• Sonuç bulunamadı

Çocukların büyüyüp gelişmeleri, önlerindeki fırsatlar ve karşılaştıkları riskler, ana-babaları, aileleri ve toplum, kendilerine bakım ve eğitim sağlayan kurumlar ve profesyoneller, reklamlar, televizyon ve internet tarafından belirlenir. Tüm bu sayılanlar ise tarihin, kültürün, siyasetin, hükümetlerin, demografinin, ekonominin ve teknolojinin etkileriyle şekillenir. Bu araştırmada da çocuk haklarının tarihsel sürecinin nasıl geliştiğinin yanı sıra farklı kültürlerde ve farklı toplumlarda nasıl kabul gördüğü, nasıl algılandığı ve bu haklar uğruna hem kurum ve kuruluşlar açısından hem de toplumsal açıdan nelerin yapıldığı ve yapılabileceği konusunda inceleme yapılmıştır. Bu inceleme sonuçları alt problemler açısından ele alındığında:

1.Çocuk hakları tarihi süreç açısından nasıl bir benzerlik ve farklılık göstermektedir?

Çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlaki bakımlardan özgürlük ve saygınlık içinde, sağlıklı ve normal biçimde gelişebilmesi için hukuk kuralları ile korunan yararları olarak tanımlanan çocuk hakları insan hakları hukukunun bir parçasıdır.

Çocuk Haklarının tarihsel gelişimi Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri açısından karşılaştırıldığında ortaya çıkan benzerlikler söyle sıralanabilir.

 Bütün ülkelerde olduğu gibi araştırma kapsamına alınan ülkelerde de çocuk ve çocuk haklarının önceki durumuyla şimdiki durumu arasında kıyaslanamayacak kadar farkların olduğunu görmekteyiz.

 Elde edilen veriler savaşlar ve onların doğurduğu sonuçlar bu ülkelerde çocuk hakları ile ilgili devletlerin harekete geçmesini, bu alanda tutarlı adımların atılmasını zaruri kıldığını kanıtlamaktadır.

80

 Batı ülkeleri ile Türkiye cumhuriyetinde çocuk haklarının tarihi sürecine karşılaştırmalı bir şekilde baktığımızda, bir benzerlik olduğu kanaatine varabiliriz. Bu benzerlik toplumun çocuklarla ilgili düşünmeye başlamasının, çocukların haklarının mevcudiyetinin farkına varmalarının özellikle eğitime ve eğitim hakkının sağlanmasına duyulan ihtiyaç sebebiyle ortaya çıktığı görülmektedir.

Bu hakların tarihsel gelişimine Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri açısından karşılaştırıldığında ortaya çıkan farklılıklar şöyle sıralanabilir.

 Elde edilen verilere baktığımız zaman Türkiye’de kültürün geleneksel değerlerinin çocuk haklarının köklerini Batılı oluşumlardan çok öncesine götürdüğünü görüyoruz. Bu çerçevede henüz Tanzimat döneminde çocuk hakları teriminin bazı aydınlarca tıpkı insan hakları teriminde olduğu gibi telâffuz edilmiş olması şaşırtıcı değildir.

 Azerbaycan Cumhuriyeti ise 1991'de, Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını kazanmıştır. Bu tarihten sonra Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in çocuklarla ilgili politikasının bir parçası olarak uluslararası önemli kurumlardan biri olan Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu –UNICEF-le ilişkilerin genişletilmiş ve UNICEF Dağlık Karabağ savaşı sonucunda kendi topraklarını terk etmek zorunda kalan yüz binlerle göçmene yardım etmek amacıyla 1993-te Azerbaycan’da faaliyetine başlamıştır.

2.Çocuk hakları ile ilgili yasal düzenlemeler arasında nasıl bir benzerlik ve farklılık görülmektedir?

Çocuk hakları ile ilgili yasal düzenlemeler arasında şu benzerlikler görülmektedir?

81

 1989 yılında kabul edilmiş Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi (ÇHS) hem bütün Avrupa Birliği ülkeleri hem de Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri tarafından imzalanmıştır.

 Sözleşmenin kabul edilmesi ile ilgili bazı AB ülkeleri ile Türkiye Cumhuriyeti arasında benzerlik mevcuttur. Bu benzerlik ÇHS-nin bazı maddelerine çekincelerin koyulması ile ilgilidir. Azerbaycan ise ÇHS-nin hiçbir maddesine çekince koymamıştır. Hem Türkiye hem de bir AB ülkesi olan Fransa bu tür çekince durumlarında ülke Anayasalarının bazı maddelerini temel aldıkları görülmektedir.

 Hem Azerbaycan hem de Türkiye Cumhuriyeti çocuk hakları ile ilgili yerel kanunlarında bu kanunlarla taraf olduğu uluslararası sözleşmeler arasında zıtlık yaşandığı takdirde uluslararası sözleşmelerin uygulanacağı belirtilmiştir.

Çocuk hakları ile ilgili yasal düzenlemeler arasında şu farklılıklar görülmektedir?

 Azerbaycan Cumhuriyetinin yerel mevzuatını farklı kılan husus burada mülteci ve zorunlu göçmen çocuklara, onların durumunun iyileştirilmesi, maddi yardım ve bu gibi konulara ilişkin çok sayıda kanun ve kararların mevcut olmasıdır.

3.Çocuk hakları ile ilgilenen kurum ve kuruluşlar arasında nasıl bir benzerlik ve farklılık görülmektedir?

Çocuk hakları ile ilgilenen kurum ve teşkilatlar arasındaki benzerlik ve farklılıklara ilişkin bulgular bize bu kurum ve teşkilatların oluşum nedeni hakkında da bilgi vermektedir. Öyle ki ilk çağlarda çocuğun korunması ailenin görevi olarak görülürken, zaman içinde çocuğun korunmasında asıl rolün, toplumsal kurumlar ve devletlerde olduğu fikri kabul görmeye başlamıştır. Devletlerin kurulması ve sosyal örgütlenmelerin gerçekleşmesinden sonra, toplumsal örgütler ve devletler çocuğun korunması sorunuyla da ilgilenmeye başlamışlardır. Önceleri çocukların korunması

82

ile ilgili kurumlar dini bir nitelik taşırken, toplumların ekonomik, sosyal ve siyasi görüşlerinde yaşanan değişiklikler ile uygarlık seviyesinin yükselmesi sonucu bu kurumlar dini niteliklerinden sıyrılarak, çağdaş ve laik kurumlar haline gelmişlerdir. Çocuk hakları da, aynı şekilde toplumun gelişmesi ile orantılı olarak, sadece çocukların korunmasına yönelik kalmayarak, onların katılımcı ve gelişmiş bireyler olmalarına olanak tanıyıcı bir niteliğe bürünmüştür. Birinci dünya savaşından önceki dönemde özellikle İsviçre ve Belçika gibi ülkelerde çocuk haklarının farklı boyutlarda ele alınmasını ve bununla ilgili kurum ve kuruluşların oluşturulmasını sağlayacak bir dizi kongreler teşkil edilmiş ve fikirler ileri sürülmüştür. Savaş nedeniyle bu planların gerçekleştirilmesinde bir sıra gerilemeler ve iptaller olsa da savaştan etkilenen çocukların durumunun acilliği önemli adımlar atmanın zorunluluğunu beraberinde getirmiştir. Bu zorunluluktan yola çıkarak Milletlerarası Kızılhaç Komitesinin himayesinde çeşitli memleketlerin temsilcileri Cenevre’de bir araya gelerek 1920 yılında tamamen özel mahiyette olarak kurdukları Milletlerarası Çocuklara Yardım Birliği’ni kurmuşlardır. Birlik bir taraftan gayeleri arasında bulunan savaştan zarar görmüş memleketlerin çocuklarının acil ihtiyaçlarını gidermeye çalışırken diğer taraftan geniş çapta ve devamlı olarak çocukları koruma çarelerinin araştırılmasına da gayret sarf etmiştir (İnan, 1968). Bunun ardından çocuk ve çocuk hakları ile ilgilenen kurumların sayı artmaya başlamış ve konu dünya çapında dikkat edilmesi gereken bir karakter edinmiştir. Konunun ehemmiyetinin farkına varan devletler yerel düzeyde de kurumların oluşturulmasına giderek daha çok dikkat etmiş, savaş yaralarının sarılması amacıyla başlayan harekât çocukların diğer hakların da uygulamaya koyulması için geniş çapta faaliyete başlamıştır.

Çocuk hakları ile ilgilenen kurum ve kuruluşlar Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri açısından karşılaştırıldığında ortaya çıkan benzerlikler şöyle sıralanabilir.

 Bilindiği üzere hükümetlerin, özel sektörün ve sivil toplumun da yer aldıkları ortaklıklar ve işbirliği, küresel kalkınma stratejilerinde artık merkezi bir rol oynamaktadır. Kurum ve teşkilatların bugününe baktığımızda ise ister Türkiye ister Azerbaycan’ın yerel kuruluşların yanı sıra pek çok uluslararası

83

kurum ve teşkilatlarla işbirliği yaptığını söyleyebiliriz. Özellikle Azerbaycan Cumhuriyetinin çok sayıda uluslararası teşkilatlarla ortaklık yaptığı görülmektedir.

 Hem AB ülkeleri, hem Türkiye hem de Azerbaycan Cumhuriyetleri açısından baktığımızda çocuk ve çocuk hakları konusunda işbirliği ve ortaklık yapılan kurumların başında Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) gelmektedir.

 Uluslararası bir kurum olan UNICEF bugün hem Azerbaycan’da hem de Türkiye’de Milli /Millet Meclisi (Parlamento), Bakanalar Kurulu, Bakanlıklar, Devlet Komiteleri, Fonlar, farklı ülkelerin ve uluslararası teşkilatlar temsilcileri, STK-lar ve bir sıra özel şirketlerle çok sıkı bir işbirliği içindedir.

 Kültürel ve toplumsal yapıları, dilleri ve ortak tarihleri ile kadına ve aileye bakış açısı oldukça benzeyen iki ülke olan Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri arasında Bakanlıklar düzeyinde işbirliği gerçekleştirilmektedir. Türkiye Cumhuriyetinin önceki adı ile Kadın ve Aileden sorumlu Devlet Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Aile, Kadın ve Çocuk Sorunlarından Sorumlu Devlet Komitesi arasında imzalanmış Muhtıra yine iki ülke arasındaki benzer kültürel yapıya dayanarak, kadınların ve çocukların içinde bulundukları dezavantajlı durumları ortadan kaldırmak, onların ekonomik ve sosyal haklarını devlet çatısı altında korumayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede alınan Muhtıra sayesinde karşılıklı bilgi ve tecrübe aktarımı yapılması, ortak stratejiler belirlenmesi ve projeler yürütülmesi planlanmıştır. Söz konusu Muhtırayla birçok ortak yönü paylaşan iki toplumun, kadın ve çocukla ilgili sorunların çözümünde de ortak hareket edeceği ve çözüme ulaşmak konusunda daha hızlı ve yapıcı sonuçlar elde edileceği öngörülmüştür.

Çocuk hakları ile ilgilenen kurum ve kuruluşlar Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri açısından karşılaştırıldığında ortaya çıkan farklılıklar şöyle sıralanabilir.

84

 Türkiye Cumhuriyetinde Çocuk Hakları ile ilgili ilk oluşum daha 1917 senesine dayanırken (İstanbul Himaye-i Etfal Cemiyeti İstanbul'da kurulması), Azerbaycan Cumhuriyeti 1991'de Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığın kazanmasını takip eden savaş ve siyasi istikrarsızlığın damga vurduğu bir dönemden sonra görülmektedir.

 Genellikle insan haklarına ilişkin şikâyetleri araştırmak, değişimi savunmak ve hükümetleri eylemlerinden sorumlu tutmak ve de çocuk haklarını izleme, destekleme ve koruma gibi görevleri olan ombudsman kurumunun Avrupa’da daha1800lerde oluşmaya başladığını görüyoruz. Azerbaycan Cumhuriyetinde ombudsman kurumunun oluşturulması hakkında kanun 2001 senesinde, Türkiye Cumhuriyetinde ise Anayasa değişikliklerini müteakiben 2012 senesinde kabul edilmiştir.

 Azerbaycan Cumhuriyetinde çocuk hakları konusunda bir takım projelerin gerçekleştirilmesine dair kararlarda yetkili organ olarak pek çok devlet ve özel kurumun bir arada yer aldıkları ve söz konusu projelerin gerçekleştirmesinde iş birliği yaptıkları dikkat çekmektedir. Buna örnek olarak çocukların ailelere verilmesi (aile yanına yerleştirilmesi) ve alternatif bakımın temini mekanizmasının oluşturulmasına dair Cumhurbaşkanı Kararnamesini gösterilebilir. Kararnameye göre Azerbaycan Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığı, Azerbaycan Cumhuriyeti Emek ve Ahalinin Sosyal Müdafaası Bakanlığı, Azerbaycan Cumhuriyeti Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi ve Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) kararın gerçekleştirilmesinden yetkili kurumlar olarak belirtilmiştir.

 Çocuk ve çocukla ilgili konulardan sorumlu devlet kurumlarının başında ise Türkiye’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (önceki adı Kadın ve Aileden sorumlu Devlet Bakanlığı), Azerbaycan’ da ise Aile, Kadın ve Çocuk Sorunlarından Sorumlu Devlet Komitesi gelmektedir.

85

Evlat edinme konusu Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri açısından karşılaştırıldığında ortaya çıkan benzerlikler şöyle sıralanabilir.

 İlk olarak belirtilmesi gereken husus, araştırma kapsamında incelenen her üç tarafın yasalarının evlat edinmeye ilişkin her tür düzenlemede yüksek yarar ilkesini ve bu konudaki asgari gereklilikleri belirleyerek evlat edinilen çocukların haklarını ele almakta olduğudur.

 Uluslararası evlat edinme konusunda varılan ortak nokta ise bu tür evlat edinmenin ancak çocuğun kendi ülkesinde elverişli biçimde bakılması mümkün olmadığı veya evlat edinecek veya yanına yerleştirilecek aile bulunmadığı zamanlar gerçekleştirilebileceği ile ilgilidir.

 BM Çocuk Hakları Sözleşmenin evlat edinme konusu ele alınan 21. Maddesine bazı ülkeler tarafından çekince konsa da ne Türkiye ne de Azerbaycan tarafından çekince konmamıştır.

Evlat edinme konusu Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyetleri açısından karşılaştırıldığında ortaya çıkan farklılıklar şöyle sıralanabilir.

 Evlat edinme konusundan yetkili organların statüsüne baktığımızda Türkiye Cumhuriyetinde bu işten sorumlu kurum olarak bir Bakanlığın (Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı) bünyesinde olan birim faaliyet gösterirken Azerbaycan Cumhuriyetinde ise Komite (Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi) statülü bir birim ilgilenmektedir.

 Ayrıca Azerbaycan Cumhuriyetinde evlat edinme işleminde Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesinin yanı sıra 3 yaşından küçüklerin evlat edinilmesinde Sağlık Bakanlığına, 3 yaşından büyük çocukların evlat edinilmesi işlemlerinde ise Eğitim Bakanlığına da bazı yetkiler verilmiş ve bu yetkiler kanunlarla sabit kılınmıştır. Türkiye Cumhuriyetinde ise bütün yaşlarda ister yerel ister uluslararası evlat edinme sürecinin

86

gerçekleştirilmesinden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü sorumludur.

 Göze çarpan farklardan biri evlat edinen şahısla evlat edinilecek çocuk arasındaki en az yaş farkı ile ilgilidir. 2.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre evlât edinecek kişi veya eşlerin, evlât edinilenden en az on sekiz yaş büyük olması şartı aranırken Azerbaycan Cumhuriyeti yasalarında bu yaş en az on altı olarak belirtilmiştir. Bununla beraber 1993 tarihli Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair Sözleşme ve 2008 tarihli Çocukların Evlat Edinilmesine Dair Gözden Geçirilmiş Avrupa Konseyi Sözleşmesinde de bu yaş şartı 16 olarak belirtilmiş bulunmaktadır.

 Ayrıca yine Türk Medeni Kanununa evlât edinecek kişi veya eşlerin, evlât edinilenden en fazla 40 yaş büyük olabileceğinin altı çizilirken, ne Azerbaycan yasalarında ne de evlat edinme ile ilgili yukarıda belirtilen uluslararası sözleşmelerde üst yaş sınırına ilişkin hiçbir şart belirtilmemektedir.

 1993 tarihli Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair Sözleşmenin 20.Maddesi ve 2008 tarihli Çocukların Evlat Edinilmesine Dair Gözden Geçirilmiş Avrupa Konseyi Sözleşmesinin 19. Maddesine göre taraf devletler kendi iç hukukunda çocuğun çıkarlarını korumak için evlat edinmenin onaylanmasından önce yetkili makam aracılığıyla evlat edinenleri belirli bir deneme süresine tabi tutan düzenlemeler getirebilir. Türk Medenî Kanunu 305. Maddesinde de küçüğün, evlât edinen tarafından belli bir süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşulu vardır ve bu deneme süresi en az bir yıl olarak belirlenmiştir. Azerbaycan yasalarında böyle bir uygulamanın olmadığını, ancak özellikle ülkelerarası evlat edinmede evlat edinmek isteyen bireyin kaydının Yetkili Merkez tarafından yapılmasından en az 6 ay sonra evlat edinebileceği belirtilmektedir.

87

BÖLÜM 5