• Sonuç bulunamadı

1. AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ KARARLARINDAKĠġĠ

3.4. Makul Sürede Salıverilme Hakkı

3.4.3. Makul Sürenin Dayandırılabileceği Sebepler

Bir kiĢinin, bir suç iĢlediğine ya da bir suçu iĢleyeceğine dair makul Ģüphenin bulunması, ilk baĢta kiĢinin tutuklanması için yeterli gerekçe olabilir130

. Fakat tutuklamanın devam ettirilebilmesi için makul Ģüphe tek baĢına yeterli olmamakta, bazı tutuklama gerekçelerinin de olayda bulunması gerekmektedir.

SözleĢmenin 5. maddesinin 3. fıkrası, bir kiĢinin tutuklanmasına veya tutukluluk halinin devamına karar vermek için gerekli Ģartlardan olan „makul Ģüphe‟ Ģartına yer verilmiĢ, ancak tutukluluk halinin devamına karar vermeye sebep olabilecek kamu yararının dayanabileceği nedenleri belirtmemiĢtir131

. Bu nedenler Mahkemenin içtihatlarında anlaĢılabilmektedir132. Mahkeme, kiĢinin tutukluluğunun

devamına karar verilebilmesi için makul Ģüpheye ek olarak kamu yararının varlığı için bazı Ģartların bulunması gerektiğine karar vermiĢtir. Bu Ģartlar; kiĢinin kaçma riski, yargılamaya müdahale riski, suçu önleme ihtiyacı ve kamu düzenini muhafaza etme ihtiyacı Ģeklinde sıralanmaktadır133

.

Bu hallerden birinin iç hukukta düzenlenmemiĢ olması halinde, ulusal makamların, bu sebepler içerisinde iç hukukta düzenleme yapılmayanlara dayanarak

129 MACOVEĠ, a.g.e., s.64.

130 TURHAN, a.g.m., s.84.

131 DOĞRU NALBANT, a.g.e., s.401. 132 GÖZÜBÜYÜK/ GÖLCÜKLÜ, s.390.

133 Türk hukuku, bu hallerden sadece ikisini, kaçma ve yargılamaya müdahale riskini, tutuklama sebebi olarak düzenleme altına almıĢtır. ÇĠÇEKLĠ, a.g.m., s. 256; MACOVEĠ, a.g.e., s.51.

karar veremeyeceğini de belirtmek gerekir. Aksi bir uygulama halinde, SözleĢmenin 5. maddesinin 1 fıkrasında düzenlenen „ hukuka uygunluk‟ Ģartı ihlal edilecektir.

Mahkeme, önüne gelen olaylarda, ulusal mahkemelerin kararındaki tutuklama gerekçelerine ya da salıverme taleplerine iliĢkin gösterilen red sebeplerine bakarak, ulusal mahkemelerin dayandığı tutuklama nedenlerinin olayda bulunup bulunmadığını incelemektedir134

. a. KiĢinin Kaçması Riski

SoruĢturma ve kovuĢturma iĢlemlerinin gereği gibi yürütülebilmesi için Ģüpheli Ģahsın varlığı Ģarttır. Bu sebeple yargısal makamlar bir suç iĢlediği iddiasıyla hakkında soruĢturma ve kovuĢturma yürütülen kiĢinin istendiği zaman eriĢilebilecek yerlerde hazır olmasını isterler. Ancak, hakkında yargısal iĢlem yapan kiĢileri, hakkında verilecek cezayı çekmemek için kaçma giriĢiminde bulunabilir135. Özellikle

Ģüpheli Ģahsın ilk yakalanıĢı kolay olmamıĢ ise bu durum yargısal makamları daha da endiĢelendirmektedir136

.

Mahkemeye göre, kiĢinin kaçma Ģüphesi nedeniyle tutuklanmasına karar verebilmek için tutuklunun salıverilmesi halinde, kaçmayıp yargısal faaliyetlere katılması yerine salıverildikten sonra kaçması halinde doğacak sonuçların kendisine daha az kötü gelebileceğini düĢündüren somut verilerin varlığı lazımdır137

. Nitekim Mahkeme bu konuyu Stögmüller/Avusturya kararında incelemiĢtir. Mahkeme iki yıl yedi hafta tutuklu kalan baĢvurucunun durumunu Ģöyle değerlendirmiĢtir; “…Öte yandan baĢlangıçta baĢvurucunun ağır ceza alabilecek durumda olması, pilotluk lisansı bulunması ve babasının uçaklara sahip olması kaçma tehlikesinin varlığına delil olarak gösterilmiĢtir. Ne var ki Mahkeme‟ye göre sanığın kaçma tehlikesi, sanığın sadece sınırı geçmesinin mümkün ve kolay olmasıyla açıklanamaz; tutuklunun kalmaktansa kaçması halinde doğacak sonuçların kendisine daha az kötü gelebileceğini düĢünmek için sebepler bulunmalıdır; özellikle ağır bir ceza alma riski, sanığın tutukluluğa gösterdiği uyumsuzluk, ülke içinde kurulmuĢ bağlantılar

134 DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s.401. 135 DOĞRU/NALBANT, a.g.e.,s.402. 136 MACOVEĠ, a.g.e., s.51.

bulunması gibi bir dizi koĢul var olmalıdır. Olayda baĢvurucu ilk salıverilmesinden sonra birçok kez yurtdıĢına çıkmıĢ ve sonra geri dönmüĢtür. BaĢvurucunun davranıĢı kaçma tehlikesi bulunduğunu göstermemektedir.”138Karardan da anlaĢılacağı üzere

kiĢinin kaçma ihtimalinin varlığı tek baĢına kiĢinin tutuklanması için sebep değildir. Olay bakımından kiĢinin kaçacağına dair somut verilerin olması gerekmektedir.

KiĢinin kaçma Ģüphesinin varlığı, olaydaki tüm hususların incelenmesi ve genel bir kaçma Ģüphesi değerlendirmesi yapıldıktan sonra anlaĢılabilir. Bu noktada kiĢinin kaçacağı ihtimalini gösteren, geçmiĢte kendisine bir suç isnat edilmesini takiben kaçmıĢ olması, yargılamanın sürdürülebilmesi için kiĢinin bir baĢka ülkeye iadesinin gerekmesi, net bir Ģekilde alıkonulmaya direnmenin söz konusu olması, belirli kaçma planlarının tespit edilmesi, kiĢinin kaçmasını kolaylaĢtıracak bir baĢka ülkeyle bağlantılarının varlığı ve yargısal faaliyetlerin bu tür bağlantılarının olmadığı bir ülkede yürütülmesi gibi durumlar olay açısından değerlendirilecektir. Ancak kiĢinin kalıp yargısal faaliyetlere katılacağını gösteren, ailevi sebepler, kiĢinin karakteri, ahlak anlayıĢı, statüsünden veya sorumluluklarından dolayı geride bırakmak zorunda kalacağı varlığı, geçmiĢte serbest bırakıldığında gösterdiği güvenilir tavırlar ve yargılama faaliyetlerine katılmasını sağlamak için kendisine verilen teminatlar gibi hususların da tutuklamanın devamına karar verirken dikkate alınması gerekmektedir 139 . Buradan da anlaĢılacağı üzere bir olayda ulusal

mahkemelerin, kiĢinin kaçması ihtimalini gösteren bütün hususlarla kaçmayıp kalacağını gösteren bütün hususları değerlendirmesi, ona göre tutuklamaya ya da tutukluluğun devamına karar vermesi gerekmektedir.

Mahkeme yargılamaya konu olan olaylarda, tüm hususların göz önüne alınarak karar verilmesi gerektiğini birçok kararında vurgulamıĢtır. Buna iliĢkin olarak Neumeister/Avusturya kararında, özellikle Ģüphelinin mahkûmiyeti halinde alacağı cezanın ağırlığının, tutuklamanın devamına karar vermek için tek baĢına sebep olamayacağını vurgulamıĢ ve tutukluluğun devamına karar vermek için kiĢinin karakteri, ahlak anlayıĢı, evi, mesleği ve ailevi bağları, kovuĢturulduğu ülke ile

138 Stögmeller/Avusturya. 10.11.1969 t. karar. DOĞRU, Cilt 1, s.65.

bağlantıları gibi faktörlerin değerlendirilmesinin gerekli olduğunu, bu hususlara göre kiĢinin tutuklunun halinin devamına ya da salıverilmesine karar verilmesi gerektiğini belirtmiĢtir. Ayrıca yine bu kararda Mahkeme, tutukluluk uzadıkça kaçma tehlikesinin azalacağına da değinmiĢtir140.

Son olarak belirtmek gerekir ki, Mahkemeye göre, kiĢinin hürriyetinden yoksun bırakılması sonucunu doğuracak herhangi bir tedbirin devam ettirilmesinde kiĢinin duruĢmada hazır bulunmasını sağlamak, kamu düzenini muhafaza etmek, yargılamaya müdahale riskini ve tekrar suç iĢlenmesini önlemek amaçları söz konusu olduğunda, SözleĢme'nin 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasının son cümlesinde yer alan, salıverilmenin bir teminata bağlanabilmesi durumunun mutlaka değerlendirilmesi gerekmektedir 141

. Nitekim Mahkeme Wemhoff/Almanya kararında, SözleĢme'nin 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasının son cümlesinin, kiĢinin tutukluluğunun devamına karar vermeden önce Ģartları varsa teminatla salıverilmeyi düzenlediğini, olaylarda da bu durumun değerlendirilmesi gerektiğini özellikle vurgulamıĢtır142

.

b. Yargılamaya Müdahale Tehlikesi

Ġç hukuklarda düzenleme altına alınmıĢ olan yargılamaya müdahale tehlikesi Mahkeme tarafından da kabul edilmiĢ bir tutuklama nedenidir143

. Yetkili organlar tarafından Ģüpheli yakalandığında, henüz delillerin toplanmamıĢ olması olağandır. Bu nedenle bazı olaylarda kiĢilerin salıverilmesi, Ģüphelinin henüz elde edilmemiĢ delilleri yok etmesine, gizlemesine veya değiĢtirmesine, tanık, mağdur veya yargılamayla ilgili baĢka kiĢilere baskı yapabilmesine veya dıĢarıdaki suç ortaklarıyla

140 Neumeister/Avusturya. 27.06.1968 t. karar. DOĞRU, Cilt 1, s. 33. Mahkeme kaçma Ģüphesinin sadece kiĢinin alacağı ağır cezaya dayandırılamayacağını Yağcı ve Sargın kararında da vurgulamıĢtır. Kararda Mahkeme Ģöyle demiĢtir: “Mahkeme, bir sanığın kaçmasına iliĢkin tehlikenin sadece söz konusu hükmün ciddiyeti bazında değerlendirilmeyeceğine iĢaret etmektedir. Bu durum aynı zamanda, bir kaçma tehlikesinin mevcudiyetini veya kaçma ihtimalinin yargılanmak üzere gözaltında tutulmayı haklı çıkarmayacak Ģekilde düĢük olduğunu teyit eden baĢka ilgili etkenlere göre değerlendirilmelidir.” Yağcı ve Sargın/Türkiye. 08.06.1995 t. karar. par. 52., UYAP MEVZUAT PROGRAMI, EriĢim Tarihi: 09.12.2018

141 HARRIS vd.,a.g.e., s.180; ġAHBAZ, a.g.m., s.183; GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, a.g.e., s.240-241.

142 Wemhoff/Almanya. 27.06.1968 t. karar, p.60, DOĞRU, c.1, a.g.e., s.50. 143 HARRIS vd.,a.g.e., s.180.

iĢbirliği yaparak yargılamanın sağlıklı devamına engel olunmasına yol açabilir144

. ĠĢte bu nedenlerin varlığı durumunda, kiĢinin tutuklanmasına karar verilebilmesi hali son derece gerekli bir durumu ifade etmektedir. Ancak kiĢinin bu nedenlerle tutuklanabilmesi soyut gerekçelere dayanamaz. Bu durumda kiĢinin yargılamaya müdahale edeceğinin somut verilerle gerekçelendirilmesi, bu gerekçelere dayanarak kiĢinin tutuklanmasına karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca kiĢinin yargılamaya müdahale edeceği Ģüphesi, yargılama ilerledikçe daha da azalacak, zamanla ortadan kalkacaktır145. Bu durumda, kiĢinin zamanla salıverilmesi son derece önemli bir hal

alacak, tutuklamanın sürdürülmesine gerekçe olan yargılamaya müdahale tehlikesi ortadan kalkmıĢ olacaktır146

.

Mahkeme W/Ġsviçre kararında, bir olayda ulusal mahkemelerce 'yargılamaya müdahale tehlikesi' nedenine dayanılarak tutukluluğun devamına karar vermenin, sanığın soruĢturmayı karmaĢık duruma getirmesini önlemek için gerekli olabileceğini belirtmiĢtir. Ancak Mahkeme aynı kararda, soruĢturmanın devam ediyor olmasının uzun dönemde tutukluluğu haklı kılmayacağını, soruĢturma yapıldıkça, ifadeler alındıkça ve bu ifadelerde olaya iliĢkin doğrulamalar yapıldıkça yargılamaya müdahale riskinin ortadan kalkacağını da ifade ederek uzun dönemde tutukluluğun devamına karar verilmesinin makul sürede salıverilme hakkını ihlal edeceğini belirtmiĢtir147

.

Organize suçlarda, tutuklunun salıverilmesi halinde iĢin doğası gereği yargılamaya müdahale etme ihtimali daha yüksektir. Bu nedenle diğer vakıalara göre organize suç örgütlerinde tutukluluk daha uzun süre devam edebilir. Ancak buradan organize suçluların süresiz olarak tutulabileceği anlaĢılmamalıdır. Bu kiĢilerin de belli bir süreden sonra tutuklu kalmaları haksızlık sonucunu doğurabileceğinden, yargılamanın ilerleyen safhalarında salıverilmesi gerekmektedir148

.

144 DOĞRU NALBANT, a.g.e., s.403; HARRIS vd., a.g.e., s.180. 145 HARRIS vd.,a.g.e., s. 180; TURHAN, a.g.m., s.88.

146 MACOVEĠ, a.g.e., s.56.

147 W/Ġsviçre. 26.01.1993 t. karar, DOĞRU NALBANT, a.g.e., s.517; Mahkemenin bu yönde diğer bir kararı için bkz. Tomasi/Fransa. 27.08. 1992 t. karar, p.92-95. DOĞRU, Cilt 3, a.g.e., s.354.

c. Tekrar Suç ĠĢleme Tehlikesi

Mahkeme 1969 yılında vermiĢ olduğu Mantnetter/Avusturya kararında, tekrar suç iĢleme tehlikesinin varlığı sebep gösterilerek tutuklama yapılabileceğini belirtmiĢtir. Mahkeme, ulusal makamların tekrar suç iĢleme tehlikesi nedeniyle tutuklamaya ve tutukluluğun devamına karar verebileceğini belirttiği bu kararda, ulusal makamların bu tehlike nedeniyle tutukluluğun devamına karar verebilmesi için iĢlenmesi muhtemel suçun ağır olması, mağdurların büyük miktarda kayıplarının olması, hakkında suç isnat edilen kiĢinin bu konudaki tecrübe ve yeteneği, cezalandırılabilir faaliyetlerin devam etmesi gibi hususları göz önüne alması gerektiğini belirtmiĢtir149. Ancak olay bakımından ikna edici delillerle kanıtlanması

halinde kiĢinin tekrar suç iĢleyeceği Ģüphesiyle tutukluluğuna veya tutukluluğunun devamına karar verilebilmektedir. Bunun yanısıra Ģüpheli kiĢinin geçmiĢi ve kiĢiliği göz önüne alınmalı, isnat edilen suç ile önce iĢlendiği iddia edilen suçların aynı suçlar ya da benzer niteliğe haiz suçlar olması gerekmektedir150. Tutuklanan kiĢinin

önceden mahkûmiyetinin bulunması veya ikametgâhının, bir iĢinin veya ailesinin bulunmaması ise kiĢinin yeniden suç iĢleme tehlikesinin olduğunu göstermemektedir151. Ulusal mahkemelerin, kiĢilerin bu hallerine dayanarak baĢka

tutuklama sebebi nedeniyle kiĢileri tutuklaması mümkünse de bu hallere bakarak tekrar suç iĢleme tehlikesinin varlığı sebebine dayalı tutuklama yapması veya tutukluluğun devamına karar vermesi mümkün değildir.

d. Kamu Düzeninin Bozulması Tehlikesi

Kamu düzeninin bozulması tehlikesi, Mahkemece bir tutuklama nedeni olarak kabul edilmektedir152. Mahkeme, bu sebebe dayalı kararın istisnai hallerde yani söz konusu kiĢinin salıverilmesi durumunda, salıverildiği andan itibaren, fiilen kamu düzenine zarar verilebileceğinin varlığına dair somut ve delillere dayanan bir gerekçeyle karar verilmesi durumunda haklı olabileceğinibelirtmektedir 153

.

149 Matznetter Avusturya. 10.11.1969 t. karar. DOĞRU, c.1, a.g.e., s.60. 150 HARRIS vd.,a.g.e., s.180-181;MACOVEĠ, a.g.e., s.57-58.

151 DOĞRU NALBANT, a.g.e., s.404; HARRIS vd., a.g.e., s.181. 152 MACOVEĠ, a.g.e., s.59.

Mahkeme, Letellier/Fransa kararında, cinayet gibi ağır bir suça verilecek tepkinin kamu düzenine zarar verebileceği endiĢesinin haklı bir endiĢe olduğunu belirtmiĢ ancak olayda, kamu düzeninin zarar gördüğüne dair somut bir delilin olmadığını, maktulün annesi ve kız kardeĢinin de baĢvuru sahibininsalıverilmesine itiraz etmediğini belirterek SözleĢme'nin 5. maddesinin 3. fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiĢtir154

.

I.A./Fransa kararında ise, maktulün yakınlarının misilleme yapabileceğine yönelik endiĢelerin hem muğlâk olduğunu hem de maktulün yakınlarının büyük bir bölümünün Lübnan'da yaĢıyor olduklarını belirterek, kamudüzeninin bozulmasına dair gerekçeyi yerinde bulmamıĢtır155. Çünkü bu sebep basit bir tutuklama sebebi

olmayıp, bu sebebe dayanarak bir tutuklama yapabilmek ya da tutukluluğun devamına karar verebilmek için kamu düzeninin bozulacağına dair somut ve sağlam delillere ihtiyaç vardır.Ayrıca kiĢinin kamu düzeninin bozulması sebebiyle tutuklu durumda bulundurulabilmesi, baĢlangıçta haklı görülebilir ise de zamanla bu haklılığını kaybeder156. Bilhassa mağdurun yakınlarının ilk zamanlardaki kin ve

nefretinin zamanla geçebileceği düĢünülerek, kiĢinin belirli bir süre geçmesinin ardından tutukluluğunun sonlandırılması gerekmektedir.