• Sonuç bulunamadı

Tedarik Zinciri Yönetimi Performans Değerlendirme Literatür Taraması

2. LİTERATÜR TARAMASI

2.1. Tedarik Zinciri Yönetimi Performans Değerlendirme Literatür Taraması

Performans değerlendirme, bir işletmenin belirlediği amaçlarına ulaşıp ulaşmadığının analiz edilerek belirlenmesidir. Ölçülemeyenin yönetilemeyeceğinden ötürü, işletmelerin hedefledikleri performans seviyesine ulaşabilmesi için öncelikle performans değerlendirme alanında gelişmelere sahip olması gerekmektedir.

İşletmelerin rekabet edebilirliğinde kritik öneme sahip olduğu için, etkili bir tedarik zinciri yönetiminin geliştirilebilmesi adına performansın değerlendirilmesi gereklidir.

Parker (2000)’a göre tedarik zinciri performansının değerlendirilmesi;

i. Kararların gerçeklere dayandığından emin olmak;

ii. İşletmenin içinde bulunduğu konumu anlamasına yardımcı olmak;

iii. Planlanan noktalara ulaşılıp ulaşılmadığını belirlemek;

iv. Müşteri ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığını tespit etmek;

v. Problemleri anlamak ve çözmek;

vi. Başarıyı belirlemek amacıyla gereklidir.

TZY performansında birtakım ölçütler bulunmaktadır ve bu ölçütler nitel ve nicel yöntemlerle ölçülebilen birçok kriterden meydana gelmektedir. Literatürde tedarik zinciri yönetimi performansı üzerine yapılmış çok sayıda çalışma bulunmaktadır ve bunların önemli bir bölümünde, tedarik zinciri performansının değerlendirilmesi için

5

kullanılan yöntemler ve performans değerlendirilmesinde çalışılan kriterler üzerinde durulmuştur.

Literatür araştırmalarında karşılaşılan ve en sık kullanılan yöntemin Supply Chain Operations Reference (SCOR) modeli olduğu görülmektedir. Bu çalışmalar arasında, Yeong-Dong Hwang vd (2008) tarafından çalışılan tedarik zinciri yönetimi performans sürecinin SCOR modelinde değerlendirilmesi yer almaktadır. Aynı şekilde Ağar (2010), beyaz eşya sektöründe SCOR modelini kullanarak sektör bazında literatüre yenilik katmıştır. Ancak zamanla geliştirerek, farklı bir model sunan Alomar ve Pasek (2014), KOBİ’lerin performanslarını değerlendirmek için tedarik zincirine ait stratejilerin SCOR modelinin mevcut prosesleriyle ilişkilendiren yeni bir model önermişlerdir.

Başlarda tedarik zinciri performans değerlendirme konusunda SCOR modelinin tek başına yeterli olduğu bir gerçektir, ancak son yapılan çalışmalara bakılacak olunursa, iç içe geçmiş entegre sistemlerin veya farklı metotların kullanıldığı da dikkat çekmektedir. Yapmış olduğu çalışmada Kocaoğlu (2009), stratejik hedefler ile operasyonel hedefleri SCOR modeli ve Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) tekniğinden faydalanarak değerlendirmiş, AHP’den gelen sonuçları stratejik ağırlıklar olarak dikkate almış ve Technique for Order Preference by Similarity to Ideal Solution (TOPSIS) yöntemi ile kullanmıştır. Geliştirilen model ile stratejik ve operasyonel hedefler beraber değerlendirilmiştir. Aynı şekilde Aydoğdu da (2011), firmaların tedarik zinciri performansının değerlendirilmesi için SCOR modeli ve Veri Zarflama Analizini çalışmasında entegre ederek kullanmıştır. Sellitto vd. (2015) de farklı bir çalışma ile tedarik zincirlerinde performans değerlendirme için SCOR modelinden uyarlanan performans standartları ile iki boyutlu bir model geliştirmişler ve AHP yöntemi kullanarak performans kriterlerinin önem düzeylerini belirlemişlerdir. Ayçın ve Özveri (2015) yine SCOR modelini baz alarak, bulanık mantık yaklaşımının entegre edilmesiyle oluşturulan bir tedarik zinciri performans modeli oluşturmuşlardır. Lima-Junior ve Carpinetti (2019), geçmiş performans verilerine dayanan SCOR seviye 1 metriklerinin performans tahmini Yapay Sinir Ağı ile akıllı bir sistem geliştirmişlerdir.

Ardından çalışmalarını geliştirerek, Lima-Junior vd., (2020) SCOR metrikleri ile uyarlanabilir ağ tabanlı bulanık çıkarım sistemleri (ANFIS) arasındaki kombinasyona

6

dayalı tedarik zinciri performans değerlendirmesini desteklemek için yeni bir yaklaşım sunmuşlardır.

SCOR modelinin yanında bir diğer kullanılan yöntemde Balanced Scored Card (BSC) modeli olmuştur. Şöyle ki; Özbakır (2010), tedarik zinciri performans değerlendirmede uygulama çalışmasını Balanced Scored Card yöntemi ile yapmıştır.

Son zamanlarda yapılan entegre çalışmalarla Shi ve Gao (2016) da Balanced Scored Card modeline dayalı performans değerlendirme endeks sistemi oluşturmuş ve ardından belirsiz kümeleme algoritmasını uygulamışlardır. Bu çalışma, uygulamada değer taşıyan yeni bir sınıflandırma yöntemi olmuştur.

Önerilen ve çalışılan çeşitli yöntemler aynı zamanda şu şekilde farklı boyutlara taşınmıştır; geniş literatür araştırması sonucunda Shafiee ve Shams-e-alam (2011), tedarik zinciri performans değerlendirmede Kaba Veri Zarflama Analizi yöntemini kullanmıştır. Çalışmalarında tedarik zinciri performansını ölçmek için perakende sektörünü ele alan Yavuz ve Ersoy (2013) ise, tedarik zinciri performansının değerlendirilmesinde kullanılan kriterlerin önem derecelerinin belirlenmesinde Yapay Sinir Ağları yöntemini kullanılmışlardır. Yine Zhu (2010) çalışmasında da Yapay Sinir Ağları yardımıyla bir model geliştirmiştir. Bu çalışmanın arkasından Özalp (2016), tedarik zinciri performansının ölçümünde, değer tabanlı bir ölçüm yöntemi olan Ekonomik Katma Değer (EKD) yöntemini çalışmıştır. Moons vd. (2019) çalışmalarında Analitik Ağ Süreci (ANP) uygulayarak göstergeler üzerine çalışmışlar ve ameliyathanelerde lojistik süreçlerin etkinliğini değerlendirmişlerdir. Makinde vd.

(2020) bir gıda endüstrisinin tedarik zinciri sisteminin performansını anket tabanlı bir yaklaşım kullanarak değerlendirmişlerdir. Sufiyan vd. (2019) gıda tedarik zincirinin bir performans ölçüm sistemi için Decision Making Trial and Evaluation Laboratory (DEMATEL) yaklaşımını kullanmışlardır.

Literatürde tedarik zinciri performans değerlendirmesine ilişkin çalışmaların yanı sıra, tedarik zinciri performansını etkileyen faktörleri ve bunları oluşturan değişkenleri bulmak için tasarlanmış çalışmalara da rastlanmaktadır. Bu çalışmalara örnek olarak;

Rexhausen vd. (2012), tedarik zinciri yönetimi performansı üzerinde talep yönetiminin önemini vurgulamışlardır. Bu çalışmaya ilave olarak da Bıçakçı ve Üreten (2017),

7

çalışmalarında tedarik zinciri performansı üzerinde önemli rol oynayan talep yönetimi ve tedarik tabanı yönetimi üzerine çalışarak ve ampirik bir çalışmayla bu etkilerin değerlendirilmesinin faydalı olacağını düşünmüşlerdir. Yaptıkları analiz sonucunda da dağıtım yönetimi, talep yönetimi ve tedarik tabanı yönetimi uygulamalarının, tedarik zinciri yönetimi performansında pozitif yönlü etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Farklı bir konuya değinen, Macchion vd. (2017) kişiselleştirilmiş ürün üretimini ele alarak, tedarik zinciri performansını değerlendirmek üzere simülasyon modeli kullanmışlardır. Ecevit Satı ve Öçlü (2012), Türkiye’de perakende sektöründe lojistik faaliyetlerin tedarik zinciri performansı üzerine etkilerini literatür araştırması yaparak değerlendirmiş ve bu etkilere ilişkin saptamaları belirlemişlerdir. Yine farklı bir çalışmada, Kocaoğlu (2013), çalışmasında, tedarik zinciri yönetiminde ERPII kullanımının, işletmelerin tedarik zinciri yönetimi performansı üzerindeki etkilerini inceleyen hipotezler oluşturmuştur. Farklı bir çalışma olarak da Elgazzar vd. (2019) tedarik zinciri performans ölçüm sistemleri öneren çeşitli çalışmaları sınıflandırmıştır.

Ana kapsamlarının, araçlarının, önlemlerinin ve sağlanan pratik sonuçlarının analizine dayanarak, çalışmaları dört kategoriye ayırmışlardır; süreç odaklı sistemler, önceliklendirme çerçeveleri, nedensel sistemler ve entegrasyon çerçeveleri olarak detaylı açıklamışlardır.

2.2. Tersine Tedarik Zinciri Yönetimi Performans Değerlendirme Literatür