• Sonuç bulunamadı

3.4. Konya İlinde İnanç Turizm Değerlerine Sahip Turizm Varlıkları

3.4.1. Tek Tanrılı Dinler Öncesi Konya’da İnanış

“İnanç turizmi” deyiminin genelde ilk çağrıştırdığı, günümüzün üç büyük ‘Tek Tanrılı’ dini ile Uzakdoğu’nun inanç sistemleri ve bunlarla ilgili turizm olayıdır. Ancak inanç turizmini sadece çağımızda yaşamakta olan inanç sistemleriyle sınırlı tutmak çokta gerçekçi değildir. İnançlar konusunda özellikle Anadolu toprakları gibi çok uzun kültürel geçmişi olan yerlerde durum farklıdır. Anadolu’da üç büyük dinin ortaya çıkıp egemen hale gelmesinden önceye giden çok uzun bir süreç içinde yaşanmış inançların bugün hala ayakta duran pek çok belgesi, anıtları ve değişik türde kanıtları görülebilmektedir (Duru, 2006: 208).

9000 yıllık bir geçmişi olan Konya ili birçok inanç sistemini de bünyesinde barındırmaktadır. Tek tanrılı dinler öncesinde Konya ilinde de paganizm’in etkisi görülmektedir. M.Ö. 7500 yılında yerleşik hayata geçen Çatalhöyük Halkı’nın inanç sistemi de Göbeklitepe ile benzerlik teşkil etmektedir.

Yapı içerisinde kutsal mekân olarak adlandırılan büyük odalar, ayin ve yakarıların yapılabileceği büyüklüktedir. Bu odalarda bulunan kabartma ve heykeller

diğer odalardan oldukça farklıdır. Genellikle av ve bereket büyüsü odaklı betimlemeler ile süslenmiştir. Çatalhöyük’te kabartma olarak leopar, boğa ve koçbaşları ve boğa doğuran tanrıça figürleri yapılmıştır. Bunların yanı sıra doğa olaylarının da toplumu etkilediği betimler sayesinde anlaşılmıştır. Ana Tanrıça olarak yaptıkları heykeller genç kadın, doğuran kadın ve yaşlı kadın olmak üzere üç farklı şekilde betimlenmiştir.

3.4.1.1. Sille Antik Kenti

Sille Konya’nın 8 km kuzeydoğusunda antik bir Rum yerleşkesi olarak kurulmuştur. Burada Rumlar, Ortodoks Türkler ve Selçuklu devletinden sonrada Müslümanlar bir arada yaşamışlardır. Sille doğal güzellikleri, havası, otantik mimari dokusu ve köklü bir kültür birikimi ile tarihe geçmiştir. Sille turizm açısından başta Hristiyanlık döneminden kalma kilise ve manastırlar, Selçuklu ve Osmanlılardan kalma camiler, çeşmeler, köprüler ve hamamlar ile otantik bir mimari potansiyeli içinde barındırmaktadır (Tapur, 2009: 26).

Resim 34: Sille Antik Kenti Kaynak: http://www.konya.bel.tr/

Sille yöresinde günümüze kadar sistematik ve detaylı bir arkeoloji kazısı yapılamamıştır. Sayısı çok olmayan bir takım araştırmalar ise sadece belli merkezler üzerinde yapılmış ve bunlarda fazla derin olmayan araştırmalardır. En kapsamlı çalışma Prof. Ramsay tarafından yapılmıştır. Bu arkeolojik kazı ve incelemelerde Frig' lere ait çok kıymetli materyaller gün ışığına çıkarılmıştır. Anadolu'daki Hitit egemenliğine son veren Frig'ler, bıraktıkları tümülüs, kaya mezarları ve boya

ocakları ile dikkati çekerler. M.Ö 7.yy ve 8.yüzyıllarda Konya 'Kawania' adıyla bilinen Frig kenti konumundaydı. Konya'nın kuzeyinde bulunan Sızma köyü kazıları, bu konuda çok önemli sonuçlar ve belgeler vermiştir. Sille çevresinde yapılacak arkeolojik araştırmaların, Frig öncesi devirlere ve prehistorik dönemlere ait ilmi materyallerin elde edilmesine yarayacağına inanılmaktadır (http://www.konya.bel.tr/).

Sille’de günümüzde biri kaya kilisesi olmak üzere üç önemli kilise bulunmaktadır. Bunlardan ilki Başmelek Mikail’e adanmış Aya Elena Kilisesi’dir. Bu yüzden Aziz Mikail Kilisesi olarak da bilinir. İkincisi ise Sille’de Aziz Khariton Manastırı’nda Meryem’e adanmış bir kaya kilisesidir. Üçüncü kilise ise Sille Ak Manastır Kilisesi (Eflatun Manastırı)’dır. Bu üç önemli kilisenin konumuzun devamında Hristiyanlar açısından önemli inanç turizm destinasyonları bölümünde detaylı bir şekilde incelenmesi yapılacaktır.

3.4.1.2. Çatalhöyük

Çatalhöyük ilk kez 1958 yılında James Mellaart’ın Konya ovası yüzey araştırmaları sırasında bulunmuş ve Ankara’daki İngiliz Arkeoloji Enstitüsünün desteğiyle yine James Mellaart tarafından 1961-1965 yılları arasında ilk kazı çalışmalarını gerçekleştirmiştir. Yakın Doğu’nun bilinen en büyük yerleşmelerinden biri olan, yaklaşık 3000-8000 kişilik bir nüfusu barındıran Neolitik Çağ yerleşmesinde ortaya çıkartılan, başta duvar resimleri ve kabartmalarından oluşan sanat eserleri Çatalhöyük’ün dünya çapında tanınmasına neden olmuştur. Çatalhöyük’te 1965 yılından 1993 yılına kadar kazı çalışması yapılmamış, 1993 yılına gelindiğinde ise Stanford ve Cambridge Üniversitelerinden Ian Hodder’ın önderliğinde, uluslararası bir ekip tarafından höyükte ikinci dönem kazıları başlamıştır. Yaklaşık 25 yıl sürmesi planlanan bu yeni proje, Neolitik Çağa tarihlendirilen Doğu Çatalhöyük (yaklaşık M.Ö. 7400-6000) ile Kalkolitik Çağa tarihlendirilen Batı Çatalhöyük’ü (yaklaşık M.Ö. 6000-5500) kapsamaktadır (Yılankaya, 2010: 3).

Resim 35: Çatalhöyük

Kaynak: http://www.kulturvarliklari.gov.tr/

Çatalhöyük’te ki konutlar 20-30 m² olan dikdörtgen bir ana mekân ile ona bitişik 5-6 m² bir ev veya iki depo alanında oluşmaktadır. Komutlar tümüyle tek katlı olarak kil saman karışımı güneşte kurutulmuş kerpiçten inşa edilmiştir. Kimi evler kutsal tapınma amaçlı inşa edilmiştir. Su gereksinimi ve atıkların dışarıya tahliye edilmesi için gerekli kanallar yapılmıştır. Konutlara giriş çatıdaki delikten aşağıya merdiven sarkıtılarak gerçekleşmektedir (Düğer, 2004: 23-24).

Çatalhöyük kazısında ele geçen heykelcikler bize ana tanrıça kültürünün (tapınma) başlangıcı ve zamanın inançları hakkında özgün bilgiler vermektedir. Pişmiş toprak ve taştan yapılmış bu heykelcikler 5 ila 15 cm. arasında değişen büyüklüktedir. Şişman, iri göğüslü, büyük kalçalı ve zaman zaman doğum yapar vaziyette tasvir edilmişlerdir. Bu özellikleri bolluk ve bereketi temsil etmeleri nedeniyledir. Çatalhöyük'te ele geçen alet ve malzemelerin hemen hepsi taş, pişmiş toprak, baltalar, sığ tabaklar, yüksek kabartma bereket tanrıçası motifleri ile süs eşyası olarak kullanılan bilezik ve kolyelerdir (http://www.kulturvarliklari.gov.tr/).

3.4.1.3. İvriz Kaya Anıtı

Konya’nın Ereğli ilçesine yaklaşık 20 km mesafede bulunan İvriz Kaya Anıtı, Hitit döneminden kalma bir anıttır. Geç Hitit dönemine ait ve Tuwana kralı Warpulowas tarafından M.Ö. VIII. Yüzyılda yaptırılmış olan anıt, Tarhundas ile ibadet eden Kral Warpulowas figürlerinden oluşmaktadır. Kayaya yapılmış bu figürlerin arka kısmında ise Hitit hiyeroglif yazısıyla: “Ben hâkim ve kahraman Tuwana kralı Warpulowas. Sarayda bir prensken, bu asmaları diktim Tarhundas onlara bereket ve bolluk versin.” deniliyor (Bingöl, 2007: 496).

Resim 36: İvriz Kaya Anıtı

Kaynak: http://www.aktuelarkeoloji.com.tr/

Benzer Belgeler