• Sonuç bulunamadı

1. AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ KARARLARINDAKĠġĠ

3.7. Tazminat Hakkı

SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrası, “Bu madde hükümlerine aykırı olarak yapılmıĢ bir yakalama veya tutma iĢleminin mağduru olan herkesin tazminat istemeye hakkı vardır.” Ģeklinde bir düzenlemeye yer vermiĢtir.

SözleĢme‟nin bu fıkrası, 5. maddeye aykırı olarak bir yakalama veya tutulma olması durumunda, bu iĢlemlerin mağduru durumunda olan kiĢilere tazminat ödenmesi hususunu düzenlemektedir207. Bu fıkra, somut ve hakiki bir hakkı teminat

altına almakta olup, SözleĢme‟ye taraf devletlere kendi iç hukuklarında bu hakkın varlığını ve sağlanması yollarını yeterli açıklıkla ve kesinlikle saptama yükümlülüğü yüklemektedir208. Bu nedenle, ulusal hukukta tazminat hakkının bulunmaması209

, bulunsa bile yeterli açıklık ve kesinlikte olmaması SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasına aykırılık oluĢturmaktadır. Mahkeme bu hususu Cıulla kararında incelemiĢtir. Dava konusu olayda Ġtalyan Hükümeti, SözleĢme‟nin Ġtalya‟da anayasa düzeyinde olduğunu ve en azından, çıkarılma tarihleri ne olursa olsun, diğer bütün kanunlardan üstün olduğunu savunarak iç hukukun bir parçası olan SözleĢme‟yle bu hakkın bireylere tanındığını iddia etmiĢtir. Bunun üzerine Mahkeme, Hükümetin bu argümanının, Ġtalya ilk derece ve üst mahkeme kararlarının taĢıdığı ağırlıkla uyumlu olmadığını çünkü Mahkeme‟nin dikkatine sunulan ulusal mahkemelerce verilen kararlardan hiçbirinin, SözleĢme‟nin üstünlüğünü açıkça tanımadığını vurgulamıĢtır. Kararda bu sonuca varan Mahkeme, davaya konu olayda, Ġtalyan hukukunun kiĢilere SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasında güvence altına alınmıĢ haktan etkili bir Ģekilde yararlanabilme imkanı sağlayamadığı gerekçesiyle ihlal tespit etmiĢtir210

.

206 MACOVEĠ, s. 116; HARRISS vd., s.190. 207 TEZCAN vd., s. 177; DĠNÇ, S.148.

208 GÖLCÜKLÜ, s.214; ġAHBAZ, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi‟nde…”, s.185; DEMĠRBAġ, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi…”, s.34.

209 GOMEĠN, s.54 GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, S.244.

210 Cıulla/Ġtalya, 22.02.1989. t. karar. par. 44., DOĞRU, Cilt 3, s. 18; Aynı yönde diğer bir karar için bknz. Sevgin ve Ġnce/Türkiye. 20.10.2005 t. karar. par. 75., UYAP MEVZUAT

Bu fıkra gereğince tazmin edilecek zarar mali nitelikteki zararlardır211

. Yani bu tazmin kiĢiye bir miktar para ödenmesini ifade etmektedir. KiĢinin serbest bırakılması bu fıkra anlamındaki bir tazmin anlamını taĢımaz212. Ayrıca belirttiğimiz

bu mali zarar, hem maddi zararları hem de manevi zararları kapsamaktadır213. Çünkü

5. maddeye aykırı olarak yapılan bir yakalama veya tutma, kiĢinin aĢağılanmasına yol açmıĢ olabileceği gibi (manevi zarar), kiĢinin maaĢ kaybına da neden olmuĢ olabilecektir (maddi zarar)214. Ancak kiĢinin, 5. maddeye aykırı olarak tutulmuĢ veya yakalanmıĢ olmasına rağmen herhangi bir zararının olmaması halinde, tazminat alma hakkı gündeme gelmeyecek215

ve bu nedenle SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasının ihlal edilmesi de mümkün olamayacaktır216

.

SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasının ihlal edildiğine karar verilebilmesi için öncelikle baĢvuranın bu fıkranın ihlal edildiğine iliĢkin bir baĢvurusunun bulunması gerekmektedir. Çünkü baĢvuranların baĢvurularında, SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasının ihlal edildiğini iddia etmeden Mahkeme‟nin bu hususta karar verme imkanı ve yetkisi yoktur. Ancak uygulamada, baĢvuranlar, bu fıkraya dayanmaktan çok, SözleĢme‟nin 41. maddesinin ihlal edildiği iddiasına

PROGRAMI, EriĢim Tarihi: 04.06.2013; Mahkeme Sakık ve Diğerleri kararında ise davaya konu olayda kiĢinin gözaltına alınmasının hukuka uygun olmasına rağmen hemen hakim önüne çıkarılma (md 5(3)) ve hukuksal baĢvuru hakkının (md. 5(4)) ihlal edilmiĢ olduğunu fakat bu hakların ihlal edilmesi halinde iç hukukta bir tazminat hakkı imkanı verilmemesini SözleĢme‟nin 5(5). fıkrasını ihlal ettiğini belirtmiĢ ve Ģöyle demiĢtir: “5. maddenin 4. fıkrasıyla bağlantılı olarak Mahkeme, dava dosyasında Hükümetin andığı hükümlerin herhangi birine dayanarak 5. maddenin 5. fıkrasında söz edilen tazminatı elde edebilen bir davacıya iliĢkin örnek bulunmadığını belirtir. Komisyon ve baĢvurucular gibi Mahkeme de 466 sayılı yasanın 1. maddesine göre son soruĢturmanın açılmasına yer olmadığına, beraat ya da ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi durumu (6. bent) - eldeki davada böyle bir durum söz konusu değildir- dıĢındaki diğer bütün durumlarda bu hüküm kapsamında tazminat verilebilmesi için hürriyetten yoksun bırakmanın hukuka aykırı bir biçimde yapılması gerektiğini belirtir. Oysa bu davadaki gözaltına alma, Hükümetin de kabul ettiği gibi Türk hukukuna tamamen uygundur. Sonuç olarak, SözleĢmenin 5. maddesinin 5. fıkrasında garanti altına alınan hakkın etkili kullanımı yeter derecede bir kesinlikle sağlanmamıĢtır.” Sakık ve Diğerleri/Türkiye. 26.11.1997 t. karar. par. 60-61. UYAP MEVZUAT PROGRAMI, EriĢim Tarihi: 28.12.2018

211 MACOVEĠ, S. 117. 212 HARRIS vd., s.199.

213 REĠSOĞLU, s. 103; ġAHBAZ, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi‟nde...”, s. 185; GÜLER, 186; KARAOSMAOĞLU, s. 255; ÜNAL, Avrupa İnsan Hakları...,s. 163.

214 ERGUL, “…Hürriyet ve Güvenlik Hakkın”, s.58. 215 HARRIS vd., s.199; DĠNÇ, s. 149.

dayanmakta 217 , bu Ģekilde daha hızlı ve daha kısa yoldan tazminata hak kazanmaktadırlar.

SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasına göre bir tazminat baĢvurusunda bulunabilmek için diğer bir önemli Ģart, bu fıkranın, SözleĢme‟nin 5. maddesinin 1. fıkrasını- 5. maddesinin 4. fıkrası hükümlerinden birinin ihlal edilmesi halinde uygulanabilmesidir 218 . Bu nedenle, SözleĢme organlarının SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrası hükmünün ihlal edildiğine karar verebilmesi için öncelikle SözleĢme‟nin 5. maddesinin 1. fıkrası- 5. maddesinin 4. fıkrasıhükümlerinden birinin ihlal edildiğini tespit etmesi gerekir219. Daha sonra ise iç hukukta tazminata iliĢkin

bir düzenleme olması koĢuluyla (Ġç hukukta bir yolun olmaması direk SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasının ihlali sonucunu doğurmaktadır220

.), ilgililerin ulusal makamlar önünde tazminat talebini ileri sürmesi fakat tazminat talebine olumlu yanıt alamaması üzerine SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasının ihlali iddiasına dayalı olarak Mahkeme‟ye yeni bir baĢvuruda bulunması gerekecektir (Ġç Hukuk Yollarının Tüketilmesi ġartı)221. Ancak SözleĢme organları, bu türlü bir yolun uzunluğunu

düĢünerek, SözleĢme‟nin 5. maddesinin 1. fıkrası- 5. maddesinin 1. fıkralarına aykırılığın saptandığı davalarda, talep üzerine, SözleĢme‟nin 41. maddesine göre tazminata hükmederek veya ulusal mercilerin SözleĢme‟nin 5. maddesinin 1. fıkrası- 5. maddesinin 1. fıkralarına aykırılığı saptamasına rağmen tazminata karar vermemeleri halinde, SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasının ihlali iddiasıyla yapılan Ģikâyeti, önceki fıkraların ihlal edilmiĢ olup olmadığını incelemeden kabul etme yoluna giderek çözmeye çalıĢmıĢlardır222

.

Son olarak belirtilmelidir ki SözleĢme‟nin bu fıkrasında düzenlenen tazminat, 41. maddede düzenleme altına alınan tazminattan farklı bir düzenlemeyi ihtiva etmektedir. Çünkü SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasındaki tazminat talebi, iç

217 DOĞRU NALBANT, s. 411. BaĢvurucular bu Ģekilde tazminat almak için tekrar ulusal makamlara baĢvuruda bulunmak zorunda kalmamaktadırlar.

218 GÜLER, S.187; HARRIS vd., s.199.

219 Bu konudaki bir Mahkeme kararı için bknz. Murray/Ġngiltere. 28.10.1994 t. karar. DOĞRU NALBANT, s. 446.

220 GÜLER, s. 186. 221 HARRIS vd., s.199. 222 GÖLCÜKLÜ, s.214-215.

hukukta, ulusal mahkemelerin haksız tutmalarda tazminat vermelerini öngörürken, SözleĢme‟nin 41. maddesindeki „hakkaniyete uygun tatmin‟ imkanı, SözleĢme‟nin herhangi bir maddesinin ihlal edilmesi halinde (SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasının ihlal edilmesi halinde dahi uygulanabilir.), Mahkeme‟ce hükmedilecek tazminatı ifadeetmektedir223. Yani 41. madde, SözleĢme‟de düzenlenen tüm haklar

için Mahkeme‟ce uygulanan genel bir hükmü ifade ederken, SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrası, sadece SözleĢme‟nin 5. maddenin ihlalinin söz konusu olduğu durumlarda, ulusal makamlarca tazminata hükmedilmesi anlamını taĢımaktadır224

. Bu nedenle SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrası, 41. maddeye göre tazminat miktarı belirlenirken dikkate alınabilecek bir hükümdür225

. Bu demek oluyor ki 41. maddeye göre tazminat miktarı belirlenirken, SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrası gereğince ulusal makamlar tarafından belirlenen tazminat düĢülerek bir tazminat miktarı tespit edilmelidir. Ayrıca SözleĢme‟nin 5. maddesinin 1. fıkrası- 5. maddesinin 4. fıkralarından herhangi birinin veya birkaçının ihlal edilmiĢ olması nedeniyle, ulusal makamlarca bir tazminata hükmedilmesi gerekirken herhangi bir tazminata hükmedilmemiĢ olması halinde ise Mahkeme‟ce SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasının ihlal edildiği de göz önüne alınarak, daha fazla bir tazminat miktarı belirlenmesi gerekmektedir.

Mahkeme bu konuyu Brogan ve Diğerleri kararında incelemiĢtir. KarardaMahkeme, söz konusu olayda, her bir baĢvurucu bakımından SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasının ihlal edildiğini tespit etmiĢ ancak bu durumun SözleĢme‟nin 50. maddesine226

göre adil karĢılık olarak tazminata hükmetmeye engel olmadığına karar vermiĢtir227. Tomasi kararında ise Mahkeme, baĢvurucunun maddi

ve manevi zararlarının olduğunu, bu nedenle kiĢiye tazminatın ödenmesi gerektiğini belirtmiĢ fakat tazminat miktarını belirlerken, olaya iliĢkin çeĢitli noktaların yanında,

223 EKER KAZANCI, S.98; ANAYURT, Avrupa İnsan Hakları Hukukunda…, s.108. 224 HARRIS vd., s.200; GÖLCÜKLÜ

225 GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, s.244; GÜLER, s.187.

226 SözleĢme‟de 1999 yılında yapılan değiĢiklik ile eski 50. maddenin yerini 41. madde almıĢtır.

Ulusal Tazminat Dairesi‟nin tazminat miktarına iliĢkin kararını dikkate alarak bir tazminat miktarı tespit etmiĢtir228

.

Sonuç olarak, SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrası ancak 5. maddesinin 1. fıkrası- 5. maddesinin 4. fıkra hükümlerinden birinin ihlali halinde uygulanabilir229

. Fakat SözleĢme‟nin 5. maddesinin 1. fıkrası- 5. maddesinin 4. fıkra hükümlerinden birinin ihlal edildiği her olayda SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasının ihlal edildiğini söylemek de mümkün değildir. Ayrıca SözleĢme‟nin 5. maddesinin 5. fıkrasındaki koĢulları etkileyen bir hürriyetten yoksun bırakma tedbiri için tazminat almak üzere baĢvurma imkânının iç hukukta düzenleme altına alınmamıĢ olması, tek baĢına bu fıkranın ihlali sonucunu doğurmaktadır. Ġç hukukta tazminat hakkına iliĢkin bir düzenleme olması halinde ise bu fıkranın ihlali, ancak ulusal makamlar veya SözleĢme organları tarafından SözleĢme‟nin 5. maddesinin 1. fıkrası- 5. maddesinin 4. fıkralarından herhangi birinin veya birkaçının ihlal edilmiĢ olduğunun saptanması halinde mümkün olabilmektedir230

.

228 Tomasi/Fransa. 27.08.1992 t. karar. par. 130., DOĞRU, c.3, s.361. 229 KARAKAġ, s.311.

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

TÜRK HUKUKUNDA TUTUKLAMA 1.Tutuklama Tedbirinin Mahiyeti

Kanunlarımızda ve uluslar arası belgeler de tutuklamanın net ve belirgin olarak tanımı bulunmamaktadır. Bu eksiklik öğretide giderilmeye çalıĢılmıĢ, çeĢitli Ģekillerde tutuklama kavramının tanımı yapılmıĢtır. Mahkeme kararıyla Anayasada ve yasada belirtilen Ģartların gerçekleĢmesiyle bir kimsenin suçlu olduğu konusunda kesin karar verilmesinden önce hürriyetinin geçici olarak kaldırılması231, sanık veya

Ģüphelinin hürriyetinin kaldırılmasından salıverilmesine ya da cezanın infazının baĢladığı ana kadar devam eden kısıtlılık durumu232, suç iĢlediği yönde kuvvetli

Ģüphenin varlığını gösteren bulguların olması durumunda, Ģüpheli veya sanığın kaçmasını veya delilleri karartmasını önlemek amacıyla kiĢi özgürlüğünün kesin hükümden önce hâkim kararıyla kısıtlanması233

Ģeklinde tanımlar yapılmıĢtır. 2.Tutuklamanın Özellikleri

2.1. Vasıta Olma

231 YURTCAN ERDENER, (2007). Ceza Yargılaması Hukuku, Beta Yayınevi, 12. Baskı, Ġstanbul, Ocak, s.321.

232 Koparan, s. 154.

233 KUNTER Nurullah, YENĠSEY Feridun ve NUHOĞLU (2010). AyĢe, Muhakeme Hukuku Dalı olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, 18. Baskı, Ġstanbul, Ekim, s.918-919.

Koruma tedbirleri, ceza muhakemesine hizmet eden araçlardır 234. Araç

olmasından dolayı da geçicidir235. Tutukla yargılama aĢamasını daha kolay hale

getirmek ve sanık mahkum olduğu takdirde verilen cezanın infazını sağlamaktır236

. Hedefe ulaĢıldığı zaman dahi tutuklama koruma tedbirini devam ettirmek, kiĢi hürriyetinin keyfi bir Ģekilde sınırlandırılması anlamına ve hukuka aykırı hale gelecektir.

2.2. Geçici Olma

Ceza yargılamasında bir koruma tedbirine, koruma tedbiri ile ulaĢılmak istenen amaca uygunluk devam ettiği sürece baĢvurulabilir237. Ceza muhakemesi yönünden

koruma tedbirleri sadece birer araçtır238. Araç olmasından dolayı dageçicidirler239

. Koruma tedbiri ile ulaĢılmak istenen amaç gerçekleĢtikten sonra tedbire halen devam edilmesi mümkün değildir240. Ayrıca koruma tedbirlerinden beklenen amacın

gerçekleĢmesinin mümkün olmadığı hallerde tedbire baĢvurulması da uygulanan tedbiri hukuka aykırı hale getirir241. Ceza yargılamasının sonuna kadarkoruma

tedbirinin devam etmesi diye bir kural da yoktur242. Tedbir ile ulaĢılmak istenen amaç gerçekleĢtiğinde uygulanan tedbire derhal son verilmesi gerekir243

.Koruma tedbiri olmasından dolayı tutuklama da geçici bir tedbirdir. Tutuklama ile ulaĢılmak istenen amaç gerçekleĢmiĢ veya artık amaca ulaĢmak mümkün değilse tutuklamaya derhal son vermek gerekir. Aksi takdirde tutuklama kararı hukuka aykırı hale gelir.

2.3. Ġhtiyari Olması

234 ÜNVER/HAKERĠ, a.g.e., s.349, YURTCAN, a.g.e.,s.316, ġAHĠN, a.g.e., s.201, TOROSLU/FEYZĠOĞLU, a.g.e., s.216; CENTEL/ZAFER,a.g.e.,s.313.

235 TOROSLU/FEYZĠOĞLU, a.g.e., s.216. 236 Koparan, s.155

237 YURTCAN, a.g.e., s.317.

238 ÜNVER/HAKERĠ, a.g.e., s.349, YURTCAN, a.g.e., s.316, ġAHĠN, a.g.e., s.201, TOROSLU/FEYZĠOĞLU, a.g.e., s.216; CENTEL/ZAFER, a.g.e., s.313.

239 TOROSLU/FEYZĠOĞLU, a.g.e., s.216. 240 ġAHĠN, a.g.e., s.201.

241 ÖZTÜRK vd.,a.g.e., s.384; ġAHĠN, a.g.e., s.201. 242 ġAHĠN, a.g.e., s.201.

Anayasalarda ve yasalarda tutuklama koĢulları belirlendikten sonra hakime tutuklama kararı vermek mecburiyeti yüklenmiĢ ise tutuklamanın mecburiliğinden,tutuklamanın tüm koĢulları gerçekleĢmiĢ olmasına rağmen yine de takdirin hakimebırakıldığı durumlarda ise tutuklamanın ihtiyariliğinden söz edilir 244

. Anayasanın 19. maddesinin 3. fıkrasında hangi haller tutuklama kararı verilebileceği düzenlenmiĢtir. Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kiĢilerin “ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiĢtirilmesini önlemek maksadı ile veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunla gösterilen diğer hallerde hâkim kararı ile” tutuklanabileceği belirtilmiĢtir. 5271 sayılı CMK‟nın 100. maddesinin 1. fıkrasında da “…tutuklama kararı verilebilir” ifadelerinden bütün Ģartların oluĢmuĢ olması halinde dahi tutuklama kararı verme konusunda hakime takdir hakkı tanınmıĢtır245. Dolayısıyla tutuklama ihtiyaridir.

3.Tutuklama ġartları

Anayasanın 19. maddesinde tutuklamanın anayasal Ģartları belirtilmiĢtir. Tutuklamanın Ģartları ise maddi Ģartlar ve Ģekli Ģartlar olmak üzere ikiye ayrılır.

3.1.Tutuklamanın Maddi ġartları