• Sonuç bulunamadı

Mahkeme veya Diğer Bir Yargısal Yetkili Önüne Çıkma Hakkı

1. AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ KARARLARINDAKĠġĠ

3.3. Mahkeme veya Diğer Bir Yargısal Yetkili Önüne Çıkma Hakkı

önemli bir hak olan mahkeme veya diğer bir yargısal yetkili önüne çıkma hakkı düzenleme altına almıĢtır. Bu düzenleme, fıkra metninde belirtildiği üzere yalnızca (c) bendine göre yapılan alıkoymalar için geçerli olacaktır81

.

KiĢi hürriyeti ve güvenliği açısından önemli olan bu hakkın, devlet tarafından, alıkonulan kiĢilere tanınmıĢ olduğunun kabulü için, SözleĢme metninden ortaya çıkan belirli Ģartların varlığı gerekmektedir. Bu Ģartlar, yargıç veya diğer bir yargısal makam önüne çıkarılma ve hemen çıkarılma Ģeklinde ikiye ayırmak mümkündür.

77 Delcourt/ Belçika davası, Bu davada, anadili Fransızca olan bir kiĢi hakkındaki tutuklama emri Flamanca dilinde yazılmıĢ, ancak daha sonra kiĢinin sorgulaması Fransızca dilinde yapılmıĢtır. MACOVEĠ, s.88

78 ġAHBAZ, a.g.m., s.180.

79 DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s.393, MACOVEĠ, S.88 80 Dikme/Türkiye, 11.07.2000 t. karar, MACOVEĠ, a.g.e., s.88.

81 DEMĠRBAġ, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi…”, s.25; ġAHBAZ, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi‟nde…” , s.180.

1. Bir Yargıç veya Diğer Bir Yargısal Yetkili Önüne Çıkarılma

Bu düzenlemeye göre, kiĢi “ yargıç veya hukuken yargılama yetkisine sahip diğer bir görevli” önüne çıkarılmadır. Burada bahsedilen yargıç veya hukuken yargılama yetkisine sahip görevli, SözleĢmenin 5. maddesinin 1.fıkrasındaki “ yetkili mahkeme” ile aynı anlama gelmektedir. Mahkeme, yargıç veya hukuken yargılama yetkisine sahip diğer bir görevlinin SözleĢmenin 5. maddesinin 3. fıkrasının aradığı Ģartları taĢıyıp taĢımadığını kontrol etmektedir82

.

Öncelikler, kiĢinin önüne çıkarılacağı yargıç veya yargısal görevli bağımsız olmalıdır. Mahkeme, soruĢturmanın ve yargılamaya ait yetkinin tek kiĢide birleĢmesini, bu fıkra anlamında ihlal nedeni olarak görmektedir83

. Mahkeme bu konuya iliĢkin De Jong, Baljet ve Van Den Brink kararında bağımsızlığı, “Buna ilave olarak, askeri savcı SözleĢme‟nin 5. maddesinin 3. fıkrasının aradığı bağımsızlığı da sahip değildir. Askeri savcı askeri makamlardan bağımsız olmakla birlikte, olayı Askeri Mahkemeye sevk edilmesinden sonra kendisinden iddia makamı görevi yerine getirmesi istenebilir. Bu yolla askeri savcı, yargılamaya sevk edilmeden önce tutuklanması konusunda karar verdiği bir asker aleyhine sonradan açılacak bir ceza davasına taraf olabilmektedir. Özetle askeri savcı, bu hazırlık aĢamasında kesin bir biçimde taraflardan bağımsız olamaz. Çünkü muhakemenin bir sonraki aĢamasında, taraflardan biri haline gelme yükümlülüğü vardır.” Ģeklinde açıklamıĢ ve bağımsız olmama ihtimalini dahi bu fıkranın ihlali sebebi olarak belirtmiĢtir84

.

Mahkeme sivil ceza yargılamasıyla ilgili Huber/Ġsviçre kararında, savcının SözleĢmenin aradığı tarafsız görevli olamayacağını kabul etmiĢ ve SözleĢme‟nin 5. maddesinin 3. fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiĢtir85.

Ġkinci olarak, Mahkeme‟ye göre, yargıç veya yargısal görevlinin, önüne getirilen kimseyi Ģahsen dinlemeli ve tutulmanın gerekli ya da gereksiz olup

82 DOĞRU/NALBANT, s.379-398.

83 HARRIS VD., S.174; TURHAN, “…Kişi Özgürlüğü ve Türkiye”, s.234-235; DEMĠRBAġ, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi…”, s.25.

84 De Jong, Baljet ve Van Den Brink/ Hollanda. 22.05.1984 t. karar. p.49-50., DOĞRU, C.1, s.715- 716.

olmadığının Ģartlarını incelemelidir.86

Bu dinleme yapılmadan karar verilmesi, kararın SözleĢmenin 5. maddesinin 3. fıkrasına aykırı olacağı anlamına gelmektedir87.

Yargısal görevlilerin iĢlevleri bakımından 5. maddenin 3. fıkrasına uygun bir denetim yaptıklarını belirlemek için bu görevlilerin alıkonulan kiĢiyi salıverme yetkilerinin olması gerekmektedir88

.

Kısaca kiĢinin önüne çıkarıldığı yargıç, kiĢinin suç iĢlediği konusunda makul Ģüphe bulunup bulunmadığını ve iç hukukta bulunan tutuklama nedenlerinin var olup olmadığını inceleyebilmeli, duruĢma yaparak Ģüpheliyi bizzat dinlemeli, tutuklama Ģartları bulunuyorsa gerekçesini de açıklamak üzere kiĢiyi tutuklamaya, Ģartlar bulunmuyorsa kiĢiyi salıvermeye yetkili olmalıdır89

. 2. Hemen Çıkarılma

Hürriyeti kısıtlanan kiĢinin, yargıç veya yargısal görevlilerin önüne hemen çıkarılması, kiĢinin ne kadar süreyle gözaltında tutulabileceğini ifade etmektedir90

. Hemen çıkarılma, kiĢinin ilk tutulduğu andan91

salıverilmesine veya tutuklanması için mahkemeye sevkine kadar geçen süreyi ifade etmektedir. Yargıcın salıverme ya da tutuklama kararı ile gözaltı süresi de son bulacaktır.

Ġç hukukta gözaltı süresi gün veya saat olarak düzenlenmekte, gözaltı süresi de suçun niteliğine, iĢleniĢ biçimine, olağan ya da olağanüstü halin varlığına göre

86 DOĞRU/NALBANT, s. 398.; ERGÜL, Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi…s.166; HARRIS vd., s. 174; GÖÇER, s.216

87 GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, s. 237. Mahkeme, kiĢinin yargısal görevliler önüne Ģahsen getirilip dinlenmesi Ģartını Assenov kararında vurgulamıĢ, tutulan kiĢinin, tutuklamaya karar veren savcı tarafından bizzat dinlenmediğini belirterek bu durumun SözleĢme‟nin 5(3). fıkrasına aykırı olacağını ifade etmiĢ ve Ģöyle demiĢtir; “Bay Asssenov, Savcı A. tarafından bizzat dinlenmiĢ değildir. Bu savcı, soruĢturmanın veya tutukluluğun devamına karar veren diğer savcıların kararlarını onaylamıĢtır. Her halükarda, bu savcılar, daha sonra ceza davasında, baĢvurucuya karĢı hareket edebileceklerinden, SözleĢme‟nin 5(3). fıkrası bakımından yeterince bağımsız ve tarafsız olamazlar. Mahkeme, baĢvurucunun yargılama yetkisine sahip bir görevli önüne çıkarılmamıĢ olması nedeniyle SözleĢme‟nin 5(3). fıkrasının ihlal edildiği kanaatindedir. ” Assenov ve Diğerleri/Bulgaristan. 28.10.1998 t. karar. par. 149-150., DOĞRU/NALBANT, s. 529.; Bu konuda diğer bir karar için bknz. Schıesser/Ġsviçre. 04.12.1979 t. karar. p. 30-31., DOĞRU, Cilt 1, s. 341. 88 GÖÇER, s. 216; MACOVEĠ, s. 94; GOMĠEN, s. 47-48; HARRIS vd., s. 171; GÖLCÜKLÜ, s. 210. 89 DOĞRU/NALBANT, s.398.

90 DOĞRU/NALBANT, S.395. 91 HARRIS vd., s.171

farklılık göstermektedir92. SözleĢmede de genel bir gözaltı süresi düzenlenmemiĢ, iç

hukukta somut olaya göre gözaltı süresini belirleme imkanı veren „hemen‟ kavramına yer verilmiĢtir. SözleĢmede gözaltı süresinin suçun türüne ya da iĢleniĢ biçimine göre farklı olabileceğine dair ifade bulunmazken, gözaltı süresinin yalnızca olağan ya da olağanüstü hal bakımından farklı olabileceği belirtilmiĢtir93

. a. Olağan Hallerde Hemen Çıkarılma

Olağan hallerde azami gözaltı süresi, SözleĢme‟de geçen hemen kelimesinin anlamı gereği, somut olayın özelliklerine göre değerlendirmeyi gerekli kılmakta,gereksiz gecikmelere imkân verilmemesi hususunda dikkatli davranılması anlamınıtaĢımaktadır94

.

Bu fıkrada geçen „hemen‟ kavramının anlamlandırılması bakımından, azami gözaltı süresinin aĢılıp aĢılmadığının tespiti, fazladan bir süre geçirilmiĢ ise bu sürenin kabul edilebilir olup olmadığı, baĢka bir yerde tutulan kiĢinin kolluk kuvvetlerine götürülmesi, tutulan kiĢiden olaya iliĢkin önem taĢıyan delillerin temini, kimlik tespitinin yapılması, olaya iliĢkin ilk Ģüphe ve delillerin geçerliliğinin teyit edilmesi, yok olma riski olan delillerin yerinin tespiti, tutulacak baĢkaca Ģüphelilerin uyarılarak kaçmaları riskinin önüne geçilmesi ve kiĢinin karakoldan alınarak mahkeme önüne getirilmesi gibi olayın özelliklerini ortaya koyan, durumları değerlendirilerek anlaĢılabilmektedir95. ĠĢte AĠHM özellikle bu hususları dikkate

alarak, tutulan yer ile en yakın polis karakolu arasında bir günden fazla mesafe olmasını, pek çok Ģüphelinin olduğu karmaĢık bir olayın varlığını, Ģüpheliden hayati öneme sahipdelillerin temin edilmesinin bir hayli zaman almasını, Ģüphelinin hastaneye yatırılmasını gerektirecek bir hastalığının olması nedeniyle hâkim önüne geç çıkarılmasını geçerli mazeretleri olarak görmüĢtür. Ancak, bir davanın takibinde gerekli olan iĢlemlerin, doğru planlama ve organizasyonla aĢılabilecekken, bu hususlar ihmaledilerek kurumsal ya da esasa iliĢkin olmayan engeller nedeniyle

92 REĠSOĞLU, s.100.

93 DOĞRU/NALBANT, S.395; ÖZDEK,s. 187-188. 94 GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, s.256; GÖÇER, s.217-218. 95 MACOVEĠ, s.98; GÜLER, s.180.

sürenin uzamasını haklı bir neden olarak görmeyerek, Mahkeme bunları geçerlimazeretler olarak görmemiĢtir96

.

Mahkeme vermiĢ olduğu Brogan ve Diğerleri kararında, 4 gün 6 saatlik gözaltı süresini SözleĢmenin 5. maddesinin 3. fıkrasına aykırı bulmuĢtur. Kararda Mahkeme, terör olaylarının soruĢturulmasının yetkililere güçlükler çıkarabileceğini, ancak bu güçlüklerin „hemen‟ yapılması gereken yargısal denetimden kaçınmayı haklı kılmayacağını belirtmiĢ ve Ģöyle demiĢtir; “Gözaltında tutulan bir kimsenin, belirli bir suçu iĢlediği Ģeklinde resmen suçlanmamıĢ veya bir mahkemenin önüne çıkarılmamıĢ olması, kendiliğinden SözleĢme‟nin 5. maddesinin 3. fıkrasının birinci hükmünü ihlal etmez. Gözaltına alınmıĢ bir kimse, tutulmasının yargısal denetimi yapılamadan önce „hemen‟ salıverildiği takdirde, SözleĢme‟nin 5. maddesinin 3. fıkrası ihlal edilmiĢ olmaz. Gözaltına alınmıĢ kimse hemen salıverilmez ise bir yargıç veya yargısal görevli önüne çıkarılma hakkına sahiptir. Bu „hemen‟ kavramının değerlendirilmesi, SözleĢme‟nin 5. maddesinin amacı ıĢığında yapılmalıdır. Mahkeme, 5. maddenin SözleĢme içindeki önemini görmektedir; bu madde, bireyin özgürlük hakkının Devletin keyfi müdahalelerine karĢı korumak gibi temel bir insan hakkını içermektedir… Fransızca metinde, yakınlığı çağrıĢtıran „aussitot‟ kelimesinin kullanılması, SözleĢme‟nin 5. maddesinin 3. fıkrasına göre yapılacak değerlendirmenin, olayın Ģartları ihmal edilmeyecek olsa bile, sınırlı olduğunu göstermektedir. Hemen kavramı, her bir olayda, o olayın özelliklerine göre değerlendirilmekle birlikte, bu özelliklere atfedilen önem hiçbir zaman, SözleĢme‟nin 5. maddesinin 3. fıkrasında güvence altına alınan hakkın özünü zedeleme noktasına yani devletin derhal salıvermeyi sağlama veya derhal yargısal makam önüne çıkarma yükümlülüğünü ortadan kaldırma noktasına getirilmemelidir… Mahkeme‟ye göre söz konusu dört günden fazla olan gözaltında tutma döneminden en kısa olanı yani Bay McFadden‟in gözaltında geçirdiği 4 gün 6 saatlik süre bile SözleĢme‟nin 5. Maddesinin 3. fıkrasının birinci hükmünün izin verdiği sürenin sınırları dıĢında kalmaktadır… BaĢvurucuların gözaltına alınma ve tutulmalarının, bir bütün olarak toplumu terörden koruma Ģeklinde meĢru bir amaç

96 MACOVEĠ, s.98-99

tarafından esinlenmiĢ olması, kendiliğinden SözleĢme‟nin 5(3). fıkrasının özel gereklerine uygunluk sağlamak için yeterli değildir. Bu nedenle, dört baĢvurucu bakımından da SözleĢme‟nin 5. maddesinin 3. fıkrası ihlal edilmiĢtir.”97

Mahkeme, bu konuya iliĢkin çoğu kararında bu kararına atıf yapmıĢ, genel bir ilke olması bakımından 5 maddenin 3. fıkrasının ihlali olabilecek gözaltı süresini belirlemiĢtir.

Mahkeme Sakık ve Diğerleri kararında,soruĢturma makamlarının terör unsurunu içerdiğini iddia ettikleri her olayda, SözleĢmenin 5. maddesinin kendilerine, ulusal mahkemelerin ve son aĢamada SözleĢmenin denetim organlarının etkili denetiminden muaf bir Ģekilde, Ģüphelileri sorgulamak ve gözaltına almak için açık çek verdiği anlamına gelmeyeceğini vurgulamıĢtır. 98

Mahkeme De Jong, Baljet ve Van Den Brink kararında ise askeri suçlar dolayısıyla tutmalarda askeri yaĢamın ve askeri adaletin zorunluluklarının dikkate alınacağını belirtmiĢ fakat baĢvurucuların 7, 11 ve 16 gün süreyle tutulmalarından sonra askeri mahkemeye sevk edilmelerini „hemen çıkarılma‟Ģartının ihlali olarak görmüĢtür.99

Mahkeme azami gözaltı süresini birçok davada ele almıĢ ve bu fıkrayönünden ihlal tespit etmiĢtir. Örneğin Ġpek ve Diğerleri kararında, olayda 4 günü geçmeyen bir süreyle tutma olsa da, Ģüphelilerin çocuk olması dikkate alınarak, 16 yaĢındaki üç baĢvurucunun terör örgütü PKK‟ya üye oldukları gerekçesiyle gözaltında 3 gün 9 saattutulmalarını100

, Filiz ve Kalkan kararında, baĢvuru sahiplerinin yasadıĢı PRK Rizgari örgütüne üye oldukları Ģüphesiyle yakalanıp sekiz gün boyunca gözaltınaalınmasını 101 , Ġğdeli kararında, illegal bir örgüt olan PKK üyesi

olmasındanĢüphelenilen baĢvuru sahibinin yargısal müdahale olmaksızın yedi gün

97 Brogan ve Diğerleri/Ġngiltere, 29.11.1998 t. karar.p.58-62, DOĞRU/NALBANT, S.396, DOĞRU, Cilt 2, s.713-715.

98 SAKIK ve Diğerleri/Türkiye, 26.11.1997 t. karar. p. 44. UYAP MEVZUAT PROGRAMI, EriĢim Tarihi 10.11.2018

99 De Jong, Baljet ve Van Den Brink/ Hollanda. 22.05.1984 t. karar, p.51-53., DOĞRU, C.1, s.716 100 ĠPEK ve Diğerleri/Türkiye, 03.02.2009 t. karar. p.36, UYAP MEVZUAT PROGRAMI,

EriĢim Tarihi 12.11.2018

101 FĠLĠZ ve KALKAN/Türkiye.20.06.2002 t. karar. p. 26-27, UYAP MEVZUAT PROGRAMI, EriĢim Tarihi 13.11.2018

gözaltındatutulmasını102 , Gündoğan kararında, baĢvurucunun TKP/ML-TĠKKO

(TürkiyeKomünist Partisi/Marksist-Leninist-Türkiye ĠĢçi Köylü KurtuluĢ Partisi) isimliyasadıĢı bir örgütün üyesi olmasından Ģüphelenildiğinden dolayı dokuz gün sürengözaltı uygulamasını103

somut olayın Ģartlarını göz önüne almıĢ olsa da (Mahkeme, özellikle tutulan kiĢilerin terör Ģüphelisi olmasını değerlendirmiĢtir.), 5. maddenin 3.fıkrasında geçen „hemen çıkarılma‟ hakkının ihlali olarak değerlendirmiĢtir.

b. Olağanüstü Hallerde Hemen Çıkarılma

SözleĢme‟nin 15. maddesinde sözleĢmeci tarafın savaĢ zamanında veya milletin varlığını tehdit eden diğer olağanüstü hallerde ancak durumun zorunluluklarının kesin olarak gerektirdiği ölçüde ve uluslararası hukukundan doğan diğer yükümlülüklerine aykırı olmamak Ģartıyla, iĢbu SözleĢmede üstlendiği yükümlülüklere aykırı tedbirler alabileceğini belirterek, bu düzenleme ile Devletlerin, ülkede var olan olağanüstü hallerde, yaĢama hakkı, iĢkence yasağı, kölelik yasağı ve cezaların kanuniliği dıĢında kalan diğer hakları askıya almasına imkân vermektedir. KiĢi hürriyeti ve güvenliği, 15. maddede askıya alınamayacak haklar arasında sayılmadığından, olağanüstü hallerde askıya alınması mümkün olan haklardandır104

. Bu nedenle bir devlet, ulusal ve uluslararası hukuka uygun bir Ģekilde olağanüstü hal ilan etmiĢ ise kiĢi hürriyetine iliĢkin yükümlülüklerine aykırı tedbirler alarak, kiĢiyi olağan halde tuttuğundan daha uzun tutabilecektir.

Mahkeme olağanüstü hal nedeniyle gözaltı süresini 1961 yılındaki ilk kararında incelemiĢtir. Lawless/ BirleĢik Krallık davasında, baĢvurucu 13 Temmuz 1957 yılından 11 Aralık 1957 tarihine kadar yaklaĢık olarak 5 ay kadar gözaltında kalmıĢtır. Mahkeme, hükümetin aldığı tedbiri SözleĢme‟nin 15. maddesine göre geçerli bir olağanüstü hal ilanını olduğuna karar vermiĢ, dolayısıyla derhal yargıç karĢısına çıkarılma hakkının ihlal edilmediğine karar vermiĢtir105

. Ancak Mahkeme

102 Ġğdeli/Türkiye. 20.06.2002 t. karar. p.29-31., , UYAP MEVZUAT PROGRAMI, EriĢim Tarihi 13.11.2018

103 Gündoğan/ Türkiye.10.10.2002 t. karar. p.22-23., UYAP MEVZUAT PROGRAMI, EriĢim Tarihi:16.11.2018

104 ANAYURT, Avrupa Ġnsan Hakları Hukukunda…, s.104. 105 Lawless/Ġrlanda. 01.07.1961 t. karar, DOĞRU, Cilt 1, s.19 ve 26

daha sonra vermiĢ olduğu kararlarında her ne kadar olağanüstü hallerde olağan Ģartlara göre daha uzun gözaltı sürelerini kabul etmiĢse de bu süreleri 5. maddenin amacını da dikkate alarak daha kısa tutmuĢtur. Mahkeme Brannigan ve McBride kararında, yargısal makamlar önüne çıkarılmadan 7 günü geçen bir gözaltının olağanüstü halde dahi mazur görülemeyeceğini genel ilke bakımından belirtmiĢtir106

. Bu olayda olağanüstü olağanüstü hal ilan edip gözaltı süresini 7 güne çıkaran devlet, baĢvuruculardan birini 4 gün 6 saat 25 dakika, diğerini ise 6 gün 14 saat 30 dakika gözaltında tutulmuĢtur. BaĢvuruculardan biri 43 kez götürüldüğü sorguda ifade vermemiĢ, bu süre içinde 17 kez doktor muayenesine götürülmüĢ, gözaltında kaldığı sürece yazılı bir Ģey okumasına, tutulan diğer kiĢilerle görüĢmesine izin verilmemiĢtir. Ayrıca soruĢturmaya müdahale oluĢturacağı gerekçesiyle ilk 48 saat avukatla görüĢülmesine izin verilmemiĢ, ancak daha sonra avukatla görüĢme imkanı verilmiĢ, Mahkeme bu olayda gözaltı süresi içinde avukatla görüĢebilme, doktora muayene olma, yakınlarına haber verilme gibi koruyucu hakların bulunduğunu kaydederek, bu gözaltı süresinin olağanüstü halin gereklerine aykırı olmayan bir süre olarak görmüĢtür.107

Mahkeme olağan zamanlarda yapılacak gözaltılara nazaran olağanüstü zamanlarda yapılan tutmalarda, daha uzun süreli gözaltında tutmayı hukuka uygun olarak kabul etmekle birlikte, 14 gün süren bir tutmayı, olağanüstü hal bile olsa, hukuka aykırı bulmuĢtur. Aksoy/Türkiye kararında Mahkeme, o dönemde Türk hukuk sisteminin gözaltında tutulanlara yeterli güvence sağlamadığını, hızlı bir habeascorpus (SözleĢme‟nin 5. maddesinin 4. fıkrasındaki hak) usulü bulunmadığını, kullanılması hukuken zorunlu bir avukata, doktora, arkadaĢa veya akrabaya ulaĢma hakkı bulunmadığını tespit etmiĢ, baĢvurana özel olarak gözaltının ikinci ve üçüncü günlerinde yoğun bir iĢkencenin yapıldığını, daha sonra yaraların iyileĢmesi için beklenildiğini, kendisine iĢkence yapanları tanımaması için gözü bağlanmıĢ olduğunu belirtmiĢ ve baĢvurucu Aksoy‟un olağanüstü halin gerektirdiği zorunluluklar gereği olarak gözaltında 14 gün tutulduğuna ikna olmadığını

106 ÖZDEK, S.188.

107 DOĞRU/ NALBANT, s.397; ÖZDEK, s.188-189. Brannigan ve McBride/ Ġngiltere. 26.05.1993 t. karar. p.4-74., DOĞRU/NALBANT, S. 397.

vurgulayarak SözleĢme‟nin 5. maddesinin 3. fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiĢtir108. Mahkeme bu olayda hem 7 günü geçen süreyi dikkate almıĢ hem de 7

günlük süre geçirilmemiĢ olsa dahi olağanüstü halde olması gereken koruyucuların olayda var olmadığına dikkat çekerek bu durumların da ihlale yol açtığına vurgu yapmıĢtır.

Ulusal mahkeme önüne çıkma hakkı bakımından, kiĢinin hürriyetine müdahale sonucunu doğuran durumların (ister gözaltı olsun ister tutuklama olsun) haklılığını belirlemek üzere, bu durumların hâkim tarafından hem soruĢturma aĢamasında hem kovuĢturma aĢamasında düzenli aralıklarla denetlenmesi bu hakkın kendisi kadar önem taĢımaktadır. Çünkü bir alıkoyma hali, soruĢturmanın ilk aĢamasında haklı olabilecekken, bu halin daha sonraki aĢamalarda haklılığı ortadan kalkabilir. Bu nedenle, alıkoymayı talep eden makamların dava dosyasını düzenli aralıklarla hakim önüne sevk etmeleri ya da kovuĢturma aĢamasında bizzat mahkemenin bu denetimi düzenli aralıklarla kendiliğinden yapması gerekmektedir.

Mahkeme‟nin SözleĢme‟nin 5. maddesinin 3.fıkrasında düzenlenen hakka iliĢkin kararlarından anlaĢıldığı kadarıyla gözaltına alınan Ģüphelinin hakim veya diğer bir yargısal makam önüne çıkarılmasında her olaya uygulanacak nitelikte kesin bir süre yoktur. Çünkü hemen çıkarılma sorunu her olaya göre ayrı değerlendirmeyi gerektirir. Bu nedenle, üst sınır olarak olağan hallerde 4 günlük, olağanüstü hallerde 7 günlük bir sürenin varlığı kabul edilmekle birlikte, 24 saat süren bir olay dahi Ģüphelinin gözaltına alınmasını gerektiren sebeplerin bulunmaması halinde bu fıkraya aykırı olabilecektir. Ayrıca bu fıkra, Ģüphelinin bizzat hâkim önüne çıkarılmasını emrettiği ve Mahkeme de Ģüphelinin hakim tarafından bizzat dinlenmesini Ģart koĢtuğu için hakimin gözaltı süresi konusunda dosya üzerinden uzatma kararı vermesi durumunda, bu durumun hakim önüne çıkarılma sayılmayacağı da unutulmamalıdır 109 . Bu hakka iliĢkin olarak yapılan tüm

değerlendirmelerden, bu fıkradaki hakkın gereği olarak, kiĢinin gözaltında tutulması ancak belirli sürelerle mümkün olabileceği, bu sürenin de olağan ve olağanüstü

108 Aksoy/ Türkiye. 18.12.1996 t. karar. p. 80,81,84,85 ve 86., DOĞRU, Cilt 3, s.611,612 ve 613.

hallerde farklılık arz edeceği, ancak hakkın özünü ortadan kaldıracak kadar da uzun bir süreyi ifade etmeyeceği anlaĢılmaktadır.