• Sonuç bulunamadı

1.2. Muhafazakâr Demokrasi: Yeni Tarihsel Blokun Şafağı

1.2.1. İktidarın Çiçikov’u Görev Başına: TMSF

2001 krizinin Türkiye’de yarattığı sarsıcı etki, sadece finans sektörünü etkilememiş, medya sektörünü de büyük ölçüde etkisi altına almıştır; çünkü Türkiye’de finans sektörü ile medya sektörü özellikle 1980 sonrası uygulanan neo-liberal politikaların sonucu iç içe geçmiştir. 2002 krizinin ardından bazı medya grupları sektörden tamamen silinirken, bazılarıysa TMSF’ye devrolmuştur. TMSF de 2002 yılından itibaren elindeki medya gruplarını satışa çıkarmaya başlamıştır (Sözeri ve Güney, 2011:15).

2002’den itibaren satışa çıkarılan medya kurumları aynı yıl iktidara gelen AKP hükümetlerinin ilgisini çekmiştir. TMSF’nin AKP hükümetinin henüz ilk yıllarında Uzan Grubu’nun bankacılık ve medya sektöründeki işletmelerine el koyması AKP’nin iktidara geldikten sonraki medya politikasının ilk örneği sayılabilir.

Uzan Grubu’na ait İmar Bankası’na 2003 yılında el konulmasıyla beraber Uzan Grubu’nun tasfiye süreci başlamıştır.25 2004 yılında ise TMSF, Uzan Grubu’nun tüm varlıklarına el koymuştur. TMSF, Uzan Grubu’na ait Star Medya Grubu’nu 2004 yılında devraldıktan sonra Mart 2006’da Star Gazetesi ve Kanal 24’ü 8 milyon dolara Ali Özmen Safa’ya satmıştır. Bu iki kanal daha sonra Ethem Sancak tarafından Safa’dan satın alınmıştır. Sancak, 2010 yılında bu iki kanalın hisselerinin %51’ini elinden çıkarmak durumunda kalmıştır. Sancak hisselerini eski AKP milletvekili olan

25 Uzan Grubu’nun tasfiyesinde en önemli nedenin, Cem Uzan’ın Genç Parti’yi kurarak 2002 seçimlerinde aldığı % 7.26’lık oy oranı olduğu ileri sürülmektedir. Genç Parti, Erdoğan da dahil o tarihlerde AKP’nin en büyük rakibi olarak gösterilmekteydi. Sabah, “Şu anda tek rakibimiz Genç Parti”

Erişim, 29. Eylül 2017, http://arsiv.sabah.com.tr/2003/06/04/p01.html

59

Tevhid Karakaya’ya devretmiştir. 1995 yılında Refah Partisi’nden, 1999 yılında da Fazilet Partisi’nden milletvekili seçilen Karakaya, 2002 yılında AKP Erzincan milletvekili olmuştur (Mavioğlu, 2012:36-37). Uzan Grubu’nun iki önemli televizyonunun mülkiyet seyri izlendiğinde AKP’nin TMSF eliyle kendi medyasını yaratma konusundaki stratejisinin nasıl işlediği ortaya çıkmaktadır. AKP öncesinde basın alanında önemli bir yeri olan Star, AKP’nin ilk döneminde el değiştirerek mülkiyet ve kontrol yapısı hükümet yanlısı bir grubun elinde geçmiştir. Star, el değiştirdikten sonra iktidarın temel politikalarını destekleyen bir noktaya savrulmuştur.

TMSF’nin el koyduğu Star Medya Grubu’nun bileşenlerinden Star TV ise 2005 yılında Doğan Grubu’na bağlı Işıl TV tarafından satın alınmıştır; ancak Doğan Grubu, 2011 yılında Star TV’yi Doğuş Grubu’na devretmiştir. Bu satışın ardında yatan neden RTÜK’ün ilgili yasasındaki reklam pazar payının birden fazla kanala sahip her grup için

%30 olarak belirlemesidir. Doğan Grubu’nun elinde bulunan Star TV ve Kanal D’nin reklam pazar payı %38’e ulaştığı için Doğan Grubu Star TV’yi satmak zorunda kalmıştır. Star Medya Grubu’nun müzik kanalı ve radyosu Kral TV ve Kral FM ise 2008 yılında TMSF tarafından 95 milyon dolara yine Ferit Şahenk’in sahibi olduğu Doğuş Grubu’na satılmıştır.

Uzan Grubu’nun medya sektöründeki mal varlıklarının TMSF yoluyla satılması kısa vadede olmasa bile uzun vadede AKP medyasının oluşumuna katkı sağlamıştır.

TMSF, AKP medyasının yaratılma sürecince etkin bir rol oynamış, bir yandan AKP medyasını yaratırken bir yandan da AKP’ye olası muhalefetin sesinin kısılmasının yolunu açmıştır. Böylece AKP, medya alanında potansiyel bir muhalefet odağını saf dışı bırakırken, diğer yandan kendisine rakip olabilecek önemli bir siyasi rakibi de ortadan kaldırmıştır. Genç Parti lideri Cem Uzan’ın 2002 yılında yapılan genel seçimlere ilk defa girmesine rağmen %7.25 gibi bir oy oranı yakalaması, Uzan Grubu’nun önemini

60

ortaya koymaktadır. TMSF’nin Uzan Grubu’ndan sonra ikinci büyük medya operasyonu ise ATV-Sabah’ın satışı esnasında yaşanmıştır.

TMSF’nin Dinç Bilgin’in elindeki ATV’ye ve Sabah gazetesine el koymasından sonra, Turgay Ciner, 12 Haziran 2002 günü Dinç Bilgin’le yaptığı bir anlaşmayla ATV ve Sabah’ı kiracı olarak işletmeye başlamıştır. Bu kiralama anlaşmasından sonra Turgay Ciner ve TMSF arasındaki görüşmelerin ardından ATV-Sabah, Ciner’e 30 Mart 2005’te 435 milyon dolara satılmıştır. Daha sonra Dinç Bilgin kendisiyle Ciner arasında gizli bir anlaşma olduğunu ileri sürerek TMSF’ye başvurmuştur (Aykol, 2008:36). Bunun üzerine TMSF, 1 Nisan 2007 tarihinde ATV-Sabah’a el koymuştur. Turgay Ciner, Dinç Bilgin ile arasındaki sözleşmenin ortadan kalktığını mahkeme kararıyla ispat etmesine rağmen TMSF, ATV-Sabah’ı Ciner’e iade etmemiştir (Adaklı, 2009: 580). Dinç Bilgin ve Turgay Ciner’in tamamen sürecin dışına atılmasından sonra ATV-Sabah’ın kime satılacağı gündeme gelmiştir (Mavioğlu, 2012:27).

TMSF tarafından 5 Aralık 2007 tarihinde gerçekleştirilen ihaleye tek başına katılan Çalık Grubu kazanmıştır. AKP iktidarı öncesinde sadece inşaat ve tekstil alanlarında faaliyet gösteren bu grup, ATV-Sabah’ın satış sürecinde Türkiye gündemini işgal etti. ATV-Sabah’ın 1.1 milyar dolara Çalık Grubu’na satılması ve iki kamu bankasının bu devir işlemi esnasında Çalık Grubu’na 750 milyon dolar kredi sağlaması muhalif medya tarafından eleştirilmiştir (evrensel.net, 2008).

Çalık Grubu’nun ihaleyi almasının en dikkat çekici yönü, Çalık Holding’in genel müdürünün dönemin başbakanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak olmasıdır. Ayrıca Zaman gazetesinin imtiyaz sahibi Ali Akbulut’un Ahmet Çalık’ın eniştesi olması da dikkat çeken başka bir husus olmuştur (Adaklı, 2006:579-580).

61

ATV-Sabah’ın el değiştirmesi Türkiye medyasının mülkiyet ve kontrol ilişkileri bakımında dönüm noktasını oluşturmaktadır. ATV-Sabah gibi önemli bir yayın gurubunun AKP yandaşı sermaye tarafından alınması, AKP’nin medya politikasının geleceğine dair önemli ipuçları sağlamaktadır. Sönmez’e göre (2012), AKP’nin asıl medya hamlesi ATV-Sabah’ın satışı esnasında gelmiştir.

Medya sektöründe TMSF’nin rolü ve katkısıyla yaşanan bu gelişmeler, 2007 yılına gelindiğinde AKP medyasının oluşmasının koşullarını yaratmıştır. AKP, Türkiye tarihinde hiçbir İslamcı partinin ulaşamadığı medya desteğini yukarıda bahsedilen ihaleler yoluyla sağlamıştır. TMSF, ATV-Sabah’ın Turgay Ciner’in elinden alınmasında gördüğümüz gibi hukuku açık şekilde çiğneyerek ATV-Sabah’ı AKP yanlısı holdinge devretmiştir.

Hem Uzanlar’ın elindeki medya kuruluşlarının el değişimi, hem de ATV-Sabah’ın Turgay Ciner’den hukuksuz bir şekilde AKP yanlısı Çalık Grubu’na devri, 2002-2008 yılları arasında iktidar-medya ilişkisine dair önemli veriler sunmaktadır. Bu dönemde TMSF, iktidarın medyanın mülkiyet ve kontrol ilişkilerini kendi lehine çevirebilmesinin önemli bir aracı haline gelmiştir. Yine de AKP’nin TMSF dışında medyanın mülkiyetini değiştirmek için kullandığı başka araçları da mevcuttur.