• Sonuç bulunamadı

1.2. Muhafazakâr Demokrasi: Yeni Tarihsel Blokun Şafağı

1.2.2. Teşkil Edilen Medya Örneği

61

ATV-Sabah’ın el değiştirmesi Türkiye medyasının mülkiyet ve kontrol ilişkileri bakımında dönüm noktasını oluşturmaktadır. ATV-Sabah gibi önemli bir yayın gurubunun AKP yandaşı sermaye tarafından alınması, AKP’nin medya politikasının geleceğine dair önemli ipuçları sağlamaktadır. Sönmez’e göre (2012), AKP’nin asıl medya hamlesi ATV-Sabah’ın satışı esnasında gelmiştir.

Medya sektöründe TMSF’nin rolü ve katkısıyla yaşanan bu gelişmeler, 2007 yılına gelindiğinde AKP medyasının oluşmasının koşullarını yaratmıştır. AKP, Türkiye tarihinde hiçbir İslamcı partinin ulaşamadığı medya desteğini yukarıda bahsedilen ihaleler yoluyla sağlamıştır. TMSF, ATV-Sabah’ın Turgay Ciner’in elinden alınmasında gördüğümüz gibi hukuku açık şekilde çiğneyerek ATV-Sabah’ı AKP yanlısı holdinge devretmiştir.

Hem Uzanlar’ın elindeki medya kuruluşlarının el değişimi, hem de ATV-Sabah’ın Turgay Ciner’den hukuksuz bir şekilde AKP yanlısı Çalık Grubu’na devri, 2002-2008 yılları arasında iktidar-medya ilişkisine dair önemli veriler sunmaktadır. Bu dönemde TMSF, iktidarın medyanın mülkiyet ve kontrol ilişkilerini kendi lehine çevirebilmesinin önemli bir aracı haline gelmiştir. Yine de AKP’nin TMSF dışında medyanın mülkiyetini değiştirmek için kullandığı başka araçları da mevcuttur.

62

boyut kazanmıştır. AKP, ihaleler, yasa değişiklikleri, özelleştirmeler ve vergi uygulamaları yoluyla kendi burjuva sınıfını oluşturmuştur.

AKP’nin yukarıda belirtilen yöntemlerle sermaye akışı sağladığı burjuvazinin partikülarist bir eğilime sahip olması gayet doğaldır (Buğra ve Savaşkan, 2015). 2002 yılından itibaren Türkiye medyasında ortaya çıkan yeni kurumlar işte bu burjuva sınıfına dayanmaktadır. AKP, TMSF ile ele geçirdiği medya kuruluşlarını iktidarına yakın holdinglere devrederken bir yandan da İslami burjuvaziye medya endüstrisinde yatırım yapma olanakları sunmuştur. İslamcı burjuvaziye yaslanan medya kuruluşları ise dayandıkları sermaye yapısı itibariyle iktidar yanlısı bir eğilime sahiptir.

AKP, 2005 yılından itibaren kendine yakın sermaye gruplarını iktidarına yakın televizyon kanalları kurmaya teşvik etmiştir. Bu televizyon kanallarına ilk örnek; Nisan 2005’te kurulan; 2006 yılında ART ismiyle test yayınına başlayan ve 2007 yılında adını değiştiren TVNET’tir. Kanal, Albayrak Holding tarafından kurulmuştur ve iktidara yakın haber politikasını devam ettirmektedir.26 2006 yılında bir başka haber kanalı Ülke TV kurulmuştur. Haber 7’nin ismini değiştirmesi sonucu Ülke TV adını alan kanal, iktidar yanlısı haber kanalı olarak bilinmektedir ve Tivibu, Digitürk, D-Smart, Kablo TV ve Türksat 4A uydusundan seyredilebilmektedir.

Ethem Sancak’ın 2007 yılında, Ali Özmen Safa’nın ve Kaya Ailesi’nin sahibi olduğu Star Medya Grubu’na ortak olmasıyla beraber 27 Ocak 2007 tarihinde 24 TV

26 Bu kanallarda yayınlanan tartışma programları güncel meseleler de dâhil tartışmalarını ekseriyetle eski Türkiye-yeni Türkiye ikiliği üzerinden yapmaktadır. Eski Türkiye eleştirisinin temel noktası ise genel olarak Kemalizm eleştirisidir; ancak bu eleştiri Kemalizmin bilimsellikten uzak bir eleştirisidir.

Programlar, Kemalizmi daha çok Mustafa Kemal’in ve İsmet İnönü’nün kişilikleri üzerinden değerlendirmektedir. Örneğin 2017 yılında kanalda yayınlanan “Derin Tarih” isimli program, Mustafa Kemal ile Afet İnan arasındaki ilişkiyi konu edinmiş ve kamuoyundan büyük tepki almıştır. Program konuğu Mustafa Yeşilyurt, Mustafa Kemal ile Afet İnan arasındaki ilişkiyi şöyle tanımlamıştır: “Mustafa Kemal İzmir'de bir müsamerede Afet İnan'ı görür. Afetin İnan'ın alımlı çalımlı halini görünce babası Ziraat Müdürü İsmail Hakkı Bey'i çağırtılar, der ki 'Ben kızınızı manevi evlat almak istiyorum'. Şimdi burada doğruları konuşmak lazım. Manevi evlat kimdir? Bakıma muhtaç, tahsile muhtaç ama bu bir Ziraat Müdürü'nün kızı, bir dönem de milletvekilliği yapmış. Hem ziraat müdünün hem milletvekilinin kızını almak, el vicdana koyacağız. Afet İnan Latife Uşşakizade'den sonra Çankaya'nın çağlayanıdır. Afet İnan hiçbir zaman manevi evlat değildir, Çankaya'nın nikahsız firts lady'sidir."

63

kurulmuştur.27 Kuruluşundan itibaren AKP yanlısı bir çizgi izlese de zaman zaman liberal-özgürlükçü programların da gözlemlenebildiği28 24 TV, 2010’lu yıllara gelindiğinde AKP’nin en önemli haber kanallarından birisi olmuştur. Yine de belirtmek gerekir ki, kanalın yayın politikası AKP’nin politikalarıyla yakından ilişkilidir.

Özellikle 2013 ve 2015’ten itibaren iç ve dış politikada AKP’nin sertleşmesine paralel olarak 24 TV’nin haber dili de bir o kadar sertleşmiştir.

Televizyon mecrası açısından bir diğer önemli gelişme 2008 yılında yaşandı.

Tuncay Özkan’ın başında bulunduğu Kanaltürk TV, Tuncay Özkan’ın Ergenekon operasyonları sonucu tutuklanmasının ardından Fethullah Gülen cemaatine yakın olduğu öne sürülen İpek-Koza Grubu’na geçmiştir (Adaklı, 2010: 588). Bu gelişmeyle birlikte medyada muhalif bir televizyon kanalının sesi kısılırken, kanal o dönem AKP iktidarıyla iyi ilişkiler içinde olan Fethullah Gülen Cemaati’ne yakın bir guruba geçmiştir.

Böylece 2002-2008 yılları arasında AKP iktidarını destekleyen haber kanalları sayısı artmıştır. TVNET, Ülke TV, 24 TV, Kanalturk TV’yi ve zaten 2002 yılından itibaren iktidar yanlısı yayınlar yaptığı gözlemlenen TRT’ye ait televizyon kanallarını29 hesaba kattığımızda Türkiye’deki televizyon kanallarının manzarasının nasıl değiştiğini görebiliriz.

2002-2008 yılları arasında benzer bir süreç basın alanında da yaşanmıştır. Ciner Grubu’na ait Bugün’ün 2005 yılında yukarıda bahsedilen İpek-Koza Grubu tarafından satın alınması, AKP ve Gülen Cemaati’nin basın alanındaki elini güçlendirmiştir. 2009 yılında Bugün TV’nin de kurulmasıyla beraber etki alanını genişleten Bugün, Nazlı

27 Kanalın kuruluşu ile ilgili detaylı bilgi için ayrıca bkz. Mustafa Hoş (2014) Abluka. Destek Yayınları.

28 Örneğin 2009 yılında “Kafa Dengi” programının sunucularından birisi Sırrı Süreyya Önder’dir.

29 TRT’ye ait televizyon kanalları: TRT 1, TRT 3, TRT Haber, TRT Türk, TRT Müzik, TRT Çocuk, TRT Avaz, TRT El Arabia, TRT Spor, TRT Kurdî, TRT Diyanet, Euronews Türkçe, TRT Belgesel ve TRT Okul.

64

Ilıcak, Orhan Kemal Cengiz, Yavuz Baydar gibi yazarları bünyesinde barındırmış ve AKP’nin o dönem politikalarına aktif destek sunmuştur.

Türkiye medya tarihinde önemli bir yere sahip, bir dönem AKP’ye TSK karşısında en önemli desteği vermiş; TSK hakkında yapmış olduğu haberlerde sansasyonel başlıklarıyla gündeme gelen Taraf’a ayrı bir yer açmak gerekir. AKP’nin yerleşik tarihsel blokla girmiş olduğu hegemonya mücadelesinde Taraf gazetesinin önemli bir yeri vardır. 15 Kasım 2007’de kurulan ve kurucu yayın yönetmenliğini Ahmet Altan’ın üstlendiği Taraf, “Darbe Günlükleri” kapağı nedeniyle kapatılan Nokta dergisinin genel yayın yönetmeni Alper Görmüş’ü de kadrosuna katmıştır (Adaklı, 2010:589). Taraf gazetesinin yazar kadrosunda polis kökenli kişiler de yer almıştır, bu durumun amacını Mavioğlu (2012), gazetenin başından beri AKP’nin karşısındaki ittifakın en güçlü yapısı TSK’ya operasyon güdülmesi şeklinde açıklar. Yazara göre gazete, en başından beri, AKP’nin Türkiye’deki demokratik reformları gerçekleştireceğini bunun için askeri vesayet sisteminin çökmesi gerektiği konusunu sürekli olarak işlemiştir. Gerçekten de Ergenekon operasyonları esnasında gazetenin yaptığı yayınlar, bu operasyonlara kamuoyu desteği oluşmasını sağlamıştır:

Ergenekon operasyonlarına açık destek veren gazete, edindiği bilgi ve belgeleri savcılarla paylaşarak yeni davaların açılmasına önayak oldu.

Örneğin, Taraf gazetesine gelen bir bavul dolusu belgenin sonucunda Balyoz davası açıldı. Taraf’ın, Ergenekon operasyonlarıyla ilgili bilgi ve belgeleri herkesten önce sayfalarında yayınlaması, salt bir gazetecilik başarısı olarak değerlendirilemez. Gazete yöneticilerine göre bu belgeler, yayınlama cesareti olduğu için Taraf’a geliyordu.

Lakin söz konusu belge ve bilgilerin tamamının savcılık ve polis kaynaklı olduğu düşünüldüğünde, ortada “cesaret”ten daha fazla bir şey vardı (Mavioğlu, 2012:42).

Yaptığı haberlerle AKP’nin yerleşik tarihsel blokla girdiği mücadelede karşısındaki ittifakı zayıflatan veya ittifakın parçalanmasını sağlayan gazetenin iktidarla

65

arası, Ergenekon, Balyoz vb. davalarının genişlemesi ve PKK’nin Aktütün saldırısı30 sonrası dönemin başbakanı Erdoğan’ın TSK’dan yana tavır alması sonucu açılmıştır.

Taraf gazetesinin bunun üzerine “Paşasının Başbakanı” manşetiyle çıkması sonucu, gazete AKP’nin ekonomik yaptırımlarına uğramıştır (Adaklı, 2010).

Taraf gazetesi tüm bunlara rağmen satışa çıktığı günden itibaren AKP’nin hegemonya mücadelesine destek vermiştir. Taraf, hem haberleriyle hem de kadrosuna katmış olduğu Ahmet Altan, Murat Belge, Halil Berktay, Markar Esayan, Alper Görmüş, Emre Uslu, Melih Altınok, Kurtuluş Tayiz, Ferhat Kentel, Sivilay Genç, Erol Katırcıoğlu gibi pek çok yazarla AKP’nin entelijansiyasının oluşumuna katkı sağlamıştır. Bu destek iktidarın daha sonra “kumpas” olarak nitelediği tüm davalarda artarak sürmüştür. AKP, bu desteğin sayesinde yerleşik tarihsel blokun en güçlü kurumunu zayıflatmayı başarmıştır.

2002-2008 yılları arasında medya endüstrisindeki mülkiyet ve kontrol ilişkileri AKP lehine değişmiş, bu dönemde artık herkesin “AKP medyası” olarak tanımladığı bir medya ortamı oluşmuştur. AKP’nin ilk dönem medya politikalarını incelediğimizde diğer toplumsal parçalarda olduğu gibi medya alanında da ciddi değişim/dönüşümler yaşanmıştır. Burada hemen eklenmesi gereken şey, AKP’nin medyayı değiştirme/dönüştürme stratejilerinin ilk dönem içinde farklılaştığıdır. Muhafazakâr demokrasi söylemiyle iktidara gelen ve iktidarını yine bu söylemle güçlendiren AKP, kendi organik aydın tabakasını da yaratabilmiştir. El değiştiren ve yeni oluşturulan medya kurumlarında AKP’nin organik aydınları daha çok görünür olmuştur.

Hegemonya ve aydınların arasında diyalektik ilişki AKP’nin ilk dönemden başlayarak

30 3 Ekim 2008’de Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Aktütün Karakolu’na yapılan saldırıda 17 Asker hayatını kaybetmiştir. Taraf 14 Ekim 2008’de “Aktütün’ü İtiraf Edin Demiştik… Biz Açıklıyoruz” manşetiyle çıkmış ve saldırının 16 gün önce ihbar edildiğini; ancak TSK’nın önlem almadığını iddia etmiştir.

Dönemin Başbakanı Erdoğan, Aktütün saldırısıyla ilgili ihmal tartışmalarını terör propagandası olarak değerlendirmiştir. Bunun üzerine Taraf, yukarıda bahsi geçen “Paşasının Başbakanı” manşetiyle çıkmıştır.

66

yerleşik tarihsel blok üzerinde hâkimiyet kurmasının yolunu açmıştır. AKP'nin değişik stratejiler uygulayarak yaratmış olduğu yeni medya ortamı giderek tek sesli bir hâle evrilen seyir izlemiştir. İktidara geldiği 2002 yılında, Zaman, Yeni Şafak, Yeni Akit, Kana 7, Samanyolu TV vd. gibi zaten kendisine destek veren az çok bir medya ortamı bulan AKP, merkez medyayı TMSF eliyle dönüştürerek ve İslamcı sermayeye dayanarak, ATV-Sabah, TVNET, Ülke TV, 24 TV, Taraf, vb. yeni medya kuruluşlarının ortaya çıkmasını sağlamış ve bu sayede çok büyük bir medya desteğini arkasına almıştır. Muhafazakâr demokrasi, bu anlamıyla Türkiye’deki medya ortamını demokratikleştiremediği gibi var olan çeşitliliği de ortadan kaldırarak onu Türkiye’nin diğer parçalarının geçirmiş olduğu anti-demokratik paydada eşitlemiştir.