• Sonuç bulunamadı

2 İKİNCİ BÖLÜM:

2.1.1. Teknoloji Politikası

Teknoloji politikası, teknolojik yeteneği geliştirmek, yön ve sürecini yönetmek ve desteklemek için devletin kullandığı araçlar seti ya da teknolojik değişim sürecini etkilemek amacıyla ekonomide devlet müdahalesini içeren politikalar bütünü olarak

tanımlanabilir (Kim, 1998: 312; Stoneman, and Vickers, 1988: ii). Bu politikalarla amaçlanan, bilgideki ilerlemenin en yüksek ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürülmesidir.

Teknoloji politikası, ithal edilen teknolojinin yerel koşullara uyarlanmasını ve özellikle GOÜ’ler bağlamında, bunun da ötesini içerir. Yenilikler, üniversiteler, kamu ve özel araştırma enstitüleri gibi kurumlar ve firmalar tarafından yapılan formel ar-ge faaliyetleriyle yaratılmakta; sermaye mallarını satın alma ve tersine mühendislik, vb ar-ge dışı faaliyetler şeklinde de görülmektedir. Ar-ge dışı yenilik çabaları önemli olsalar da, ampirik ölçüm için genelde daha az uygun; üstelik ar-ge faaliyetlerine kıyasla kamu politikalarıyla etkilenme olasılığı daha düşük olduğundan, teknoloji politikası, ar-ge politikasıyla özdeşleştirilebilir (Mani, 2004: 29-30).

Teknoloji politikası kavram ve ilk uygulamaları İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen önce ve Savaş esnasında ortaya çıkmıştır. Bu uygulamaların temelinde, askeri-stratejik hedefler için bilimsel ve teknolojik faaliyetlerin/araştırmaların büyük projelerle yönlendirilmesi/hızlandırılması yatmaktadır. Bilim ve teknolojiden, kalkınma ve toplumsal refah amacıyla sistematik biçimde yararlanma fikrinin doğuşu ve uygulama denemeleri ise, Savaş sonrası, iktisat alanındaki teorik gelişmeler ve ekonometrik araştırmaların sonucunda olmuştur (Türkcan, 2006: 154). Böylece, bilim ve teknoloji politikalarının, sanayileşmenin yeni bir unsuru haline geldiği görülmektedir.

Bilim ve teknoloji politikası, piyasa mekanizması, teknoloji akışı ve zamanla değişim yaklaşımları bağlamında aşağıda özetlenmektedir (Kim, 1998: 314-315).

i. Piyasa Mekanizması Yaklaşımı: Bu yaklaşım hem talep, hem arz yönlü

teknolojik gelişmeyi kapsamakta ve ilgili politikaları üç ana bileşene ayırmaktadır: (i) teknoloji için piyasa ihtiyacı oluşturarak talebi güçlendirme amacıyla tasarlanmış politikalar, (ii) bilim ve teknoloji yeteneklerini arttırarak arz tarafını güçlendirmek için tasarlanmış politikalar ve (iii) yenilik faaliyetlerinin, hem teknik, hem ticari olarak başarılı olmasını sağlamaya çalışarak talep ve arz tarafı arasında etkin bağlantılar kurmak için tasarlanmış politikalar. Rekabetçi bir piyasa olmadıkça, belirsizlik ve riskler nedeniyle, yenilik faaliyetlerine az miktarda yatırım olacaktır.

Bu anlamda, bilim ve teknoloji politikaları, piyasa yapısı ve sınai gelişmeyi biçimlendiren/yönlendiren genel sanayi politikalarının ayrılmaz bir parçası olarak görülmelidir.

ii. Teknoloji Akışı Yaklaşımı: Bu yaklaşım büyük ölçüde, GOÜ’lere yurt

dışından teknoloji akışındaki üç önemli durumla ilgilidir: yabancı teknoloji transferi; ithal edilen teknolojinin yayılması; kendi teknolojisini geliştirmek, ithal edilen teknolojiyi özümsemek ve geliştirmek için yurtiçi ar-ge faaliyetleri. Bunlardan ilki, DYY, anahtar teslimi fabrikalar ve makineler, yabancı lisans ve teknik hizmetlerin satın alınması gibi resmi kanallar yoluyla, yurtdışından teknoloji transferini içermektedir. İkincisi, bir ekonominin teknolojik yeteneğini yükseltmede, ithal edilen teknolojinin endüstri içinde ve endüstriler arasında etkili olarak yayılması anlamına gelmektedir. Üçüncüsü, bir ülkenin ithal edilen teknolojiyi özümsemesi, uyarlaması, geliştirmesi ve nihayetinde de kendi teknolojisini geliştirmesi için yerel çabaları ifade etmektedir. Bu girişimler, teknolojik yetenek kazanımı ve teknoloji transferini geliştirmek için oldukça önemlidir.

iii. Dinamik Yaklaşım: GOÜ’leri daha çok ilgilendiren; piyasa mekanizması

ve teknoloji akışını bir arada ele alan bu yaklaşım, yeni sanayileşen ülkelerin teknoloji politikalarına ve özel sektördeki teknoloji stratejilerine de uygulanabilir. GOÜ’lerdeki endüstriler, zaman içinde gelişmenin farklı aşamalarını yaşarken teknoloji akışı ve piyasa mekanizmasının etkisi de değişecektir. Yabancı teknolojinin edinilmesinde ve ithal edilen teknolojinin firma ve yerli ar-ge içinde yayılmasında, yeni teknoloji için talep yaratmada, arz geliştirmede ve piyasa talebiyle ar-ge yeteneğini birleştirmede etkili bir stratejiye ihtiyaç vardır.

Yerli endüstrilerin yenilikçi performanslarını geliştirmek için izlenen teknoloji politikalarını Ergas (1987: 192-205), “misyona yönelik”, “yayılmaya yönelik” ve “Japonya’ya özgü” olmak üzere üç şekilde sınıflandırmaktadır. ABD, İngiltere, Fransa gibi misyona yönelik politikalar izleyen ülkelerdeki yaklaşım köklü yeniliklere yöneliktir; yenilik ilintili kamu mallarının temini yalnızca ikincil öneme sahiptir. Uluslararası stratejik liderliği ele geçirmeye çalışan bu ülkelerde, ar-ge harcamalarının büyük oranda savunma sanayine ait olduğu görülmektedir. Almanya, İsviçre ve İsveç gibi ülkelerdeki teknoloji politikaları yayılmaya yöneliktir. Kamu

mallarının temini ile yakından ilintili olan bu politikaların temel amacı teknolojik yetenekleri bütün bir endüstriyel yapıya yaymaktır. Eğitim, ürün standardizasyonu ve işbirlikçi araştırma gibi yenilik ilintili kamu mallarının arzında sorumluluğun dağıtılması (desantarilizasyon) mekanizması işletilerek, değişim için devam eden ve artan adaptasyon amaçlanmaktadır. Japonya’ya özgü teknoloji politikaları ise, hem misyona yönelik hem de yayılmaya yöneliktir.

Bir ülkenin teknoloji politikasının misyona ya da yayılmaya yönelik olup olmadığı şu kriterler çerçevesinde değerlendirilebilir (Cantner, and Pyka, 2001: 262): belirli bir teknolojinin, teknolojik hayat döngüsünün durumu, kamu kesimi tarafından finanse edilen araştırma kurumlarının payı, eğitim sisteminin özel tasarımı, işbirlikçi ar-ge için elverişlilik, standardizasyon çabaları, askeri araştırmanın payı. Örneğin, ilk kıstasa göre, misyona yönelik teknoloji politikaları, teknolojik yaşam döngüsünün erken safhalarında az sayıda teknolojiye odaklanmakta; yayılmaya yönelik politikalar, yaşam döngüsünün daha ileri safhasında daha geniş yelpazedeki teknolojileri amaçlamaktadırlar.