• Sonuç bulunamadı

2.2. TEŞVİK POLİTİKASI VE YATIRIM TEŞVİKLERİ

2.2.1. Teşvik Politikalarının Niteliği ve Amacı

Ekonomi alanında teşvik kavramı, belirli bir sektörün ve/veya bölgenin diğerlerine oranla daha hızlı gelişmesini sağlamak amacıyla devlet tarafından birtakım yöntemlerle verilen maddi ve/veya maddi olmayan yardım, destek veya özendirmeler olarak tanımlanmaktadır (İncekara, 1995: 9). Bununla beraber ekonomik teşviklerde, üretim faktörlerinin ülke ekonomisi açısından öncelikli olarak belirlenen makroekonomik hedefler doğrultusunda yönlendirilmesi ve kullanılması söz konusudur.

İçerikleri açısından incelendiğinde ise teşvikler; özel amortismanlar, yatırım indirimleri, gelir ve kurumlar vergisi muafiyeti, ihracat kredi sigortası, ihracat vergi iadesi, indirimli navlun, yeni pazarlar, bina ve teçhizat sübvansiyonu, düşük faiz ve masraflı krediler, özel reeskont kredi faiz giderleri, faiz ve vergi iadeleri, gümrük taksitleri, gümrük ve fon istisnaları, bina vergisi istisnası, AR-GE sübvansiyonu, lisans ve know-how kolaylıkları, yabancı personel çalıştırma, verimlilik ve iş gücü yeteneği gibi dallarda yapılabilmektedir (İncekara, 1995: 9).

Teşviklerin maliye politikası araçları içerisindeki yerinin daha iyi belirlenmesi için birtakım kıstaslara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kıstaslar teşvik kavramının tanımında yer alan unsurlardan çıkarılabilir. Teşvik kavramı “belirli bir sektörüne ve/veya bölgenin diğerine oranla daha hızlı ve fazla gelişmesini sağlamak amacıyla devlet tarafından değişik yöntemlerle verilen maddi ve/veya maddi olmayan destek, yardım veya özendirmeler” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan hareketle teşviklerin nitelikleri şu şekilde açıklanabilir (Selen, 2011: 25-26):

 Teşvikler devlet tarafından verilir ve devlete bir maliyet yükler. Bu maliyetler doğrudan kamu harcaması veya dolaylı olarak vergi harcamaları biçiminde olmaktadır. Kamu harcaması şeklinde verilen teşvikler ucuz kredi ve hibeler ile yapılan transferler nedeniyle kamu fonlarının azalmasına neden olmaktadır. Vergisel teşviklerin maliyet etkisi ise; tahakkuk etmiş veya gelecekte tahakkuk edecek bir devlet gelirinin bağışlanmasından kaynaklanan gelir azalması şeklinde olmaktadır.

41

 Teşvikler, kaynakların kullanımı açısından sektörel ve bölgesel ayrıma tabi tutulur. Aynı zamanda kaynakların bölgesel, sektörel, büyüklük ve zamansal açıdan dağılımını etkiler.

 Teşvikler, dolaylı ya da dolaysız verilebilir. Aynı zamanda gizli veya açık olabilir.

Ekonomi açısından teşvik politikaları yukarıda sayılan niteliklere bağlı olduğu gibi teşvik politikaları da maliye politikasının bir özel aracı olarak belli bir amaca hizmet ederler. Bu bakımdan devletin ekonomik hayatı düzenlemesi açısından teşvikler birer harcama kalemi konumuna gelmektedir. Ülkenin refah seviyesini yükseltmek gibi genel bir amaca hizmet ederken aynı zamanda özel amaçları da vardır.

 Sanayileşmek ve Ekonomik Kalkınmayı Sağlamak:

Ekonomik teşviklerin temelinde, kaynakların, ülke ekonomisi açısından daha faydalı olduğu kabul edilen alanlara yönlendirilmesi anlayışı bulunmaktadır. Bu açıdan, teşvik politikaları, ülkelerin zaman içerisindeki gelişmelerine paralel olarak, ihracata, yatırımlara, tasarruflara, demografik yapıya vb. alanlara öncelik verilmek suretiyle değişebilmektedir. Teşvik politikalarının amaç ve yöntemlerinin çok daha karmaşık olabilmesi ve çok farklı araçlar kullanılarak uygulanabilmesi açısından sadece devlet tarafından mali yardımlar ile yapılan sübvansiyon tanımından daha farklı bir amaca sahiptir. Devletlerin teşvikler ile neleri amaçladığı tespit ettikleri hedeflere göre değişiklik göstermekle birlikte temel amaç, genel anlamda halkın refah seviyesinin yükseltilmesidir (Ankara Ticaret Odası, 2000: 7).

Teşvik politikaları aynı zamanda, ülke ekonomisinin istenilen bir optimal düzeye getirilmesi için de kullanılan bir araçtır. Bu bağlamda, belirlenen hedefler doğrultusunda sanayileşme ve sektörel yapıyı istenilen düzeye getirmek için kullanılabilmektedir. Bilindiği gibi kalkınma yatırımlarla, yatırımlar ise tasarruflarla mümkün olur. Bunun için ekonomik kalkınmayı sağlamak tasarruf ve yatırımların teşvikiyle gerçekleşmektedir.

42

 Ekonomide Uluslararası Rekabeti Sağlamak:

Teşvik politikaları genellikle ülkelerin ihtiyaçları ve yapısal koşullarına bağlı olarak uygulanmaktadır. Küreselleşmenin hız kazanmasıyla birlikte ülkelerin ekonomik anlamda uluslararası rekabete uyum sağlamaya çalışmasına yönelik olarak teşvik politikalarına yoğun ve yaygın bir şekilde başvurulmaktadır (Aykın, 2006: 1).

Uluslararası rekabet gücü zayıflayan ülkelerde, dış ülkelerden kaynaklanan rekabet unsurunun ülke ekonomisini zor durumda bırakmaması için devletler güçleri nispetinde yeni kurumlar oluşturarak veya zayıflayan kurumları teşvik ederek ekonomiyi canlandırmaya çalışırlar. Böylelikle günümüzde hızla ilerleyen küreselleşme karşısında belirli sektörlerin değişen şartlara uyum sağlayarak uluslararası rekabete hazır hale getirilmesi amaçlanır. Bu amaçlar doğrultusunda devletler, amaca uygun maliye politikası araçlarını kullanarak ekonomiye yön vermektedirler.

Devletler ödemeler bilançosunda dengenin sağlanması için genellikle ihracatı teşvik etmektedirler. Herhangi bir malın ihracatını teşvik etmek amacıyla devlet belli sektörlere bir takım ayrıcalıklar sağlayabilir. Bu ayrıcalıklar, belirli bir malın üreticilerinin ihracata yönelmelerini teşvik ya da ihraç edilmekte olan bir malın üretimini artırıcı teşvikler yoluyla yapılabilir. Devletler, gerek ihracat aşamasında gerekse yatırım ve üretim aşamasında uluslararası rekabeti sağlamak amacıyla teşvik politikalarını kullanmaktadırlar.

 İstihdam Olanakları Sağlamak:

Hızlı nüfus artışı ile birlikte günümüz ekonomilerinde istihdam sorunu devletin desteklemesi gereken unsurların başında gelmektedir. Ülkeler işsizlikle mücadelede istihdam alanları oluşturabilmek için yeni iş kollarının açılmasını teşvik etme gereksinimi duyarak teşvik politikalarına başvurmaktadırlar. Bu amaçla yeni faaliyete geçen işletmelere piyasadan farklı olarak daha düşük faizli kredi imkanları sunulmaktadır (Duran, 1998: 14). Sağlanan teşviklerle, girişimciliğin özendirilmesi, ülkeye yapılan yatırımlarda artış meydana getirmekte ve bu sayede yeni istihdam alanları oluşturulmaktadır.

43  Bölgesel Kalkınmayı Sağlamak:

Ülke içerinde bölgeler genellikle coğrafi konum, altyapı, eğitim, sanayileşme, kalkınma, iş olanakları ve ulaşım durumları gibi birtakım farklılıklar göstermektedirler. Bu farklılıklar ise bölgeler arasında gerek sosyoekonomik gerekse gelişmişlik düzeylerinde dengesizlikler meydana getirmekte ve buna ek olarak ülke ekonomisi içinde olumsuzluklara neden olabilmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde nüfus artış hızının yüksek olması nedeniyle bölgeler arası göç ve nüfus hareketlerinin doğurduğu sorunlar da meydana gelmektedir. Sosyoekonomik koşulların ve gelişmişlik düzeyinin ülke geneline dengeli bir biçimde dağıtma isteği hükümetlerin önem verdiği konulardandır. Bölgesel dengesizliklerin meydana getirdiği sorunları gidermek, sınırlı düzeyde bulunan kaynakların ülke geneline yayılmasını sağlamak amacıyla ülkeler teşvik politikalarına başvurabilmektedirler.

Özetle teşvikler özünde yatırımların arttırılması, özellikle özel sektörün yatırıma yönlendirilerek daha çok yatırım yapmasının sağlanması ve bunun yanında ekonomik büyüme ve istikrar gibi amaçlar için uygulanmaktadır. Aynı zamanda teşviklerin, yatırımların belirli sektör veya bölgelere yönlendirilmesi, göç ve çevresel faktörlerin iyileştirilmesi gibi sosyal amaçlar doğrultusunda kullanılması söz konusudur. Teşvikler Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne, gerek kamu fonlarının geliştirilmesi öngörülen çeşitli sektörlere aktarılması gerekse piyasa ekonomisine müdahale aracı olarak kullanılması bakımından başvurulan bir uygulama olarak süregelmiştir.