilir.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Bu yöntemi uygularken karşılaştığım en önemli sorun; sesin hissettirilmesi

aşamasında. Ses hissettirilemediğinde süreç ilerleyemiyor. (Öğretmen-10) ƒ En büyük sıkıntı seslerin okunuşları verilirken yaşanıyor. Özellikle sessiz

harf öğretiminde. Bunun dışında pek sorun olduğunu sanmıyorum. (Öğretmen-13)

ƒ Öğrenciler sesi hissedemediklerinde onları seslendirmeleri çok zor oluyor. Seslendiremedikleri için de okuyamıyorlar. Başta yaşanan sorun sonrasında önemli problemleri doğuruyor. (Öğretmen-20)

ƒ Öğrencilere sesleri hissettirmeye çalışırken fazlaca problemler yaşıyorum. (Öğretmen-42)

ƒ Sesleri hissettirme devresinde çok büyük sorunlar yaşıyorum. Öğrenci başta sesi alamazsa sonra da alması çok zor oluyor. Bir sesi alamayınca diğerlerini de alamayacağını düşünüyor ve öğrencinin güveni kırılıyor. Daha sonra o öğrenciye sesleri okutmak zulüm gibi geliyor. (Öğretmen-67)

Mevcut kitapların yetersiz ve düz yazı ile hazırlanmış olması

Bitişik eğik yazı kullanımı “yazma” aşamasında sorun yaşanmasına neden olurken; dik (düz) yazı ile hazırlanmış kitaplar da “okuma” aşamasında sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır.

Öğretmenlerin bu konu hakkındaki görüşlerine şu ifadeler örnek verilebilir: ƒ Bu yöntemin aksayan belirgin yönü, okuma ve yazmayı bitişik eğik yazı ile

öğretiyoruz; fakat mevcut kitaplar normal yazı ile hazırlanmış. Bu çocukta ikileme neden oluyor. (Öğretmen-13)

ƒ Bu yöntem doğrultusunda hazırlanan ders ve çalışma kitaplarının baskıları çok kalitesiz. Ayrıca ciltleme işi de çok zayıf. Kitapların çoğu dönemin başında parçalanıyor. (Öğretmen-26)

ƒ En önemli sorun bitişik eğik yazı öğretimi yapılırken kitapların dik(düz) yazı olması. Öğrenci bildiği sesleri seslendiremiyor. (Öğretmen-36)

ƒ Milli Eğitim Bakanlığınca verilen kitaplar özellikle okuma yazma ile ilgili I. Dönemi kapsayan bölümler yetersiz ve eksik. (Öğretmen-54)

5. Ses Temelli Cümle Yönteminin Uygulanması İle İlgili Önerilere İlişkin