• Sonuç bulunamadı

Birinci Dünya SavaĢı sonrasında Ġtilâf Devletleri ile savaĢta yenilmiĢ kabul edilen Osmanlı Devleti arasında 10 Ağustos 1920'de imzalanan sözde barıĢ antlaĢmasıdır. Hiç uygulamaya girememiĢtir. Ancak maddelerinin taĢıdığı anlam ve taslağın imzalanmıĢ olması bile Türk tarihi açısından ibret ve hiddet vericidir.

Ġtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti ile hemen barıĢ yapmaya yanaĢmamıĢlardır. Hazırlayacakları barıĢ Ģartlarını, Osmanlı Hükümetine kabul ettireceklerinden emindiler. Fakat mütarekeden sonra, aradan geçen iki sene içinde, Millî Mücadele hareketi baĢlamıĢ, Ankara'da yeni bir Türk Hükümeti kurulmuĢtu.

Dünya tarihinin en korkunç sosyal ve siyasi cinayeti, Sevr ile adalet;

insanlık ve bundan sonra sözde milletlerin yaĢamına ve iliĢkilerine hâkim olacak çok kutsal ilkeler adına iĢlenmiĢtir49.

Sevr’in görüĢüldüğü sırada Fransa, Güney Cephesinde Ankara Hükümeti ile mütareke yapmıĢtı. Müttefikler arasındaki anlaĢmazlıklar, barıĢ görüĢmelerini uzattı. Ġtilâf Devletleri, barıĢ Ģartlarını diplomasi yoluyla kabul ettiremeyeceklerini anlayınca, Yunanlıların Anadolu içlerine doğru ilerlemelerine izin verdiler. Bir taraftan da Ġngilizler Mudanya ve Bandırma'ya asker çıkardılar.

Ahmet Tevfik PaĢa'nın barıĢ görüĢmelerini terk ederek geriye dönmesi üzerine Ġstanbul Hükümeti, Damat Ferit PaĢa baĢkanlığında ikinci bir heyet gönderdi. Maarif sabık nazırı Hadi PaĢa, ġura-yı Devlet sabık reisi filozof Rıza Tevfik, Bern sefiri ReĢat Halis'ten meydana gelen bu heyet Paris'e

48 Gencer ve diğerleri, a.g.e., s.76

49 Söylemezoğlu, a.g.e., s. 7

giderek, 10 Ağustos 1920'de 433 maddeden oluĢan Sevr AntlaĢması'nı imzaladı. Sevr’in, ilk 26 maddesi Milletler Cemiyeti sözleĢmesiyle ilgiliydi50.

T.B.M.M. Hükümetinin kabul etmediği ancak Ġstanbul hükümetinin imzaladığı bu anlaĢmaya göre; Osmanlı Devleti Ġstanbul ile Orta Anadolu’nun Ankara ve Kastamonu vilayetlerini kapsayan küçük bir bölümünden oluĢacaktı. Konya, Ġtalyan nüfuz bölgesi olarak belirleniyordu. Vatan toprağının büyük bölümü, neredeyse tam anlamıyla koĢulsuz olarak teslim ediliyordu51.

Böyle bir muamele, bizimle beraber harpten mağlup çıkan müttefiklerimizden hiçbirine reva görülmüĢ değildi52. Adaletin tam anlamıyla sözde kaldığını gösteren bu durumu burada belirtmeden geçemiyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 18 Haziran 1920 tarihli toplantısında

―Misak-ı Milliye‖ sadık kalacağını ve Türk topraklarının parçalanmasını kabul etmeyeceği üzerine yemin etmiĢ ve bu hususu bütün devletlere duyurmuĢtu.

Sevr ile Osmanlı Devleti yok sayılmıĢtır. Osmanlı Devleti, baĢka devletlerin yönetimine bırakılmakta, galip devletler, Osmanlı'yı aralarında paylaĢmaktadırlar. Azınlıklara geniĢ haklar verilmiĢ, Türklerin kendi vatanındaki hakları kısıtlanmıĢtır. Mebusan Meclisi dağıtıldığından dolayı anlaĢma onaylanamadığından, uygulanamamıĢ53 ve bir metin olmanın ötesine geçememiĢtir. Bu yönüyle Sevr, 1878 YeĢilköy AntlaĢması'na benzer.

Yunanlılar antlaĢmayı onaylatmak için Batı Anadolu'da ve Trakya'da ilerleyiĢe geçmiĢken Ġngilizler, Bandırma ve Mudanya'ya asker çıkarmıĢtır.

50 Rıfat Uçarol, a.g.e., s.515

51 Gencer ve diğerleri, a.g.e., s.139

52 Akşin, a.g.e., s.117

53 Selçuk Duman, Milli Mücadele Dönemi DıĢ Etkiler ve Mustafa Kemal’in Tepkisi, Ankara, Berikan Yayınları, 2005, s.277

Sevr'in imzalanması, milletin Milli Mücadele'ye olan inancını arttırmıĢtır. T.B.M.M., Sevr'i imzalayanları vatan haini ilan etmiĢtir.

Sevr AnlaĢmasında 5. madde ile Orta Anadolu’da bulunan; Niğde-Aksaray-AkĢehir-Afyon, Konya’ya kadar olan bölge, Ġtalyan nüfuz bölgesine;

6. madde ile Sivas ve Tokat, Fransız nüfuz bölgesine dâhil edilmiĢtir54. Sevr hukuken geçersiz ama fiilen uygulanmıĢ bir utanç belgesidir, bir

"ġark Meselesi" evrakıdır55. Sevr’in Anadolu’da uygulanmaya çalıĢılması, ġark Meselesi’nin önemli bir aĢamasıdır. ―ġark Meselesi‖ tabiri siyaset adamları ve tarihçiler tarafından bugüne kadar çeĢitli Ģekillerde kullanılmıĢtır.

Terim, ilk defa 1815 Viyana Kongresi’nde Rus delegasyonu tarafından kullanılmıĢtır. Fransız tarihçi E. Drialut56, ―ġark Meselesi‖ni, ―Ġslam-Hıristiyan mücadelesi‖ olarak yorumlarken bir baĢka Fransız tarihçisi Albert Sorel

―Türkler, Avrupa’ya ayak bastığı günden beri ―ġark Meselesi‖ zuhur etti‖

diyerek meselenin bir Türk meselesi olduğunu vurgulamaktadır57. Türkler, Ġslamiyet’in hamisi ve Ġslam âleminin önderi durumuna geçmekle, Avrupa için

―ġark Meselesi‖, Türk veya Osmanlı meselesi halini almıĢtır. Durum böyle olunca, artık Ġslamiyet’le Türklük aynı anlamı ifade eder olmuĢtur. Böylece Türk-Ġslam ve Avrupa-Hıristiyan mücadeleleri ―ġark Meselesi‖nin temelini teĢkil etmiĢtir58.

Avrupalılar, Türkleri Anadolu’dan çıkarmak ve Anadolu’yu paylaĢmak amacıyla bölgede tarihin çeĢitli zamanlarında isyanlar çıkarmıĢ ya da çıkarılan isyanlara destek vermiĢlerdir. Anadolu’da Milli Mücadele döneminde çıkan Konya isyanından Bolu isyanına, Bozkır isyanlarından Düzce, Yozgat isyanlarına kadar her isyanda her zaman Avrupalıların faaliyetleriyle

54 Tunçay ve diğerleri, a.g.e., s.93

55 Yamaner, a.g.e., s.10

56 Edouard Driault, ġark Meselesi, Yay. Haz. Emine Erdoğan, Berikan Yayınları, Ankara 2005,s.134

57 A.Haluk Çay, Her Yönüyle Kürt Dosyası, Turan Kültür Vakfı Yayınları, Ankara, 1996,s.11-12

58 Bayram Kodaman, ġark Meselesi IĢığı Altında Sultan II. Abdülhamit’in Doğu Anadolu Politikası, Orkun Yayınevi, İstanbul, 1983, s.7

karĢılaĢılır. Bu bir tesadüf değil, ġark meselesi adı altında yürüttükleri Türkleri Anadolu’dan çıkarma politikasının bir aĢamasıdır.

1920 tarihli Sevr metni de bu meselenin bir uzantısıydı. Fakat imzacı devletler metnin uygulanabilirliğinden emin değildirler. Nitekim Curzon, Lloyd George’a, Sevr’in çılgınca, acınacak ve ölü doğmuĢ bir anlaĢma‖ olduğunu yazmıĢ ve böylece sözlerini tam hedefe isabet ettirmiĢtir59.

Atatürk, Sevr ile ilgili Ģöyle demektedir: "PadiĢah ve halife Paris'te imza ettikleri Sevr muahedesini millete cebren kabul ettirmek için müracaat etmedik Ģeytanet bırakmadılar. Kuvve-i Ġnzibatiye veya Hilafet ordusu namı ile üzerimize saldırdılar. Ġstanbul'dan idare edilen kıyam, ilk meclisimizin açıldığı gün Ankara'nın 8 saat mesafesine kadar gelmiĢti. Samsun ve havalisinde siyasi ve zalim bir isyan bütün muhite hâkim olmak istidadını gösteriyordu. ĠĢte hareketimizin baĢlangıcındaki manzara60"

Benzer Belgeler