• Sonuç bulunamadı

Teşvik kelimesi isteklendirme, özendirme manalarına gelmektedir. Yetiştiricilik faaliyetlerindeki terimsel karşılığı ise özel yetiştiricinin isteklendirilmesine işaret etmektedir. Teşvik konusu XIX-XX. yüzyıllar atçılık faaliyetleri içerisinde özel bir yere sahip olmuştur. Bu amaçla yapılan uygulamalar, direkt halk yetiştiriciliğinin üretim ve ıslah faaliyetlerine olan rağbetini arttırmayı hedef almış ve yetiştiriciliğin ayrı ve kendine has bir çalışma sahasını oluşturmuştur. Teşvik uygulamalarının iki ana unsuru “sergiler ve at yarışları”dır. Her iki unsur da hükümetlere ıslah ve üretim alanlarında sarf ettikleri mesainin sonuçlarını görme ve takip ettikleri yetiştiricilik politikasından dönüt alma olanağı sağlamıştır. Bu nedenle özellikle yetiştiricilik faaliyetleri yönünden ön plana çıkan Avrupa ülkelerinde bu konuya büyük bir önem atfedilmiştir.

Osmanlı Devleti de teşvik uygulamalarına 1877-1878 Rus Savaşı’ndan sonraki yetiştiricilik politikaları içerisinde yer vermeye başlamıştır. Yerli yetiştiricilik faaliyetlerinin artan önemiyle birlikte teşvik uygulamaları 1880’lerden sonra yapılan yasal düzenlemelere yansır olmuştur. Bu yöndeki başlangıç hükmünde olan adımlardan birisi şüphesiz 1897 tarihli Komisyon-ı Âlî kararlarıdır. Askeri bir reformun öncüsü niteliğindeki bu kararlarda, teşvik konusu öngörülen düzenlemenin ana başlıklarından birisi olarak yer almıştır. Ancak teşvik uygulamalarının gelişip serpilmesi daha çok II. Meşrutiyet’in ilanını takip eden yıllara münhasır bir gelişme olarak göze çarpmaktadır. Ticaret ve Ziraat Nezareti’nin de bunda katkı payı büyüktür. Nezaret 1910’lu yıllardan itibaren vilayetlerden beş yıllık ıslah ve üretim

Mukteziyyeyi Mübeyyen Ta’lîmâtnâme” dir. Başlığından da anlaşılacağı üzere talimatnamede yalnız damızlık

tedariki için sağlanacak krediye yer verilmemiş, tohum ve ziraat aletleri de bu düzenlemede yer almıştır. BOA.DH.MUİ. 120/1, BOA.DH.UMVM. 122/75, BOA.DH.MKT. 2001/59. Talimatname metni için bkz. EK 2- BELGELER 2.3.

programlarını belirlemelerini istemiştir. At yarışları ve sergiler de bu programın iki ana maddesini oluşturmuştur.352

2.7.1. Sergiler

Sergiler bir tanıma göre353 tarım ve sanayi ürünleri ile güzel sanatlara ait eserlerin tanıtım

amacıyla belirli bir düzende ilgilenenlere gösterilmesidir. Satış (toptan veya perakende), söz konusu organizasyonlarda genellikle arka plandadır.

Tarihi oldukça eski olan sergilerin uluslararası bir nitelik kazanması XIX. yüzyılın ticari ve siyasi konjonktürü kapsamında gerçekleşmiştir. Endüstri öncesi toplumlarda ise arz-talep dengesinin korunmasında bölgesel nitelikli pazar alanları yeterli olmuştur. Ancak bu küçük çaplı teşkilatlanmalar üretim alanında Sanayi Devrimi’ni takiben meydana gelen dönüşümle birlikte toplumsal beklentileri karşılayamaz bir hal almıştır. Çünkü Sanayi Devrimi sonrasında arz-talep döngüsünün çerçevesi genişlemiş, fabrikalardan çıkan ürünlerin sayısındaki artış hem hammadde hem de pazar bulma sorununu beraberinde getirmiştir. Bu sorun başta İngiltere olmak üzere Avrupa devletlerinin XIX. yüzyıldaki temel problemini oluşturmuştur. Zira ihtiyaç fazlası mamul için piyasa (pazar) oluşturulması öncelikle mamulün tüketiciye tanıtılmasını ve bir talep yaratılmasını zorunlu kılmaktadır. Uluslararası sergiler, endüstrileşmiş devletlerin söz konusu sorun karşısında buldukları en uygun çözüm olarak ortaya çıkmıştır. XIX. yüzyılda ise vazgeçilmez bir hal almışlardır. 354 Göğüş355 bunun nedenini teknik, ekonomik, bilimsel ve

kültürel alandaki bilgi birikmine sivil toplumlarca verilen önemle açıklamaktadır. Ancak sergiler devletlerin güçlerini sergilemeleri için birer araç olmaları dolayısıyla pek çok kez politik ve ideolojik amaçlar da taşımışlardır. Kaynaklar356 ilk uluslararası serginin Avrupa’nın

endüstri devi İngiltere tarafından 1851 yılında düzenlenen Londra Sergisi olduğunu göstermektedir. Bunu ortalama beş yıllık aralarla düzenlenen Paris(1855), Londra(1862),

352 Bu bilgiye Aydın ve İstanbul vilayetleri için hazırlanan beş yıllık ıslah ve üretim programları dolayısıyla ulaşmaktayız. İncelenen iki kaynak, programın diğer ana başlıklarını; damızlık depolarının açılması ve damızlık tedarikinin oluşturduğunu göstermektedir. BOA.DH.UMVM. 81/39; Vilâyât Damızlık Hayvanâtına Mahsûs Ta’lîmâtnâme ile Meclîs-i Umûmîce Kabûl ve Tasdîk Edilen Beş Senelik Islâh ve Teksîr-i Hayvanât Programı, s.14, 15.

353 Bahar Akarpınar, “Tarım Toplumundan Sanayi Toplumuna Geçişte Panayır-Sergi-Fuar-Festivalin Durumu ve

Türkiye Örneği”, Millî Folklor, C.8, No.64, 2004, s.27. Önsoy ise sergileri bir ülkenin sanayi, ziraat, küçük sanat

ve güzel sanatlar ürün, mamul ve eserleriyle memleket hayatına ait teşkilat ve meselelerini gösterip anlatmak için devlet, kurum ve fertlerin teşebbüsüyle kurulan yerler olarak daha kapsamlı bir biçimde tanımlamaktadır. Rifat Önsoy, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Katıldığı İlk Uluslararası Sergiler ve Sergi-i Umumi-i Osmani (1863

İstanbul Sergisi)”, Belleten, C.47, S.185, Ankara, Ocak 1983, s.195.

354 Akarpınar, agm., s.26, 27; Önsoy, agm., s.195; Ceren Göğüş, 19. YY. Avusturya Gazeteleri Işığında Osmanlı İmparatorluğunun 1873 Viyana Dünya Sergisine Katılımı, İstanbul Teknik Üniv. FBE., Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2006, s.35.

355 Göğüş, agt., s.35, 36. 356 Önsoy, agm., s.195

Paris(1867), Viyana(1873), Philadelphia(1876), Paris(1878), Paris(1889), Chicago(1893) ve Paris(1900) sergileri takip etmiştir.357

Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyıla kadar ulusal veya uluslararası nitelikte bir serginin varlığından söz etmek mümkün değildir. Ancak bunu devletin bu tarz organizasyonlardaki eksikliğine veya bunlara katılımdaki çekimserliğine bağlamak olası görünmemektedir. Zira Osmanlı hükümeti özellikle Tanzimat Dönemi’nden sonra ülkede sanayi alanında gerçekleşen atılımın teşhiri ve Batı’nın idare ile yaşam tarzına adaptasyon gibi politik bir takım hedefler doğrultusunda uluslararası sergilerin başlangıçtan itibaren katılımcısı olmuştur.358 Ayrıca 1863

yılında Osmanlı Devleti kendisi de uluslararası katılımda bir sergi düzenlenmiştir.359

Devletlerin tarım, sanayi ve el sanatları ağırlıklı ürünlerinin tanıtılması amacıyla düzenlenen XIX. yüzyıl menşeli bu organizasyonlara kadarsa Osmanlı Devleti’nde arz ve talebi pazar ve panayırlar bir araya getirmiştir. Bunlardan panayır alanlarının eski devrilerden itibaren her yıl veya yılda birkaç defa kurulan ve yakın bölgelerin mallarının toplandığı en önemli ticari sahalar oldukları bilinmektedir. Etkin vaziyetleri XVIII. sonlarında ticaret şehirlerinin kurulmasına kadar sürmüştür. Çoğu geniş bir sahayı kapsamakla birlikte ulusal nitelikte olan panayırlardan uluslararası olanlarıysa genellikle Rumeli bölgesinde yer almışlardır.360

2.7.1.1. Osmanlı Devleti’nin Katıldığı Uluslararası Sergiler ve Hayvan Teşhiri

İlk uluslararası sergi olan 1851 Londra Sergisi Sanayi Devrimi’nin bir yansıması olarak en çok, yeni icat edilmiş makine, alet ve cihazlarla, bunlarda dokunmuş kumaşların ilgi gördüğü bir organizasyon olarak dikkat çekmektedir. Osmanlı Devleti bu sergiye 200 sandık dolusu geleneksel tarım ve el ürünü eşya ile katılmıştır.361 Serginin konu edildiği muhtelif kaynaktan362 buraya gönderilen eşya hakkında bilgi edinmek mümkündür. Ancak sergide Osmanlı topraklarında yetiştirilen hayvan ve bilhassa at cinsinin teşhir edildiğine dair bir veriye rastlanmamaktadır. Yalnız kolan, dizgin, yular gibi binicilikte kullanılan bazı eşya buraya

357 Göğüş, agt., s.36.

358 Bayram Nazır, “Dersaadet Ticaret Odası ve Uluslararası Sergiler”, History Studies, V.1(1), 2009, s.181; Mehmet Özdemir, “Türkiye’de Turizmin Başlaması: Osmanlı’da Sanayileşme Çabaları: Sergi-i Umumi-i Osmanî

(1863 İstanbul Uluslararası Sergisi)”, Anatolia: Turizm Araştırmaları Der., C.22, S.1, Bahar 2011, s.88;

Gülgün Yılmaz, “Osmanlı Devletinin Katıldığı Uluslararası Tarım, Endüstri, Sanat Sergileri ve ‘İâne Sergisi’”, Sinan Genim 60. Yaş Armağan Kitabı-Makaleler, İstanbul, 2005.

359 Nazır, agm., s.183.

360 Örneğin Rumeli’de kurulan İslimiye, Hasköy, Petriç ve Siroz panayırları, yerli ve yabancı tüccarın katıldığı uluslararası organizasyonlardır. Anadolu’nun Çan, Balıkesir, Gönen gibi büyük çaplı teşkilatlanmaları ise ulusal nitelikteki panayırları temsil etmiştir. Coşkun Çakır, “Fuarların Doğuşu ve Türk Fuarcılık Tarihine Genel Bir

Bakış”, İktisat, Tarih ve Zihniyet Dünyamız, MÜSİAD Ekonomi Kitaplığı Yay. No.2, Bilge Matbaacılık,

İstanbul, 2006, s.15, 16. 361 Önsoy, agm., s.199.

362 Nazır, agm., s.182; Göğüş, agt., s.37, 38; Önsoy, agm., 196, 197; Aytaç Işıklı-Mümin Balkan, Türk Fuarcılık Tarihi, İstanbul Fuar Merkezi Yay., İstanbul, 2007, s.31-37.

gönderilmiştir.363 Sergiden 26 madalya ve 21 onur mansiyonuyla dönülmüştür. Bu durum

hükümet nezdinde büyük memnuniyet yarattığından, takip eden yıllarda düzenlenecek sergilere katılım kararı alındığı görülmektedir.364 Alınan karara binaen 1855 Paris Sergisi’nde Osmanlı

Devleti de yer almıştır. Burada ilkinde olduğu üzere çok sayıda ödül ve mansiyon kazanılmıştır.365 1862 Londra, 1867 Paris, 1873 Viyana, 1876 Philaelphia, 1893 Chicago, 1900 Paris Sergileri, Osmanlı Devleti’nin katıldığı diğer uluslararası sergiler olmuşlardır. Buna karşılık 1878 Paris Dünya Sergisi’nde Osmanlı hükümeti iştirakçı olmamıştır.366 1889 Paris

Dünya Sergisi’nde ise çok az sayıda katılımcıyla temsil edilmiştir.367

1862 Londra sergisinde, 1851 Londra ve 1855 Paris Sergilerinde olduğu üzere at yetiştiriciliği ile alakalı olarak yalnız koşum takımları sergilenmiş, hayvan teşhiri yapılmamıştır. 368 Dönemin padişahı Abdülaziz’in Fransa imparatoru III. Napolyon’un

davetiyle bizzat iştirak ettiği 1867 Paris Sergisi369, komiserliğini Osman Hamdi Bey’in yaptığı

1873 Viyana Sergisi370 ve 1876 Philadelphia Sergisi’nde de Osmanlı Devleti için ayrılan sahalarda hayvan sergilenmemiştir. Uluslararası sergiler içerisinde yalnız 1893 Chicago Sergisi bu bakımdan ayrıcalıklı bir yere sahiptir.

1893 Chicago Sergisi, Osmanlı Devleti’nin geniş çaplı katılımda bulunduğu bir organizasyondur. Bununla birlikte serginin çalışmanın konusu açısından ayırt edici olan yönü, yerli yetiştiricilik faaliyetlerinin desteklenmesi konusunda arz ettiği önemdir.

Sergi Amerika kıtasının 400. keşif yılı şerefine 1 Mayıs-30 Ekim 1893 tarihlerinde Chicago’da Michigan Gölü etrafındaki arazide düzenlenmiştir.371 Osmanlı hükümeti gelişmiş

363 Önsoy, agm., s.196; Işıklı-Balkan, age., s.35, 36. 364 Göğüş, agt., s.38; Nazır, agm., s.182.

365 Nazır, agm., s.182. Paris Sergisi’ne gönderilen eşya hakkında Önsoy’un adı geçen makalesinde ayrıntılı bilgi yer almaktadır. Buradan anlaşıldığı kadarıyla 1855 uluslararası sergisi de hayvan teşhir edilen bir organizasyon olmamıştır. Sergiye -öncekinde olduğu üzere- yalnız at koşumları ve eğerler gibi binicilikle ilgili bazı eşyalar gönderilmiştir. Önsoy, agm., s.200-202. Ayrıca bkz. Yılmaz, agm., s.721; Işıklı-Balkan, age., s.43-45.

366 Göğüş, agt., s.47. Göğüş 1878 Paris Uluslararası Sergisi’nde Müslüman ülkelerden sadece Tunus, Fas ve İran’ın yer aldığını bildirmektedir.

367 Göğüş, Osmanlı Devleti’nin bu sergiye dünyaya milliyetçilik kavramını yayan Fransız Devrimi’nin 100. yıldönümü kutlamasına dönüşmesi nedeniyle katılmadığını beyan etmektedir. Göğüş, agt., s.47. Buna karşılık

Dersaadet Ticaret Odası adlı eserde hükümetin söz konusu sergiye katılmak için 1888 yılında resmen müracaat

ettiği ifade edilmiştir. Hatta bu sergi, Ticaret Odası tarafından doğrudan desteklenen ilk sergi olmuştur. Ancak Oda’nın desteğine rağmen katılım sınırlı kalmış, Osmanlı Devleti burada sergi komiseri tayin edilip bir sergi komitesi oluşturulmaksızın temsil edilmiştir. Dersaadet Ticaret Odası 1882-1923, İstanbul Ticaret Odası Yay., No.2009-39, Haz. Ufuk Gülsoy, Bayram Nazır, İstanbul, 2009, s.164; Nazır, agm., s.185. Ayrıca bkz. Semra Germaner, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Uluslararası Sergilere Katılımı ve Kültürel Sonuçları”, Tarih ve Toplum, C.16, S.95, Kasım 1991, s.38, 39.

368 Önsoy, agm., 204. Sergiye gönderilen eşya ve malzeme hakkında ayrıca bkz. Nazır, agm., 183; Işıklı-Balkan, age., s.49, 50.

369 Nejdet Gök, “Mütercim Halîmî Efendi’nin Notları Çerçevesinde Sultan Abdülaziz’in Avrupa Seyahati ve

Sonuçları”, Tarihin Peşinde-Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Der., S.7, 2012, s.170; Göğüş, agt.,

s.46. 1867 Paris Sergisi’nde teşhir edilen Osmanlı eşyası hakkında bkz. Işıklı-Balkan, age., s.71-80. 370 Dersaadet Ticaret Odası, s.166; Nazır, agm., s.184.

ülkelerin büyük çoğunluğunun katılacağı bu büyük sergiye katılım kararı almıştır. Bu karar, 1889 Paris Sergisi’nden itibaren benzer organizasyonlara doğrudan destek veren Dersaadet Ticaret Odası’nın memnuniyetle karşıladığı bir karardır. Nitekim Odanın 25 Temmuz 1891 günkü gazetesinde karar sevinçle karşılanarak ilan olunmuş, bu lütfu için dönemin padişahı II. Abdülhamit’e teşekkür edilmiştir.372 Sergilerin memleket sanayi ve ticaretinin gelişimindeki

önemini takdir eden Oda, Chicago Sergisi’ne büyük destek vermiştir.373 Hükümetin sergi için

Ticaret ve Nafia Nazırı Tevfik Paşa başkanlığında oluşturduğu komisyon azalarının çoğunluğunu da Ticaret Odası üyeleri meydana getirmiştir.374 Komisyon toplantıları İstanbul

Ticaret Odası binasında gerçekleştirilmiş, sergi için gerekli organizasyonu da yine Ticaret Odası yapmıştır. Oda gazetesinde sergi komisyonunun çalışmaları ve hükümetin sergi dolayısıyla aldığı kararlar düzenli bir şekilde duyrulmuştur. Katılımcıyı bilgilendirmek amacıyla ayrıca serginin düzenleneceği Chicago şehri hakkında tanıtım yazıları yayımlanmıştır.375

Hükümetle Ticaret Odası’nın koordineli bir şekilde yürüttüğü hazırlıklar ve propaganda sonucu sergi komisyonuna ülkenin değişik vilayetlerinden birçok eşya ulaşmış, katılım yüksek olmuştur.376 Toplanan çok sayıda eşya ve ürün gemilerle Amerika kıtasına nakledilmiştir.

Serginin açılışı 1 Mayıs 1893’te gerçekleşmiştir.377 Kaynaklar378 Chicago’da Osmanlı

tarafının segileyeceği eşyalar için örnek bir Türk köyü inşa edildiğini bildirmektedir. 1.5 km. uzunluğunda ve 180 m. genişliğindeki Osmanlı sergi alanını oluşturan bu köy, Konstantinapol Sokağı olarak da anılmıştır. Burada camisi, çeşmesi, dikilitaşları ile birlikte adeta küçük bir İstanbul yaratılmıştır. Başkent’teki At Meydanı’nı çağrıştıracak bir yapı düzenine sahip olan köyün ortasında bir Türk lokantası konuşlandırılmıştır. Devletin farklı idari bölgelerine ait eşyalar da çeşitli isimlerdeki pavyonlarda sergilenmiştir. Örneğin Şam eyaleti Şam Sarayı adı verilen ayrı bir pavyonla temsil edilmiştir. Ayrıca 40-50 kadar dükkanla Mısır Çarşısı’nın bir örneği oluşturulmaya çalışılmıştır. Köyde at teşhiri için “Osmanlı At Meydanı” adıyla bir de özel bölüm inşa olunmuştur.379

372 Dersaadet Ticaret Odası, s.167. 373 Dersaadet Ticaret Odası, s.169.

374 Dersaadet Ticaret Odası, s.170. Örneğin Oda Reisi Azaryan Efendi, Ticaret ve Nazırı olmadığında komisyona vekalet etme yetkisine sahiptir. Ticaret Odası’ndan Dimitraki Efendi, Ferit Bey, Corcaki Efendi, ve Mösyö Mill de komisyon üyeleri arasında yer almışlardır.

375 Dersaadet Ticaret Odası, s.170-172. 376 Dersaadet Ticaret Odası, s.173. 377 Nazır, agm., s.192.

378 Işıklı-Balkan, age., s.99, 102; Dersaadet Ticaret Odası, s.173.

Osmanlı At Meydanı, Osmanlı hükümetinin uluslararası sergilerde direkt at sergilenmesi amacıyla düzenlendiği, belirlenebilen ilk yapıdır. Buna binaen Chicago Sergisi’nin de Osmanlı hükümetinin hayvan teşhirinde bulunduğu ilk uluslararası organizasyon olduğu tahmin olunmaktadır. Daha önce düzenlenen sergilerde hayvan teşhirinin yapılmamış olmasını hükümetin bu yönde bir girişimde bulunmadığı görüşüne bağlamak mümkündür. Zira, söz konusu organizasyonlarda başka devletlerce hayvan teşhiri yapıldığına dair literatür mevcuttur. Örneğin 1867 Paris Sergisi’nde, Tunus ve Fas sergi alanlarında ahırlar ve bedevi çadırları da yer almıştır.380

Arşiv kayıtları381, Osmanlı yurdunda yetiştirilen iyi cins atların -özellikle Arap atının-

uluslararası bir arenada dünya devletlerine tanıtıldığı bu ilk yapının ortaya çıkışı konusunda önemli bazı veriler sunmaktadır. Şöyle ki; sergiye katılım kararı alınmasını takiben, 1892 yılında Beyrut vilayeti Akka sancağı ahalisinden Raci isimli bir şahıs Chicago Sergisi’nde hayvan teşhiri yapmak üzere hükümet nezdinde girişimlerde bulunmuştur. Raci’nin Ticaret ve Ziraat Nezareti’ne ulaşan dilekçesinde bir şirket kurarak devlet-i aliyye adına sergide Arap atlarıyla Hecin cinsi develerden mürekkep 40-50 kadar hayvanın teşhirini talep ettiği görülmektedir. Raci bu nedenle kurulacak şirkete ruhsat verilmesini ve Suriye, Beyrut dolaylarındaki yerel yetkililerce kendisine hayvan temininde kolaylık gösterilmesini istemiştir.

Chicago Sergisi’ne büyük önem atfeden ve devletin mali kaynaklarını seferber eden dönemin padişahı II. Abdülhamit, Raci’nin talebine olumlu bakarak 18 Ekim 1892 tarihli özel bir izniyle onaylamıştır.382 Ayrıca, organizasyonun belli bir düzen çerçevesinde yürütülmesi

için adı geçene binicilik konusunda uzman iki Osmanlı subayının refakati kararlaştırılmıştır. Meclis-i Vükelâ’da görüşülüp onaylandığı anlaşılan konunun dikkat çekici yönü; Ticaret ve Ziraat Nezareti’nin, sergilenecek hayvanlar için Chicago’da Osmanlı At Meydanı adıyla bir teşhir alanı düzenlenmesini istemesidir. Şu halde, muhtelif diğer kaynakta da adı geçen Osmanlı At Meydanı’nın, Raci’nin talebi ve Ticaret ve Ziraat Nezareti’nin girişimleri sonucu kurulduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bir diğer dikkat çekici nokta ise 1892-1893 tarihlerinin Irak ve Suriye yöresinden at ihracatının yasak olduğu bir aralık olmasıdır. Özellikle kıymetli Arap damızlıkları bu tarihlerde sıkı bir denetime tabidir. Bu nedenle Raci’nin hayvan tedariki için Suriye ve Beyrut dolaylarındaki seyahatinin jandarma eşliğinde yapılması kararlaştırılmıştır. Satın alacağı hayvanların sevkinde de gümrük memurları herhangi bir kısıtlama getirmeyecek, yerel yönetimler işlemlerin hızla yürütülmesinde kolaylık

380 Zeynep Çelik, Şark’ın Sergilenişi - 19. Yüzyıl Dünya Fuarlarında İslam Mimarisi, Tarih Vakfı Yay., İstanbul, 2005, s.133.

381 BOA.BEO. 90/6718. 382 BOA.BEO. 99/7381.

sağlayacaktır. Raci de buna karşılık devlet himayesindeki bu hayvanların geri dönüşlerini garanti edecek güvenilir kefiller göstermiştir. Ayrıca Chicago’da sergilenecek at ve develerle birlikte Amerika’ya gidecek subayların yevmiye ve yol masraflarını üstlenmiştir.383

Arşiv kayıtları384, Osmanlı hükümetinin Chicago Sergisi’ne Raci tarafından kurulan

şirket aracılığıyla 40 Arap atı ve 8 Hecin devesi gönderdiğini göstermektedir. Bunlara Hassa Ordu-yu Hümâyûnu I. Mızraklı Süvari Alayı II. ve V. bölükleri Yüzbaşılarından Tevfik ve Ahmet Sabit Efendiler refakat etmişlerdir. Başka bir kaynaktan ise385 Raci tarafından kurulan

şirketin Hamidiye adını aldığı öğrenilmektedir. Hamidiye Şirketi tarafından sergiye sevk olunan Arap atları, bunlarla birlikte Chicago’ya giden bedevi süvarilerince idare olunmuşlardır. Açılış günü Osmanlı Konsolosu Charles Henrotin ve Sergi Komiseri İbrahim Hakkı Bey’le diğer devlet erkanını karşılayan merasim alayı arasında bu bedeviler de at ve develeri üzerinde yer almışlardır. Raci hükümetten hayvanların satışı konusunda da yetki istemişse386 de sergide at

satışı yapıldığına dair bir kayda rastlanmamıştır.

2.7.1.2. Osmanlı Devleti Tarafından Düzenlenen Uluslararası Sergiler ve Hayvan Teşhiri

XIX. yüzyıl, Sanayi Devrimi sonrasında gözlemlenen bilimsel ve ekonomik gelişmelerle birlikte Avrupa’nin hemen her alanda ön plana çıktığı bir dönem olarak tarihsel süreçte özel bir yere konmaktadır. Endüstrileşememiş ülke sanayileri bu dönemde sanayi atılımını gerçekleştiren ülkelerin istilasına uğramıştır. Bunların başında da Osmanlı Devleti yer almıştır. Osmanlı Devleti, kıta Avrupasında gümrük duvarlarıyla korunan ülke pazarlarını ele geçiremeyen İngiltere’nin zamanla açık hedefi haline gelmiştir. Hem geniş bir pazar alanı hem de zengin bir hammadde kaynağı olan Osmanlı toprakları 1838 Osmanlı-İngiliz Ticaret Anlaşmasını takiben önce İlgiltere’nin ve ardından diğer büyük devletlerin tüccarlarıyla dolmuştur. Geleneksel üretim düzeninin korunması Osmanlı Devleti’nin Avrupa devletleriyle ticaretteki rekabet üstünlüğünü kesin bir biçimde yitirmesine neden olmuştur. Kendisini teknolojik olarak yenileyemeyen Osmanlı sanayisi büyük bir çöküş yaşamıştır. Devlet yöneticileri bu durum karşısında bir takım tedbirlerlerle sanayi kollarının rekabet gücünü arttırmaya çalışmışlardır. Eski üretim tesislerinin ıslahı yanında modern kurumların açılmasını da destekler nitelikteki bu tedbirlerden birisi; uluslararası sergilere katılım kararıdır.387 Osmanlı

383 BOA.Y.A.HUS. 266/151, BOA.BEO. 121/9003.

384 Raci’nin taahhüdüne rağmen hükümet, sergi için görevlendirdiği subaylara görevleri süresince bir misli maaş verilmesi kararı almıştır. Bunların yol masraflarının yüz ellişer lirası da yine devlet tarafından karşılanmıştır. BOA.BEO. 143/10671.

385 Işıklı-Balkan, age., s.99, 108, 118. 386 BOA.Y.A.HUS. 266/151.

387 Mehmet Seyitdanlıoğlu, “Tanzimat Dönemi Osmanlı Sanayii (1839-1876)”, Ankara Üniv. DTCF Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Der., C.28, S.46, Ankara, 2009, s.54, 58, 61.

Devleti, Tanzimat’ın yenilikçi ruhuyla birlikte yukarıda örneklenen bu organizasyonların başlangıçtan beri takipçisi olmuştur. Ancak bu tek yönlü çaba dönemin yöneticileri tarafından yeterli bulunmamış, ülkede üretilen malların kalite, çeşit ve fiyatlarını görmek, üreticinin sorunlarını belirlemek ve alınacak tedbirler yardımıyla Osmanlı ekonomisinin rekabet gücünü arttırmak için yurt topraklarında da bir sergi açılmasına karar verilmiştir.388 Alınan kararda

devletin uluslararası sergilere katılımdaki tecrübe ve başarısının etkisi büyüktür. Bunun teşvikiyle Osmanlı Devleti 1863 yılında Sergi-i Umumi-i Osmani adıyla bir sergi düzenlemiştir.389

2.7.1.2.1. 1863 İstanbul Sergisi (Sergi-i Umûmi-i Osmanî)

1863 İstanbul Sergisi, katılınan diğer sergilerden farklı olarak devletin ekonomik sorunlarını belirleyip çözüm üretmek amacıyla düzenlenen bir organizasyondur. Bu nedenle yabancı iştirak başlangıçta düşünülmemiş, yalnız yerli mahsul ve mamullerin teşhiri