• Sonuç bulunamadı

BaĢlangıç aĢamasındaki Osmanlı sanayisi, kapitülasyonlardan ötürü devletin gümrükleri denetleyememesi yüzünden daha ucuz olan Avrupa malları karĢısında varlık gösterememiĢtir. Ayrıca, pahalı olarak dıĢarıdan alınan makineler, onların iĢlediği hammaddeler, yabancı uzmanlar ödenen yüksek maaĢlar, Osmanlı sanayi ürünlerini, dıĢardan alınan ürünlere göre çok pahalı yapıyordu.

Osmanlı sanayisinin devlet eliyle bile geliĢtirilememesinin baĢka nedenleri de bulunmaktaydı. Bunlardan biri köylü kökenli ya da iĢlerini yitirmiĢ zanaatkârların iĢçi olarak alınmalarıydı. Bunlar önceki özgür çalıĢma ortamlarından kopamıyor fabrika ve resmi çalıĢma düzenine ayak uyduramıyorlardı.

1913 yılında Osmanlı imparatorluğunda makine kullanan sadece 269 iĢyeri bulunuyordu. Genç nüfus büyük ölçüde yok olmuĢtu157.

1914 yılına ait dıĢ ticaret istatistiklerine göre Osmanlı dıĢ ticaretinin bileĢimi Ģöyledir;

156 Cumhuriyetin XV. Yılında Konya, s.42

157 Gencer ve diğerleri, a.g.e., s.234

Ġthalat:

% 59.4 sanayi ürünleri

% 25 tahıllar

% 7 bazı hammaddeler

% 8.6 diğer maddeler

Ġhracat:

% 45 tahıllar

% 38.4 hammaddeler

% 13 bazı mamul maddeler

% 3.6 diğer maddeler

Ġthalattaki en önemli pay, sanayi ürünleri iken; iĢ ihracata geldiği zaman tahıllar, neredeyse ihracatın yarısını karĢılıyordu. Hammadde ihraç edip iĢlenmiĢ madde ithal etmek durumunda kalan Osmanlı ekonomisi iyice çıkmaza sürüklenmekteydi.

1914 yılında Kayseri ve çevresinde halı tezgâhlarına ve iĢçi sayısına baktığımızda; 6470 tezgâhta 18.800 iĢçinin çalıĢtığını görürüz ki bu da tezgâh baĢına 2.90 iĢçiye tekabül eder. Bu oldukça düĢük bir sayıdır158. Tezgâhlarda kullanılan yün azalmıĢ, nitelikli usta sayısı neredeyse bitme noktasına gelmiĢti. Bu durum her yönüyle Anadolu insanı için hayatı daha da güçleĢtiriyor ve para, önemini daha fazla hissettiriyordu.

1915’te sanayi iĢyerlerinin iktisadi çalıĢma koĢullarına göre dağılımına bakıldığında; toprak, deri, ağaç, kâğıt ve matbaa ile kimya sanayisinin sadece Ġstanbul ve Ġzmir’de olduğunu, Anadolu’da hiç bulunmadıklarını görmekteyiz. Anadolu’da yalnız gıda (10 imtiyaz) ve dokuma (55 imtiyaz)

158 Çavdar, a.g.e., s.46

sanayisinin olduğu görülür159. Anadolu isyanlarındaki ekonomik yetersizlik dolayısıyla parasal sıkıntının bir nedeni de bu durumdur.

Osmanlı ülkesi, son dönemde yabancı sermayenin at koĢturduğu bir açık pazara dönmüĢtür. Misak-ı Milli sınırları içerisindeki yabancı sermaye yatırımlarının Birinci Dünya SavaĢından önceki dağılımına baktığımızda aĢağıdaki tabloyu inceleyebiliriz160:

Tablo 10: Misak-I Milli Sınırları Ġçerisindeki Yabancı Sermaye Yatırımlarının Birinci Dünya SavaĢından Önceki Dağılımı

YATIRIMLAR YATIRIM MĠKTARI

(Milyon kuruĢ)

Demiryolları 3.368

Elektrik, tramvay, su 311 Liman vb. tesisler 288

Sanayi 650

Ticaret 206

Madenler 328

Banka ve sigorta 560

Toplam 5.711

Toplam olarak 5 milyar 711 milyon kuruĢluk yabancı yatırımların geliri, 228 milyon kuruĢtu. Bu gelirin hemen hemen tamamı yurt dıĢına aktarılmaktaydı. Özellikle ülkenin belkemiği olan demiryolu taĢımacılığının yatırımını yabancı sermaye yapıyor dolayısıyla karı da onlar alıyordu.

Anadolu insanı, taĢıma tarifelerinin yüksekliğinden dolayı ürettiği ürünü en yakın Ģehre bile ulaĢtıramaz hale gelmiĢti.

159Çavdar, a.g.e., s.53

160 a.g.e., s.177

Tüm Osmanlı imparatorluğunda var olan sınaî giriĢimlerdeki sermaye ve emeğin ancak % 15’i Türklere aitti. Memleketteki mevcut ufak çaptaki sanayi ve ticari teĢebbüsler, yabancılarla, Müslüman olmayan azınlıkların elindeydi161.

Tablo 11: Birinci Dünya SavaĢından Önce Osmanlı Sanayisinde Sermaye ve Emeğin Dağılımı

MĠLLĠYET SERMAYE EMEK

Türk 15 15

Rum 50 60

Ermeni 20 15

Yahudi 5 10

Yabancı 10 -

TOPLAM 100 100

Osmanlı sanayi kesimi, tablodan da anlaĢılacağı üzere azınlıkların egemenliği altındaydı. Buna karĢın ne azınlık ne de yabancı sermayecilerin geliĢme konusunda ciddi bir varlık gösterebildikleri söylenebilir. Sanayide Rumların ve Ermenilerin ağırlığı hissedilmekteydi162. Türkler ise kendi ekonomilerinde ne yazık ki azınlık konumuna düĢmüĢlerdi. Yabancı sermayenin etki alanının Osmanlı Ġmparatorluğundan daha geniĢ olduğu bağımsız bir devlet herhalde yoktur163.

20. yy.a girildiğinde, Osmanlı topraklarında sanayi giriĢimi adına ne varsa, ülke ekonomiyle bütünleĢmiĢ olmaktan çok, deyim yerindeyse, bir

―ada‖ gibi çevresiyle az düzeyde iliĢkili fakat dıĢ ekonomilerle bütünleĢmiĢ olarak iĢliyordu. Bu iliĢki, büyük ölçüde ülkenin belirli yerlerindeki ham ya da az iĢlenmiĢ maddelerin derlenmesi ve dıĢarı satımı biçiminde somutlaĢmıĢtı.

Osmanlı sınaî geriliğinin temel nedenin, ülkenin geleneksel sanayisinin sanayi devrimi sonrasında büyük dinamizm kazanan Avrupa ekonomisi karĢısında tutunamaması ve çökmesi olduğu söylenebilir.

161 Eroğlu, a.g.e., s.24

162 Ahmet Emin Yaman, KurtuluĢ SavaĢında Anadolu Ekonomisi, Ankara 1998, s.7

163 Tunçay ve diğerleri, a.g.e., s.299

Osmanlı Devletinde, sanayi adına ne varsa Birinci Dünya SavaĢından önce, Ġstanbul (% 55’i) ve Ġzmir’e (%22’si) yığılmıĢtı. GeniĢ Anadolu toprakları, bu mütevazı oluĢumdan nasibini bile alamamıĢtı.

Büyük harpten önceleri Yozgat, Orta Anadolu yaylasında oldukça mühim bir ticaret merkeziydi164. Bütün bu hadiselerden sonra Yozgat’ın o dönemki iktisadiyatı Ģu maddeler üzerinde iĢlemekte ve yürümektedir: Her çeĢit zahire, tiftik, yapağı, av derileri, yumurta, peynir ve yağ, kasaplık hayvanat. Bunlar, ancak bölge halkına yetecek oranda üretiliyor ve zaten bir miktar fazla üretim olsa da satılamıyordu.

Eskiden iĢlenmiĢ tiftik ihraç eden Orta Anadolu,1920’lere gelindiğinde ancak ham tiftik satabilmekte, diğer Ģehirlerdeki üreticiler, çaresizlik içinde tezgâhlarını birer ikiĢer kapatmaktaydılar165.

Konya çevresinde de o dönemde sınaî iĢler, yoktu. Kasaba ve köylerde el tezgâhları vardı. Bunlarda pamuklu dokumalar, oda sofra takımları, halı ve kilimler yapılmaktaydı.

Konya’da kuyumculuk ve bakır iĢlemeciliği yoğun olarak yapılmaktaydı166. Ancak bu mevcudiyet, yerini giderek yokluğa ve yoksulluğa bırakmaktaydı. Dolayısıyla isyanlardaki en önemli sebeplerden biri, çığ gibi büyüyordu.

164 Yozgat Ticaret ve Sanayi Odası, Yozgat Ticaret ve Sanayii, s.2

165 Müderrisoğlu, a.g.e., s.70

166 Akandere, a.g.e., s.11

Benzer Belgeler