• Sonuç bulunamadı

Turanlı (2004) tarafından yapılan çalışmada Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi çerçevesinde çocuğun ekonomik sömürüden korunma hakkı araştırılmıştır. Araştırmada Avrupa’da aydınlanma döneminden itibaren insan haklarının tarihsel gelişim sürecinde çocuk haklarının gelişimi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve çocuk emeği sömürüsü olgusu olmak üzere üç bölümde tartışılmıştır.

Düzbakar (2004)’ün yaptığı araştırmada Osmanlı toplum yapısında kimsesiz çocukların toplumdaki yeri ve bunlara ilişkin olarak yapılan uygulamalara yer verilmiştir.

Kavak (2005) tarafından yapılan araştırmada çocuk haklarının korunmasında polisin görev ve yetkilerinin, uygulamada yeterli olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırma sonucunda Türkiye’deki çocuk polisi birimlerinin görev ve yetki alanlarına giren konularda etkili uygulamalarının olduğu ve çocuk polisliği yapılanmasının oluşturulmasından sonra müdafi talebi hususunda polisin yaklaşım ve uygulamalarının olumlu yönde değişmekte olduğu, bunun yanı sıra yeterlik bağlamında polislerin % 26’sının yasal zorunluluk, yetersizlik bağlamında ise hukukçuların % 27’sinin polis faktörüne vurgu yaptıklarının ortaya konması ise polis alt kültürü, polisin eğitimi gibi faktörlerin çocuk polisliği uygulamalarındaki etkilerinin sorgulanması gerektiği yönünde genel bir kanaate ulaşılmıştır.

Aktürk (2006)’nın “Avrupa Birliği sürecinde Türkiye’de çocuk hakları ve güvenliği” konulu çalışmasında Avrupa Birliği sürecinde Türkiye’de birçok alanda olduğu gibi çocuk hakları konusunda da istenen sonuçların alınamadığı sonucuna varılmıştır. Bu sebeple Türkiye’nin çocuk politikasını yeniden ele alarak bu konuda toplumsal bilinç oluşturmaya yönelik çalışmalar yapılması gerektiği üzerinde durulmuştur.

Öntaş (2006) tarafından yapılan araştırmada çocuk hakları perspektifine dayalı olarak suça yönelen çocuk-polis ilişkisini özellikle gözaltı sürecinin nasıl işletildiğini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemi Ankara ili kapsamında çalışan karakol ve çocuk şubesi polislerini kapsamaktadır. Araştırmada karakollarda çalışan polisler için tabakalı eşit küme örneklemesi yapılmıştır. Çocuk şubesinde çalışan polisler için tamsayım uygulanmıştır. Böylece 193 polise görüşme formu

76

uygulanmıştır. Bunun yanı sıra araştırma süresince bir çocuğun karakoldan savcılık aşamasına kadar gözaltı süreci izlenmiş, iki çocuğun da çocuk şubesinden itibaren gözaltı süreci izlenmiştir. Sonuç olarak çocuk şubesinin kurulması ile bir takım olumlu gelişmeler görülmesine rağmen karakol süreçlerinin problemli olduğu ve karakol polislerinin çocuk haklarına duyarlılığının arttırılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Türkeri (2007)’nin çalışma kapsamında Türk Medeni Hukuku’nda evlat edinmenin hukuki sonuçları incelenmiştir. Araştırma sonucunda evlâtlık ilişkisindeki mutlak evlenme yasağı, sonuçları itibariyle uygulamada sorunlar çıkarabilecek nitelikte olduğu görülmüştür. Korunmaya çalışılan amaç ile her nasılsa meydana gelmiş bir evlenme sonucunu görmezlikten gelme, Kanun gerekçesinde açıklanamayan bir çelişki olarak ifade edilmiştir. Yine, evlât edinmede asıl olanın evlâtlığın menfaati olması gerekliliği karsısında, 5399 sayılı Kanun ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 313/I. maddesinde yapılan değişiklik, yerinde bir düzenleme olarak değerlendirilmiştir.

Fazlıoğlu (2007) tarafından yapılan araştırma ilköğretim okullarında çalışan öğretmenler ve yöneticilerin, özel yaşamlarında ve okul ortamında, Çocuk Hakları Sözleşmesi maddelerinin varlığını ne ölçüde kabul ettiklerini ve uyguladıklarını ölçmeyi amaçlamaktadır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular sırasıyla şöyledir: 1. Öğretmen ve yöneticilerin, çocuk haklarını bilinç düzeyleri arasında farklılık görülmemiştir. 2. Öğretmenlerin, çocuk haklarını bilinç düzeyi kıdemlerine göre değişmektedir. 3. Okul ve ev ortamında hakların varlığı ve önemi arasında farklılıklar bulunmuştur. 4. Ülkede öğretmen ve yöneticilerin, çocuk haklarının öneminin kavranmış olmasınakarşın; uygulama henüz istenen düzeyde değildir.

Gömleksiz ve ark. (2008) tarafından yapılan araştırmanın amacı, yönetici ve öğretmenlerin, okul bahçesinde öğrencilere yönelik davranışlarını çocuk hakları açısından incelemektir. Araştırma 2004- 2005 eğitim-öğretim yılında, Adana ili Seyhan ve Yüreğir ilçelerindeki alt, orta ve üst sosyo-ekonomik düzeylerde (SED) bulunan 7 ilköğretim okulunda yürütülmüştür. Gözlem ve görüşmelerden elde edilen veriler, kategorilere ve temalara ayrılarak içerik analizine göre çözümlenmiş ve elde edilen bulgular çocuk hakları açısından değerlendirilerek yorumlanmıştır. Araştırma örnekleminden elde edilen bulgular, öğrencilerin temiz, hijyenik ve güvenli ortamlarda eğitim alma hakkının gözetilmediğini; öğretmen ve yöneticilerin yönetim

77

ve disiplin açısından bilgi ve beceri eksikliklerinin bulunduğunu; genel olarak da çocuk haklarının öğretmen ve yöneticiler tarafından istismar ve ihlal edildiğini göstermektedir.

Çörekçi (2009), ülkelerarası evlat edinme konusunda yaptığı araştırma kapsamında konu üç bölümde incelenmiştir. İlk bölümde, ülkelerarası evlat edinme kavramı tanımlanarak, ülkelerarası evlat edinmenin hukuki niteliği, ülkelerarası evlat edinmenin tarihçesi ve ona duyulan ihtiyaç hakkında bilgi verilmiş, ardından 1993 Tarihli Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair Sözleşme ve diğer milletlerarası sözleşmelerde ülkelerarası evlat edinmeye hâkim olan ilkeler incelenmiştir. İkinci bölümde, ülkelerarası evlat edinmenin kurulması hakkında bilgiler verilmiştir. Bu bağlamda, ülkelerarası evlat edinmeye ilişkin şartlar (hem evlat edinen hem de evlatlık açısından ayrı ayrı) açıklanmış, ülkelerarası evlat edinmede uyulacak usul ve bu usulü yerine getirecek yetkili makamlar ayrıntılı olarak uygulamadan örneklerle incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise, ülkelerarası evlat edinmenin anne-baba adı, soyadı, vatandaşlık, hısımlık gibi şahsi ve bakım, nafaka, miras gibi mali sonuçlarının yanı sıra yerleşim yeri, velayet, evlenme yasağı gibi diğer sonuçları ile ülkelerarası evlat edinmenin nasıl kaldırıldığına yer verilmiştir.

Baysan Kobat (2009) tarafından yapılan araştırmada Çocuk haklarının ulusal ve uluslararası hukukta geçmişten günümüze kadar olan gelişimi ve günümüzdeki durumu incelenmiştir. Araştırma sonucunda çocuk haklarında, ulusal ve uluslararası hukukta günümüze kadar olan gelişmeler çok yetersiz bulunmuş, geleceğimiz olan çocukların haklarının daha ileri bir noktaya getirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Yolcuoğlu (2009) tarafından yapılan araştırmada Türkiye'de çocuk koruma sistemi değerlendirilmiştir.

Güngör (2009)’ün yaptığı araştırmanın amacı sosyal devletin temel yükümlülüklerinden olan eğitim hakkının kullanılmasının sağlanması ve yurttaşı olan tüm çocukların yanı sıra özellikle de sokakta yaşayan ve çalışan çocukların bu hakkı kullanmalarına ilişkin olarak Mersin ilindeki durumu ortaya koymaktır. Araştırmada Mersin ilinde sokakta yaşayan ve çalışan çocukların hem insan hakları, hem çocuk hakları hem de sosyal devletin yükümlülüklerinden doğan ‘eğitim hakkı’ndan

78

yararlanama/ yararlanamama sorunu irdelenmektedir. Sokakta yaşayan/ çalışan 510 çocuk üzerinde anket uygulayarak ve yüz yüze görüşülerek eğitimle ilgili sorunları ortaya konulmuştur.

Kurtuluş Akbulut (2011) tarafından yapılan yüksek lisans tezinde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu aracılığıyla evlat edinme ve koruyucu aile kurumu incelenmiştir. Yapılan araştırma ile uygulamada gerek kurum aracılığıyla evlat edinmeler gerekse koruyucu aile uygulamalarının sayısındaki yetersizlik, mevzuatlarda var olan eksikliklerin giderilmesi ve yeni düzenlemelerinin getirilmesi, diğer taraftan toplumun bu kurumlar açısından bilinçlendirilmesi ve kurumların tanıtılması yöntemi ile giderilebileceği, böylece kendisi dışında gelişen nedenlerle sağlıklı bir aile ortamından uzak kalan ve kurumda büyüyen çocukların sağlıklı birer birey olarak aile ortamlarında yetişmeleri sağlanacağı sonucuna varılmıştır.

Kaya (2011) tarafından yapılan araştırmanın amacı öğretmen yetiştirme sistemi içinde yer alan Eğitim Fakültesi öğretmen adaylarının çocuk haklarına ilişkin görüşlerini ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma grubu AKÜ Eğitim Fakültesi’nin İlköğretim bölümü ve Türkçe Öğretmenliği bölümünün 2010-2011 akademik yılı 3. ve 4. sınıflarında öğrenim görmekte olan 492 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırma sonucunda, öğretmen adaylarının büyük bir çoğunluğunun çocuk hakları sözleşmesini okumadıkları ortaya çıkmıştır. Öğretmen adayları çocukların en önemli hakkı olarak yaşama hakkını belirtmiş, katılım hakkına ise önemli haklar arasında sıralamada yer vermemişlerdir.

Kent Kükürtcü (2011) tarafından yapılan araştırmanın amacı anne-babaların ve öğretmenlerin çocukların istenmeyen davranışları karşısında kullandıkları disiplin yöntemlerin tespit edilmesi ve bu yöntemlerin çocuk hakları sözleşmesine uygunluğu açısından incelenmesidir. Kayseri ilinde anasınıfına devam eden 231 okul öncesi çocuğun ebeveynleri ve bu çocukların öğretmenlerinden oluşan 65 kişilik bir öğretmen grubu ve 231 çocuk arasından rastgele seçilmiş 75 çocuğun katılımı ile betimleyici bir araştırma uygulanmıştır. Araştırma sonucunda gerek anne babalar, gerekse öğretmenlerin Çocuk Merkezli Demokratik Yöntemlere eğilimleri olmasına karşın Çocuk Hakları Sözleşmesinin 2., 3., 5., 12., 18., 19., 28., 29., 31., 37., 42. maddeleriyle örtüşmeyen disiplin yöntemleri de uyguladıkları ortaya çıkmıştır. Araştırmanın alt problemlerine ilişkin bulgular tartışılmıştır.

79

BÖLÜM 4